TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çanakkale Zaferi

Çanakkale Zaferi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çanakkale Zaferi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Şairlerin kaleminden yeniden dirilen destan: Çanakkale şiirleri Haber

Şairlerin kaleminden yeniden dirilen destan: Çanakkale şiirleri

Çanakkale Zaferi'nin 109. yıl dönümünde, şairlerin kaleminden doğan şiirlerle zaferin anlamı yeniden yaşatılıyor. Büyük bir kahramanlıkla yazılan destanın izlerini taşıyan şiirler, Türk milletinin gönlünde derin izler bırakıyor. Şairler, Çanakkale ruhunu ve mücadelesini en güzel şekilde ifade ederek, genç nesillere bu eşsiz destanı aktarılmasını sağlıyor. Bugün, her bir mısrasında vatan sevgisi ve kahramanlık ruhu olan şiirler, törenlerde, okullarda ve anma etkinliklerinde büyük bir ciddiyet ve saygıyla kutlanıyor. Şiirler geçmişten günümüze kadar uzanan köprüde, gelecek nesillere miras olarak aktarılıyor. Çanakkale Zaferi'nin şairler tarafından yazılan şiirlerle daha da anlam kazandığı bu özel günde, milletimiz, şehitlerimizi ve gazilerimizi büyük bir minnetle anılıyor. Çanakkale Zaferi’nin ruhunu yansıtan Çanakkale şiirleri, her yaştan insana duygu dolu anlar yaşatıyor. Bu şiirlerden bazılarını haberimizin devamında sizin için derledik. Çanakkale Zaferi ile ilgili şiirler Okura ve dinleyiciye derin hisler yaşatan Çanakkale şiirleri, her yıl özellikle Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü olan 18 Mart tarihinde büyük bir coşkuyla okunuyor. İşte çok sevilen Çanakkale şiirlerinden bazıları: DUR YOLCU Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir! Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğün bu tümsek Anadolu'nda İstiklal uğrunda, namus yolunda, Can veren Mehmed'in yattığı yerdir! Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed'in düşmanı boğduğu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir!... Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin, Bir harbin sonunda bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir!... Necmettin Halil Onan ÖVÜN EY ÇANAKKALE Övün, ey Çanakkale, cihan durdukça övün! Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün. Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün, Başına yüz milletin üşüştüğü yersin! Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla, Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla. Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin! Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden, Koştu senin koynuna çıkar çıkmaz evinden, Sen onların açtığı bayrağın alevinden, Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin! Bir destana benziyor senin bugünkü halin, Okurken duyuyorum sesini ihtilalin. Övün, ey Çanakkale ki, Sen Mustafa Kemal’in Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin! Faruk Nafiz Çamlıbel Çanakkale Şehitlerine Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!” Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında, Ostralya’yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ… Hani, tâ’ûna da zuldür bu rezil istilâ! Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz… Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb. Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam, Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer… Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak, Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler… Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te’sis-i İlâhî o metin istihkâm. Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi; “O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme” dedi. Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek. Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar… O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar… Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i… Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? “Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb… Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. “Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına; Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana… Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran… Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât! Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât… Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif Ersoy

Yola çıkan Çanakkale Savaşları Mobil Müzesi Eskişehir'de ziyarete açıldı Haber

Yola çıkan Çanakkale Savaşları Mobil Müzesi Eskişehir'de ziyarete açıldı

Çanakkale Savaşları'ndaki kahramanlıkları ve yaşananları anlatmak amacıyla Türkiye turuna çıkan tır, Eskişehir'de Vilayet Meydanı'na park etti. İçinde, Çanakkale Savaşları'ndan kalma objelerin, resimlerin, fotoğrafların, Çanakkale askeri heykeli ve videoların gösterildiği ekranların bulunduğu müze, ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Çanakkale Savaşları Mobil Müze Projesi'nin Teknik Sorumlusu Necmican Akyıldız, yaptığı açıklamada, müzenin 4 gün boyunca 09.00-17.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilebileceğini belirtti. Akyıldız, organizasyonun bu yıl dördüncü kez düzenlendiğini ve 81 ilde Çanakkale'yi ziyaret edemeyen vatandaşlara bu şekilde ulaşıldığını vurgulayarak, "Bugün Eskişehir'de ilk günümüz. Dün Ankara'daydık. Eskişehir'de 4 gün boyunca kalacağız ve daha sonra Sakarya'ya geçeceğiz." dedi. Mobil müzeye vatandaşların ilgi göstereceğini umut ettiklerini belirten Akyıldız, müze hakkında şu bilgileri verdi: "Müzemiz toplamda 7 vitrin ile donatılmış durumda. Vitrinlerimiz kronolojik bir sıra izliyor. İlk vitrinimiz savaş öncesini, çağrıları gösteriyor. İkinci vitrinimizde Türk askerlerini tanıtıyoruz. Üçüncü vitrinimizde ise düşman askerlerini, kullandıkları ekipmanları inceliyoruz. Dördüncü vitrinimizde deniz savaşlarını işliyoruz. Beşinci vitrinimizde ise kara savaşlarına odaklanıyoruz. Altıncı vitrinimizde komutanlarımıza saygı gösteriyoruz ve yedinci vitrinimizde savaş sonrasında kalan ekipmanları sergiliyoruz."

Çanakkale Zaferi'nin coşkusu TRT'de yaşanacak Haber

Çanakkale Zaferi'nin coşkusu TRT'de yaşanacak

TRT tarafından yapılan açıklamaya göre, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi özel yayını, TRT Haber ekranlarında olacak. Ayrıca, TRT World ve TRT Arabi'de de güne özel haber ve canlı bağlantılarla Çanakkale Zaferi dünyaya aktarılacak. "Teşkilat" dizisi, zaferin 109. yıl dönümüne özel Çanakkale ve Ankara'da gerçekleştirilen çekimleriyle TRT 1 ekranlarında izlenebilecek. Kültür sanat kanalı TRT 2'de ise gün boyu Çanakkale Zaferi'ne özel içerikler yer alacak. "Koleksiyoner" programında, Seyit Ahmet Sılay'ın Çanakkale Savaşı'ndan kalma silahlar, kurşunlar, top mermileri, çeşitli belgeler, hatıratlar, asker mektupları ve fotoğraflar içeren koleksiyonu detaylı bir şekilde incelenecek. "Tarihin Ruhu" programında, 1915 ve 1916'da Çanakkale cephesinde çekilmiş haber filmlerinin görüntüleri ele alınacak. Türk ordusunun Seddülbahir cephesindeki ilk 32 saatlik mücadelesini anlatan "Seddülbahir 32 Saat" belgeseli ise 18 Mart'ta TRT 2'de izleyiciyle buluşacak. Çanakkale Savaşı'nda aynı cephede savaşan iki kardeşin öyküsünü konu alan "Çanakkale Yolun Sonu" belgeseli ile Dr. Coşkun Yılmaz ve konuklarının Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde zafere giden yolu, detayları ve zaferin bugüne yansımalarını ele aldıkları "Çanakkale" programı da TRT 2 ekranlarında yer alacak. TRT Belgesel, TRT Türk ve TRT Kürdi ekranlarında kahramanlık hikayelerine yer verilecek. "Bir Hilal Uğruna Çanakkale" belgesel serisi, mektebini yarıda bırakmış talebelerden, Mehmetçiğe şifa olmaya gelen sağlıkçılara, tabur imamlarından tabiplere ve topçulara kadar yüz binlerce isimsiz kahramanın şanlı mücadelesini altı bölüm halinde ekrana taşıyacak. "Yaşamın Kıyısında Nabız" belgeselinde, Hakan Doğu'nun 2019 Gelibolu Triatlonu'ndaki ilginç anları izleyiciyle buluşacak. Türkiye'nin Dev Yapıları belgeselinde "1915 Çanakkale Köprüsü"nün hikayesi TRT Belgesel'de ekranlara gelecek. Şahika Ercümen'in Dumlupınar Denizaltısı Şehitleri anısına yapmayı hedeflediği zorlu dalışın hikayesi ise "Nefes" adıyla TRT Belgesel'de yer alacak. TRT Türk'te yayınlanacak "Keşif 19: Çanakkale" filmi, kendilerini Çanakkale Savaşı'nda bulan bir grup gencin bugüne dönüş hikayesine odaklanacak. TRT Kürdi ekranlarında "Çanakkale Ruhu" ve "Çanakkale Kara Savaşları" belgeselleri izleyicilerle buluşacak. Çizgi film Pırıl'ın Çanakkale Zaferi özel bölümü, 18 Mart'ta ekrana gelecek. Ayrıca, TRT Diyanet Çocuk kanalı, özel bölümü "Çanakkale Geçilmez!" ile miniklere ulaşacak. TRT Müzik'te, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 109. yılına özel olarak Esat Kabaklı ile "Sazın Dilinden" adlı programda kahramanlık türküleri izleyiciyle buluşacak. Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde, besteci Yücel Arzen yönetiminde TRT İstanbul Radyosu Çok Sesli Gençlik Korosu ve Gençlik Senfoni Orkestrası'nın performansını içeren konser programı "İstiklal Türküleri" ile Esra İçöz ve İhsan Güvenç'in müzik tarihimizde iz bırakmış eserleri icra ettiği "Senin Şarkın" da TRT Müzik'te yer alacak. TRT Radyoları'nda ise gün boyunca özel konserler, programlar ve söyleşiler dinleyicilerle buluşacak.

Çanakkale şehitleri İzmir'de törenle anıldı Video Galeri

Çanakkale şehitleri İzmir'de törenle anıldı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'nün 108. yıl dönümü nedeniyle İzmir Kadifekale Hava Şehitliğinde anma töreni gerçekleştirildi. Törene İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Ege Ordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile protokol üyeleri ve şehit aileleri katıldı. Çelenk merasiminin ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunduğu törende saygı atışı yapıldı. Vali Köşger’in Şehitlik Defterini imzalamasının ardından İzmir Müftüsü Salih Sezik şehitler için dua etti. "Haklı gururunu yaşıyoruz" Törende konuşma yapan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Çanakkale'de ve yurdun dört bir yanında şehit düşen Mehmetçikleri andı. Köşger, açıklamasında şu sözlere yer verdi: "Tarihte eşi görülmemiş bir mücadelenin, inancımızdan beslenen büyük azim ve kararlılıkla savunduğunuz mukaddesatın sadık emanetçileri olarak Çanakkale Zaferi’mizin 108. yılını, ecdada layık vatanperver evlatlarınız olarak, bir kez daha birlik ve beraberlik içerisinde, coşkuyla kutlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Yok edilmek istenen aziz milletimizin ve şanlı ordumuzun kol kola kazandığı Çanakkale Zaferi, tarihe yön vermesi yanında, her türlü imkânsızlığa rağmen, istiklâl başta olmak üzere kutsal değerleri uğruna kenetlenme yeteneği baki olan kahraman bir milletin dünyanın ileri sayılan devletlerine kafa tutarak, kanıyla, canıyla yazdığı bir destandır. Sizlerin, şehadet uğruna gözünüzü kırpmadan ileri atıldığını, makamların en yücesine koşar adım gittiğinizi biliyoruz. Bugün, emanetiniz Türkiye Cumhuriyeti’nin gözü pek bekçileri olan bizler de şartsız adanmışlık ve vatan aşkını öğrendiğimiz atalarımızdan miras toprakları, aynı kararlılıkla savunmaya devam ediyoruz. Ebedî istirahatgâhlarınız önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, Yüce Rabb’imizden sizlere ve neslinize rahmet diliyoruz. Mahşer gününde bizlere de şefaatçi olmanıza layık olmaya gayret ediyoruz. 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Deniz Zaferinizin 108. yıl dönümünde, İzmir’de şehadet şerbeti içenler, vatan ve görev uğruna herhangi bir yerde şehit düşen İzmirli şehitlerimiz ile ezelden ebede şehitlik mertebesine erişen tüm kahramanlarımızın aziz hatırasına sonsuz saygı ve minnetle Mekânınız cennet, makamınız âli olsun." Protokol üyeleri, daha sonra şehit mezarlarını ziyaret edip karanfil bıraktı ve şehit aileleri ile sohbet etti. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.