TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#çanakkale

çanakkale haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, çanakkale haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çanakkale propaganda savaşlarında İngilizler Türklere din vurgusu yaptı Haber

Çanakkale propaganda savaşlarında İngilizler Türklere din vurgusu yaptı

Çanakkale Kara Savaşları’nda çetin mücadeleler yaşanırken, her iki taraf bir yandan da broşürlerle propaganda savaşı verdi. Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Savaş sırasında özellikle İngilizlerin Osmanlı askerlerine din vurgusu yaparak asıl Müslümanlığı kendilerinin koruduğunu, kendilerinin Müslümanlığın gelişmesi için çaba sarf ettiklerini belirten broşürler attıkları görülmektedir. Özellikle Osmanlı askerlerine eğer teslim olurlarsa çok iyi bir şekilde yaşayacakları, iyi beslenecekleri konusunda propagandalar yapıldığı görülmektedir. Hatta uçaktan atılan propaganda metinlerinde şişman bir İngiliz askeri ile zayıf Osmanlı askerini çizilmiş şekilde gösteren broşürlerle karşı karşıya kalıyoruz" dedi. 109 yıl önce dünya harp tarihine ‘son centilmenler savaşı’ olarak geçen Çanakkale Kara Savaşları’nda Türk ve İngiliz askerleri silahlı mücadelenin yanında propaganda savaşıyla da karşı karşıya kaldı. Savaş sırasında her iki tarafta da sayısız propaganda broşürleri ve yöntemleri kullanıldı. Gelibolu Yarımadası’ndaki şiddetli Çanakkale Kara Savaşları sırasında Türkçe ve İngilizce metinlerin yer aldığı propaganda broşürleri siperlere hem uçaklardan hem de gönüllü askerler tarafından atıldı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, Çanakkale Kara Savaşları'nda propaganda savaşının askerlere etkilerini anlattı. Çanakkale'de Kara Savaşları’nın 25 Nisan 1915 tarihinde başladığını belirten Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Burada özellikle Anzakların buraya gelmesi ile ilgili olarak daha hemen savaş başlar başlamaz İngiltere Krallığı, Avustralya ve Yeni Zelanda’dan asker almaya karar verdi. Oraya gönderdiği emirnameler çerçevesinde oradaki gençleri askere çağırdı. Bu askere çağırma sırasında özellikle o gençlerin Avrupa’ya gidecekleri ve Avrupa’yı görecekleri, orada yaşayacaklarına da dem vuruldu. Pek çok insan oralar ıssız olduğu için ve oradaki yaşamdan kurtulmak için savaşa gönüllü olarak yazıldılar ve hatta orada tarımsal alanda çalışacak insan konusunda büyük zafiyet çekildi. Anzaklar Mısır’a geldiler, orada eğitim yapmaya başladılar. Bu eğitim sırasında özellikle Doğu’nun ve Osmanlı Cihan Devleti'nin elinde bulunan Şam, Bağdat, Kudüs, İstanbul gibi şehirlerin Doğu’nun gizemli şehirleri olduğu, oradaki yaşam biçimlerinin çok farklı olduğuna vurgu yapılarak, onları cezbedecek şekilde propaganda yapıldığı görülmektedir. 25 Nisan tarihinde Kara Savaşları'nın başlaması ile birlikte Anzak askerleri özellikle ilk önce Mondros‘a geldiler, oradan da Gelibolu Yarımadası‘na sevk edildi. İşte o zaman savaşın gerçek yüzüyle tanışmış oldular. 25 Nisan tarihinde savaşın birinci günü Anzak askerleri çetin bir direnişle karşı karşıya kaldılar. Ve savaş sırasında özellikle propaganda çok dikkat çekici oldu. Bu propaganda içerisinde özellikle cepheye gönderilen dergiler, mecmualar, gazeteler propagandada bir araç olarak kullanılmıştır. Ayrıca savaş sırasında özellikle İngilizlerin Osmanlı askerlerine din vurgusu yaparak asıl Müslümanlığı kendilerinin koruduğunu, kendilerinin Müslümanlığın gelişmesi için çaba sarf ettiklerini belirten broşürler attıkları görülmektedir. Özellikle Osmanlı askerlerine eğer teslim olurlarsa çok iyi bir şekilde yaşayacakları, iyi beslenecekleri konusunda propagandalar yapıldığı görülmektedir. Hatta uçaktan atılan propaganda metinlerinde şişman bir İngiliz askeri ile zayıf Osmanlı askerini çizilmiş şekilde gösteren broşürlerle karşı karşıya kalıyoruz. Türk askerlerinin mesela 2 Mayıs tarihinde yaptıkları taarruz sırasında ceplerinde fındık, fıstık, kuru üzüm gibi kendilerinin aç kalmadığını, hatta bu kadar güzel yiyecekler yediklerini gösteren gıdaları da ceplerine sokarak taarruz yaptıkları görülmektedir” dedi. Çanakkale Savaşları'nda özellikle siper savaşları olduğu dönemde başka askerlerin Türk dilini kullandığını ifade eden Atabay, şöyle devam etti: “Özellikle Ermeni askerlerinden yararlanıldığı görülmektedir. Türkçe’yi kullanarak Türklere seslendikleri, hatta ezan okudukları ve ezan okunuyor diyerek ortaya çıkan Türk askerini özellikle şehit ettikleri görülmektedir. Buna karşılık da Türk askerleri çeşitli hücumlar yaparak özellikle bu propagandayı ortadan kaldırmaya çaba sarf ettiler. Ayrıca o dönemde çıkan çeşitli gazeteler ve broşürler vasıtasıyla da bu propagandaya büyük önem verildiği ve resmi tebliğler yayınlayarak savaş meydanındaki gerçek olayla halkın bilgilendirmesi konusundaki metinler arasında büyük farklılıklar görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu metinler içerisinde Sarıkamış yenilgisi sonrasında ve Erzurum’un düşman işgaline geçmesi konusunda yayınlanan bir tebliğde, Enver Paşa Osmanlı askerinin Erzurum’un doğusundan Erzurum’un batısına geçtiğini belirterek, yeni bir savunma kurulduğunu ifade etmektedir. Halbuki bunun Türkçe karşılığı Erzurum düştü demektir. O yüzden halkı yanıltıcı bilgilerin de yer aldığı bu propaganda sırasında görülmektedir.”

1915 tarihinde o tarihi fotoğrafın bulunduğu noktaya Atatürk anıtı yapıldı Haber

1915 tarihinde o tarihi fotoğrafın bulunduğu noktaya Atatürk anıtı yapıldı

Çanakkale Savaşları’nda Gelibolu’da düşman askerini durdurarak Anafartalar Kahramanı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, Binbaşı Haydar Mehmet Alganer tarafından 17 Haziran 1915 tarihinde 18’nci Alay’ın siperlerinin bulunduğu bölgede çekilen o tarihi fotoğrafın bulunduğu noktaya 109 yıl sonra Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından Mustafa Kemal Yolu projesi kapsamında Atatürk Anıtı yapıldı.  Atatürk’ün cephedeki orijinal fotoğrafı ile fotoğrafı çeken fotoğraf makinesi Alganer’in torunları tarafından 2007 yılında Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığına hediye edildi. Fotoğraf ve fotoğraf makinesi, müzenin en nadide parçaları arasında bulunuyor. ‘Mustafa Kemal Yolu’ projesiyle, Atatürk’ün Çanakkale Muharebelerindeki rolü anlatılacak Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadasındaki Eceabat ilçesine bağlı Bigalı köyü yakınlarında tespit edilen Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Savaşları’ndaki ilk karargahı ‘Mustafa Kemal Yolu’ projesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının çalışmasıyla ihya edildi. Mustafa Kemal Yolu’ projesiyle, Atatürk’ün Çanakkale Kara Muharebelerindeki rolünün anlatılması, savaş alanlarının kapalı alanlardan çıkarılarak ziyaretçilere açılması, tarihsel veriler doğrultusunda Mustafa Kemal Atatürk’ün, Çanakkale’ye intikalinden başlanarak kara muharebelerinde kullandığı yolda, ziyaret rotaları oluşturularak Tarihi Alanı’nın açık hava müzesine dönüştürülmesi hedefleniyor. ‘Mustafa Kemal Yolu’, Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’ye ilk adım attığı 25 Şubat 1915 tarihinden 18 Mart Zaferine dek 289 gün boyunca cephe ve karargah alanları dahil tüm hareket alanını kapsıyor. Atatürk’ün 25 Şubat 1915 tarihinde Çanakkale’ye gelip, 19. Tümen Karargahı’nı Maydos’ta kurmasıyla başlayan ve Bigalı, Kemalyeri, 180 Rakımlı Tepenin Güneyi, Düztepe’nin Güneyi ile Çamlıtekke’de kurmuş olduğu karargahları izleyen rotayı canlandırmalar aracılığı ile deneyimleme fırsatını ziyaretçiye sunan proje, Mustafa Kemal’in Çanakkale savaşlarındaki rolünü anlatarak, kara savaşlarının önemine dikkat çekiyor. Mustafa Kemal Yolu’nda çocuklar için özel alanlar tasarlanırken, konaklamalı turlar içinde kamp alanları oluşturulacak. Çalışmaların büyük ölçüde tamamlandığı 17 kilometrelik yolun bu yıl ziyarete açılması planlanıyor. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “Çanakkale Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı, Kurtuluş Savaşımıza olan inancın pekiştiği ve hem Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, hem de Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı yerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale Kara Savaşları’ndaki inisiyatifi, cesareti, ileri görüşlülüğü ve ortaya koymuş olduğu büyük özveri bütün tarih için çok önemli kayıtlardır. Çanakkale’deki ortaya çıkan bu cesaret ve kararlılıkla buradan arkadaşlarıyla beraber Kurtuluş Savaşı’nı başlatması ve daha sonra yine aynı ekiple beraber Cumhuriyetimizi kurması hepimizin bildiği bir gerçektir. Aslında Çanakkale Cumhuriyet‘tir. Çanakkale Kurtuluş Savaşı‘dır, milli mücadeledir. Bu milletin ayağa kalktığı yerdir. Çanakkale, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu, milletin kalbine girdiği ve tüm Türk milleti tarafından tanınmaya başladığı bir yerdir. Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı olarak biz de Çanakkale Tarihi Alanda bu önemli olayı gelen ziyaretçiye aktarmak ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün arkadaşlarıyla birlikte Mehmetçik‘le birlikte nasıl şartlarda, hangi şartlarda düşmana karşı koyduğunu, nasıl düşmanı Çanakkale’den geçirmediğini, nasıl ortaya büyük bir kahramanlık koyduğunu daha iyi göstermek amacıyla Atatürk’ün savaşmak için Çanakkale’ye gelip ilk adım attığı günden 289 gün boyunca kaldığı ve ayrıldığı güne kadar nerede konakmış, nerede karargah kurmuş, nerede bulunmuşsa üç yıllık çok özverili bir çalışmanın sonucunda bununla tespit ettik ve 18 kilometrelik bir Mustafa Kemal Yolu güzergahı çıkardık. Gelen ziyaretçi bu yolu yürüyerek buradaki tarihi atmosferi daha iyi anlama imkanı sahip olacak. O günkü Mehmetçiğin hangi şartlarda buralarda büyük bir zafer ortaya koyduğunu daha iyi anlama imkanına sahip olacaklardır” dedi. Mustafa Kemal Yolu projesiyle, Tarihi Alan’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün siperde çekilen tarihi fotoğrafının bulunduğu noktada Atatürk Anıtı yapıldığını da ifade eden Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Mustafa Kemal Yolu’nun güzergahlarından birisi olan o Çanakkale dendiği zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün düşmanı gözetleyen meşhur fotoğrafının çekilmiş olduğu dokuz numara siperi önemli uğraşlar ve çok yetkin tarihçilerin çalışmasıyla tespit ettik ve aynı pozu arkasındaki askerler ile beraber heykelleştirdik, anıtlaştırdık ve oraya monte ettik. Artık Mustafa Kemal Yolu güzergahında Atatürk’ün Hayri Alganer tarafından çekilen o meşhur fotoğrafı orada ölümsüzleşmiş olacak. Gelen ziyaretçi tam o noktada belki de bir tarihi atmosfer yaşamış olacak. Tarihi Alan tam bir açık hava müzesi haline gelmeye devam ediyor. Buradaki bütün tarihi olayları, tarihi şahsiyetleri unutmamak ve unutturmamak üzere gelecek kuşaklara aktarmanın gayreti içerisinde olacağız. Tarihi Alan Başkanlığı olarak Çanakkale’deki o tarihi olayı, o büyük kahramanlığı, kahraman Mehmetçiklerimizi, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve tabii ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ümüzü her zaman hayırla yad etmek için çalışmaların içerisindeyiz ve olmaya devam edeceğiz. Çanakkale bu milletin ortak değeri, ortak parçasıdır. Çanakkale Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı yerdir.”

Topuk patlatanlar: Çanakkale Savaşları'nda savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor Haber

Topuk patlatanlar: Çanakkale Savaşları'nda savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor

Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ve Fransızlar tarafından Osmanlı askerlerinin cepheye ulaşacakları yollara havadan atılan ve savaş hilesi olarak nitelendirilen 3 ayaklı sivri uçlu topuk patlatanlar, savaşın acımasızlığını gözler önüne seriyor. Eceabat ilçesine bağlı Kilitbahir köyündeki Namazgah tabyasında 109 yıl önceki Çanakkale Savaşları sırasında İtilaf Devletleri'nin savaş uçaklarından atılan 'topuk kıran' denilen 3 tarafı sivri yıldız çiviler, görenlere savaşın dehşetini bir kez daha hatırlattı. Tarihin en kanlı savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşları'nda, İngiliz ve Fransızların Türk askerinin üzerine attıkları 3 ayaklı sivri çiviler seneler sonra bile görenleri dehşete düşürüyor. Yere düştüğünde her zaman sivri tarafı üstte kalan topuk kıran çiviler, harp meydanında binlerce Türk askerine zarar vermiş. Üç tarafı sivri, uçları balık oltasına benzer bir şekilde imal edilen bu çiviler, yere nasıl düşerse düşsün sivri tarafı hep üstte kalıyor. Türk askerinin yürüyüş yollarına atılan bu çiviler, gece karanlığında fark edilmediğinden, askere büyük zayiat verdirdi. Ayakkabıdan kolayca geçen bu çiviler, askerlerin topuk kemiklerini kırarak yaraladı. Savaş sırasında ameliyatsız çıkarılması imkansız olan bu çiviler kangrene de sebebiyet verdi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, Çanakkale Savaşları başladığı zaman uçaklardan üç ayaklı sivri topuk kıranların atıldığını söyledi. Bu topuk kıranların savaşta önemli bir rol üstlendiğini de ifade eden Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, "Bu topuk kıranların uçları sivriydi ve yere düştükleri zaman hiçbir şekilde yan yatmıyorlardı. Mutlaka bir tanesinin bir ayağı üste geliyordu. Özellikle askerlerin gece yürüyüşlerinde yeri görmemeleri sebebiyle bu topuk kıranlar ayaklarına batıyor ve topuk kemiklerinin kırılması nedeniyle askerler savaş dışı kalıyordu. Özellikle İngilizlerin, buna çok büyük önem verdikleri görülmektedir. Yapılan topuk kıran operasyonlarında uçaklar vasıtasıyla özellikle sevk hatlarına atılarak pek çok Osmanlı askerinin ayaklarının topuklarından bu şekilde zayi olmasına sebebiyet verdiği ve pek çok askerimiz de o yüzden askerlik hizmetinden ayrılmak durumunda kaldı. Ayrıca bu topuk kıranlar özellikle atlar ve develere de zarar vermiştir. Çünkü onlarla da sevk yapılırken hayvanlar bunları görmedikleri zaman üzerlerine basıyorlardı ve bu çerçevede hayvan zayiatına da sebebiyet veriyordu. Çanakkale Savaşları'ndan bunca yıl geçmesine rağmen bu topuk kıranlar bütün askeri müzelerde ve savaş müzelerinde kendini göstermektedir. O nedenle bunlar da gerçekten Türk askerine büyük zayiat verdiren obje olarak karşımıza durmaktadır. Tabii ki her yolu kullanarak bu şekilde karşı tarafa alt etmeyi denemişlerdir" dedi.

On yıllık faili meçhul cinayet jandarma istihbaratı tarafından aydınlatıldı Haber

On yıllık faili meçhul cinayet jandarma istihbaratı tarafından aydınlatıldı

İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince, 4 ay süren titiz çalışmalar sonucunda 10 yıl önce öldürülen Z.C.’nin cinayeti olayına karıştıkları tespit edilen 9 şüpheli, şafak operasyonuyla gözaltına alındı. Şafak vakti operasyon anı nefesleri kesti. İçişleri Bakanlığı tarafından faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması çalışması kapsamında Çanakkale İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerince 10 yıl önce öldürülen Z.C.’nin cinayeti 4 ay süren titiz çalışma sonucunda aydınlatıldı. Olaya karıştığı tespit edilen 9 şüpheli şafak operasyonuyla gözaltına alındı. 16 Ağustos 2014 tarihinde Lapseki ilçesine bağlı Balcılar köyü Kuruçeşme mevkiinde kimliği belirsiz bir erkek cesedi bulundu. İhbar üzerine bölgeye giden ekipler, yaptıkları çalışmalarda cesedin kimliğini ve olayın şüphelilerini tespit edemedi. Cinayet soruşturması belli süre sonra faili meçhul dosyası olarak raflarda yerini aldı. İçişleri Bakanlığı tarafından faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması çalışmaları kapsamında maktulün kimliğinin ve olayın şüphelilerinin tespit edilmesi için Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Çanakkale İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü tarafından oluşturulan özel ekip tarafından dosyanın aydınlatılması için 10 sene sonra yeniden soruşturma başlatıldı. Ekipler tarafından 4 ay süren çalışmalar sonucunda Bursa Büyükşehir Belediyesi Kimsesizler Mezarlığı’na defnedilen maktulün İstanbul Adli Tıp Kurumu DNA Veri Bankası’nda bulunan DNA örnekleri ile tespit edilen şüpheli şahıslardan alınan DNA örneklerinin eşleştirilmesi sonucu kimliği belirsiz erkek cesedinin Z.C. olduğu tespit edildi. Kimliği tespit edilen Z.C. ile bağlantılı olabileceği değerlendirilen şüpheliler üzerinde yapılan saha çalışmaları, teknik takip, HTS ve DNA eşleştirmesi sonucu, ‘kasten öldürme’ olayını gerçekleştiren, suça iştirak ve yardım ettiği tespit edilen Çanakkale’de 8, İstanbul’da 1 olmak üzere toplam 9 şüpheliye yönelik 19 Nisan tarihinde eş zamanlı şafak operasyonu düzenlendi. Operasyonlarda öldürülen Z.C. ile birçoğu akraba olan M.C., A.C., G.C., M.C., A.C., M.C., G.C., A.B. ve E.Y. yakalanarak gözaltına alındı. Şüpheli şahısların jandarmada alınan ifadelerinde olayın 10 Ağustos 2014 tarihinde Çanakkale merkezinde kendilerine ait bir iş yerinde meydana geldiği, öldürülen Z.C.'nin aynı günün gecesinde geç saatlerde işyerindeki bir halıya sarılarak, zanlılara ait araç ile Lapseki ilçesine bağlı Balcılar köyü Kuruçeşme mevkiinde uçurumdan atıldığı, maktulün aşırı alkol alması aile içerisinde eş ve çocuklarına karşı şiddet uyguladığı, ailenin kazancını eğlence mekanlarında harcadığı, çevredeki kişilere iddiaya göre tacize varan davranışlarda bulunduğu, olay gününde de iş yerine tartışama sonucunda olayın meydana geldiği öğrenildi. Şüpheliler jandarma işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Çanakkale’de 57. Alaya vefa yürüyüşü! Haber

Çanakkale’de 57. Alaya vefa yürüyüşü!

Çanakkale Zaferi'nde kahramanlıklarıyla destanlaşan 57. Piyade Alayı Şehitleri, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın 25 Nisan'da düzenleyeceği “57. Alaya Vefa Yürüyüşü” ile anılacak. Anma töreni, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak ve binlerce gencin katılımıyla yapılacak. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, geleneksel hale gelen “57. Alaya Vefa Yürüyüşü” 25 Nisan Perşembe günü gerçekleştirilecek. Çanakkale Zaferi etkinlikleri kapsamında düzenlenecek “57. Alaya Vefa Yürüyüşü” için 81 ilden gelecek gençler Çanakkale’de buluşacak. Anma programı her yıl olduğu gibi bu yıl da 24 - 25 Nisan tarihlerinde düzenlenecek. "57. Alaya Vefa" yürüyüşü programına Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak ile binlerce genç katılacak.   Binlerce genç Çanakkale’ye gelecek Çanakkale’deki etkinliğe katılacak olan gençler, 24 Nisan Çarşamba günü gruplar halinde şehre gelecek. Kocadere Kamp alanında toplanacak olan gençler, burada belgesel gösterimi, kum sanatı gösterisi, Çanakkale tarihi anlatımları, hatıra fotoğrafı stantları ve mevlid-i şerif programına katılacak. Aynı gün, mehteran ve tiyatro gösterimi ekinlikleri de düzenlenecek. Bakan Bak, sabah namazının ardından yürüyüşü başlatacak Yürüyüşün gerçekleşeceği 25 Nisan’daki program, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak’ın saat 05.00’te gençlere yarma çorbası ikramı ile başlayacak. Sabah namazının ardından Bakan Dr. Osman Aşkın Bak, mehteran eşliğinde 57. Alaya Vefa Yürüyüşü’nü başlatacak. Yürüyüş, Conkbayırı’nda sona erecek. Conkbayırı’nda saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması, anıta çelenk konulması, Kuran-ı Kerim tilaveti, Bakan Bak’ın konuşması, temsili alay sancağının devir teslimi ile devam edecek olan program, askeri bandonun vereceği konser ile tamamlanacak. Günün son programı ise Şehitler Abidesi’nde düzenlenecek. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayacak program, Dr. Osman Aşkın Bak’ın abideye çelenk koyması ile devam edecek. Bakan Bak’ın burada gençlere hitabının ardından Solotürk gösterisi düzenlenecek. Anma programı, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Osman Aşkın Bak’ın, gençlerle birlikte şehitliklere karanfil bırakmasıyla sona erecek.

Türk Milleti'nin kalbinde sonsuza dek yankılanacak anlamlı ezgi: Çanakkale Türküsü Haber

Türk Milleti'nin kalbinde sonsuza dek yankılanacak anlamlı ezgi: Çanakkale Türküsü

Çanakkale Savaşı'nın kahramanlık dolu destanını anlatan, yürekleri dağlayan Çanakkale Türküsü, yıllar geçse de milli duyguları coşturmaya devam ediyor. Türk halkının tarihine, vatan sevgisine ve şehitlerine duyduğu derin bağlılığı yansıtan bu eşsiz eser, dilden dile, gönülden gönüle dolaşarak zamanın ötesinde bir anlam taşıyor. Sözleriyle birlikte tarih sayfalarında yerini alan Çanakkale Türküsü, her yıl 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin anılmasıyla birlikte yeniden gündeme geliyor. Binlerce Mehmetçiğin, vatan uğruna verdiği kahramanca mücadeleyi ve şehitlikleri anlatan bu türkü, Türk milletinin bağımsızlık ve vatan sevgisiyle dolu olan ruhunu bir kez daha canlandırıyor. Çanakkale Türküsü nedir, sözleri nelerdir? Birlikte inceleyelim. Çanakkale Türküsü nedir? Çanakkale Türküsü, Çanakkale Savaşı'nı dile getiren bir ezgidir ve kökeni Kastamonu'ya dayanır. Bu türkünün notaları, Kastamonulu İhsan Ozanoğlu'na aittir ve Muzaffer Sarısözen tarafından notaya alınmıştır. Ayrıca Bogos Kirecciyan tarafından da Türkçe sözlerle bir plak haline getirilmiştir. Bestesi Kemani Kevser Hanım'a ait olan Çanakkale Marşı ve anonim besteye sahip Çanakkale Türküsü'nün çeşitli versiyonları, İstanbul Üniversitesi Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde kayıtlıdır. Çanakkale Türküsü sözleri nedir? Türk milleti için son derece kıymetli bir galibiyet olan ve 1915 ve 1916 yılları arasında süren Çanakkale Zaferi, büyük bir özveri sonucu kazanıldı. Bu zafer sonrasında birçok şiir, kitap ve beste kaleme alındı. Çanakkale Zaferi’ni anlatan en popüler ezgilerden biri Çanakkale Türküsü’dür. İşte Çanakkale Türküsü’nün sözleri: Çanakkale Türküsü Çanakkale içinde aynalı çarşı Ana ben gidiyom düşmana karşı, off, gençliğim eyvah! Çanakkale köprüsü dardır geçilmez Al kan olmuş suları bir tas içilmez, off, gençliğim eyvah! Çanakkale'den çıktım yan basa basa Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa, off, gençliğim eyvah! Çanakkale'den çıktım başım selamet Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde vurdular beni Ölmeden mezara koydular beni, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde bir uzun selvi Kimimiz nişanlı, kimimiz evli, off, gençliğim eyvah! Çanakkale içinde bir kırık testi Analar babalar umudu kesti, off, gençliğim eyvah! Çanakkale üstünü duman bürüdü On üçüncü fırka harbe yürüdü, off, gençliğim eyvah! Çanakkale elinde toplar kuruldu Vay bizim uşaklar orda vuruldu, off, gençliğim eyvah! Çanakkale Türküsü ilk kim söyledi? Çanakkale Türküsü ilk olarak 1923 yılında Marika Papagika tarafından Türkçe seslendirilmiş ve kaydedilmiştir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.