TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#cami

cami haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, cami haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Almanya'daki camilere ırkçı saldırı Haber

Almanya'daki camilere ırkçı saldırı

Almanya’da 3 camiye ırkçı saldırı düzenlendi. Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı Bochum, Castrop-Rauxel ve Recklinghausen şehirlerinde üç camiye, Türkçe ve Almanca ırkçı tehditlerin, yakılmış Kur'an-ı Kerim sayfaları, domuz eti ve dışkısı bulunan paketler gönderildi. Söz konusu paketlerin, 27 Ekim’de Castrop-Rauxel Mevlana Camii’ne, 28 Ekim’de Recklinghausen Merkez Camii’ne ve 30 Ekim’de Bochum Merkez Camii’ne posta yoluyla gönderildiği aktarıldı. “Provokasyonlara karşı her zaman olduğu gibi vakur ve aklıselim duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz” Saldırıya uğrayan DİTİB camilerinin dernek başkanları, Bochum Merkez'den Adnan Akçay, Castrop-Rauxel Mevlana'dan Kubilay Çorbacı ve Recklinghausen Merkez'den Hayri Yılmaz yaptıkları açıklamada, olaydan büyük bir üzüntü duyduklarını ifade ederek, saldırılarla ilgili polise bilgi verildiğini ve gerekli incelemelerin başlatıldığını belirtti. Camilere yönelik bu tür saldırıları en sert şekilde kınadıklarını ifade eden başkanlar, cemaati tahriklere kapılmamaları konusunda uyararak, “Provokasyonlara karşı her zaman olduğu gibi vakur ve aklıselim duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Bu iğrenç saldırı bizleri ve komşularımızı derinden üzmüştür. Hem biz hem de cemaatimiz endişe içerisindeyiz. Benzer saldırıların devam etmesi toplumda ciddi kaygılara yol açacaktır. Fail ya da faillerinin bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. BU HABER DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda can kaybı yükseliyor

Aydın'daki cami görenleri şaşırtıyor Haber

Aydın'daki cami görenleri şaşırtıyor

Edinilen bilgiye göre; yıllarca Sultanhisar Uzunlar Köyü’nde yaşayıp daha sonra Atça’ya göçen Mehmet Yörük isimli şahısın oğlu ve yurt dışında yaşayan kızı cami yaptırmak için Diyanet İşleri Başkanlığı’na müracaat etti. Yaylada eskiden beri mescit olarak kullanılan yere cami yaptırmak isteyen aile fertleri bölgeye cami de olsa yapı yapılmasına bazı bakanlıklarca müsaade edilmeyince arayışa girdi. Bu sırada rüya gören ailenin fertlerinden biri, caminin bugünkü alana yapılmasına karar verdi. Aile fertlerinin kendi bütçeleri ile yaptırdıkları camiden şimdi incir ve kestane bahçeleri arasında günde beş vakit ezan sesi yükselirken, ilginç cami görenleri şaşırttı. Görenleri şaşırtan caminin hikayesinin oldukça ilginç olduğunu ve sürekli açık tutulan camide isteyen herkesin vakit namazlarını eda ettiğini belirten Uzunlar Köyü’nün muhtarı Mesut Bayraktar, “Daha önceleri köyümüzde yaşayan Mehmet Yörük isimli bir büyüğümüz vardı. Çocukları okutmak için Atça’ya göçtü. Bir süre sonra oğlu okuyup hafız oldu, kızı da yurt dışına gitti. Aile fertleri kendi imkanları ile cami yaptırmak istediler. Yaylada mescit olarak kullanılan ancak bakımsız olan bir yerimiz vardı. Camiyi buraya yaptırmak istedik. Ancak Tarım Bakanlığı yetkililerince uygun bulunmadı. Bunun üzerine aile fertlerinden biri gördüğü rüya üzerine camiyi buraya yaptırmaya karar verdi. Bu bölgede evliya ve şehit mezarları olduğunu duyarız. Bölgede yerleşik bir nüfus olmamasına rağmen caminin minaresinden 5 vakit ezan sesi yükseliyor. Yaylada göç olanlar ve tarla ve bahçelerde çalışanlar ezan sesi duyuyor. Bölgede su olduğu için abdest almak isteyenler sıkıntı yaşamıyor. Elektrik sorununu da güneş paneli ile çözdüler. Hikayesi ilginç bulunsa da dağımızda da bir camimiz oldu” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Aydın’da çok sayıda denetim gerçekleştirildi

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 9 cami tamamen yıkıldı Haber

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 9 cami tamamen yıkıldı

Gazze'deki Filistin hükümetinin medya ofisinden konuya dair yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, 17'si cami, biri kilise olmak üzere 18 ibadethanenin İsrail'in saldırılarında zarar gördüğü belirtildi. Gazze'deki Filistin Vakıflar ve Din İşleri Bakanlığı yetkililerinden İkrami Salim de Al Jazeera televizyonuna yaptığı açıklamada, saldırılarda 9 caminin tamamen yıkıldığını söyledi. İsrail-Filistin çatışması Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı. Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti. Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı. Gazze'den düzenlenen saldırılarda 306'sı asker 1400 İsraillinin öldüğü, 4 bin 834 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı. Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında 1524'ü çocuk, 4 bin 137 kişinin öldüğünü, 13 binden fazla kişinin yaralandığını duyurmuştu. İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 83 Filistinlinin öldüğü belirtilmişti. İsrail'in saldırılarında 13 gazeteci yaşamını yitirmişti. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kassam Tugayları: İki ABD'li esiri serbest bıraktık

Konya'daki cami güdük minaresiyle dikkat çekiyor  Haber

Konya'daki cami güdük minaresiyle dikkat çekiyor 

UNESCO’nun geçtiğimiz günlerde dünya kültür mirası listesine dahil ettiği, çivisiz cami olarak da bilinen 7 asırlık Eşrefoğlu Süleyman Bey Camisi’nin minyatürü olarak nitelendirilen Bayındır Hoca Şeyh Muhittin Camisi 658 yıllık tarihi ve güdük minaresiyle ön plana çıkıyor. Beyşehir’e bağlı Bayındır Mahallesinde yer alan ve 1365 tarihinde inşa edildiği belirtilen Bayındır Hoca Şeyh Muhittin Camisi, tanıtılmayı ve ziyaretçilerini bekliyor. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, Bayındır’ın oldukça mütevazı bir yerleşim yeri olduğunu, sakinlerinin ise hayvancılıkla uğraştığını belirterek, yeşil örtüsünün yanı sıra taş ve cumbalı evlerin bulunduğu çok güzel, sakin ve tarihi yönden de önemli bir köy olduğunu vurguladı. Köyün ortasında bulunan Hoca Şeyh Muhittin Camisi olarak bilinen Bayındır Köyü Camisi’nin önemine dikkat çeken Muşmal, bu caminin özelliğinin Beyşehir’deki pek çok cami ve mescit gibi ahşap direkli ve ahşap mimari tarzında yapılmış olması olduğunu ancak dışarıdan hemen göze çarpan özelliğinin ise güdük minaresi olduğunu anlattı.  "Yaklaşık 700 yıldır bu görüntü devam ediyor" Caminin güdük minaresinin tarihi mekana dışarıdan çok güzel bir görüntü verdiğini vurgulayan Prof. Dr. Muşmal, “Yaklaşık 700 yıldır bu görüntü burada devam ediyor. Biz niye 700 yıldır diyoruz bu camiye? Çünkü caminin içerisinde yer alan kitabelerden, bu caminin inşa ediliş tarihinin 1365 olduğunu biliyoruz. Beyşehir’de Eşrefoğulları hakimiyetinin bittiği, Tatar Emiri İsmail Aka’nın 44 yıl hüküm sürdüğü dönemin sonlarında inşa edilmiş bir vakıf eseri, önemli bir cami. Caminin içine girdiğinizde içinde çok muhteşem bir atmosfer olduğunu görüyoruz. Yani manevi bir havası vardır; bütün camilerimiz öyledir ama özellikle Selçuklu mescitlerinde bunu görürsünüz. Ahşabı Selçuklular işlemişler, muhteşem  hale getirmişler. Caminin minberi ile mihrabı ile kadınlar mahfili ile tavandaki işlemeleri ile son derece güzel bir cami olduğunu biliriz. Bu camiye güzellik katan bir unsur daha var, camimizin güdük minaresi gibi camimizin hemen çatısının o kırma çatısı sonradan kırma çatı ve kiremitle döşendi. Kırma çatısının üzerinde her yıl yuvasına gelip yerleşen bir leyleğin bulunmasıdır" dedi.  "Cami Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde de tamir ve bakımdan geçirilmiştir" Tarihi caminin Selçuklu döneminden sonra aslında Osmanlı döneminin başlarında, erken dönemde inşa edildiğini belirten Prof. Dr. Muşmal, henüz o dönemde Beyşehir bölgesinin Osmanlı hâkimiyetine girmemiş olduğunu ve caminin inşa edildiğinde beylikler ve Selçuklu özelliklerini taşıyan bir cami olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Muşmal, “Yani dışarıdan gösterişsiz, içerisi daha gösterişlidir. Osmanlı camileri ise dışarıdan da görkemli camilerdir. Bu camiler Osmanlı döneminde bakım gördüler. Osmanlılar, Selçuklular’ın yapmış oldukları eserlerin hepsini vakıflarıyla desteklediler. O vakıfları zengin gelirlerle desteklediler ve o camilerin uzun yıllar, asırlar boyunca ayakta ve hayatta kalmasını sağladılar.  Aynı zamanda bu camimiz Osmanlı döneminde tamir gördüğü gibi, Cumhuriyet döneminde de tamir ve bakımlardan geçirilmiştir" diye konuştu.  Bu yapının aynı zamanda gölgede kaldığını ifade eden Muşmal, "Çünkü Eşrefoğlu Camisi gibi muhteşem bir eser bulunduğu için genellikle insanlar Eşrefoğlu Camisi’ni görüyorlar ama köylerdeki, yerleşimlerdeki camileri ziyaret etmiyorlar. Burada gizemli, gizli ve saklı kalmış çok önemli ve değerli bir mirasımız var, kültür mirasımız var. Kültürel mirasımız   çok değerli. Beyşehir’de çok önemli mescitler, eski mescitler, tarihi camiler var. Bu camilerin ziyaret edilmesi çok önemli" şeklinde konuştu.  "Cami güdük minaresi ile meşhur" Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, “Selçuklu dönemi yapılarında, mescitlerin veya camilerin bir kısmının güdük minarelere sahip, taşla yapılmış, güdük minarelere sahip. İşte Bayındır Camisi de minaresiyle, yani şerefesi olan, 2-3 şerefeli büyük camilerin dışında güdük minaresi ile meşhur. O yüzden de güdük minareli cami de deniliyor buraya” ifadelerini kullandı. Bayındır Mahallesi sakinlerinden Osman Akbaş ise, yaşadığı yerleşim merkezindeki caminin güdük minaresi ve çatısındaki leylek yuvasıyla oldukça ilgi çektiğini ancak tanıtıma muhtaç olduğunu, iyi bir tanıtımının yapılması halinde çok fazla ziyaretçi çekebileceğini sözlerine ekledi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Konya'da sağlık ocağının temeli atıldı

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.