TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#boşanma

boşanma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, boşanma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Eşini, kendisinden boşanmak istediği için öldürmek istemiş Haber

Eşini, kendisinden boşanmak istediği için öldürmek istemiş

Edinilen bilgiye göre; Pamukkale ilçesine bağlı Hacıkaplanlar Mahallesi Atatürk Caddesi'nde meydana gelen olayda, eşinden boşanmak istediğini söyleyen Gülderen Ş. (26) ile kocası Beytullah Ş.(26) sokakta tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi ile Beytullah Ş., eşine fiziksel şiddet uygulamaya başlaması ile çevredeki vatandaşlar müdahale etmek istedi. O esnada kocasının elinden kaçan Gülderen Ş., bir marketin önünde ayağının takılması sonucu yere düştü. O esnada arkadan hızlıca gelen koca ise Gülderen Ş.’yi diz çöktürüp bıçakla rehin aldı. Kadının boğazına dayadığı bıçakla tehditler savuran eski koca, çevredekilerin tüm çabalarına rağmen ikna olmadı. Belinden çıkarttığı bıçakla kadına birkaç darbe vuran koca, saçından tutuğu kadını 30 metre sürükledikten sonra yere yatırıp darp etmeye çalıştı. Son anda boğazından bıçakladı Çevredeki vatandaş ve esnafların ‘dur, yapma’ diye yaptığı ikazlara aldırmayan Beytullah Ş., araya girmeye çalışan vatandaşlara da direndi. Bazı vatandaşlar, bir esnafın dışarıda sergilediği boş kavanozları saldırgana fırlatarak durdurmaya çalıştığı esnada son bir hamle yapan cani adam, Gülderen Ş.’yi boyun ve sırt bölgesine birkaç kez daha bıçak sapladı. Öfkeli adamın elinden kurtarılan kadın, kanlar içinde yere yığıldı. Vücudunun çeşitli bölgelerine 7-8 bıçak darbesi alarak ağır yaralanan kadın, ilk önce olay yerinde esnafların yardımı ile pansuman yapıldı. Daha sonra ise sağlık ekibi tarafından Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Öfkeli kalabalığın hedefi oldu Sokak ortasında bıçaklanan yabancı uyruklu kadının sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenilirken, ona şiddet uygulayan kocası ise bir anda kalabalığın hedefi haline geldi. Elindeki bıçak alındıktan sonra kalabalığın ortasında kalan şahıs, aldığı darbelerle yere tıkıldı. Tekme tokat meydan dayağı yiyen şahıs, polislerin müdahalesiyle linç edilmekten son anda kurtarıldı. Hastanede tedavisi yapılan şüpheli, ifade işlemleri için emniyete götürüldü. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Denizli'de elektrik kesintisi – 17 Ekim 2023 Salı

Boşanma aşamasındaki eş mahkemeye bastonuyla geldi Haber

Boşanma aşamasındaki eş mahkemeye bastonuyla geldi

İstanbul Şişli’de boşanma aşamasında olduğu eşi Sabiha Mutlu’ya kurşun yağdıran tutuklu sanık Samet Mutlu’nun yeniden yargılanmasına başlandı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya müşteki Sabiha Mutlu bastonu yardımıyla katılırken, tarafların avukatları da hazır bulundu. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının da katıldığı mahkemeye, tutuklu sanık Samet Mutlu ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Mahkeme heyeti, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulduğunu belirtti. Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanığın ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘silahla tehdit’ suçlarından 15 yıldan 25 yıla kadar hapis cezasına çarptırtılmasını talep etti. Tarafların avukatları, açıklanan mütalaaya ilişkin savunma ve beyanda bulunabilmek için mahkemeden süre talep ettiler. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Samet Mutlu’nun tutukluluk halinin devamına ve taraf avukatlarına mütalaaya karşı savunma ve beyanda bulunabilmeleri için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. "Ben mahkemenin kararında devam etmesini istiyorum" Duruşmanın ardından mahkeme salonu önünde açıklama yapan Sabiha Mutlu, "Benim engelli kalmadığımın iddia edilmesi, benim hiçbir şeyim olmadığı, sadece göz boyaması ve duygu sömürüsü yaptığımı karşı taraf hala düşünüyor. Bunca tehditler, cezaevinden aramalı tehditler, söylediğim halde yalan söylüyor. Haksız tahrik istiyorlar, söylenmeyen ve olmayan bir şeyi varmış gibi anlatıyorlar. İftira atıyorlar, böyle bir şey yok. Var olan vücudumla ilgili zaten rapor mahkemeye sunulacak, kendileri de bunu görecek. Ben mahkemenin kararında devam etmesini istiyorum, kararında tavrının devam etmesini istiyorum. Verilen karar en doğru karardı zaten’’ ifadelerini kullandı. Olayın geçmişi Şişli’de yaşayan Samet Mutlu (28) ile Sabiha Mutlu (27) 8 yıl önce evlendi. Sabiha Mutlu, yaklaşık 1,5 yıl önce şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanma davası açmıştı. Mahkeme, 5 yaşındaki kızlarının geçici velayetini annesine vermiş, babasıyla haftada bir gün görüşmesini kararlaştırmıştı. 23 Mayıs Pazar günü kızını alan Samet Mutlu, annesine teslim etmemişti. Kızını almak için Sabiha Mutlu’ya tokat attığı iddia edilen Samet Mutlu, sonrasında ateş etmişti. Ayağından vurulan Sabiha Mutlu, yere yığılmıştı. Ateş etmeye devam eden Samet Mutlu, Sabiha Mutlu’yu iki bacağından ve sağ elinden 5 kurşunla yaralamıştı. Sabiha Mutlu hastaneye kaldırılırken, Samet Mutlu polis ekiplerince yakalanmasının ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Samet Mutlu’nun ‘eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ ile ‘silahla tehdit’ suçlarından 11 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Mahkeme heyeti 30 Kasım 2021’de sanık Samet Mutlu’yu ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan takdir indirimi uygulayarak 17 yıl, ‘silahla tehdit’ suçundan ise yine takdir indirimiyle 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Daha sonra sanık avukatının fazla ceza tayin edilerek hüküm kurulduğu yönündeki itirazı Yargıtay 1.Ceza Dairesi tarafından yerinde bulunmuş, dosya ‘teşebbüsün derecesi’ yönünden bozulmuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İstanbul'da "meydan düzenlemesi" açıklaması

Boşanma sürecinden en çok onlar etkileniyor Haber

Boşanma sürecinden en çok onlar etkileniyor

Boşanma sürecinin travma etkisi oluşturabileceğine dikkat çeken Psikiyatrist Dr. Başak Mutluer, “Bu, evlilik sürecinin yasını tutmakla eşdeğer bir süreç olabilir. Çalışmalara göre, boşanma, eşin vefatı sonrası geride kalan eşin yaşadığı stresin yüzde yetmişine eşdeğer bir strese sebep oluyor. Boşanma sürecinde en çok etkilenenlerin çocuklar olduğunu ve eşlerin çocukların yararını gözetmesi gerekiyor" dedi. Günümüzde boşanma oranlarının arttığını vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Mutluer, pandemi süresince işten çıkarılmalara bağlı ekonomik güçlükler, kapanma dönemlerinde evde geçirilen vaktin artması, evdeki iş yükünün değişmesi, çocuklu ailelerde ebeveynlerin eğitim sürecindeki yükümlülüklerinin artması gibi durumların bir grup ailede çiftleri ortak hedefler istikametinde birbirine yakınlaştırdığını, pek çok ailede ise çiftlerin birbirinden uzaklaşarak boşanmalarına yol açtığını dile getirdi. “Yakın çevrenin müdahalesi de bir boşanma sebebi” Psikiyatri Uzmanı Dr. Başak Mutluer, boşanmanın hukuki bir süreç olmakla birlikte kişilerin psikolojisiyle doğrudan ilgili olduğuna değinerek, en sık karşılaşılan boşanma sebeplerini, yakın çevrenin evliliğe müdahalesi, aldatma, ekonomik sorunlar, şiddet, genç yaşta evlenmek, eğitim düzeyinin düşük olması, iş yaşamı ve çocuk bakımından kaynaklanan beklentileri karşılamaya çabalamak ve bunlara bağlı olarak çiftlerin yoğun stres altında olmaları olarak sıraladı. Dr. Mutluer, olumsuz hayat tecrübeleri sonucunda eşler tarafından algılanan mutluluğun azalması ve evliliğin kurtarılamayacak derecede ağır zarar görmesi dışında, evlilik tatmininin olmadığı durumlarda da boşanma sürecine gidildiğini ifade etti. “Evlilik sürecinin yas dönemi” Boşanma sürecine girmiş ailelerin büyük kayıplar ve değişim yaşadığına dikkat çeken Dr. Mutluer, “Eşler hayat arkadaşlarını, hayatlarındaki rollerini, desteklerini, güçlerini, statülerini, güvenlerini, alıştıkları hayatlarını, arkadaşlarını kaybederler. Bu dönemde kaos, başarısızlık, çözümsüzlük, ümitsizlik, hayal kırıklığı, keder, öfke, suçlama, agresiflik, savunma, belirsizlik, korku, şaşırma, ne yapacağını bilmemek, kaybolmuşluk gibi başa çıkması zor duygular ortaya çıkar. Bu süreç devam eden evlilik sürecinin yasını tutmakla eşdeğer sayılabilir. Bu dönemde yaşanan yoğun duygular, etraftan yöneltilen yanlış yönlendirmeler, ego merkezli düşünce yapısı ve sosyal etmenler boşanma sürecini karmaşıklaştırır. Bu karışıklık çözüm yollarının üretilmesini ve uzlaşmanın sağlanmasını büyük ölçüde zorlaştırır. İnsanların olaylardan ders alarak olgunlaşmasına ve onları bekleyen yeni hayat düzenlerine başlamasına engel olabilir. Bu süreçte yaşanan çatışmaların çözülmeden bırakılması kişilerin aynı sorunlu kalıpları diğer ilişkilerinde de tekrar etmelerinin önünü açar” diye konuştu. “Sağlıklı boşanma nedir?” Aile bireylerinin ilişkileri koparmadan, mevcut saygıyı ve sevgiyi yitirmeden, kendilerini ve başkalarının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak bu süreci yaşamasına “sağlıklı boşanma” denildiğini belirten Dr. Mutluer, “Sağlıklı boşanmanın gerçekleştiği ailelerde kişiler daha olgunlaşmış, kendine güvenen, güçlü; geçmişle barışmış ve aynı zamanda geleceğe dair umutlu insanlar olarak hayatlarına devam ederler. Boşanma, kazanan ve kaybedenin olduğu bir süreç olarak değerlendirilirse aile bireyleri olumsuz etkilenir. Aile terapilerinde bu sürecin barışçıl, her birey için kısmen de olsa bir kazanç sağlayan, varsa özellikle çocukların koruma altına alındığı bir ortamın sağlanması için çalışılır” dedi. Boşanma sırasındaki duygusal denge bulma sürecinin kişiden kişiye farklılıklar gösterdiğine değinen Dr. Mutluer, yas sürecinde gözlemlenen inkar, öfke, depresyon ve kabullenme evrelerinin boşanmada da görülebileceğini ve bu evrelerin bazen psikiyatrik destek almayı gerektirecek düzeyde olabileceğini söyledi. “Terapist hakem değildir” Bu süreçte terapistin nötr olarak, görüş bildirmeden ve bir taraf olmaktan kaçınarak danışanı eğitmek ve ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmek için çiftin sürecine eşlik ettiğini vurgulayan Dr. Mutluer, “Terapist karar vermez. Aralarındaki anlaşmazlıklar için hakem ya da avukat rolünde değildir. Terapist doğru-yanlış, iyi-kötü, hastalıklı-sağlıklı insanları ayırt etmeye çalışmaz. Terapist aile içi ilişkileri, etki tepki döngüsünü fark ederek adil bir şekilde kişilerin gerçek ihtiyaçlarının karşılanmasına yardım eder. Bunu; danışanların duygularını kontrol altına alması, ulaşmak istediği hedefleri ve adımları belirlemesi, yardım alabileceği bir destek sistemi geliştirmesi, zararlı düşünce kalıplarını belirleyip değiştirmesi, daha pozitif duygular geliştirmesi için çiftlere yardımcı olarak sağlar. Eğer çocuklu bir aile ise çocukların yararı gözetilir” diye konuştu. Bazen eşlerden birinin yaşadığı duygusal acıya tepki olarak boşanma kararı alabileceğini ve terapistin böyle durumlarda yaşanan yoğun duyguların anlaşılması ve çözülmesine yardımcı olarak daha olgun ve sağlıklı bir karara varılmasını hedeflendiğinden bahseden Dr. Mutluer, “Kısa vadeli ayrılık denemeleri gündeme gelebilir. Ucu açık ya da zamanlı ayrılık denemesi, evden ayrılma ya da boşanma öncesi uzun ayrılık kararları planlanabilir. Boşanma sürecine giren çiftlerin terapiye geldiklerinde, birlikte kalıp evliliği kurtarmak; birlikte kalıp, taraflardan biri ya da ikisi boşanmaya hazırlanmak; birlikte kalıp, evliliği kurtarmak isteyip istemediklerine karar vermek; birlikte kalmak ama ilişkiyi kurtarmak için çalışmamak ya da boşanmaya karar vermek gibi hedefleri olabilir. Her bir eşin beklentisi ve ihtiyaçları adil bir şekilde gözetilerek hedefleri istikametinde ilerlenmeye çalışılır” dedi. “Travma etkisi oluşturabilir” Dr. Mutluer, yapılan değerlendirmelerde boşanmada; eşin vefatı sonrası geride kalan eşin yaşadığı stresin yüzde 70'ine eşdeğer bir stres ortaya çıktığının tespit edildiğini aktararak ekonomik kayıplar, sosyal statü kaybı, hayat şartlarının, bireysel alışkanlıkların, uyku biçiminin, aile içi tartışmaların, aile toplantılarının sayısının değişimi, duygusal kayıplar, güven kaybı, sosyal çevre kaybı gibi faktörler eklendiğinde ise bu etkilenmenin, bir travma etkisi oluşturacak ölçüde arttığını anlattı. Bu süreçte en çok etkilenen bireylerin çocuklar olduğunun altını çizen Dr. Mutluer, eşlerin, çocukların ihtiyaçları için ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi. “Çocuklar kendini sorumlu tutabilir” Küçük çocukların, boşanmadan kendilerini sorumlu tutma eğiliminde olduğunu belirten Dr. Mutluer, “Ebeveynlerin birbirleriyle iletişimde çocukları aracı olarak kullanmaları, çocukların yaşlarından beklenenin çok üstünde sorumluluk altına girmelerine neden olur. Terk edilme korkusu yaşayabilirler. Ergenlerde görülen intihar girişimlerinde boşanma sonrası yaşanan ebeveyn çatışmaları önemli bir etkendir. Gerek duyulursa aileler, çocukları için Çocuk ve Ergen Psikiyatristi'ne yönlendirilir” diye konuştu. Dr. Mutluer, belirsizliklerin yaşandığı bu dönemde yavaş hareket etmek; sürpriz ataklardan kaçınmak; temel kuralları ve sınırları belirlemek gerektiğini vurgulayarak “Çift/Aile Terapisti'nden boşanma için olduğu gibi evlilikte yaşanan sorunların üstesinden gelebilmek adına da destek alınabileceği unutulmamalıdır” dedi.

Boşanma aşamasındaki koca, oğlunu kaçırdı Haber

Boşanma aşamasındaki koca, oğlunu kaçırdı

İzmir’de yaşayan Sinem Yaşar A. ve Serdar A., geçen Aralık ayında boşanmaya karar verdi. 6 yaşındaki çocuklarının velayetinde anlaşma sağlanamayınca dava ertelendi. 4 Mayıs günü eşi Serdar A.’nın ortak velayetlerinde olan oğulları Poyraz’la kayıplara karıştığını belirten anne, 2 aydır oğlundan haber alamıyor. BIRAKTIĞI NOTLA KAYIPLARA KARIŞTI Arayışını sürdürürken bir yandan da oğlu Poyraz’ın geçici velayetini alan Sinem Yaşar A., “Eşim, oğlumda birlikte bir haftalık tatile gittiklerini belirten bir notla kayıplara karıştı. Bir haftanın sonunda oğlum dönmedi. Karakola gittiğimde oğlumuz ortak velayetimizde olduğu için kaçırıldığını ispatlayamadım. Açtığım dava ile Poyraz’ın geçici velayetini alabildim ama şu an nerede olduklarını bilmiyorum. Kolombiya üzerinden Amerika’ya geçtiklerini düşünüyorum. Adalet Bakanlığından gelecek yazının ardından iade talebinde bulunacağım” dedi. İZMİR'E GERİ GELMEDİLER 4 Mayıs günü işten geldiğinde evde bir not bulduğunu anlatan Sinem Yaşar A., olayı şu sözlerle anlattı: “Eşim, bıraktığı notta yaklaşık bir haftalık bir tatile çıktıklarını, geriye döneceklerini ve etrafı telaşa vermemem  gerektiğini yazmıştı. Ancak bir hafta sonra İzmir’e geri gelmediler ve haber de alamadım. Dava henüz sonuçlanmadığı için oğlumun ortak velayeti eşimle ikimizdeydi. Bu yüzden karakola gittiğimde çocuğumun eşim tarafından kaçırıldığını ispatlayamadım. Eşimin arkadaşlarıyla konuştuğumda yaklaşık 4 aydır oğlumu kaçırma planını yaptığına dair duyumlar aldım. Eşimin ailesine ulaşmaya çalıştığımda ise genellikle olumsuz ve yardım etmek istemeyen yanıtlar aldım. Eşimin ailesinin bir kısmı Amerika’da. Kolombiya’ya gittikleri bilgisine ulaştığımda aklıma kaçak yollarla Amerika’ ya geçebilecekleri ihtimali geldi. Ailesinin sakin duruşu ve yardım etmeyişi, bu tahminimi güçlendirdi. Kolombiya, vizesiz ve kaçak yollarla Amerika’ya geçiş yapmanın kolay olduğu bir ülke. Ancak duyumlarımı kanıtlayamıyorum. Bu nedenle Amerika’ya konuyla ilgili yazmak için Adalet Bakanlığından gelecek yazıyı bekliyorum. Çünkü bu süre zarfında mahkeme tarafından oğlumun geçici velayeti bana verildi ve bu sayede iade talebinde bulunabileceğim” diye konuştu.     “SAĞLIK DURUMU NASIL BİLMİYORUM”  Oğlunu en son 4 Mayıs sabahı gördüğünü ifade eden anne, “Oğlumla beraber yatardık. Okula gitmeden önce kahvaltısını hazırladım. Kafasını okşadım ve sonra bir daha görmedim. Oğluma ulaşamıyorum. Hangi ülkede, sağlık durumu nasıl bilmiyorum. Onu çok özlüyorum. Bu süreçte psikolojisinin ve beden sağlığının bozulmasından endişeliyim. Aramızda çok özel bir bağ var. Beni iki gün görmeden yapamayan bir çocuktu. Oğlumun anneye ihtiyacı var. Adalet Bakanlığından ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından gereğinin yapılmasını ve yardım etmelerini talep ediyorum” çağrısında bulundu. Oğlu ile birlikteyken ona her gün çikolata aldığını söyleyen anne, Poyraz’ın en sevdiği çikolatayı alıp odasına koymaya devam ettiğini dile getirdi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.