TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Beslenme ve Diyet Uzmanı

Beslenme ve Diyet Uzmanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Beslenme ve Diyet Uzmanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yaz meyvelerinin bilinmeyen faydaları Haber

Yaz meyvelerinin bilinmeyen faydaları

Yaz mevsimiyle beraber bu mevsime özel meyveler beslenmede önemli bir yer tutuyor. Özellikle mevsiminde tüketilen meyvelerin vitamin, mineral ve lif içeriklerinin oldukça yüksek olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, yaz meyvelerinin sağlığa faydalarını anlattı: Üzüm Üzüm, içeriğindeki vitamin ve minerallerin yanı sıra sağlığımız için olukça önemli olan antosiyanin, flavanol, fenolik asit, kaffeik asit, kateşin ve resveratrol gibi fenol ve polifenollere ek olarak flavonoid, proantosiyanidinler ve antosiyanidinler de içermektedir. Özellikle siyah üzümün resveratrol içeriği sayesinde kalp damar sağlığında iyileştirici etki gösterdiği yapılan birçok çalışmada da görülüyor. Demir içeriği sayesinde kansızlık sorunu yaşayan kişilerde kan üretimine destek olur. İçeriğindeki krotenoid sayesinde göz sağlığına katkı sağlar. Üzüm içeriğindeki potasyum sayesinde yüksek tansiyonu düşürür ve kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur. Glisemik indeski yüksek bir meyve olduğu için diyabet hastaları özellikle dikkatli tüketmeli. 1 porsiyon üzüm miktarı: 20 iri tane veya 25-30 küçük tane. Kavun Kavun içeriğindeki selenyum, beta karoten, c vitamini, lutein, kolin, zeaksantin gibi antioksidan maddeler sayesinde oksidatif stresi önleyerek serbest radikallerin vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bu sayede bağışıklık sisteminin güçlenmesine katkı sağlar ve kanserden koruyucu etki gösterir. Bağışıklık sistemi haricinde C vitamini içeriği sayesinde cilt sağlığına destek olur. İçeriğindeki beta karoten sayesinde göz sağlığına katkı sağlar. Yüksek su ve lif içeriği sayesinde sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Fazla tüketimi ishale sebep olabilir. Potasyum içeriği kan basıncını düzenlemeye yardımcı olur. Glisemik indeksi yüksek bir meyve olduğu için diyabet hastaları dikkatli tüketmeli. 1 porsiyon kavun miktarı: 3 parmak genişliği ve uzunluğunda 2 dilim. Karpuz Karpuz denince akla likopen gelmeli. Likopen, meyve ve sebzelere kırmızı rengini veren karotein ailesinden bir antioksidandır. Vücudumuz likopen üretemez ve besin yoluyla alırız. Likopen kalp damar hastalıkları, diyabet, kanser, kemik erimesi gibi birçok hastalığa iyi gelir. İçeriğindeki sitrülin ve arginin sayesinde kan basıncını düşürücü etkisi vardır. Özellikle kabuğa yakın beyaz yerde sitrülin bulunmaktadır. Ayrıca arginin bağışıklık sistemini güçlendirmede de son derece etkilidir. Magnezyum ve potasyum içeriği sayesinde kas ağrılarına ve kramplara iyi gelir. Ayrıca karpuz A, B6 ve C vitaminin de önemli bir kaynağıdır. Yüzde 90’dan fazla su içeriği ile vücudun özellikle yaz aylarında sıvı ihtiyacını karşılar ve lif içeriği sayesinde sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Karpuz ve kavun kesilmeden önce yıkanmalı. Bu sayede yüzeyde yer alan bakterilerin kesilme esnasında bıçağa geçmesi engellenir. 1 porsiyon karpuz miktarı: 3 parmak genişliği ve uzunluğunda 2 dilim. Çilek Çilek, C vitamini, B grubu vitaminler (B1, B2, B3, B5, B6), K vitamini ve E vitaminin yanı sıra kalsiyum, demir, magnezyum, bakır gibi mineraller de içerir. Ellagik asit, antosiyanin, kuersetin, kaempferol, antosiyanin gibi antioksidan maddeler içermesiyle de kanserden koruyucu etkisi var.  LDL denen kötü huylu kolesterolü düşürücü etkisi bulunuyor. Kan şekerini dengeleyerek diyanet riskini düşürür. B9 vitamini (folat) içeriği sayesinde yorgunluk ve halsizliğe iyi gelir.  Çilek tüketirken dikkat edilecek noktalar:  Çilek alerjik besinlerden biridir ve deride alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Ayrıca çilek pestisit içeriğinden dolayı yıkandıktan sonra 5-10 dakika karbonatlı suda bekletilmeli ardından tekrar yıkandıktan sonra tüketilmeli. Pestisit besinleri haşere, bakteri ve virüsten korumak için tarımda kullanılan kimyasal bir maddedir. 1 porsiyon çilek miktarı: 7-8 iri tane veya 15 orta boy. Erik Yüksek oranda C vitamini içeriğinin yanı sıra, A vitamini, K vitamini, B grubu vitaminleri, sodyum, potasyum, kalsiyum, demir, magnezyum gibi mineraller içerir. Ayrıca içerdiği C vitamini ile beta karoten, lutein, zeaksantin gibi antioksaidan maddeleriyle bağışıklık sistemini güçlendirir. C vitamini içeriği sayesinde erik demir emilimini artırır. K vitamini ve magnezyum sayesinde kemiklerin güçlenmesine katkı sağlar. Diş etini güçlendirir. A ve C vitamini sayesinde vücutta kolajen üretimini destekleyerek kırışıklıkların oluşumunu geciktirir. Beta karoten içeriği sayesinde göz sağlığını koruyucu etki gösterir. İçeriğindeki lif sayesinde tokluk sağlayarak kilo kontrolüne yardımcı olur. Ayrıca yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sisteminin düzenli çalışmasına da katkı sağlar ve kabızlığı önler. Glisemik indeksi düşük olan erik kan şekerini dengelemeye yardımcı olur. Diyabet hastaları rahatlıkla tüketebilir.  Erik ve tuz tüketimine dikkat! Özellikle böbrek ve tansiyon hastaları erik ile tuz tüketmemeli.   1 porsiyon erik miktarı: 9-10 adet. Kiraz A vitamini, C vitamini, B vitaminleri, K vitaminin yanı sıra magnezyum, potasyum, manganez, bakır mineralleri içerir. Özellikle A vitamini ve potasyumdan zengindir. Potasyum içeriği sayesinde vücudun sodyum potasyum dengesini sağlayarak tansiyonu düşürür. Vücuttan ürik asidin uzaklaştırılmasına yardımcı olur, gut ve eklem ağrılarına iyi gelir. Egzersiz sırasında inflamasyonu azaltır ve egzersiz sonrasında hızlı toparlanmaya sağlar. Melatonin içeriği sayesinde iyi ve kaliteli bir uyku sağlar. C vitamini sayesinde anti-aging etki yani yaşlanma karşıtı etki gösterir.  Glisemik indeksi düşük olduğu için diyabet hastaları da tüketebilir. Yüksek lif içeriği sayesinde kabızlığa iyi gelir. Fazla tüketimi ishal yapabilir. Kalp ve tansiyon sorunu yaşayanlar dikkatli tüketmeli.  1 porsiyon kiraz miktarı: 13-15 iri boy veya 1 küçük kâse. HABER MERKEZİ

Tatlı isteğini önlemek elinizde Haber

Tatlı isteğini önlemek elinizde

SULTAN GÜMÜŞ KAYA  Ramazanda tatlı tüketme isteğinin altında çoğunlukla iftar ve sahurda doğru besinler tüketilmemesinin yattığını biliyor muydunuz? Fazla şeker tüketiminin ise obeziteden diyabete, kalpten kansere dek birçok hastalığa zemin hazırladığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, Ramazanda tatlı tüketmenin 8 kuralını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.  Uzun süren açlık sonrası doğru besinlerle iftar yapılmadığında ya da sahurda kan şekerini dengede tutacak besinler tüketilmediğinde tatlı isteğinin kaçınılmaz olduğunu kaydeden Ozman, “Üstelik iftarda tercih edilen tatlıların çoğunu da şerbetli ve hamurlu tatlılar gibi boş kalori içerenler yani hiçbir besin değeri bulunmayanlar oluşturuyor. Oysa Ramazanda sıklıkla şerbetli tatlılara yönelmek çok ciddi bir tehlike; çünkü bunlar çok daha yoğun şeker ve kalori içeriyor” dedi.   YORUCU BİR ETKİ YARATIR  “İftar yemeğinde hali hazırda yükselen kan şekerinizi tüketeceğiniz bir tatlıyla daha da yükseltebilirsiniz” diyen Ozman, “Bu da hem Ramazan ayında kilo almanıza hem de şekerinizin hızlıca yükselmesine veya sonrasında hızlıca düşmesine neden olabilir. İftar saatinin geç bir saatte olması nedeni ile iftardan sonra bir süre beklense bile tatlı tüketimi çok geç bir saate kalabildiğinden metabolizmayı yorucu bir etki yaratır. Bu nedenle tatlı tüketim miktarına ve sıklığının haftada bir-iki porsiyondan fazla olmamasına dikkat edin… Tatlılara ekleyeceğiniz veya birlikte tüketeceğiniz ceviz, fındık, süt gibi protein içerikli besinler tatlıdaki şekerin kanınıza çok daha yavaş karışmasına ve dolayısıyla kan şekerinizin dengede kalmasına yardımcı olur. Kan şekerinizi dengede tutmak da Ramazanda hem kilo alımının hem de şeker sorunlarının önüne geçmeye katkı sağlar” ifadelerini kullandı.  YAVAŞÇA VE FARKINDA OLARAK…  Ozman, şunları da ekledi: “Şerbetli tatlılar kan şekerinizi çok daha hızlı yükseltir ve bu da gerek o gün gerekse ertesi gün kan şekerinizde dengesizliklere ve çabuk acıkmanıza yol açabilir. Sütlü tatlılar ise içeriğindeki protein sayesinde kan şekerinizi olumsuz etkilemez. Sütlü tatlılarınızı ceviz veya nar gibi posalı besinlerle tüketmeniz durumunda da tatlının kana karışma hızı azalır ve kan şekerinizi dengede tutar. Bir tatlı ya da yiyeceği hızla tükettiğinizde belli bir haz noktasına ulaşmak için daha fazla miktarda o tatlıdan ya da besinden tüketirsiniz. Tatlıyı  yavaşça ve farkında olarak tükettiğinizde ise tüketeceğiniz miktarların azalacağını göreceksiniz.”  TATLI TÜKETME İSTEĞİNİN ALTINDA NELER YATIYOR?  Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman, “Tatlı tüketme isteğinizin altında; stresli olmanız, iftarda ve sahurda sağlıklı beslenmemeniz, bu nedenle kan şekerinizdeki dengenin bozulması gibi yetersiz su tüketimi de yatıyor olabilir. Zaman zaman susama ve açlık hissi birbirine karışmaktadır. Bu nedenle susuzluğun açlık veya tatlı isteği ile karışmaması için yeterli miktarda su içtiğinizden emin olun. İftar ile sahur arasında mutlaka en az iki litre su tüketmeye özen gösterin. Tatlı tükettiğiniz gün diğer kaynaklardan gelen şeker veya unlu besinler ve şeker içeren komposto vb. içecekler gibi basit karbonhidratları tüketmemek gerekiyor. Şekeri sadece tatlıdan değil hazır soslar, hazır gıdalardan da sıklıkla farkında olmadan aldığınızı unutmayın. Sebzeli yemekler ve salataların ise posa içeriği sayesinde, beraberinde yenilen besinlerin kana daha yavaşça karışmasına yardımcı olabildiğinden, iftarda tatlı tüketmek istiyorsanız mutlaka sebze tüketmeniz gerekiyor” bilgisini paylaştı.    DAHA YIKICI ETKİLER YAPABİLİR  Ozman son olarak, “Eğer hekim kontrolünde ilaç ya da insülin kullanan, genel olarak beslenmesine dikkat eden biri iseniz siz de sağlıklı bireyler gibi tatlı tüketebilirsiniz. Hem diyabetli hem de sağlıklı kişiler şeker oranı düşük tatlıları küçük miktarda ve sık olmayan örüntülerde tükettiklerinde bir sorun olmayacaktır. Diyabet olduğunu bilmeyen kişiler için ya da kontrolsüz diyabet hastaları için kontrolsüz tatlı tüketimi daha yıkıcı etkiler yapabilir, hiperglisemi koması ile sonuçlanabilir. Şeker içeren tatlıların verdikleri haz sayesinde o tada bir bağımlılık oluşabilir. Tatlı isteği olduğunda bir-iki porsiyon meyve tüketerek daha düşük yoğunlukta bir tattan keyif almaya başlayabilirsiniz. Düzenli ama ölçülü meyve tüketmek zamanla tatlı isteğinizi azaltabilir” sözlerine dikkat çekti.  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.