Balık avı Haberleri - Son Dakika Balık avı Haber Güncel Gelişmeler

İklimsel değişimler balıkçılığı da vuracak

Türkiye’de kasım ayına kadarki süreçte yağışların istenilen düzeyde olmaması tüm canlıları olduğu gibi balık popülasyonunu da etkiledi. Bunların üstüne azalan ve tehlike altında olan balıkların bilinçsiz avlanması da eklenince, ilerleyen yıllarda bir balık kıtlığı olabileceği öngörüldü. Bunların yaşanmaması için uyarılarda bulunan, İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Doğan Yaşar ise “Balıkçılığı iyi yönde etkileyecek olan kış sıcaklıklarıdır. Bu bağlamda kışların ılık ve yağışlı geçmesi istenilen bir şeydir. Böyle olmadığı zamanlarda ise balık popülasyonu azalacağı için avlanmanın kısıtlanması en mantıklı karardır. Kanada, 1992 yılında son 130 yılın en büyük patlamasını gerçekleştiren Pinatubo yanardağının soğumaya neden olacağını ve bunun da denizlerindeki balık popülasyonu düşüreceğini öngörerek Atlantik’te iki yıl boyunca balıkçılığı yasaklamıştı. Nitekim hava sıcaklığı 0,5 derece düşmüş müthiş bir kuraklık yaşanmıştı. Aynı durum Türkiye için de geçerli. Türkiye’de 1992 kuraklığında barajlar boşalmış ve ilk kez Bulgaristan’dan elektrik satın almıştık. Yılda 300 bin olan hamsi avı ise yeterli önlemleri almadığımız için 50 bin tonlara düşmüştü. KURAK YILLARDA KISITLANMALI Doğan Yaşar, kuraklığın oluştuğu yıllarda Tarım Bakanlığının balık avını yasaklaması ya da kota koyması gerektiğini aksi takdirde tıpkı 1992’de olduğu gibi Türkiye’de yılda 300 bine tona ulaşan hamsi avının 50 bin tonlara düşebileceğini dile getirdiği açıklamasında: “Denizler zaman zaman ısınır ve zaman zaman da soğur. Ama biz denizleri foseptik olarak kullandığımız için kirlilik ve yaz sıcaklığı bir araya gelince maalesef denizde negatif olaylara neden olur. Yani balıkçılığı iyi yönde etkileyecek olan kış sıcaklıklarıdır. Bu bağlamda kışların ılık ve yağışlı geçmesi istenilen bir şeydir. Böyle olmadığı zamanlarda ise balık popülasyonu azalacağı için avlanmanın kısıtlanması en mantıklı karardır. Kanada, 1992 yılında son 130 yılın en büyük patlamasını gerçekleştiren Pinatubo yanardağının soğumaya neden olacağını ve bunun da denizlerindeki balık popülasyonu düşüreceğini öngörerek Atlantik’te iki yıl boyunca balıkçılığı yasaklamıştı. Nitekim hava sıcaklığı 0,5 derece düşmüş müthiş bir kuraklık yaşanmıştı. Aynı durum Türkiye için de geçerli. Türkiye’de 1992 kuraklığında barajlar boşalmış ve ilk kez Bulgaristan’dan elektrik satın almıştık. Yılda 300 bin olan hamsi avı ise yeterli önlemleri almadığımız için 50 bin tonlara düşmüştü” ifadelerini kullandı. BALIK MİKTARI YÜZDE 32 AZALDI Yaşanılan iklimsel değişimler tüm dünyayı etkisi altına alırken, balıkçılık sektörünün de bu durumdan olumsuz yönde etkileneceğini belirten Yaşar, “İklimsel değişimler balıkçılık sektöründe de oldukça etkindir. Kış ayları çetin soğuklar yerinde ılık ve yağışlı geçen yıllarda balık avı oldukça artarken, soğuyan ve dolayısı ile kurak geçen kış aylarında da azalmaktadır. Bunun nedeni yağışla birlikte gerek atmosferden ve gerekse akarsulardan gelen nütrient miktarlarındaki değişimdir çünkü yağışların arttığı yıllarda nehirlerden gelen besleyici elementler artar ve bu da deniz yaşamının pozitif olarak etkiler. Örneğin Türkiye’de kuraklığın başladığı 2020’den sonra günümüze kadar avlanan balık miktarı yüzde 32 azalmıştır. Bu azalmanın ana nedeni aşırı avcılık olduğu gibi kurak geçen yıllardır” diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Foça'da balıkçılık yapılabilecek bölgeler azaldı

Yasak malzemeyle balık avlayan kişiler hakkında işlem yapıldı

Muş İl Jandarma Komutanlığı, vatandaşın can ve mal güvenliğinin korunmasına yönelik çalışmalarının yanı sıra koruma altındaki sazlıklarda da denetimlerini sürdürüyor. Bu çerçevede Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Timleri, Hasköy ilçesi İron Sazlıkları ile Korkut ilçesi Sazlıkbaşı köyü sınırları içerisinde yer alan Sazlıkbaşı Tabiat Parkı’nı kontrol ederek, buralarda yasak malzeme (tıtıvırı) ile balık tutmaya çalışan 3 şahıs hakkında işlem yaptı. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Muş'ta çevre temizliği

Çeşme'de balık avı turnuvasına yoğun ilgi

Yaz sezonu bitmesine rağmen Çeşme'deki etkinlikler ve hareketlilik devam ediyor. Dünyaca ünlü mavi bayraklı Ilıca Plajı, bu kez 4. ESCODER Surfcasting Balık Avı Turnuvasına ev sahipliği yaptı. Hem spor hem de rekabetin buluştuğu, her yaştan katılımcının yer aldığı organizasyona 2'şer kişiden oluşan 87 takım katıldı. 4 masa hakemi ve 40'a yakın saha hakeminin görev yaptığı turnuvada, belirlenen yemler dışındaki yemler kullanılmadı. Her tutulan limit üstü balık için katılımcılara 10 puan verildi. Belirlenen limitlerin altındaki balıklar ise tekrar denize bırakıldı. Turnuva sonunda; İzmir Sportif Olta Balıkçıları Grubundan Hüseyin Polat Timur ve Melih Yenilmez 428 puanla birinci, turnuvaya bireysel olarak katılan Alperen Özyer ve Ali Özyer 425 puanla ikinci, Karşıyaka Balık Av Grubundan Ertan Mutlu ve Okan Güzel ise 421 puanla üçüncü oldu. "Önümüzdeki yıl yapılacak turnuvada 'yakala-bırak' uygulamasını yapmayı düşünüyoruz" Ege Bölgesi Surfcasting Balık Avcıları Derneği (ESCODER) Başkanı Köksal Şahin, gerçekleştirilen etkinlikle ilgili yaptığı açıklamada, "Kocaeli ve Çeşme'de aynı anda bu turnuvayı gerçekleştirdik. Türkiye'nin dört bir yanından turnuvaya katılım oldu. Çok başarılı bir organizasyon oldu. Belirlenen balıkçılık ürünleri tebliğine uygun olarak, balık çeşitleri için belirlenen limitlere göre hakemler tarafından değerlendirilme yapıldı. Belirlenen limitler altındaki balıklar da sürdürülebilir balıkçılık için tekrar denize bırakıldı. Aslında yabancı ülkelerde olduğu gibi 'yakala-bırak' şeklinde balık avı yapılmalı. Önümüzdeki yıl yapılacak turnuvada 'yakala-bırak' uygulamasını yapmayı düşünüyoruz. Sürdürülebilir, bilinçli balık avcılığı için bu uygulama hayata geçirilmeli. Dernek olarak, elimizden geldiğince amatör balık avcılığına destek olmaya çalışıyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimiz de var. 3-4 ay kadar sonra Down Sendromlu çocuklarımız için bir proje gerçekleştireceğiz" diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Soyer duyurdu: 65 yaş üstüne ücretsiz ulaşım sürecek!

İstanbul’da balıkçılar av için gün sayıyor

Denizlerde, 15 Nisan tarihinde başlayan avlanma yasağı 1 Eylül'de sona erecek. Yeni sezon hazırlıklarının yapıldığı limanlardan biri olan Sarıyer’de dron ile çekilen görüntülerde balıkçılar teknelerini limana çekip, teknelerin bakımını ve eskimiş ağlarını ilmek ilmek tamir edip yeniliyor. Balıkçılar, 1 Eylül avlanma sezonu öncesi palamut, istavrit ve hamsinin bol olmasını beklediklerini kaydetti. ‘‘HALKIMIZ UCUZ BALIK YER’’ Balıkçı olan Ahmet Girit “ İnşallah balık tutulur. Halkımızda rahat rahat balıkta yer. Teknelerin ve ağların bakımları var. Personel paraları var. Hepsini tamamladıktan sonra 1 Eylül’de inşallah denize çıkacağız. 3 aydan beri ağlara bakım yapıyoruz daha bitiremedik. El işi olduğu için zor. Allah denize balık verdiği sürede inşallah bütün camia tutar. Herkes rahat eder. Halkımızda ucuz balık yer. İlk palamut, istavrit ve hamsi çıkar” şeklinde konuştu. ‘‘İSTAVRİT TUTARSAK EKMEK YERİZ’’ Atilla Kurul, “ Teknenin macunu yapıyorum. Her tekne sahibi her işten anlamaz. Yardımcı oluyorum komşum. Kuruduktan sonra zımparasını yapacağız. Bu sene hamsi olursa olur. Çinekop ve istavrit tutarsak ekmek yeriz. Yoksa çiftlik balığına mahkumuz” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - İzmirli balıkçıların av sezonu heyecanı

Denizlerde balık avı yasağı kalktı mı ?

Yeni av sezonuna 1 ay kala balıkçı teknelerinin bakımları sürdürüyor. Trabzon’un Çarşıbaşı ilçesine bağlı Yoroz Balıkçı Barınağı’nda tekneler yeni sezon için son rötuşlarını yapıyor. SEZONA 1 AY KALDI Karadeniz’de şu sıralar hamsinin çok görüldüğünü palamudun ise henüz görüntü vermediğini belirten Bozoklar Balıkçılık tekne sahiplerinden Halil İbrahim Bozoklu, sezona 1 ay kala eksiklerini tamamlamaya çalıştıklarını kaydetti. Ağların bakımını tamamladıklarını, teknenin bakım ve onarımını yapmaya çalıştıklarını kaydeden Bozoklu, “Ağlarımızın bakımını Mayıs-Haziran aylarında yaptık. Sezona artık 1 ay kaldı, hazırlıklarımız boya ve raspa işleri, makine bakım onarım işleriyle sürüyor. Palamut henüz görünmedi ancak şu an çok yaz mevsimi olmasına rağmen çok hamsi görünüyor. Geçen yılın hamsisi Karadeniz’de kaldı gibi görünüyor. Eylül 1’de sezon açılır, muhtemel istavrit ve hamsi avcılığı ile başlarız gibi bir umudumuz var” dedi. YENİ SEZONA İSTAVRİTLE BAŞLAYACAKLAR Hamsinin geçen yıl Karadeniz’e geç geldiğini ifade eden Bozoklu, “Geçen yıl hamsi Karadeniz’e geç geldi. Göçünü geç yapmasıyla birlikte özellikle Trabzon bölgesi olarak konuşuyorum Mart-Nisan ayı sonu itibariyle hamsi kaldı, o hamsi de gitmedi buralarda kaldı. Şu an denizde hamsi görünüyor ilerleyen zamanlarda ne olur bilemeyiz Eylül 1’de göreceğiz. Her yaz mevsiminde hamsi, genelde dağınık olur. Hamsi sıcaklıktan dolayı kalır buralarda üreme yapar. Deniz suyu soğudukça açıkta toplanır. Kasım aylarında kıyıya doğru gelme durumu olabilir. İklimlerin değişikliğinden dolayı hamsinin, palamudun ne zaman olacağı belli olmuyor. 1 Eylül itibariyle avcılığa istavritle başlayacağız. Şu an palamut hiç görünmüyor, bizim beklentimiz hamsi erken çıkmasın. Kasım aylarında geç çıksın ki uzun süreli avcılık olsun. Maliyetler ağır olduğundan Eylül ayında hamsiye başlanabilir” diye konuştu. Balıkçı tayfalarından Özkan Yılmaz da hazırlıkların 20 gün daha süreceğini belirterek “Şu an teknenin bakımını yapıyoruz işimiz 20 gün kadar sürer. Sezona hazırlanıyoruz. Temennimiz sezon bereketli geçsin” şeklinde konuştu. İHA

Balıkçıların oltalarına Balon balığı takılıyor

Muğla denizlerinde son yıllarda sayısı hızla artan denizin tehlikeli canlılarından Balon balığı olta balıkçılarını tedirgin ediyor. Olta balıkçılığına ilk defa başlayan vatandaşlar için tehlikeli olan Balon balığı bazı balıkçılar tarafından ekonomik değere dönüştürülüyor. Cumhurbaşkanlığı kararı ile daha önce 5 TL’ye avlanan Balon balıklarının kuyruğu 12,5 TL’ye çıkarıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine ilişkin tebliğin yürürlüğe girmesinin ardından özellikle av sezonunda balıkçıların ağlarına takılan çok sayıda Balon balığı tanesi 12,5 TL’den satılıyordu. İHA

Güzelyalı sahilinde yakalandı! Görenler bir daha dönüp baktı

ŞÜKRAN ŞEYMANUR ARSLAN İzmir Güzelyalı sahilinde hobi olarak balıkçılık yapan İzmirli bir vatandaş büyük bir Granyöz Balığı yakaladı. Sahilde dolaşmaya çıkan vatandaşlar şaşkın gözlerle balığa baktı ve balıkçıyı soru yağmuruna tuttu. Çocukların da ilgi gösterdiği balık ve balığı tutan balıkçıyla birlikte vatandaş bol bol fotoğraf ve video çekildi. Balığı yakalayan İzmirli hobi balıkçısı Yalçın Geçer, ''Canlı balığa geliyor daha çok, gördüğünüz gibi kaldıramıyorum zaten. Geçen 8 kilo çektim şu an nerden baksanız rahat bir 15 kilo vardır'' dedi.

Balık avında Karadeniz'i bekleyen tehlike

Sezon başında palamut avı nispeten iyi ancak istenilen bollukta olmadığını kaydeden Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Cemal Dinçer, sürdürülebilir avcılığın önemine dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Sezon boyunca balıkların avlanabilir ve tüketilir olması gerektiğine vurgu yapan Dinçer, ““Palamut ilk başlarda nispeten iyiydi. Av sezonunda palamutun da birkaç ay aynı şekilde tirsinin yani pelajik balıklarımızın üç dört ay sürdürülebilir ve homojen bir dağılım göstermesi beklenir. Bir bakıyorsunuz ki bir yerde bulmuşlar balığı avlamışlar bir hafta tirsiden palamuttan geçilmiyor. Geçilmiyor da bize çiftini 60-100 TL'den verdiniz. Bir hafta geldi daha çok tutuldu bu defa 30 TL'ye düştü. Bunda da maalesef istenilen bir bolluk yoktur. Bir anlık ortaya çıkan balık zaten uzun süre muhafaza edilemediğinden bir kısmını donduruculara koydular bir çoğunu da piyasaya arz etmek zorunda kalındığından zorunlu olarak bu kez fiyatı düşüyor. Bu anlıktır yani sürdürülebilir değildir. Beklenen sezon boyunca homojen olarak biz bu balıkları avlayabilir tüketebiliyor olmamız lazım. Karadeniz'in önemli pelajik balıklarında bu sezon Zargana da maalesef birkaç defa gözükebildi” dedi. BALIK STOKLARI AZALIYOR Karadeniz'deki balık stoklarının giderek azaldığını buna karşın yetiştiriciliğin arttığını ifade eden Dinçer, “Son iki yılda su ürünleri yasal istatistiklere baktığımızda avcılık üretiminin azaldığı buna karşın yetiştiricilik üretiminin arttığı, hatta son birkaç yılda da bunu geçme eğiliminde olduğu bir gerçek. Bu da, sanki avcılık önemini yitiriyormuş gibi bu defa üretime dönelim deniliyor. Burada unutulmaması gereken bir şey var; siz yetiştiricilik yaparken bile kullandığınız zemin ana hammaddesi yine avcılıktan elde ettiğimiz deniz balıklarıdır. Özellikle de bunun en değerli gıdası da hamsidir. Dolayısıyla bu ikisini özdeş getirmek zorundayız. Avcılık gidiyor vazgeçelim koruması önemli değil nasıl olsa yetiştiricilik bize yeter, dediğiniz anda birkaç sene sonra o da çökecektir. Bu sektörle ilgili olan müteşebbislerin, yöneticilerimizin de dikkatlerini çekmek istiyorum” diye konuştu. İHA