TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Balık

Balık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Balık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Balık fiyatlar düştü ama Ramazan'da kimse onu yemek istemiyor Haber

Balık fiyatlar düştü ama Ramazan'da kimse onu yemek istemiyor

Karadeniz’de son zamanlarda sezonun en bereketli sezonu yaşanırken faklı balık çeşitleri tezgâhları süslüyor. Balıkçılar balık fiyatlarının Ramazan öncesine göre daha ucuz olmasına rağmen vatandaşın pek rağbet göstermediğini belirtirken en ucuz balık kilosu 40-50 TL’den satılan istavrit oldu. Trabzon Balık Hali’nde farklı balık çeşitleri tezgahları süslerken balıkçılar, satışların bugünlerde durgun olmasından yakınıyor. Ramazan’da balığa olan ilginin Ramazan öncesine göre azaldığını fiyatlarında gayet makul olduğunu belirten balıkçılar en ucuz olan istavrite bile ilginin olmadığını belirtiyorlar. Balıkçı esnaflarından Erkan Keleş, Ramazan’da satışların durgun geçtiğini belirterek “Her şey bol. Ramazandan önce balık daha çok satılıyordu Ramazan geldi satışlar durdu. Mezgit 75 TL, istavrit 40 TL, Somon Ramazandan önce 150-200 TL idi şimdi 125 TL. Dolayısıyla fiyatlar bayağı düştü ama vatandaş yemiyor sebebini de bilmiyoruz. Balık Ramazandan önce daha bol idi daha pahalı idi Ramazan’da da bol fiyatı ise daha ucuz. En ucuz balık istavrit kilosu 40 TL” dedi. VATANDAŞ BALIK TERCİH ETMİYOR Balıkçı esnaflarından Mehmetcan Örseloğlu, balık fiyatlarının makul olmasına rağmen vatandaşın balığı tercih etmediğini kaydederek, “Bu sezon bolluk bereket sezonu diyebiliriz. Sezon başından beri balık hiç hız kesmedi fiyatlarda gayet makul. Balık ucuz olmasına rağmen vatandaş daha çok tavuk ete yöneliyor. Balık ucuz olmasına rağmen vatandaşın tüketmemesine şaşırıyoruz. İstavrit 50 TL, mezgit 125-150 TL, sargan 250 TL, sarıkulak 75-100 TL, hamsi 100 TL, levrek 200 -300, somon 150 TL, tirsi 50 TL, kupez 50 TL, barbun 200-250 TL. Fiyatlarımız Ramazan öncesine göre aynı gayet makul “diye konuştu. Balıkçı esnaflarından Emin Avcı ise balık çeşidinin çok olduğunu ancak alan olmadığından yakınarak“ Fiyatlarımız gayet normal. İstavrit 40-50 TL, somon 150, alabalık 125 TL, levrek, çupra 200-250 TL, mezgit 150-300 TL, yerli hamsi 150 TL, sargan 300 TL, barbun 250-300 TL. Fiyatlarımız Ramazan öncesine göre daha ucuz daha uygun. Ramazan’da balığa fazla talep yok. Genelde Ramazan’da balığa talep daha fazla olur ama bir haftadan beri fazla talep yok. Çeşit bol alan yok” ifadelerini kullandı.

İstanbul'da kar yağışı bekleniyor... Gözler balık fiyatlarında Haber

İstanbul'da kar yağışı bekleniyor... Gözler balık fiyatlarında

Balıkçılar, önümüzdeki günlerde beklenen kar yağışıyla birlikte fiyatların daha da düşeceğini ve balıkların lezzetinin artacağını ifade etti. Marmara Denizi'nde yaşanan fırtına sonrası balık piyasasında görülen fiyat artışı, şimdi ise 50 TL'lik bir düşüşle dengelendi. Balıkçılar, kar yağışının deniz suyunun sıcaklığını azaltarak balıkların yağlanmasına ve lezzetinin artmasına katkı sağlayacağını belirtti. Bu dönemde balık tüketiminin artabileceğini vurgulayan balıkçılar, lezzetli balıkların tadını çıkarmak için daha fazla ilginin olabileceğini dile getirdi. "Kar Yağışı, Balıkların Lezzetini Artırır" Balıkçı Savaş Düzenli, balıkların sert havayı sevmediğini belirterek, "Geçen hafta bu durumu yaşadık, balıkçılar ava çıkamadı ve fiyatlar arttı. İlerleyen günlerde kar yağarsa balıkların lezzeti artar. Şu sıralar çinekop çıkmaya başladı. Kar yağışıyla birlikte çinekop miktarının artmasını bekliyoruz. Ancak, fiyatlarda değişiklik olabilir. Fiyatlar uzun süredir aynı seyirde devam ediyor. Şu anda hamsi 150 TL, istavrit 150 TL, çinekop 150 TL, lüfer 200 TL, levrek 100 TL, çupra 100 TL, palamut 150 TL olarak satılıyor. Kar yağışının ardından balıkların yağlanacağını ve daha lezzetli olacağını düşünüyoruz. Vatandaşlar bütçelerine göre alışveriş yapıyorlar. İstanbul'da balık kadar ucuz ve sağlıklı bir alternatif yok" dedi. "Balık, Etten Daha İyi" Balık almaya gelen bir vatandaş ise, "Pazarda dolaştım, levrek almaya karar verdim. Biraz fazla aldık, bu yüzden indirim yapıldı. 100 TL yerine 90 TL'ye aldım. Balık, ete göre daha sağlıklı. Fiyatlar biraz yüksek tabii ki. Ancak, sık sık balık yemeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

İzmir’de tezgahlarda levrek bereketi Video Galeri

İzmir’de tezgahlarda levrek bereketi

İzmir’de havaların soğumasıyla, ocak ayının balığı levrek tezgahlarda yerini almaya başladı. Foça Merkez Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Ceyhan Çetin, “12 ay her türlü balık var. Tabii bunların da yasak zamanları var. Mevsimsel olarak bakarsak, ocak ayı başlarında başlayıp şubat sonuna kadar levrek ve çupranın yoğun olduğu zamanlardır” dedi. Denize açılan balıkçılar balık bolluğundan memnun. Haftanın belirli günlerinde yapılan balık mezadında tutulan balıklar kasa ve kilo usulü satılıyor. Balığın türü söylendikten sonra mezat usulü satışa katılan işletmeler ve vatandaşlar en iyi teklifi vermeye çalışıyor. “Levrek ve çupranın yoğun olduğu zamanlar” Foça Merkez Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Ceyhan Çetin, “12 ay her türlü balık var. Tabi bunlarında zaman yasakları var. Mevsimsel olarak bakarsak, ocak ayı başlarında başlayıp şubat sonuna kadar levrek ve çupranın yoğun olduğu zamanlardır. Tabi bu balığı da burada tutmak mümkündür. Balıkçımız çalıştıkça ekmeğini denizden çıkarıyor. Balığın bol olduğu zamanlarda balık ucuz oluyor. Havalar çok sert estiği zamanlar balık üzerine koyuyor. Mesela yazı ele alırsak; bir levreği 500-600 liraya alıyorsan, şimdi bu zamanlarda en güzel levreği 300-350 liraya alabilirsiniz. Tekir barbunu yazın bin liraya alıyorsanız, şimdi 200-300 liraya alabilirsiniz. Foça, turistik bir ilçe olduğundan yazın bu fiyatlarda artış olmakla birlikte balık az oluyor” dedi ''Mevsimine göre balık var'' 35 yıldır balıkçılık ile uğraşan Mehmet Kuzu “Mevsimine göre her türlü balık var. 12 ay devamlı olarak tekir balığı, tavuk balığı, dil balığı ve karagöz türü gibi balıklar çıkmakta. Tabi şu anda levreğin zamanı. Bu aylarda yoğun olarak levrek çıkmakta. Her balığın bir dönemi var. Her balığın üreme dönemleri ve yasak olan dönemleri bulunuyor. Mesela şu anda dil balığı yasak. 1 Ocak ve 15 Şubat arası yasak devam ediyor. Fakat deniz levreği ve deniz çuprasında yasak yok. Burada yaptığımız iş bir nevi ekonomiye katkı” ifadelerini kullandı. Taze ve günlük balık Foça’da yaşayan Canan Limnili ise “Foça bir sahil kasabası olduğu için, taze ve günlük balığa her gün ulaşma şansımız var. Özellikle zaman zaman geldiğim balık mezatlarında mevsim balıklarını görüp istediğim miktarda alabiliyorum. Bu dönemde levrek, sardalya, barbun ve mercan balığı bol bulunuyor. Genellikle 250 ve 500 lira arasında fiyatlar değişiyor” diye konuştu.

İzmir’de oltaya takılan orkinos 100 bin liralık oltayı götürdü Video Galeri

İzmir’de oltaya takılan orkinos 100 bin liralık oltayı götürdü

Olay, geçtiğimiz günlerde İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Sığacık açıklarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre usta balıkçı Suat Yiğit arkadaşlarıyla birlikte tekneyle balığa çıktı. Ekipmanları kontrol eden Yiğit ve arkadaşları balık tutmak için oltalarını denize attı. Oltasını tekneye bağlayan Yiğit beklemeye başladı. Yiğit ve arkadaşları diğer oltalara bakarken tekneye bağlı oltaya takılan 400 kg olduğu tahmin edilen orkinos sert bir şekilde 100 bin TL değerindeki oltayı götürdü. Çekmenin şiddetiyle oltanın takılı olduğu teknenin kenar bölümü yerinden söküldü. Balığın oltayı götürdüğü anlar ve balıkçıların olay karşısındaki şaşkınlıkları kameraya saniye saniye yansıdı. “Bu zamana kadar hiç başımıza gelmemişti” Oltası balık tarafından götürülen balıkçı Suat Yiğit, “Seferihisar bölgesinde Körfez'de Sığacık'ta biz zaten Mavi Orkinos yakalıyoruz. Orada ağırlık olarak 600 kilograma kadar yaklaşan balıklar var. Olayın yaşandığı gün 3-4 kişilik bir ekip, sağlam bir tekne ve olta takımı ile çıktık. Güçlü bir kamış güçlü bir makine taktık. Çünkü hedeflerimiz arasında büyük balık yakalamak vardı. Oltamızın ayarını da çok sert yaptık. Büyük bir balık geldiğinde kolay kolay ipi alamasın diye. Tabi teknenin kırılabileceğini hiç düşünmedik. Bu zamana kadar hiç başımıza gelmemişti. O anda şaşkınlıkla oltanın gidişini izledik, hiçbir şey yapamadık. Gerçekten oltaya çok büyük bir balık vurdu. Takımımız sağlam olduğu için dayandı ama tekne dayanamadı maalesef. İşin üzücü tarafı yaklaşık 100 bin lira değerinde olan kamış makine, ip her şeyimiz balıkla beraber gitti maalesef" diye konuştu. İHA

Ramazan geldi, balık fiyatları düşüşe geçti Video Galeri

Ramazan geldi, balık fiyatları düşüşe geçti

Ramazan ayının başlamasının ardından İzmirli vatandaşlar alışveriş yapmak için tarihi Kemeraltı Çarşısı’nı mesken tuttu. Kemeraltı’nda bulunan Havra Sokağı da balık tezgahlarının yoğunlukta olduğu bir bölge olarak biliniyor. İftarda balık yemek isteyenlerin tercihi olan sokakta balık fiyatları da düşmüş durumda. Geçen haftalarda kilosu 80 liraya satılan bazı balıklar, bu hafta 35 liradan satışa sunuluyor. “Fiyatlar iyi, işler durgun” Balıkçı Cebrail Bekiroğlu, “Balık fiyatlarında Ramazan ayının başlamasıyla beraber çok büyük bir düşüş yaşandı. İstavrit, hamsi, 35 liradan satılıyor. Bu balıklar geçen hafta 80 liraydı. Sardalyeyi de 50 liradan satıyoruz. Bu fiyatların 15 Nisan’a kadar bu şekilde olacağını tahmin ediyoruz. Poyraz olduğunda balık az çıkar ve fiyatlar yükselir. Şu an hava iyi gidiyor. Bu güzel hava Ramazan ile de birleşince fiyatlar oldukça düştü. Ramazan ayının ilk günlerinde balıktan biraz uzaklaşılıyor ama bir hafta içinde satışların yükseleceğini düşünüyorum” dedi. Kenan Peker isimli balıkçı da “Balık fiyatları şu ara çok iyi. 35 liraya hamsi satıyoruz. Ramazan geldi, fiyatlar düştü. Av yasağı olmadan vatandaşların balığa yönelmesi lazım. Fiyatlar çok uygun ama işler durgun” diye konuştu. Asım Özgöçmez isimli vatandaş ise “Pahalı balıklar var ama bizim alacağımız balıklar uygun fiyatlı. Hamsinin kilosu geçen haftalarda 80 liraydı. Ben şimdi 50 liraya aldım. İftarda balık yiyeceğiz” sözlerine yer verdi. İHA

Ege Denizi'ndeki istilacı balıklar ekonomik balık türlerini tehdit ediyor Haber

Ege Denizi'ndeki istilacı balıklar ekonomik balık türlerini tehdit ediyor

Ege'de avcılığı yapılan ekonomik türler arasında berlam, barbun, çipura, dil balığı, fener, hamsi, kraça istavrit, izmarit, karagöz, kefal, kılıç, kolyoz, kupez, levrek, lahoz, lüfer, mercan, orfoz, palamut, sardalya, sinarit, tekir, tirsi, uskumru ve yazılı orkinos türleri öne çıkıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2013'ten 2021 yılına kadarki av miktarlarının ortalaması ile 2022 yılı av miktarı kıyaslandığında, türlerin çoğunda azalma olduğu görülüyor. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Balıkçılık ve Su Ürünleri İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Taner Yıldız, Türkiye'nin bütün kıyılarında olduğu gibi Ege Denizi'nde de küçük ölçekli ve endüstriyel ölçekli olmak üzere 2 türde balıkçılık yapıldığını anlattı. Küçük ölçekli teknelerin sayısı daha fazla olsa da avlanma kapasitelerinin ve avlayabildikleri türlerin sayısının daha az olduğuna dikkati çeken Yıldız, trol ve gırgırlarla yapılan endüstriyel balıkçılıkta ise daha büyük tekneler kullanıldığı için fazla miktarda avlanma yapıldığını belirtti. Yıldız, trollerin daha çok derinlerde yaşayan ve demersal olarak adlandırılan barbun, berlam, göçmen mezgit ve derin su pembe karidesi gibi daha kıymetli türleri, gırgırların ise deniz yüzeyine yakın yaşayan sardalya ve papalina gibi küçük pelajik türleri avladığını bildirdi. Ege Denizi'ndeki balık stokunu hassas olarak nitelendiren Yıldız, "Uzun yıllar, kontrol olmadan balıkçılık yapmışız ve yıpratmışız. Şu anda üzerine iklim değişikliği ve kirlilik baskısı da ekleniyor ama balıkçılık baskısını azaltmadan devam ediyoruz. Mutlaka balıkçılık sezonu ve takvimi yeniden düzenlenmeli, alıcı, satıcı ve balıkların biyolojik istekleri dikkate alınmalı." dedi. Derin sularda yapılan avcılıkta balık miktarıyla ilgili bir kısıtlama olmamasının stoklara zarar verdiğini ifade eden Yıldız, avlanma boyu 20 santimetre olduğu halde balıkhanelerde 5-6 santimetre boyunda berlam balıkları gördüğünü, dipte yaşayanları avlamada kullanılan bir yöntem olan dip trolü baskısının bu balık türü üzerinde yoğun olduğunu kaydetti. Gırgır ağlarının avlanma sırasında deniz tabanına değerek buradaki habitata zarar verdiğini vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti: "Bizde gırgır avcılığının yasal derinlik limiti 24 metre. Avrupa Birliği'nde bu rakam derinlik olarak 50 metre ve kıyının 300 metre yakınına gelemiyorsunuz. Ayrıca gırgır ağının uzunluğunun yüzde 70'inden daha sığ alanlara giremiyorlar. Özellikle Akdeniz'de ilk 50 metrede yoğun olarak deniz çayırları var. Bunlar oksijen üreten su bitkileri, karbon yutuyorlar, yavru balıklara saklanma alanı oluyor. Bizim 50 metre kuralını bir an önce getirmeyi istememizin nedenlerinden biri, deniz çayırlarının büyük bir kısmının Ege ve Akdeniz'de olması." İklim değişikliği nedeniyle deniz suyundaki ısınmaya ekonomik türlerin verdiği ilk cevabın, dağılım alanlarını değiştirmek olduğunu aktaran Yıldız, "Sular şu anda kuzeye doğru ısınıyor ve birçok balık da bu sıcaklığı tolere edebiliyorsa kalıyor, edemiyorsa dağılım alanlarını kuzeye doğru değiştiriyor ve miktarlarında azalma yaşanıyor." diye konuştu. Deniz suyu sıcaklığıyla birlikte Ege Denizi'nde görülmeye başlanan istilacı türler ile kirliliğin, balık stokları üzerindeki diğer baskılar olduğuna değinen Yıldız, Marmara'daki kirliliğin, üst akıntıyla Çanakkale üzerinden Ege Denizi'ne akarak su ortamında taşınabildiğini, bunun dışında sanayi tesisleri, turizm işletmeleri ve teknelerin balast suları gibi birçok kirlilik unsuru bulunduğunu anlattı. Ekosistem yaklaşımlı balıkçılık Yıldız, türlerin korunmasının ekosistem yaklaşımlı balıkçılıkla mümkün olduğunu dile getirerek şu tavsiyelerde bulundu: "Denizin ilk 50 metresi en üretken alanı ve buradaki habitata bağımlı ve hareket edemeyecek türleri korumamız gerekiyor. Trol değdiği zemini adeta tarıyor. Ekosistem yaklaşımlı balıkçıkla habitatı, hassas türleri ve avlanması tamamen yasak türleri dikkate alabiliriz. Orijinal türlerimizle rekabet eden bir yabancı tür geliyorsa, kendi türlerimiz üzerindeki balıkçılık baskısını azaltmalıyız ki yabancı türler çoğalarak onların yerine geçmesin. Aslan balığı tüketilebildiği için avlanmasını özendirmeliyiz, balon balığının derisi küçükbaş hayvan derisi gibi olduğu için cüzdan, ayakkabı yapılabilir. Ekosistemden çekilmeleri için yabancı istilacı türleri kullanacak alanlar bulmalıyız." Her tekneye belirli bir avlanma kotası ve bölgesel balıkçılık mekanizması getirilmesinin öneminden bahseden Yıldız, "Bizim Samsun, Sinop'taki gırgır teknelerimiz Marmara'da, Ege'de balık çok diye buralara gelip avlanmamalı, onların bölgesi belli olmalı. Marmara'ya bağlı tekneler Marmara'da, Ege'ye bağlı tekneler Ege'de kalmalı ve oradaki kaynakları kullanmalı." değerlendirmesinde bulundu. Avlanan balık miktarları TÜİK verilerine göre Ege Denizi'nde en çok avcılığı yapılan bazı türlerin, Türkiye genelinde 2013-2021 ortalaması ile 2022 yılı avlanma miktarları şöyle: BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR- Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.