TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bağışıklık sistemi

Bağışıklık sistemi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bağışıklık sistemi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek için bunları tüketin Haber

Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek için bunları tüketin

Bir sıcak bir soğuk ve rüzgarlı havalar derken baş ve mide ağrıları, ansızın gelen üşümeler, hapşırmalar, halsizlik ve burun akıntıları kaçınılmaz olmaya başladı. Peki, bunun önüne geçebilmek için nasıl beslenmeliyiz?  Vatandaşların süreç içerisinde nelere dikkat etmesi gerekiyor? Değişen hava şartlarından beslenme ile etkilenmemek mümkün mü? Bağışıklık sistemini kuvvetlendiren ve modu yükselten gıdalar neler? Uzman Diyetisyen Deniz Zünbülcan’a sorduk… Beslenmeye dikkat ederek hava geçişlerinden etkilenmeden kurtulabilmenin mümkün olduğunu kaydeden Zünbülcan, bağışıklık sistemini kuvvetli tutmak ve psikolojik olarak iyi hissetmek için gerekenleri sıraladı. DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN İKİ NOKTA “Eylül ayı itibari ile havanın bir sıcak bir serin oluşu, güneşin yerini yavaş yavaş bulutlara bırakması ne yazık ki çoğu kişide halsizlik, baş ağrıları, depresyon, burun akıntısı, hapşırmaların yaşanmasına neden olmaya başladı” diyen Zünbülcan, şunları ekledi: “Beslenmenize dikkat ederek hava geçişlerinden etkilenmeden kurtulabilmeniz ise mümkün. Bu noktada dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var. Bir tanesi bağışıklık sistemini kuvvetli tutmak, diğeri ise psikolojik olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayan besinlerle modunuzu yükseltebilmeniz.” Sarımsak Sarımsak hem anti-viral hem de anti-bakteriyel özelliğe sahiptir. Sarımsağa keskin kokusunu eterli ve kükürtlü yağlardan oluşan allil sülfit maddesi vermektedir. Bu madde ile hayvanlar üzerinde deney yapılmıştır ve bu deneyde allil sülfit maddesinin kanserojen maddeleri etkisiz hale getirdiği görülmüştür. Sarımsak ve bileşenleri tümör yayılmasını dahi önleyebilmektedir. Zencefil Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bulaşıcı hastalıklara karşı korur. Çok güçlü bir anti-kanserojendir. Kanser oluşumuna engel olur. Kanser tedavisi sırasında iyileşme sürecini hızlandırır. Kemoterapi, tedavi sırasında oluşan mide bulantılarını azaltır. Limon İçeriğindeki sitrik asit nedeniyle enzim aktivitesini artırıp karaciğeri temizler dolayısıyla toksik maddelerin atımını hızlandırır. Balgam oluşumunu azaltır. Toksik maddeleri atmasının yanı sıra sindirim sisteminin de düzenli çalışmasını sağlar. Özellikle mevsim geçişlerinde kabızlık sorunu yaşayanlar için de iyi bir besindir. Enfeksiyonlara karşı korur. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi nedeniyle vücudu enfeksiyonlara karşı korur. Kanser savaşçısıdır. Hem bağışıklık sistemini güçlendirmesi hem de sindirim sistemini düzenlemesinden dolayı Amerikan Kanser Derneği kolon kanserine karşı etkisini onaylamıştır. Sumak Sumağın yapısındaki gallotannin, bazı flavanoidler gibi işlevsel besin ögeleri ile antibakteriyel rolü bilinmektedir. Soğuk algınlığı ve nezle gibi bakteriyel problemlerde olası tedaviye ek bir katkısı bulunabilir. Yumurta Tüm esansiyel amino asitleri içermesi ve vücutta neredeyse tam olarak kullanılması açısından anne sütünden sonra dünyada bulunabilecek en kaliteli protein kaynaklarından biridir. Ayrıca bazı antioksidanlar da içerir. Sahip olduğu esansiyel yağ asitleri de yumurtayı bir süper besin haline getirmektedir. MODUNUZU YÜKSELTMEK İÇİN Muz: Magnezyum içeriği nedeniyle mutluluk vericidir. Magnezyum yetersizliği depresyon, uykusuzluk ve sinirlilik haline neden olur. Beslenme programında yeterli miktarda magnezyum alımı iş stresini yenmeye ve genel stres yönetimine yardımcı olur. Ceviz: Selenyumdan zengin bir besin olması nedeniyle mutluluk halini arttırmaya yardımcıdır. Antioksidan özelliği ve vücutta seratonin salgısını arttırmaya yardımcı olan ceviz aynı zamanda omega-3 yağ asidi içeriği nedeni ile kalp sağlığını da korumaya yardımcıdır. Avokado: Avokado sadece salatalarda, soslarda kullanılan bir malzeme değil aynı zamanda önemli bir omega-3 kaynağı olan çok değerli bir besindir. Bu esansiyel yağ asidi olumlu bir duygu durumu sağlamada, konsantrasyonu artırmada, stresi ve anksiyeteyi azaltmada yardımcı olur. Hindi Eti: Kendimizi daha iyi ve dinamik hissetmemize yardımcıdır. İçerdiği tirozin isimli protein yapı taşı, noradrenalin ve dopamin hormonlarının salgılanmasını sağlayarak strese olan dayanıklılığı ve stres yönetimi konusunda daha rahat olmayı sağlar. Tam Buğday Ürünleri: B vitaminleri, sinir sisteminin doğru çalışmasında ve vücutta sinir iletilerinin sağlıklı bir şekilde aktarılmasında görevlidir. B vitaminlerinden zengin olan tam tahıl ürünlerinin de stresi kontrol etmede ve kendini iyi hissetmede önemli role sahiptir. Yağlı balıklar: Her ne kadar çoğu kişi yağından korksa da oldukça önemli ve sağlıklıdır. Omega-3 yağ asidinin önemli bir kaynağıdır. Bu da stresin azaltılmasında başlıca bir besin olduğu durumunu açıklar. Omega-3 yağ asidi ve yağlı balıkların depresyonun hafiflenmesinde etkili olduğu birçok çalışma sonucunda bulunmuştur çünkü omega-3 yağ asitleri sinir hücrelerinin iletişimini kolaylaştırır. Yağlı balık olarak; somon, ringa balığı, uskumru, sardalya ve göl alabalıklarını tercih edebilirsiniz. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ KUVVETLENDİREN SMOOTHİE 1 bardak kefir 1 fındık büyüklüğünde taze zencefil 1 limon suyu 1 tatlı kaşığı sumak Yapılışı: Tüm malzemeleri blenderize edin ve bekletmeden tüketin. MODUNUZU YÜKSELTECEK SMOOTHİE 1 bardak süt 1 tane yerli muz 2 tam ceviz 1 yemek kaşığı ham kakao tozu Yapılışı: Tüm malzemeleri blenderize edin ve bekletmeden tüketin. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Okullar açılmadan önce çocukların bağışıklık sistemine dikkat

Sahura kalkmak bağışıklık sistemini etkiler mi? Haber

Sahura kalkmak bağışıklık sistemini etkiler mi?

Diyetisyen Cemre Kamalı, Ramazan ayında oruç tutun vatandaşların uzun süre aç kaldığını belirterek, "Sahuru bir alışkanlık haline getirmek hem açlık sürenizi azaltacaktır hem de metabolizma hızınızı korumuş olacaksınız. Bu nedenle sahur atlanmamalı. Sahur yapılmazsa eğer bağışıklığınız düşebilir" dedi. Diyetisyen Cemre Kamalı, Ramazan ayında beslenme düzenini oldukça değiştiğini, bu dönemde dengeli beslenmenin çok daha büyük önem taşımakta olduğunu söyledi. Kamalı, "Ramazan aylarında 16-17 saat aç ve susuz kalan vücudumuz iftar saatinde birdenbire ihtiyaç duyduğu besinlere kavuşmaktadır fakat bu dönemde yavaşlayan metabolizma ve saatlerce boş kalan mideye bir anda çok yüklenmek doğru değildir. Bu gibi durumlarda hazımsızlık gibi sağlık problemleriyle karşılaşabiliriz. Ramazanda öğünlerinizi sahur, iftar ve ara öğün şeklinde düzenleyebilirsiniz. Sahura kalkmayı alışkanlık haline getirmek bu dönemde yapılacak en doğru davranışlardan biridir. Sahuru bir alışkanlık haline getirmek hem açlık sürenizi azaltacaktır hem de metabolizma hızınızı korumuş olacaksınız. Bu nedenle sahur atlanmamalı. Sahur yapılmazsa eğer bağışıklığınız düşebilir" dedi. "İftardan sonra mutlaka maden suyu içilmesi gerekmektedir" Kamalı iftardan sonra mutlaka maden suyu içilmesi gerektiğini belirterek, "Oruç tutulan saatlerde baş ağrısı, halsizlik, hazımsızlık ve sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Dengeli, yeterli ve sağlıklı bir diyet uygulanması gerekmektedir. Bunun yanı sıra vücudun sıvı ve elektrolit dengesinin korunması önem taşımaktadır. Bu nedenle iftardan sonra mutlaka maden suyu içilmesi gerekmektedir" dedi. Sahurda ne yemeliyiz? Diyetisyen Cemre Kamalı, sahurda yenmesi gerekenler hakkında bilgi vererek, "Sahurda çorba, az yağ ile pişirilmiş zeytinyağlı yemekler veya kahvaltılardan birisini seçmek doğru olacaktır. Sahurda haşlanmış yumurtayı tercih etmek sindirimi zor olduğu için sizi tok tutacaktır. Ayrıca sahurda susuzluğu tetikleyecek aşırı yağlı ve tuzlu besinlerden uzak durmalıyız. Sahur yemeklerinde beyaz un, şeker gibi çok hızlı sindirilen besinlerden kaçınılmalıdır. Sahur öğünü sırasında tatlı tüketimi olmamalıdır. Kuru baklagiller, süt, yumurta, domates, salatalık, tam buğday ürünleri ve sert kabuklu yemişler tercih edilmelidir. Mide bulantısı ve sorunlarına neden olmamak için kızartılmış yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Az yağlı, az tuzlu ürünler tüketilmelidir. Tuz içeriği yüksek besinler susamaya neden olmaktadır. Kepek, yulaf, tahıl, tam buğday, tohum, patates, sebze ve meyve tüketimi posa içeriği yüksek olduğundan tercih edilmelidir. Posa içeriğinden dolayı oruç boyunca kabızlığı önleyerek midenin de sağlığını korumaktadır. Sahur süresinde meyve suyu ve su tüketilmelidir. Hafif bir kahvaltı tercihi yapılabilir ayrıca çorba ve zeytinyağlı sebze yemekleri de tercih edilebilir" dedi. "İftara aniden yüklenmek tansiyon, şeker yükselmeleri ve mide rahatsızlıklarına sebebiyet verebilir" Kamalı açıklamasının devamında, "İftar öğünü de en az sahur kadar önemlidir. Orucu bir çorba ile açmak ve bir süre ara verdikten sonra yemeğe devam etmek doğru bir tercih olacaktır. İftarda boş mideyi birden doldurmak ani tansiyon ve şeker yükselmelerine, mide bağırsak rahatsızlıklarına sebep olabilir bu nedenle iftardan sahura kadar ara öğün sayısını arttırıp, aralıklarla beslenmeye özen göstermeliyiz. İftarda oruç açılırken mideyi yormamak için öncelikle zeytin, hurma, çorba veya ekmekle açmak uygundur. Açtıktan 10-15 dakika sonra ana yemeğin yanında ayran veya yoğurt tüketimi mideye iyi gelmektedir. 2 saat sonra da meyve tüketilebilir. Bazı kaynaklar orucun su ile açılmasını uygun görmüştür. Oruç bir kahve fincanı kadar su ile açıldıktan sonra yemek tüketilirken tekrar birkaç yudum su alınmalıdır. Böylelikle su ihtiyacının bir kısmı karşılanırken yeme süresini uzatarak tokluk hissinin oluşması sağlanmış olur. İftar yemeklerinde uzun süre açlıktan sonra vücudun gerekli besinleri alması gerekmektedir. Sindirimi zor besinler yenmeye başlamadan önce çorba ve tam tahıllı ekmek tüketilebilir. Baharatlı besinler tüketimi, mide asit salgısını uyardığı için rahatsızlık vereceğinden sınırlandırılmalıdır. İftar yemekleri kızartma ve yağlı pişirme teknikleri yerine haşlama, ızgara pişirme yöntemleri ile pişirilmesi önerilmektedir. Ramazan ayı boyunca sıvı ve mineral kaybının yüksek olması nedeniyle iftarda sıvı alımı önem taşımaktadır. Bu nedenle çorba, ayran, taze sıkılmış meyve suları, sebze suları ve bol su tüketimi önerilmektedir. Ramazan sofralarında mutlaka bulunan pideler ise çabuk acıkmaya neden olmaktadır. Porsiyon kontrolünün önemi dikkate alınmalıdır. Pidenin sekizde biri bir dilim ekmek yerine geçtiği unutulmamalıdır. Her gün pide tüketmek yerine çavdar, kepekli, tam tahıllı ekmekler tercih edilebilir" ifadelerine yer verdi. Ramazanda oluşan tatlı isteğini nasıl önleyeceğiz? Kamalı son olarak, "Ramazanda kan şekeri düştüğü için tatlı isteği meydana gelebilir. Protein ağırlıklı beslenmek bu isteği azaltacaktır. Tatlı seçiminizi iftardan hemen sonra yapmak yerine birkaç saat sonra ara öğünde tercih etmek ve ağır şerbetli tatlılar yerine hafif meyveli sütlü tatlılar tüketmek bu süreçte daha sağlıklı olacaktır. Ramazanda iftardan 1-1.5 saat sonra yapılmalıdır. Yapılan bu spor sindirimi de kolaylaştıracaktır. İftar saatinden sahura kadar gün içinde almanız gereken 2-3 litre suyu almalısınız. Diüretik etki göstererek vücuttan su atımını kolaylaştıran çay ve kahveyi Ramazan aylarında aşırı tüketmemelisiniz" dedi. İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.