TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#baba

baba haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, baba haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Denizli’de fedakar babanın zorlu hayat mücadelesi Haber

Denizli’de fedakar babanın zorlu hayat mücadelesi

Kırşehir'in Mucur ilçesinde doğan Umut Dal (40), anne ve babasının ayrılmasının ardından 3 aylıkken yetiştirme yurduna gitmek zorunda kaldı. Lise çağına kadar burada kalan Dal, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu. Çeşitli illerin emniyet müdürlüklerinde teknisyen memur olarak görev yapan Dal'ın hayatı, evliliği sonrası ikinci çocukları olan Betül'ün Serebral Palsi hastalığı nedeniyle engelli doğmasıyla değişti. Yürümeyen kızının tedavisi için valilik onayıyla yardım kampanyaları düzenleyen, iş dışında vaktinin önemli bölümünü fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezinde kızıyla geçiren Dal, eşinin geçen yıl evi terk etmesi ve ardından boşanma kararı almasıyla yeni bir şok yaşadı. 8 ile 13 yaşlarındaki oğulları ve kızı Betül ile yeni bir hayata başlayan Umut Dal, onların tüm ihtiyaçlarına yetişebilmek için zorlu bir hayat mücadelesi veriyor. Kirada oturduğu evinden her gün kızı Betül Dal ile Pamukkale Üniversitesi Karahayıt Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesine giden Dal, eve döndüğünde de yardımcı aletlerle kızının rehabilitasyonuna devam ediyor. Oğullarının da desteğiyle yardım almadan evin işlerini çekip çeviren fedakar baba, ses sanatçısı kimliğiyle de tanınıyor. Denizli'de konserler veren, albüm çıkaran Umut Dal'ın tek dileği kızının yürüyebilmesi. - "Hem anne hem de baba olmaya çalışıyorum" Umut Dal, AA muhabirine, hayatlarının 14 yıllık eşinin evden ayrılmasıyla zorlaştığını ancak yetiştirme yurdunda büyüyen bir kişi olarak çocuklarına sıkı sıkı sarıldığını söyledi. Evlatlarının iyi bir hayat sürebilmesi için gece gündüz çalıştığını anlatan Dal, şöyle konuştu: "Çocuğumun tedavisi ve ameliyatları için her şeyimizi kaybettik, sattık. Eşim gitti. Hem anne hem de baba olmaya çalışıyorum. Yetişmeye çalışıyorum. Ev temizliği, bulaşıklar, çamaşırlar, yemek, çocukların özel ihtiyaçları, okulları... Zor bir hayat ama şükürler olsun huzurluyuz. Evde acımız var ama mutluluğumuz daha çok bastırıyor. Annesizlik gerçekten çok zormuş. Çocuklarla yaşamaya çalışıyoruz. Tek derdim çocuklarımın mutluluğu. Çocuklarımı benden ayıran hiçbir şey istemiyorum." Betül Dal ise doğum esnasında oksijensiz kalması nedeniyle beyninde hasar oluştuğunu ve bu nedenle bazı rahatsızlıklar yaşayıp 5 ameliyat geçirdiğini ifade etti. Bugüne kadar günlerinin neredeyse hepsinin ev ya da hastane ortamında geçtiğini anlatan Dal, doğduğu günden beri devam ettiği fizik tedavi süreçlerinde büyük bir gelişim göstermesine rağmen henüz yürüyemediği anlattı. Babasının desteğiyle ayağa kalkmaya çalıştığını dile getiren Dal, "Babam bize çok emek harcıyor. Elinden geleni yapıyor. Annem yok, terk edip gitti, ayrıldılar. Tek istediğim yürüyebilmek. Babamla abim çok emek harcıyor bana. Babam hem annelik hem babalık yapıyor. Çok zor oluyor onun için. Elinden geleni yapıyor sağ olsun. Arkadaşlarım koşup oynarken ben onlar gibi yapamıyorum. Ayağa kalkacağım günü iple çekiyorum." diye konuştu. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Denizlililerin serinlemek için tercihi: Doğal yaşam parkı

Gözüne lavabo açıcı sıçrayan hastaya babası ışık oldu Haber

Gözüne lavabo açıcı sıçrayan hastaya babası ışık oldu

Manisa'daki evinde 2017 yılında tıkanan lavaboyu açmak isteyen İbrahim Kösem (37), kimyasal tozun kaynar suyla temas etmesi sırasında oluşan tepkime sonucu yaralandı. KORNEA NAKLİ YAPILDI Yüzünde kimyasal yanıklar oluşan Kösem, sağ gözünü yitirdi. Sol gözünde ise görme yetisi büyük ölçüde kaybolan Kösem'e Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde kornea nakli uygulandı. Kimyasal yanık sonrası gözündeki limbal kök hücrelerin kaybolması nedeniyle nakil operasyonuna rağmen sonuç alınamadı. İbrahim Kösem'in görme yetisini yeniden kazanması için Ege Üniversitesi Teknoparkı'nda TÜBİTAK desteğiyle kurulan Limbustem şirketi tarafından geliştirilen yeni bir tedavi yöntemi uygulandı. KÖK HÜCRE GELİŞTİRDİ Şirket ortakları EÜ Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Barut Selver ve Biyomühendis Dr. Mehmet Gürdal, üniversite bünyesinde kurulan Oküler Yüzey Araştırma Laboratuvarı'nda yürüttükleri çalışma sonucu hastanın babasının gözünden alınan dokuyla limbal kök hücre geliştirdi. İLK KEZ GÖRMENİN SEVİNCİ Kök hücrenin hastanın gözüne nakledilmesi sonrası kornea nakli uygulanan hasta, yıllar sonra görme yetisini yeniden kazandı ve 3 ay önce doğan evladını ilk kez görmenin sevincini yaşadı. BABADAN KÖK HÜCRE ALINDI Doç. Dr. Özlem Barut Selver, hastanın sol gözünü kurtarmak için 2017 yılından itibaren hem cerrahi hem tıbbi pek çok tedavi uyguladıklarını fakat kök hücre yetmezliğini gideremedikleri için istenen seviyeye ulaşamadıklarını belirtti. Hastanın iki gözünde de kök hücre kalmadığı için babadan kök hücre alındığını belirten Selver, "Babasından çok küçük bir doku alıp laboratuvarda yaklaşık 10 gün süresince büyüttük ve göze naklederek bu kök hücreleri yerine koymuş olduk. Bundan 4,5 ay sonra kök hücrelerin yerleştiğinden emin olarak kornea naklini gerçekleştirdik. Böylece kornea dokusunu da yeniledik. Hem kök hücreleri hem korneası yenilenmiş olduğu için hastamız şu anda tekrar kendi hayatını idare edebilecek bir görme seviyesine ulaşmış durumda." dedi. TÜRKİYE’DE İLK KEZ UYGULANAN TEDAVİ İbrahim Kösem'in Türkiye'de ilk kez uygulanan bir tedavi yöntemiyle görme yetisini kazandığına dikkati çeken Selver, geliştirdikleri yöntemin başarılı olmasının da memnuniyetini yaşadıklarını kaydetti. KÜLTÜRE EDİLEREK NAKİL EDİLDİ "Uyguladığımız tedavi, Türkiye'de ilk kez allojenik kaynaklı yani başkasından alınmış limbal dokunun laboratuvar şartlarında kültüre edilerek, büyütülerek hastanın gözüne nakledilmesi işlemidir. İbrahim'in yeniden görmesinin mutluluğunu tarif etmek çok kolay değil. İbrahim, çok uzun zamandır zaten bizim hastamız, bu uzun ve yorucu hastalık sürecinde hastayla duygusal bağlar da geliştiriyorsunuz. İbrahim’in bebeğini o görmeden önce bizler görüp sevdik. Onun tekrar görebilmesi için o kadar uzun dönemli bir emek verdik ki. Onu mutlu görmek bizi mutlu ediyor." Türkiye'de limbal kök hücre yetmezliği bulunan 40-45 bin civarında hasta olduğunun tahmin edildiğini, buna her yıl kimyasal yaralanmalar sonucu 300-400 kişinin daha eklendiğini düşündüklerini belirten Selver, bu hastalar için kültüre edilmiş hücrelerle tedavi imkanının artık Türkiye'de de bulunduğunu söyledi. Selver, bu tip zorlu göz yüzey hastalıkları için Limbustem ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimliği işbirliğiyle Oküler Yüzey Araştırma Laboratuvarı'nda araştırma ve tedavi çalışmalarına devam ettiklerini sözlerine ekledi. BİR MUCİZE İbrahim Kösem ise 2017'den bu yana süren tedavi sürecinde görme umudunu hiç yitirmediğini belirterek, "Üç ay önce bir evladım dünyaya geldi. Gözüm açıldığında mucizeyi yaşadım. Evladımı, eşimi ve ailemi görme şansına sahip oldum. Bu benim için hayatımın en önemli noktalarından bir tanesiydi. Özlem hocam ve ekibi sayesinde tekrar görmenin mutluluğunu yaşıyorum. Karanlık günler sona erdi. Umarım ihtiyacı bulunan herkes bu ileri tedavi şansına ulaşabilir ve tekrar görebilir." diye konuştu. Konuyla ilgili açıklama yapan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise Tıp Fakültesi Hastanesi bünyesindeki kliniklerde çok sayıda nadir hastalığa ilişkin sağlık hizmeti verildiğini, geliştirilen tedavi yöntemlerinin uluslararası alanda da ilgi gördüğünü söyledi. Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalında görevli akademisyenlerin de teknopark bünyesinde kurdukları şirket bünyesinde "kişiselleştirilmiş limbal kök hücre tedavi ürünü" geliştirerek ticarileştirdiğini belirten Budak, bu yöntemin vatandaşların hizmetine sunulmaya başlanmasının gurur veren bir netice olduğunu dile getirdi. AA

Yeni babalara haftalık 1 gün izin verilecek Haber

Yeni babalara haftalık 1 gün izin verilecek

Pamukkale Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, sürdürülebilirlik faaliyetleri çerçevesinde, firmalar ile çalışma şartlarını iyileştirmesi konusundaki çalışmalarını sürdürüyor. Bu çerçevede bazı firmalarla çalışma şartlarını iyileştirilmesine yönelik yetkililer ile görüş alışverişinde bulundu. Gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde bir tekstil fabrikası eşleri doğum yapan erkek çalışanlarına İş Kanunundaki 5 günlük izne ilaveten 4 ay boyunca haftada 1 gün babalık izni verme kararı aldı. ''ÇOCUK BAKIMI SADECE ANNENİN GÖREVİ DEĞİL'' Çocuk bakımının sadece annenin görevi olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Oğuz Karadeniz, yaptığı açıklamada; “Tekstil firmasıyla yaptığımız toplantıda her şey güzel, çalışma şartlarını iyileştiriyorsunuz, kreş de sağlıyorsunuz, ama babalık izni eksik demiştim. Bugün, o günkü önerimizi firma yetkililerinin dikkate aldığın ve eşleri doğum yapan erkek işçilere dört ay boyunca haftada bir gün babalık izni vermeye başladığını öğrendim, çok mutlu oldum. Çocuk bakımı sadece annenin görevi değildir. Aileye yeni gelen bireyin bakımı hem annenin hem babanın görevidir. İnsan onuruna yaraşır işleri yaygınlaştırmak, bu çerçevede çalışma şartlarını sürekli iyileştirmek, çalışanı işletmeye olan bağlılığını artırır, iş gücü devir oranını düşürür. İşletmeler mutlu ve en iyi işçilerle çalışır. Böylelikle verimlilik ve karlılık da artar. Herkes kazanır. Aldıkları bu karardan dolayı firma yönetimine teşekkürlerimi sunuyorum. Bu çalışmanın tüm Türkiye’ye örnek teşkil etmesini ve yaygınlaşmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. İHA

Müge Anlı'ya kızını aramaya çıkan baba intihar etti Haber

Müge Anlı'ya kızını aramaya çıkan baba intihar etti

Müge Anlı ile Tatlı Sert programında yine herkesi şaşırtan bir olay gerçekleşti. Dün yayınlanan bölümde hapiste olan 5 çocuklu sevgilisi Mikail'e kaçan Rukiye ailesiyle yüzleşmiş ve şiddet gördüğünü, babasının onu kemerle dövdüğünü açıklamıştı. Müge Anlı’nın dövüp dövmediğini sorması üzerine aile sadece bir defa olduğunu söylemişti. Anlı bugün programın açılışında “Dün biliyorsunuz kızı bir şeyler anlattıktan sonra ilk defa dedi ailesi ama Şevki Hoca ilk defa olacağını düşünmüyor, bir rahatsızlığı var demişti.” sözleriyle acı haberi duyurdu. “BAŞKA PROBLEMLER VAR” Mynet'in haberine göre Müge Anlı “Mehmet Çagana dün intihar etti ve hayatını kaybetti.” dedi. Anlı açıklamasına “Dün biliyorsunuz kızı bir şeyler anlattıktan sonra ailesi ilk defa dedi ama Şevki Hoca ilk defa olacağını düşünmüyor, bir rahatsızlığı var demişti. Sadece tek hatırladığım kızının geri dönmesini istediği ama Rukiye öldürüleceğini düşündüğü için dönmek istemiyordu. Aslında Rukiye ile ne kadar alakalı bilemiyorum. Biz ailesine Rukiye'yi ikna edelim dedik ama başka problemler var anladığım kadarıyla cümleleri ile devam etti. “BEN BURAYA GELMESEYDİM BENİM ÖLÜM HABERİMİ ALACAKTINIZ” Rukiye ise "Ben buraya gelmeseydim, bugün benim ölüm haberimi alacaktınız. Çünkü o pompalı tüfek benim de kafama dayandı, o döner bıçağı bana da çekildi. Her olayda bu pompalı tüfek ortaya çıkardı. Bir gün o pompalı tüfekle birinin öleceği belliydi. 33 gündür biliyordu her şeyi ama neden dün kendini öldürdü? Çünkü kendi çapında beni aramaya çalıştı. Kendi çapında beni bulsaydı beni öldürecekti. Beni öldüremediği için kendini öldürdü.” dedi. “O ÖLMEMİŞTİR! BENİ ÖLDÜRMEDEN ÖLMEZ” Müge Anlı, “O pompalı tüfek niye sizin evde? Döner bıçağı niye sizin evinizde? Ben burdan ailesine de sesleniyorum. Rukiye'yi lütfen bu konuda suçlu bulmayın. Rukiye haberi alınca ilk sözü 'O ölmemiştir! Beni öldürmeden ölmez o' olmuş. Bu kadar mı korkuyordun ölümden Rukiye” diye sordu. Rukiye ise “Ben ölmemek için buraya geldim. Sizden önce beni bulsalardı benim ölüm haberimi alacaktınız. Bunun böyle olmasını ben de istemezdim. Devlete sığınıyorum” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.