TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Aybar Uygur

Aybar Uygur haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aybar Uygur haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Diyarbakır ve Sincan’ı örnek gösterdi: “Buca Cezaevi yıkılmasın dedik” Haber

Diyarbakır ve Sincan’ı örnek gösterdi: “Buca Cezaevi yıkılmasın dedik”

AYLİN TOPALOĞLU İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Erdal Erek ile Siyaset Kulisi programının bu haftaki konuğu Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Buca İlçe Başkanı Aybar Uygur oldu. İzmir ve Buca gündemiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunan Uygur, Buca Cezaevi’ne ayrı bir parantez açtı. Cezaevinin kaldırılması ve yıkılmasının aynı şeyler olmadığının altını çizen Uygur, Diyarbakır ve Sincan Cezaevlerini örnek göstererek, “Geçmiş dönemde cezaevi binalarını yıkmayın dedik. Çünkü Buca Cezaevi’nin mimari yapısı yataydı ve çok hoş bir kültürel alan yaratılabilirdi. Bunun örnekleri Diyarbakır ve Sincan’da gördük” dedi. DEVA, DEMOKRATLARIN MERKEZİ OLDU Partisinin İzmir’in 30 ilçesinde teşkilatlandığını belirten Uygur, DEVA Partisi’nin tüm demokrat yapıdaki insanların merkezi haline geldiğinin altını çizdi. Uygur, “DEVA Partisi, İzmir İl Teşkilatını kurduktan sonra çok hızlı bir şekilde örgütlenmeye başladık. Ben o dönemde il başkan yardımcılığı görevini yürütüyordum. Yeni bir siyasi partiyi kurmak, Türkiye gündemine sokmak hele hele İzmir gibi demokrasi beşiği bir kentten İzmir’e nefes olmak kolay değil. Öncelikle örgütlenme çalışmamızı 30 ilçede sağladık. Daha sonra İl Başkanımızın ve Genel Merkezimizin Buca’ya olan önemini birlikte değerlendirdik. Benim de Buca’ya bir gönül borcum ve ilçe karşı aşkla bir sevgim var. Bütün bunlar birleşince ben de Buca İlçe Başkanlığı görevini aldım. Yaklaşık bir buçuk yıldır Buca’da ilçe başkanlığı görevini yapıyorum. İzmir’in DEVA Partisi’ne bakışı şu; DEVA Partisi tüm demokrat yapıdaki insanların merkezi haline geldi. İçimizde demokrasiyi özümsemiş, demokrasiyi ön plana çıkartmış her türlü siyasal yapıda arkadaşımız ve İzmir’in insan yapısına da uygun bir siyasal yapılanmamız var. Genel Başkanımızın Türkiye’deki duruşu, niteliği de ortada… Ben çok kısa sürede bu kadar ilgiyle karşılaşacağımızı açıkçası düşünmüyordum ama çok ciddi bir ilgiyle de karşı karşıyayız. Altını çizmem gerekir ki; çok nitelikli bir kadroyuz. Bu nedenle biz çok kısa sürede Türkiye’de gerçekten bu ülkeyi yönetebilecek kadroların DEVA Partisi içerisinden çıkacağını göstermek istiyoruz” ifadelerine yer verdi. BUCA’DA SİYASET YAPMAK BÜYÜK BİR SORUMLULUK Buca’da siyaset yapmanın önemine de değinen Uygur, “Buca İzmir’in en büyük ilçesi… Bunun yanında Buca, tarihi sorumluluğu, kökleri, misyonu açısından baktığınızda da çok özel bir geçmişe sahip. Bu geçmişin sorumluluğuyla da Buca’dan çıkan siyasetçilerin İzmir siyasetine vurduğu damgayla da çok meşhur bir ilçemiz. Bu siyasetçilerimiz Türkiye siyasetine de damga vurdular. O yüzden Buca’da siyaset yapmak, Türkiye siyasetine damga vurmak gibi bir sorumluluğu da biz Buca’da siyaset yapan siyasilerin omuzlarına sorumluluk olarak itiyor. Bu çok önemli bir sorumluluk. Yani siyaset Buca’da Türkiye’yi yönetmek iddiasını taşıyan insanların yetiştiği bir alan” dedi. BUCA ÇOK SORUNLU BİR İLÇE! Buca’nın yaşadığı alt ve süt yapı sorunlarına da değinen Uygur, Buca Metrosu ve cezaevinin yıkılması noktasında genel ve yerel yöneticilerle birlikte ortak bir sinerji yakalandığını ve bu sinerjinin Buca’ya yaradığını söyledi. Uygur, “Buca gerçekten çok sorunlu bir ilçe haline geldi. Bir defa insan yoğunluğumuz çok fazla. İnsan yoğunluğunun olduğu her yerde sorunla başetmek, her sorunu bitirdiğinizde başka bir sorunla adım attırmanız gereken bir hinterlandayız. Yıllardır bir ulaşım sorunumuz var ancak geçen yıl metro hattının temeli atıldı. Bir takım hukuksal sorunları oldu, o hukuksal sorunlardan sonra da bunlar aşıldı. Daha sonra hükümet-muhalefet dengesinde birtakım sorunlar oluştu, bu sorunlar da aşıldı ve nihayet temel atıldı. Çok önemli bir adım. Bunu söylerken de cezaevine de atıf yapmak istiyorum. Ben siyaseti uzlaşmayı çok önemseyen bir siyasi geleneğim var. İktidar ve muhalefet bir araya geldiğinde kentte yaşayan vatandaşına, kenti nasıl katkı verebileceğine en iyi şekilde gösteren örneklerden biridir metro. Muhalefetiyle, yerel yönetimiyle birlikte bir eş güdümle çalışıldı. Buca’nın talebi doğrultusunda önemli bir sinerji yakalandı. Aynı sinerji cezaevinde de ortaya çıktı. Yani eğer doğru bir anlatımla, doğru bir taleple giderseniz iktidar hangi partiden olursa olsun, iktidar-muhalefet dengesi ne olursa olsun o kente bir katkı koyuyorlar. Biz Buca’ya taş üstüne taş koyan hangi anlayış, hangi insan olursa başımızın üstünde taşımaya hazırız. Bu anlamda hem iktidardaki hem de yerel yönetimdeki siyasi partilere gerçekten müteşekkiriz. Buca’nın çok geç kalmış, bence ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalmasına ramak kala bu sinerji yakalandı. Umut ediyorum ki metro süreci de çok hızlı bir şekilde yine bu eş güdümle gelen sinerjiyle tamamlanır. Buca metrosu; sonu hayra giden ama çok hızlı gidilmesi gereken bir süreç” diye konuştu. YAPILARIN YÜZDE 80’Nİ KAÇAK Buca’daki kaçak yapılaşmaya da dikkat çeken Uygur, “Buca’da ikinci bölge dediğimiz bölge, daha çok göç alan bölge. Bu bölgede bizim çok ciddi imar sorunumuz var. Yüzde 80’ni kaçak yapılaşma söz konusu. İmar barışı denen çok ciddi bir sıkıntımız vardı. Buralardaki kaçak yapılaşmalar yasalaştı. Bütün bunlarla beraber yaşam keşmekeşin içerisinde çok ciddi bir sosyal projeye, çok ciddi bir imar yapılanmasına ihtiyaç var. Bütün bunlar dediğim gibi yerel yönetim yetkileriyle, büyükşehir yetkileriyle ve hükümet desteğiyle gerçekleşebilecek projeler. Bunlar sadece bir ilçe belediyesinin yapabileceği projeler değil. Bu anlamda eş güdümü gerçekten çok önemsiyorum” dedi. CEZAEVİ ÖNERİMİZ: ‘YIKMAYIN’ DEDİK “Buca Cezaevi’nin kaldırılmasıyla Buca Cezaevi’nin yıkılması çok farklı şeyler” diyen Uygur,“Buca Cezaevi’nin kaldırılması yaklaşık 10-12 yıldır konuşulan bir konuydu. Geçmişte şöyle bir öneri getirmiştik. Cezaevi arsası çok önemli bir rant alanı. Burası yıkılırsa insanların iştahını kabartacağını, farklı savrulmaların yaşanabileceğini öngörmüştük. Bizim önerimiz şuydu; ‘Binaları yıkmayın’ dedik. Çünkü Diyarbakır’da yıkmadınız, Sincan’da yıkmadınız ve buralarda çok ciddi bir sosyal alan yaratıldı. Buca Cezaevi’nin mimari yapısı yataydı ve burada çok hoş bir kültürel alan yaratılabilirdi. Yani yıkmadan, kenarlar da boştu, yeşil alanları etrafına yayılabilirdi. Bizim o dönem önerimiz buydu. Çok güzel müzeler, tiyatrolar, sinemalar, sergi salonları, alışveriş merkezleri yapılabilirdi. Yatay mimari olduğu için de arka tarafında çok ciddi bir oto park alanı da var. Herhangi bir trafik sıkışıklığını da geçirmeyecekti ama maalesef bu önerimiz gerçekleşmedi” şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.