TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Astım Hastaları

Astım Hastaları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Astım Hastaları haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KOAH ve astım hastaları sıcaklarda ne yapmalı? Haber

KOAH ve astım hastaları sıcaklarda ne yapmalı?

Hava şartları kronik akciğer hastalığı olanların sağlık durumu üzerinde önemli etkilere sahip. Soğuk ve kuru havalar hassas solunum yollarını tahriş ederek nefes darlığına, öksürüğe ve hırıltılı solunuma neden olurken, sıcak ve nemli havalar da solunum yolları enflamasyonunun artmasına, nefes darlığına ve KOAH gibi kronik hastalıkların alevlenmesine yol açabiliyor. "VÜCUDUN SOĞUMAYA ÇALIŞMASI YÜZÜNDEN NEFES DARLIĞI ŞİKAYETLERİ ARTIYOR" Astım ve KOAH hastalarının sıcak havalarda her zamankinden daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Merda Erdemir Işık, konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Vücudumuz normal ısı dengesini korumak için her zaman çalışıyor ancak sıcak havaya ve neme maruz kalındığında serinlemek için fazladan efor gerekiyor. KOAH hastaları halihazırdaki enerjilerinin çoğunu nefes alabilmek için kullandıklarından, sıcak havalarda vücudun soğumaya çalışması yüzünden nefes darlığı şikayetinde artış yaşayabiliyorlar. Benzer sorunlar nem seviyesinin yükselmesine bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor. Nemli hava yoğunlaştığından KOAH hastalarının nefes alması zorlaşıyor. Astım hastalarının da tedbir alması şart. Sıcaklarda havanın durgunlaşması havadaki kirletici partiküllerin hapsolmasına yol açarak astım hastalarının ataklarını tetikleyebiliyor. Bunun sonucunda solunum yolları daralıyor ve nefes almak güçleşiyor.” DIŞARI ÇIKARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR Hava sıcaklığının artması sonucu nefes darlığı şikayetleri fazlalaşan kronik akciğer hastalarının sıcak havalarda yorucu aktivitelerden kaçınmasının oldukça önemli olduğunu hatırlatan Işık, mevsime özgü dikkat edilmesi gerekenlere şöyle değindi: “Sıcak havalarda efor gerektiren aktivitelerin kısıtlanması, hava sıcaklığının ve havadaki polen oranının yüksek olduğu zaman dilimlerinde mümkünse dışarıya çıkılmaması gerekiyor. İç hava kalitesinin yüksek olduğu, ideal sıcaklık değerine sahip kapalı ortamlarda hastaların solunum fonksiyonlarının stabil kalması kolaylaşıyor. Sıcaklarda dışarıya çıkılması gerekiyorsa vücut ısısını çok yükseltmemek adına açık renkli, cilde nefes aldıran ve vücudu sıkmayan kıyafetler tercih edilmeli. Başın güneşten korunması da eşit derecede önemli.” "ÇAY VE KAHVE SIVI KAYBINI ARTTIRIYOR" Dr. Merda Erdemir Işık, hem sağlıklı bireylerin hem de kronik akciğer hastalıkları olanların dehidrasyon (sıvı kaybı) risklerinin sıcak havalarda arttığını belirten uyarılarını şöyle sonlandırdı: “Sıcak havalarda vücut ısısı terleme ile dengeleniyor, terleme ise vücutta su kaybına yol açıyor. Bir de içecek tercihinin yanlış yapılması, vücudun daha çok susuz kalmasına neden oluyor. Bu nedenle çay ve kahve gibi kafein içeren içeceklerden uzak durulmalı, bu içecekler su kaybını artırıyor. Kronik akciğer hastalarının yapmaları gereken, bol su içmek; böylece hem vücut ısısının dengelenmesi mümkün oluyor hem de dehidrasyon riski azalıyor. Mukusun seyreltilmesi, solunum yolu enfeksiyonları riskinin düşürülmesi ve akciğer fonksiyonlarının desteklenmesi için de su içmek büyük öneme sahip. Tüm bu tedbirleri almak ve reçete edilen ilaçları düzenli kullanmak sıcak havalarda solunum şikayetlerini minimize etmeyi sağlayabiliyor.” İHA

Astım hastalarının yüzde 10’undan fazlası sigara içiyor Haber

Astım hastalarının yüzde 10’undan fazlası sigara içiyor

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Kantarcı, astım hastalığının görülme sıklığının yaşam ve çevre şartlarının değişmesine bağlı olarak giderek arttığını; tüm dünyada astıma bağlı ölümlerin yılda 250 bin kişi olarak tahmin edildiğini söyledi. Astımı “tekrarlayan nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürük yakınmaları ile kendini gösteren kronik bir solunum yolu hastalığı” olarak tanımlayan Dr. Kantarcı astımın en sık tetikleyicilerinin polen, ev tozu akarları, ev hayvanlarının tüyleri gibi alerjik etkenler ile mesleki ve ev içi kullanılan kimyasallar olduğunu ifade etti. Atakları arttıran en önemli etkenlerin ise bahsi geçen etkenlerin yanı sıra üst solunum yolu enfeksiyonları, sigara ve ilaçların düzgün ve doğru kullanılmaması olduğunu sözlerine ekledi. Hastalığın kronik ve semptomlarının değişken olmasının hastaların buna alışmasına ve doktora başvurmada gecikmelere neden olduğuna dikkat çeken Dr. Kantarcı “Ayrıca astım tanısı almaktan korkmak, hastalık ve ilaçlar hakkında yanlış önyargılar yine tedaviye uyumsuzlukla sonuçlanmaktadır. Oysa astım kontrol edilebilen ve geri dönüşümlü bir hastalıktır. Hastadan hastaya değişmekle birlikte genellikle ömür boyu ilaç kullanımı gerektirmez. Astım ilaçları bağımlılık yapmaz. Son yıllarda uzun zamandır kullanılan rutin ilaçlar dışında yeni biyolojik ajanların da tedaviye girmesiyle astım giderek daha kalıcı tedavi edilebilen bir hastalık olmaya başlamıştır” diye konuştu. BU BELİRTİLER GÖRÜLMÜYORSA... Dr. Kantarcı, astım hastalığının kontrol altına alındığını gösteren belirtileri şöyle sıraladı: “Gündüz astım yakınması bulunmaması; gece astım nedeni ile uyanmama; hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken ayrıca hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara ihtiyacının olmaması; nefes ölçümlerinin normal düzeyde olması; günlük işlerin engellenmeden yapılabilmesi”. Dünyada ve ülkemizde bu hastalığın tedavisi ile ilgili gereken her türlü ilacın bulunduğunu hatırlatan Dr. Kantarcı tüm çabalar ile astımı tamamen kontrol altında olan hasta sayısının arttığını ancak halen istenen düzeyde olmadığını ifade etti. İHA

Astım hastaları için kış alarmı Haber

Astım hastaları için kış alarmı

Astım hastaları için yılın en zorlu mevsimi geldi. Kış aylarında astım ataklarını tetikleyen birçok farklı faktörün eş zamanlı etkili olabileceğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, astım hastalarına, "Soğuk ve kuru hava, solunum yollarını tahriş ederek kas spazmına neden olabilir ve dahası solunum yolu enfeksiyonları astım semptomlarını şiddetlendirebilir" uyarısında bulundu. Astım hastalarının yılın dört mevsimi sağlıklarına dikkat etmeleri gerektiğini, ancak bu dikkatin kış aylarında daha da artmasının şart olduğunu belirten Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, "Kış aylarında soğuk ve kuru hava astım ataklarını şiddetlendirebilir. Akciğerlerdeki hava yolları bir sıvı tabakası tarafından korunur. Soğuk hava ile karşılaşıldığında hava yollarındaki sıvı buharlaşır ve hava yolları tahriş olur. Hava yollarındaki tahriş, astım şikâyetlerini önemli ölçüde artırır. Özellikle soğuk havada egzersiz yapıldığında solunum sırasında hava yolları daraldığından öksürük ve nefes darlığı gibi semptomlar tetiklenir. Soğuk havaların bir diğer etkisi de mukus üretimindeki artıştır. Mukus üretiminin artması solunum sırasında daha çok zorlanılmasına neden olur" dedi. Astım hastalarının korkulu rüyası Soğuk algınlığının ve gribin kış aylarında astım hastalarının semptomlarını artıran başlıca nedenler arasında oluğunu ifade eden Dr. Merda Erdemir Işık, astım hastalarının kendilerini korumalarının önemine değinerek, "Kış aylarında nezle ve grip görülme sıklığı artıyor. Kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunan astım hastaları bu hastalıklara yakalandıklarında şikâyetleri kötüleşiyor. Bu nedenle kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca uzak durulması, ellerin sık sık yıkanması ve her sene grip aşısı olunması gerekiyor" diye konuştu. "Kötü hissettiren neden, evin içinde olabilir" Astımın tetikleyicilerinin evlerin içerisinde de olabileceğine vurgu yapan Uzm. Dr. Işık, "Bakımı yapılmayan kombiler, merkezi ısıtıcılar ya da geleneksel sobalar, astım ataklarını şiddetlendirebilir. Ek olarak çamaşırların odalarda kurutulmasına bağlı olarak küf alerjisinin tetiklenmesi ya da ev tozu akarları da potansiyel tetikleyiciler arasındadır. Doğru ısınma yöntemlerinin tercih edilmesi, halı ve kumaş dokusuna sahip ev eşyalarının düzenli olarak yüksek emiş gücüne sahip elektrikli süpürgeler ile temizlenmesi, yatak çarşaflarının sıklıkla değiştirilmesi, havanın temiz olduğu saatlerde iç mekânların havalandırılması gibi tedbirler evde uzun zaman geçiren astım hastaları için önemli tedbirler haline gelecektir" ifadelerini kullandı. Semptomlar aynı, şiddetleri farklı Astım hastalarının kış aylarında yaşadığı şikâyetlerin diğer mevsimlerle aynı olduğunu ancak şikâyetlerin şiddetinin değişebildiğini belirten Dr. Işık, kış aylarında astım hastalarının alması gereken tedbirlerin bir kat daha arttığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Bol su içilmesi oldukça önemli, vücudun susuz kalmaması gerekiyor. Açık havadayken burundan nefes alınmalı. Böylece ciğerlere ulaşmadan önce solunan soğuk hava ısıtılabilir. Kişisel hijyenin sağlanması önemini koruyor, ellerin su ve sabunla yıkanması gerekiyor. İç ortamlarda hava kuruluğunun engellenmesi adına kaloriferlerin üzerine su konması ya da hava nemlendirici temin edilmesi öneriliyor." İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.