TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#asbest

asbest haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, asbest haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dünya genelinde her yıl 255 bin ölüme neden oluyor… Asbestten kurtulmak mümkün mü? Haber

Dünya genelinde her yıl 255 bin ölüme neden oluyor… Asbestten kurtulmak mümkün mü?

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından ‘Deprem Bölgesinde Üç Kentte Asbest Tespit Çalışması’ raporu yayınlandı. Kahramanmaraş Merkez ve Elbistan İlçesi ile Adıyaman’da asbeste ilişkin araştırma sonucu kamuoyuyla paylaşılırken, çözüm önerileri de sunuldu.   O rapora göre; Kahramanmaraş merkezinden alınan 21 örneğin 8’inde, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinden alınan 15 örneğin 2’sinde ve Adıyaman’dan alınan 30 örneğin 2’sinde farklı türlerde asbest tespit edildi. UZMAN SAYISI ARTIRILMALI Asbestin herhangi bir güvenli limit değeri olmadığını yani kanserojen olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bu tehlikeli maddenin tek bir lifinden bile tamamen kaçınmak gerektiğini vurgulayan rapor, asbestin dünya genelinde her yıl 255 bin ölüme neden olduğunu da gözler önüne serdi. Her iki kurum tarafından sunulan öneriler ise şöyle: “Başta deprem bölgesinde olmak üzere ülke genelinde, Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’te tanımlandığı şekliyle ‘asbest söküm çalışanı’ ve ‘asbest söküm uzmanı’ yetiştirmek üzere daha sık, yaygın ve hızlandırılmış eğitim programları düzenlenmeli; sertifikalı çalışan ve uzman sayısı artırılmalıdır. Ülkedeki özellikle ilgili kamu kurumlarındaki asbest analiz altyapısı hızla geliştirilmelidir. Deprem bölgesinde henüz yıkılmamış ağır hasarlı binalar ile deprem esnasında veya sonrasında yıkılmış, ancak enkazı henüz kaldırılmamış tüm binalar asbest risk değerlendirilmesinden geçirilmelidir. Tehlikeli bir atık olan asbestin güvenli biçimde nihai bertarafına yönelik atık yönetim altyapısı güçlendirilmelidir.” Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/tthp_ttb_asbest_raporu_27ekim2023.pdf

Binlerce konuttan asbest saçılıyor! Haber

Binlerce konuttan asbest saçılıyor!

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, kentlerde, yaşam alanlarında var olan çevre sorunları ile ekolojik yıkıma dikkat çeken bir açıklama yayınladı. Mücadele çağrısı yapan İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Bu mücadele içerisinde bilim, mühendislik ve planlama ışığında kamu ve halkın yararına, kentimizde, ülkemizin her köşesinde varız, var olacağız. İzmir halkı anayasal hakkını; sağlıklı yaşam hakkını, yaşam alanlarını, havasını, suyunu, toprağını korumak için mücadele ediyor. Doğadan ve yaşamdan yana bu mücadeleyi destekliyor, ‘bu kentte ekolojik yıkıma karşı dayanışma var’ diyoruz” ifadelerini kullandı. YAŞAMSAL BİR SORUN Açıklamada şu sözler yer alıyor: “Sanayileşme, kentleşme ve nüfus artışı ile birlikte çevre sorunları da geçmişten günümüze artarak devam ediyor. Kapitalist düzenin kar hırsına dayanan, tüketimi sürekli destekleyen ve yönlendiren yönetim anlayışı, doğanın yaşamsal varlıklarını giderek artan bir hızla ortadan kaldırıyor. İnsan eli ile yürütülen tüm faaliyetler, küresel ölçekte felaketler yaratmaya devam ediyor. Ekolojik yıkımı yaşadığımız süreç, geri dönüşü olmayan yaşamsal bir sorun olarak büyüyerek devam ediyor… Mikroplastiklerin besin zincirindeki yolculuğu sofralarımıza kadar uzanıyor ve doğal yaşam ile birlikte sağlığımızı tehdit ediyor. Ülkemizde ise atıklarımızı ayrıştırarak toplayamazken, atık ithalatı yapmaya devam ediyoruz.” NÜKLEER SANTRAL MACERASINA SÜRÜKLENİYORUZ “Bugün yüzeysel ve yeraltı su varlıklarımız, toprağımız, havamız kirlenmiş durumda. Kentlerimizde hava kirliliği boyutları giderek artıyor” denilen açıklamada, “Yeşil alanlarımız yok denecek kadar azaldı. Var olanlarda çarpık kentleşmenin ve sermayenin saldırısı altında. Tarım alanlarımız, meralarımız yapılaşma, sanayi, enerji vb. yatırımlarla amaç dışı kullanılıyor. Ormanlarımız, tarım alanlarımız, meralar, doğal karakteri korunması gereken alanlar mevzuatlar eli ile madencilik, sanayi, enerji turizm, konut vb. faaliyetlere açılarak kaybediliyor. Özellikle son yıllarda;  çılgın projeler, faaliyetler, izinler ile ülkemizin hemen her yerinde doğamız ve yaşamımız talan ediliyor. Bütün bunlara ek olarak, Çernobil ve Fukuşima felaketlerini görmezden gelerek nükleer santral macerasına sürükleniyoruz” bilgisi paylaşıldı. BİNLERCE KONUTTAN SAÇILAN ASBEST İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından asbest riskine de dikkat çekilen açıklamada, “Sayısını tam olarak söyleyemediğimiz, yüz bine yakın insanımızı yitirdiğimiz Şubat depremi ile yıkılan binlerce konuttan saçılan asbestin tehdidi altındayız. Yalnız deprem bölgeleri değil, bilinçsiz, özensiz kentsel dönüşüm sonucu gün yüzüne çıkan asbest ve tozların öldürücü etkisi bizleri çepeçevre sarıyor. Kaz Dağları, Salda, Akkuyu, Sinop, İğneada, Kuzey ormanları, Aliağa, Bergama, Efem çukuru, Trakya, Alakır Vadisi, Alpu Ovası, Gediz Ovası, Gördes, Menderes, Murat Dağı, Munzur Dağı, Çataltepe, Karadeniz, Aydın, Karaburun, Yarımada, Ovacık, Soma, Yatağan, Kazdağları, Kanal İstanbul, Çeşme Turizm Projesi, İkizdere ve adını buraya sığdıramadığımız daha pek çok yerde yürütülen ekolojik yıkım projeleri, artarak devam ediyor” eleştirisi yapıldı. DOĞADAN VE YAŞAMDAN YANA… Platform, son olarak “Bizler çevre sorunlarının yaşamdan, toplumsal sorunlardan ayrılamayacağını biliyoruz. Çevre mücadelesinin aynı zamanda bir yaşam mücadelesi, hak mücadelesi, emek mücadelesi, adalet mücadelesi, demokrasi mücadelesi olduğunu biliyoruz. Bu mücadele içerisinde bilim, mühendislik ve planlama ışığında kamu ve halkın yararına, kentimizde, ülkemizin her köşesinde varız, var olacağız. İzmir halkı anayasal hakkını; sağlıklı yaşam hakkını, yaşam alanlarını, havasını, suyunu, toprağını korumak için mücadele ediyor. Doğadan ve yaşamdan yana bu mücadeleyi destekliyor, ‘bu kentte ekolojik yıkıma karşı dayanışma var’ diyoruz” çağrısında bulundu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: 10 yıl sonrasının halk sağlığı sorunu: Asbestoz

10 yıl sonrasının halk sağlığı sorunu: Asbestoz Haber

10 yıl sonrasının halk sağlığı sorunu: Asbestoz

Asbest maruziyeti kaynaklı ‘mezotelyoma’ dünyada ve ülkemizde pek çok acı bırakırken, deprem gibi felaketlerin ardından yapılan yıkımlar ve kentsel dönüşüm çalışmaları halk sağlığı sorunlarının daha çok görülmesine neden oldu. Yaşamın her alanında karşımıza çıkabilecek asbest riskine karşı mevzuatın var olduğu ancak uygulama ve denetimin bulunmadığı ise sürekli vurgulanıyor. ‘Akciğer zarını köken alan kötü huylu bir tümör’ olarak adlandırılan mezotelyoma her geçen gün risk oluştururken, hastalığın oluşmasına neden olan asbestin ise Türkiye’de kullanımı artıyor.  Mezotelyoma Farkındalık Günü kapsamında bir yazı yayınlayan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi de konuya dikkat çeken sivil toplum örgütlerinden. CİLT YARALARINA NEDEN OLABİLİR Çevresel asbest maruziyetinin mezotelyomaya neden olduğunu kaydeden ÇMO, “Asbest cilde temas ettiğinde dahi cilt yaralarına neden olabilir. Asbest tozunun olduğu ortamda solunum yapmak akciğere zarar verir. Asbest lifleri akciğer zarlarında yaraların oluşmasına ve akciğerin sertleşmesine neden olur ve bu hastalığa ‘asbestoz’ denir. Asbestin neden olduğu bir diğer hastalık ise akciğer zarı ve karın zarı kanseri olan mezotelyoma hastalığıdır. Asbest kaynaklı hastalıklarda maruziyet süresi ve ortamda bulunan asbest miktarı da ciddi önem taşımaktadır. Asbeste maruz kalındığı süreçten itibaren 10 yıl veya 20 yıl sonra hastalıklar ortaya çıkmaktadır” bilgisini paylaştı. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ ALINMALI Asbest tespitine yönelik envanter çalışmasının yapılması gerektiğini vurgulayan ÇMO, “Tehlike ve risk analizleri yapılmalıdır. Atık Yönetim Planları hazırlanmalıdır. Yıkım faaliyetleri ilgili uzmanların kontrolünde ve denetiminde gerçekleştirilmelidir. Atıkların uygun olarak ortamdan uzaklaştırılarak bertaraf edilmesi gerekmektedir. Yıkım ve bertaraf safhasında gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı, kişisel koruyucu ekipmanlar kullanılmalıdır. Yıkım ve nakliye aşamasında tozların çevreye yayılması için gerekli önlemler alınmalıdır” cümlelerine dikkat çekti.  BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR-Kuraklık alarmı: Türkiye'nin su varlığını ve biyoçeşitliliğini tehdit ediyor  

Ekolojik Yaşam Aktivistleri'nden ‘asbest’ vurgusu Haber

Ekolojik Yaşam Aktivistleri'nden ‘asbest’ vurgusu

Ekolojik Yaşam Aktivistleri, ‘Molozlar ve diğer atıklar, çevre ve sağlık felaketine sebep olmasın’ başlıklı bir kampanya oluşturarak 6 Şubat depremlerinin ardından yaşanacak halk sağlığı problemlerine dikkat çekti. Özellikle de asbeste vurgu yapan aktivistler, acilen bir çözüm geliştirilmesi adına desteğinizi bekliyor. Kampanya metninde yer alan cümleler şöyle: “Kahramanmaraş merkezli iki depremin ardından uzmanlar 100-230 milyon ton inşaat atığı oluşacağını tahmin ediyor. Ve bu atıklar doğru bir şekilde bertaraf edilmezse halk sağlığı, çevre ve ekosisteme çok ciddi bir tehdit oluşturuyor.  Ayrıca bir tehlike var ki o da asbest! Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin yayınladığı rapora göre, alınan 8 numunenin 4 adedinde asbest tespit edildi!” TARIM VE YAŞAM ALANLARINA MOLOZ Açıklamanın devamında, “Eğer ki kanserojen bir madde olan asbest içeren molozlar doğru bir şekilde ayrıştırılmazsa toprağa ve yer altı sularına karışacak. Tarlalardaki ve seralardaki meyve sebzeler bu asbestli suyla sulanacak, bu asbestli toprakta büyüyecek, insanlar o suyla o toprakta yetişen meyve sebzeyi tüketecekler. Bunun yanı sıra evsel atıklar, atık sular ve tıbbi atıkların yarattığı tehditler de var. Bu sebeple başta Naci Görür olmak üzere deprem ve çevre uzmanları, deprem bölgesinden çıkan atıkların çevre ve insan sağlığına, ekolojik dengeye zarar vermeden bertaraf edilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu molozların ve diğer atıkların vadi tabanlarına, doğal sulak alanlara, nehir ve dere yataklarına, denizlere, ormanlara, tarım alanlarına, meralara ve kuş cenneti gibi alanlara dökülmemesi gerekiyor. Fakat ne yazık ki sulak alanlara, zeytinliklere, tarım alanlarına ve yaşam alanlarına yakın yerlere moloz döküldüğüne dair haberler geliyor! Bu sebeple afet yönetimi, atık yönetimini de içermeli! Deprem bölgesi ve deprem riski olan diğer iller için acilen afet atıkları yönetim planı yapılmalı. Yaşanan büyük afetin ardından bir de ikincil afet olmaması için, kampanyayı imzala ve paylaş” ifadeleri yer aldı. AKTİVİSTLERİN TALEPLERİ Taleplerini de sıralayan aktivistler, “Deprem bölgesindeki enkazların kaynağında ayrıştırılmasını, kaldırılmasını, ortaya çıkacak atıkların çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde bertaraf edilmesini ve/veya geri dönüştürülmesini, asbest konusuna yönelik acil bir şekilde önlem alınmasını, depremden etkilenen 11 ilde ve deprem riski olan tüm diğer illerde belediyelerin, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, akademisyenlerin, uzmanların, STK’ların birlikte çalışarak Afet Atıkları Yönetimi oluşturmasını ve bu plan doğrultusunda hemen harekete geçilmesini, Sıfır Atık politikalarının, deprem sonrası afet atık yönetimi planlarında da uygulanmasını, deprem bölgesinde, çadır kentlerde atık yönetimine dair eğitimlerin verilmesini, bu yüksek miktardaki atıkların taşınması ve bertarafı da iklim krizini tetikleyen sera gazı emisyonların artmasına sebep olabilir, bu durumun da göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz” çağrısında bulundu. Kampanyaya buradan destek verebilirsiniz BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Depremden kurtuldu, iş kazasında hayatını kaybetti

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.