#Alzheimer

Alzheimer haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Alzheimer haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Medical Point’te Alzheimer Farkındalık Paneli düzenlendi Haber

Medical Point’te Alzheimer Farkındalık Paneli düzenlendi

21 Eylül Dünya Alzheimer Günü nedeniyle İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde ‘Alzheimer Hastalığını Tanımak’ adlı panel düzenlendi. İEÜ Medical Point Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci ve Dr. Öğr. Görevlisi Gülce Coşku Yılmaz Çakan’ın konuşmacı olduğu panelde, Alzheimer Hastalığı Nedir?, Alzheimer Derneği Hastalarımıza Nasıl Destek Olmaktadır?, Alzheimer Hastalığı Güncel Tedavisi ve Yeni Gelecek İlaçlar ve Alzheimer Hastalığından Korunabilir Miyiz? başlıkları tartışıldı. Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Sevnaz Şahin, hastalığı tanımlayarak, derneğin faaliyetlerini aktardı. Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şube Koordinatörü Belgin Karavaş da Karşıyaka Belediyesi Gündüz Yaşam Merkezi’nden söz etti. Yapılan panele Türkiye Alzheimer Derneği’nden ve Karşıyaka Belediyesi Gündüz Yaşam Merkezi’nden katılımcılar katıldı. İEÜ Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Ahmet Memiş, “Alzheimer hastalığı çok önemli bir hastalık. Bu hastalığa dikkat çekerek, farkındalık oluşturmak için düzenlenen bu panel çok kıymetli. Tüm katılımcılara çok teşekkür ederim.” diye konuştu. Şu anda yapmamız gereken bilinçlenmek ve erken tanı koymak Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci de, “Alzheimer hastalığı ile ilgili piyasaya çıkması beklenen ilaçlar mevcut. Bu gelişmeler, yıllardır 'tedavisi yok' dediğimiz bir hastalık için umut verici. Şu anda yapmamız gereken, hastalığı geciktirmek ve engellemek için bilinçlenmek ve erken tanı koymak.” dedi. Alzheimer hastalığının demansa ilerleme riski yüzde 45’e varan oranda azaltılabiliyor Dr. Öğr. Görevlisi Gülce Coşku Yılmaz Çakan da, Alzheimer hastalığından korunmanın yöntemlerinden söz etti. Çakan, “Kişinin sosyal hayatı, beslenme düzeni ve yaşam alışkanlıkları bu hastalığı doğrudan etkiliyor. Sosyal olarak aktif bir yaşam sürmek, dengeli beslenmek, zihinsel aktivitelerle meşgul olmak ve spor yapmak, Alzheimer riskini önemli ölçüde azaltıyor. Özellikle Akdeniz diyeti gibi sağlıklı beslenme modelleri, beynin korunmasında etkili. Ayrıca sigara ve alkol tüketiminin azaltılması, kaliteli uyku düzeni de bu süreçte kritik bir rol oynuyor. Değiştirilebilir risk faktörlerinin kontrolüyle Alzheimer hastalığının demansa ilerleme riski yüzde 45’e varan oranda azaltılabiliyor.” şeklinde konuştu. Bununla beraber hastanenin lobisinde kurulan farkındalık standında hastalara ve hasta yakınlarına hastalık ile ilgili broşür ve sticker dağıtıldı.

Günlük yumurta tüketimi Alzheimer riskini düşürüyor Haber

Günlük yumurta tüketimi Alzheimer riskini düşürüyor

Bir araştırmaya göre yumurta yemek Alzheimer gelişme riskini düşürüyor. Bununla beraber haftada birden fazla yumurta yiyen kişilerde ise Alzheimer riski yüzde 47 düşük saptandı. Kolin; hafıza, ruh hali ve kas kontrolü için gerekli bir nörotransmitter olan asetilkolin sentezine katkı sunuyor. Bundan dolayı yeterli kolin alımı bilişsel işlevlere destek oluyor. Aynı zamanda birtakım nörolojik bozuklukların önlenmesine de katkıda bulunyor. Kolin yönünden en zengin yiyeceklerden birinin yumurta olduğunu aktaran Nöroloji Uzmanı Dr. Mihriban Andaç, beslenme tavsiyeleri verdi. “Endüstriyel yumurtaları çok sevmiyoruz” Uzm. Dr. Andaç, “Kolin, B grubu vitaminlerinden sayılıyor. Yumurta Kolin açısından önemli besin maddesidir. Ancak en çok sarısında bulunmaktadır. Beyazında daha az bulunmaktadır. Sadece yumurta yemek değil, bunun yanında dengeli beslenmek de çok önemlidir. Protein, yağ, karbonhidrat da her zaman gereklidir. Yumurta çocukların beslenmesinde çok önemlidir. Özellikle organik yumurta ve gezen tavuk dememizin nedeni kolin miktarının çok iyi olmasıdır. Tabii endüstriyel yumurtaları çok sevmiyoruz. Gençlerimizin çocuklarımızın günde 1-2 yumurta tüketmeleri faydalıdır. Öğrenmeleri, motivasyonları, enerjileri, kas hareketleri, uyku düzenleri için tüketsinler” dedi. “Çiğ sebzeyle tüketilirse E vitamini emilimi artıyor” Yumurtanın en çok haşlama ve poşe şeklinde yenmesini tavsiye eden Uzm. Dr. Andaç, “Çiğ sebzeyle tüketilirse E vitamini emilimi artıyor. Yetişkinlerde kolesterol sorunu varsa haftada 4-5 yumurta tüketebilirler. İçerisinde kolin bulunan yiyecekler arasında; tavuk eti, hindi eti, sığır eti, kabuklu deniz ürünleri, balık, ıspanak, brokoli, çiğ badem, ceviz, kaju, karnabahar, keten tohumu yer almaktadır. Özellikle keten tohumunu da çok önemsiyorum” dedi.

Gençler arasındaki yeni tehlike: Alzheimer Haber

Gençler arasındaki yeni tehlike: Alzheimer

Nöroloji Uzmanı Dr. Ömür Atacan Atasoy, Alzheimer ve demans hastalığına karşı uyarıda bulundu. Alzheimer ve demans gibi nörolojik hastalıkların genellikle yaşlı bireylerde daha sık görülen rahatsızlıklar olarak bilindiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Ömür Atacan Atasoy, genç yaşlarda Alzheimer ve demans gibi nörolojik hastalıkların görülme sıklığının arttığını belirterek; “Ancak son yıllarda daha gençler arasında bu hastalıkların artış gösterdiği endişe verici bir gerçektir. Alzheimer, genellikle 65 yas üstü bireylerde başlayan ve hafıza kaybı ile karakterize ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Ancak son yıllarda orta yaş ve genç yaş gruplarında Alzheimer vakalarının arttığı gözlenmektedir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında genetik faktörler, stres düzensiz beslenme alışkanlıkları ve çevresel etmenler yer almaktadır. Öte yandan demans gençler ve orta yaşlı bireyler arasında sık görülen nörolojik hastalıktır. Bağışıklık sisteminin vücudu yanlışlıkla kendi dokularına saldırması sonucu sinir hücrelerinin zedelenmesine yol açan bu hastalık genç yaşlarda ortaya çıkabilir ve ilerleyici bir seyir gösterebilir. Demans vakalarının gençler arasında artış göstermesinde çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı etkili olabilmektedir” dedi. Alzheimer ve demans gibi nörolojik hastalıkların önüne geçebilmek için sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stresten uzak durma ve düzeli sağlık kontrolleri gibi önlemler almanın önemine vurgu yapan Uzm. Dr. Ömür Atacan Atasoy, “Aynı zaman da bu hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi de büyük önem taşımaktadır. Herkesin bu konuda farkındalıklarını artırmak ve sağlıklı yaşam alışkanlıklar kazanmalarını teşvik etmek ilerleyen yıllarda nörolojik hastalıkların yaygınlığını azaltmakta önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.

65 yaşından sonra Alzheimer'a dikkat Haber

65 yaşından sonra Alzheimer'a dikkat

Yaşam süresindeki artışla birlikte, yaşlanma 21. yüzyılın en önemli demografik olgularından biri haline geldi. Gelişmiş ülkelerde, ortalama yaşam süresinin 70-80 yıl aralığına yükselmesi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “insanlığın zaferi” olarak tanımlansa da beraberinde pek çok sorunu da beraberinde getirebiliyor. Bunların başında ise hiç kuşkusuz en yaygını Alzheimer olan demans türleri geliyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özlem Önder, görülme sıklığı her geçen gün artan Alzheimer ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı. Demans teriminin Latince zihin anlamına gelen “mens” kelimesinin önüne bir olumsuzluk eki getirilmesiyle oluşturulduğunu hatırlatan Dr. Özlem Önder, “Demans, edinilmiş zihinsel fonksiyonların sonradan yitirilmesi anlamında kullanılmaktadır. Bilinci açık bir kişide günlük yaşam aktivitelerini etkileyecek derecede entelektüel ve sosyal yeteneklerde yıkıma neden olan bir sendrom olarak tanımlanan bu hastalığın en yaygın olanı ise Alzheimer’dır” ifadesini kullandı. Demans vakalarının yüzde 50 ila yüzde 70’i Alzheimer kaynaklı Alzheimer’ın demans vakalarının yüzde 50 ila 70’inin nedeni olduğunu söyleyen Dr. Önder, Alzheimer’ın yaygınlığının 65 yaş üzeri bireylerde yüzde 3 ile 11; 85 yaş üzeri bireylerde ise yüzde 20 ila 47 gibi yüksek oranlara ulaştığını söyledi. Yaşlılıkta fiziksel ve psikolojik yıkıma neden olan Alzheimer hastalığının, hastalık kaynaklı ölümler sıklık açısından da dördüncü sırada olduğunu vurgulayan Dr. Özlem Önder, “Yaşlanan nüfus arttıkça Alzheimer hastalığının görülme sıklığı ve hastalığın oluşturduğu yükün de giderek artacağı açıktır” dedi. “Alzheimer Hastalığı, bilinçte bozulma olmaksızın bellek yıkımı ile başlayan birden fazla kognitif alanın bozulduğu, bununla ilintili olarak eski toplumsal ve mesleki işlevsellik düzeyine göre anlamlı bir gerilemenin görüldüğü, seyri açısından sinsi başlangıçlı ve yavaş ilerleyici bir klinik tablodur” diyen Dr. Önder, “Alzheimer hastalığı sadece kognitif fonksiyonları etkileyen bir hastalık değildir, bunun yanında davranışsal sorunlar, günlük yaşam aktivitelerinde yetersizlik, motor fonksiyonlarda gerileme, uyku bozukluğu ve otonom sinir sisteminin etkilendiğini işaret eden birçok kliniği içermektedir” diye konuştu. Yakın tarihli olayları ve isimleri unutma Alzheimer’a işaret ediyor olabilir Alzheimer’ın en sık karşılaşılan belirtileri arasında; “Yakın tarihli olayları ve isimleri unutma, yaptığı işleri tekrar yapma, söylediği şeyleri tekrar söyleme, koyduğu eşyaları bulamama, alışveriş sırasında eksik alma veya ödeme sırasında zorlanma, yemek yaparken hatalar yapma, daha önceden kullanabildiği basit bir aleti kullanma sırasında zorluk yaşama, bilinen yolları karıştırma nedeniyle kaybolma riski yaşama, giysi seçmek, sipariş vermek gibi basit kararları almakta zorlanma” gibi durumları sıralayan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özlem Önder, “Ancak arada bir alınabilen yanlış kararlar, aylık bir ödemedeki birkaç günlük gecikme, zaman zaman eşya kaybetme veya isim unutma ancak aynı gün içinde hatırlayabilme gibi durumlarda hemen Alzheimer kaygısı yaşanmamalı ve mutlaka bir nörolog ile görüşülerek gerekli değerlendirme ve yönlendirme alınmalıdır” dedi. Alzheimer’da en önemli risk faktörü yaştır Alzheimer’ın en önemli risk faktörünün yaş olduğunu vurgulayan Dr. Özlem Önder, “65 yaş sonrası her 5 yılda Alzheimer sıklığı iki kat artmaktadır. Genetik faktörler de hastalığın riskini artırmaktadır. Ailede birinci derece yakında Alzheimer hastalığı öyküsü olması yüzde 10 ila 30 oranında risk artışına işaret eder. Değiştirilebilir risk faktörleri olarak bilinen sigara ve alkol kullanımı, hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, serebrovasküler ve miyokard infarktüsü gibi hastalıkların da Alzheimer’ın gelişiminde önemi büyüktür” ifadesini kullandı. Sağlıklı beslenme, kötü alışkanlıklardan uzak durma, düzenli egzersiz gibi koruyucu faktörlerin erken yaşlardan itibaren hayatımıza sokulması gibi sağlıklı yaşam rutinlerinin Alzheimer riskini azaltabildiğini söyleyen Dr. Özlem Önder, zihinsel aktivitenin de önemine vurgu yaptı: “5 yıl ve daha az bir eğitime sahip olmak da Alzheimer Hastalığı için bir risk faktörüdür. Bu nedenle eğitim seviyesinin artırılması ve ‘hayat boyu öğrenme’ kavramı ile eğitim ve öğretimin sürekliliğinin sağlanması büyük öneme sahiptir.”

Uzman kardiyolog eksozom yöntemini herkesten önce annesinin tedavisinde kullandı Haber

Uzman kardiyolog eksozom yöntemini herkesten önce annesinin tedavisinde kullandı

Kardiyoloji Uzmanı olarak görev yapan Murat Taraktaş, eksozom tedavisinin detaylarını paylaştı. Tedavinin 4 seans halinde uygulandığını belirten Taraktaş, son yıllarda eksozom tedavisinin öneminin arttığını ve dünya genelinde geleceğin uygulaması olarak kabul edildiğini söyledi. Seansların tamamlanmasının ardından 6 ila 8 ay içinde kalp yetmezliği üzerinde olumlu etkiler gözlendiğine dikkat çekti. Ayrıca, eksozomun Alzheimer ve unutkanlık gibi hastalıklar için de önemli bir tedavi yöntemi olduğunu vurguladı. Murat Taraktaş, bu tedavi yöntemini en değerli hastası olarak gördüğü annesi Sabriye Taraktaş'a da uyguladı. Tedavi sonrasında Sabriye Taraktaş'ın unutkanlıklarının azaldığını ve hayatının daha kolaylaştığını belirtti. Kardiyoloji Uzmanı Murat Taraktaş, eksozom tedavisinin nasıl uygulandığına dair önemli bilgiler verdi. Tedavinin hastalara dört seans halinde uygulandığını belirterek, "Biz kalp krizlerinde hastaların kalp damarlarını açarak, kalp krizi sonrası hayatlarını uzatıyoruz. Ancak maalesef bazı hastalarda hayatta kalsak bile kalpte ciddi hasarlar kalabiliyor. Özellikle kalp yetmezliği gibi hastalıklar oldukça zorlu ve çaresiz olabiliyor. Bu hastalar bazen kalp pili gibi cihazlarla tedavi edilse de, bu süreç genellikle yaşam boyu devam eden sıkıntılı bir dönem oluyor. Sağlıklı ve uzun bir yaşam için bilim ne yapabiliriz sorusuna cevap aramaya başladı ve genetik araştırmalar ön plana çıktı. Yaklaşık 10 yıl önce kök hücre tedavisi bu konuda önemli bir adım atmıştı. Ancak asıl etkili olan sistem eksozom tedavisidir. Bu tedavide hastanın toplardamarından alınan kan içindeki az miktardaki eksozomları hücrelerin içindeki miktarlara çıkartılıyor. Genetik laboratuvarında özel teknikler kullanılarak eksozomlar çoğaltılıyor ve eksi 80 derecede saklanarak soğuk zincirle birlikte hastalara dört seans halinde geri veriliyor. Son yıllarda bu tedavi yöntemi oldukça ileri düzeyde gelişmiştir" şeklinde konuştu. "Eksozom tedavisi, kalp yetmezliğini düzeltebilme potansiyeline sahip ve Alzheimer tedavisi için de önemli bir adım" Taraktaş, "Yapılan çalışmalar, özellikle son seansın ardından 6 ila 8 ay içinde kalp yetmezliğini düzeltebileceğini gösteriyor. Ayrıca Alzheimer ve unutkanlık tedavisi, büyük önem taşıyor. Hem hastaları hem de yakınlarını olumsuz etkileyen bu hastalıklar, oldukça yıpratıcıdır. Alzheimer tedavisi, mevcut durumu geri getirmese de hastalığın ilerlemesini durdurmayı veya ailesinde bu hastalığa yatkınlığı olan kişilerde riski azaltmayı hedefler. Benim için en değerli hasta annemdir. Kendisi 2006'dan beri kalp hastası ve stentleri bulunmaktadır. Ailesinde Alzheimer veya unutkanlık hastalığı bulunması nedeniyle, bu değerli tedaviyi ilk olarak anneme uyguladık. Bu tedavinin faydalı olduğuna inanıyorum. Kendimde farklılıklar hissettim. Kronik bir hastalığım olmadığı için net bir yorum yapamam, ancak kendimi daha dinç hissediyorum ve hafızamda belirgin bir iyileşme olduğunu gözlemledim" dedi. "Bu tedavi sonrasında kendimi çok daha iyi hissediyorum" Murat Taraktaş'ın en değerli hastası olarak adlandırdığı ve eksozom tedavisini ilk uyguladığı 72 yaşındaki annesi Sabriye Taraktaş, şunları dile getirdi: "Ben 18 yıldır kalp hastasıyım. Ailemde de unutkanlık problemi bulunuyor. Bu tedavinin ardından kendimi çok daha iyi hissediyorum. Artık daha rahat yürüyebiliyorum, önceden çok yorgun hissediyordum. Şimdi biraz daha rahatladım. Unutkanlık da azaldı. Bu durum, hayatımı daha kolay hale getirdi, daha olumlu bir bakış açısı kazandım. Ailemde kalp rahatsızlığı yaygın bir durum. Önceden dikkat ediyordum, şimdi ise daha dikkatli olmaya devam ediyorum ancak daha rahat hissediyorum."

Alzheimer nedir? Alzheimer belirtileri nelerdir? Haber

Alzheimer nedir? Alzheimer belirtileri nelerdir?

İleri yaşlarda sıklıkla görülen ve yaşam kalitesini ve şeklini ciddi oranda düşüren alzheimer hastalığı hakkında bilgiler merak ediliyor ve sıklıkla araştırılıyor. Peki alzheimer nedir? İşte detaylar… Alzheimer nedir? Alzheimer, yaygın bir demans türüdür ve beyin hücrelerinin zamanla yok olmasına neden olan ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Bu hastalık, düşünce, hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalmaya yol açar ve belirtileri genellikle yaşla birlikte yavaş yavaş ortaya çıkar. Alzheimer hastalığının ileri evrelere ulaşması yıllar alabilir. Alzheimer en çok kimlerde görülür? Alzheimer hastalığının sıklığı, özellikle 65 yaş üstü bireylerde daha yüksektir. Alzheimer hastalığını önlemek için neler yapılmalı? Alzheimer hastalığından korunmak için, sağlık durumumuzu gözden geçirmeli ve varsa diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi damarsal hastalıklarımızı tedavi ettirmeliyiz. B12 vitamini eksikliği varsa bunu gidermeliyiz. Sigara gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmalı, dengeli beslenmeye özen göstermeli ve yeterli uyku almaya özen göstermeliyiz. Ayrıca stresten kaçınmak da önemlidir. Alzheimer belirtileri Alzheimer hastalığının en yaygın belirtileri, yeni öğrenilen bilgileri hatırlamakta zorlanma ve hafıza kaybıdır. Bu belirtiler, hastalığın farklı evrelerinde şu şekilde ortaya çıkar: Başlangıç Evresi Alzheimer Belirtileri: Yeni öğrenilen bilgileri hatırlamakta güçlük çekme Son olayları, yerleri ve isimleri unutma Günlük rutin görevleri yerine getirmede zorlanma Doğru kelimeleri bulmakta zorlanma Planlama ve organizasyon becerilerinde zayıflama Karar verme ve muhakeme yeteneğinde azalma Kaygılı bir ruh hali içinde olma Problem çözme yeteneğinde azalma Rutin görevlerin tamamlanma süresinde uzama Orta Evre Alzheimer Belirtileri: Bakıma ve yardıma ihtiyaç duyma Hafıza kaybı ve kafa karışıklığında artış Zaman kavramını kaybetme Aile üyelerini veya arkadaşları tanımakta zorlanma Sürekli tekrarlayan düşünce ve olaylar Basit matematik hesaplarını yapamama Kişisel bakım konusunda yardım alma ihtiyacı Şüphe duygularının gelişmesi Depresif bir ruh haline bürünme Uyku problemleri yaşama Son Evre Alzheimer Belirtileri (Şiddetli Alzheimer Belirtileri): Tamamen kaybolmuş hafıza Aile ve yakın çevreyi unutma Temel görevleri yerine getirmede yardıma muhtaç olma İdrar kaçırma Yeme zorluğu ve kilo kaybı İletişim becerilerinin kaybı Bağışıklığın ciddi şekilde düşmesi, özellikle enfeksiyonlara karşı hassasiyet artışı Alzheimer evreleri Alzheimer hastalığı genellikle başlangıç, orta ve ileri olmak üzere üç aşamada incelenir. Başlangıç evresinde, kişi hafif derecede unutkanlık yaşayabilir ancak genellikle bu durumu tolere edebilir. Bu dönemde, yeni tanışılan kişilerin isimlerini hatırlamakta zorluk çeken hastalar, planlama konusunda sıkıntı yaşayabilirler. Orta evre, Alzheimer hastalığının en uzun evresi olarak kabul edilir. Belirtilerin daha belirgin hale geldiği bu dönemde, hastalar düşüncelerini ifade etmekte zorlanabilirler. Rutin işlerde zorluk çekme, zamanla kendi evlerinin yolunu unutma gibi sorunlar ortaya çıkar. Ayrıca, mesane ve bağırsakların kontrolünde sorunlar başlayabilir. İleri evre, Alzheimer hastalığının son aşamasıdır. Bu dönemde, kişi neredeyse her konuda bakıma ihtiyaç duyar hale gelir. Çevresiyle ilgili farkındalığını kaybeder, iletişim kurmakta zorlanır ve fiziksel aktiviteleri dahi tek başına gerçekleştiremez hale gelir.

Alzheimer’ın görülme riski 65 yaş sonrası iki katına çıkıyor Haber

Alzheimer’ın görülme riski 65 yaş sonrası iki katına çıkıyor

Yaşam süresindeki artışla birlikte, yaşlanma 21. yüzyılın en önemli demografik olgularından biri haline geldi. Gelişmiş ülkelerde, ortalama yaşam süresinin 70-80 yıl aralığına yükselmesi, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “insanlığın zaferi'”olarak tanımlansa da beraberinde pek çok sorunu da beraberinde getirebiliyor. Bunların başında ise hiç kuşkusuz en yaygını Alzheimer olan demans türleri geliyor. Nöroloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Özlem Önder, görülme sıklığı her geçen gün artan Alzheimer ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı. Demans teriminin Latince zihin anlamına gelen “mens” kelimesinin önüne bir olumsuzluk eki getirilmesiyle oluşturulduğunu hatırlatan Dr. Özlem Önder, “Demans, edinilmiş zihinsel fonksiyonların sonradan yitirilmesi anlamında kullanılmaktadır. Bilinci açık bir kişide günlük yaşam aktivitelerini etkileyecek derecede entelektüel ve sosyal yeteneklerde yıkıma neden olan bir sendrom olarak tanımlanan bu hastalığın en yaygın olanı ise Alzheimer’dır” ifadesini kullandı. Demans vakalarının yüzde 50 ila yüzde 70’i Alzheimer kaynaklı Alzheimer’ın demans vakalarının yüzde 50 ila 70’inin nedeni olduğunu söyleyen Dr. Önder, Alzheimer’ın yaygınlığının 65 yaş üzeri bireylerde yüzde 3 ile 11; 85 yaş üzeri bireylerde ise yüzde 20 ila 47 gibi yüksek oranlara ulaştığını söyledi. Yaşlılıkta fiziksel ve psikolojik yıkıma neden olan Alzheimer hastalığının, hastalık kaynaklı ölümler sıklık açısından da dördüncü sırada olduğunu vurgulayan Dr. Özlem Önder, “Yaşlanan nüfus arttıkça Alzheimer Hastalığı’nın görülme sıklığı ve hastalığın oluşturduğu yükün de giderek artacağı açıktır” ifadesini kullandı. Önder açıklamalarına şöyle devam etti:  “Alzheimer Hastalığı, bilinçte bozulma olmaksızın bellek yıkımı ile başlayan birden fazla kognitif alanın bozulduğu, bununla ilintili olarak eski toplumsal ve mesleki işlevsellik düzeyine göre anlamlı bir gerilemenin görüldüğü, seyri açısından sinsi başlangıçlı ve yavaş ilerleyici bir klinik tablodur. Alzheimer hastalığı sadece kognitif fonksiyonları etkileyen bir hastalık değildir, bunun yanında davranışsal sorunlar, günlük yaşam aktivitelerinde yetersizlik, motor fonksiyonlarda gerileme, uyku bozukluğu ve otonom sinir sisteminin etkilendiğini işaret eden birçok kliniği içermektedir.” Yakın tarihli olayları ve isimleri unutma Alzheimer’a işaret ediyor olabilir Alzheimer’ın en sık karşılaşılan belirtileri de sıralayan Önder, “Yakın tarihli olayları ve isimleri unutma, yaptığı işleri tekrar yapma, söylediği şeyleri tekrar söyleme, koyduğu eşyaları bulamama, alışveriş sırasında eksik alma veya ödeme sırasında zorlanma, yemek yaparken hatalar yapma, daha önceden kullanabildiği basit bir aleti kullanma sırasında zorluk yaşama, bilinen yolları karıştırma nedeniyle kaybolma riski yaşama, giysi seçmek, sipariş vermek gibi basit kararları almakta zorlanma. Arada bir alınabilen yanlış kararlar, aylık bir ödemedeki birkaç günlük gecikme, zaman zaman eşya kaybetme veya isim unutma ancak aynı gün içinde hatırlayabilme gibi durumlarda hemen Alzheimer kaygısı yaşanmamalı ve mutlaka bir nörolog ile görüşülerek gerekli değerlendirme ve yönlendirme alınmalıdır” dedi. Alzheimer’da en önemli risk faktörü yaştır Alzheimer’ın en önemli risk faktörünün yaş olduğunu vurgulayan Dr. Özlem Önder, “65 yaş sonrası her 5 yılda Alzheimer sıklığı iki kat artmaktadır. Genetik faktörler de hastalığın riskini artırmaktadır. Ailede birinci derece yakında Alzheimer hastalığı öyküsü olması yüzde 10 ila 30 oranında risk artışına işaret eder. Değiştirilebilir risk faktörleri olarak bilinen sigara ve alkol kullanımı, hipertansiyon, diyabet, hiperlipidemi, serebrovasküler ve miyokard infarktüsü gibi hastalıkların da Alzheimer’ın gelişiminde önemi büyüktür” ifadesini kullandı. Sağlıklı beslenme, kötü alışkanlıklardan uzak durma, düzenli egzersiz gibi koruyucu faktörlerin erken yaşlardan itibaren hayatımıza sokulması gibi sağlıklı yaşam rutinlerinin Alzheimer riskini azaltabildiğini söyleyen Dr. Özlem Önder, zihinsel aktivitenin de önemine vurgu yaparak sözlerini şöyle sonlandırdı:  “5 yıl ve daha az bir eğitime sahip olmak da Alzheimer Hastalığı için bir risk faktörüdür. Bu nedenle eğitim seviyesinin artırılması ve ‘hayat boyu öğrenme’ kavramı ile eğitim ve öğretimin sürekliliğinin sağlanması büyük öneme sahiptir.” BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR - Alzheimer'a karşı öneriler

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.