TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#almanya

almanya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, almanya haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İnanılmaz tehdit! 20 bin fil göndeririz Haber

İnanılmaz tehdit! 20 bin fil göndeririz

Dünyanın en yoğun fil nüfusuna sahip ülkesi Botsvana'nın Devlet Başkanı Mokgweetsi Masisi, fil avcılığına önlemek amacıyla av malzemeleri satışına yönelik kısıtlamalar getirmek isteyen Almanya'yı, 20 bin fil göndermekle tehdit etti.  Masisi, Bild gazetesine verdiği demeçte, Alman hükümetinin Afrika'da fil nüfusunu korumak için, av malzeme ve ekipmanlarının satışı yasağına yönelik girişimini eleştirdi.  Yaklaşık 130 bin filin yaşadığı Botsvana'da, koruma çabaları sonucunda fil nüfusunun patlama yaşadığına dikkati çeken Masisi, fil sürülerinin mülklere ve mahsullere hasar verip, insanların ölümüne yol açtığını belirtti.  Masisi, avcılığının, fil nüfusunu kontrol altına almak için etkili bir yöntem olduğuna değinerek, "Berlin'de oturup Botsvana'daki meselelerimiz hakkında fikir sahibi olmak çok kolay" ifadelerini kullandı.  Yasak 2019’da kalktı Botsvana'nın mevcut fil nüfusunu azaltmak için halihazırda Angola'ya 8 bin fil verdiğini hatırlatan Masisi, fil nüfusunun korunmasına yönelik faaliyetlere devam etmeleri durumunda Almanya'ya 20 bin fil gönderebileceklerini ifade etti. Masisi, bunun bir şaka olmadığını vurgulayarak, hayır cevabını da kabul etmeyeceklerini belirtti.  Dünya fil nüfusunun yaklaşık üçte birine ev sahipliği yapan Botsvana'da fil avcılığı 2014 yılında yasaklanmıştı. Bu yasak, fil nüfusundaki patlama ve yerel halkın talebi doğrultusunda 2019'da kaldırılmıştı.  Alman Çevre Bakanlığı, Afrika ülkelerine av malzemesi ihracatına kısıtlama getirilmesi yönünde bir girişimi gündeme getir

Nikaragua Almanya aleyhine UAD'de dava açtı Haber

Nikaragua Almanya aleyhine UAD'de dava açtı

Nikaragua, İsrail'in Gazze'deki eylemlerine siyasi, mali ve askeri destek sağlayarak "soykırım işlemesini kolaylaştırdığı" gerekçesiyle Almanya aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) dava açtı ve geçici tedbir kararı alınmasını talep etti. UAD'den yapılan yazılı açıklamada, Nikaragua'nın Almanya aleyhine dava açtığı duyuruldu. Nikaragua, Almanya'yı Gazze Şeridi başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemekle suçladı. Nikaragua, Divan'a başvurusunda Almanya'nın, İsrail'e siyasi, mali ve askeri destek sağlayarak, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) fonlarını keserek "İsrail'in soykırım işlemesini kolaylaştırdığı ve her halükarda soykırımı önlemek için mümkün olan her şeyi yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği" suçlamasında bulundu. Nikaragua, Almanya'nın İsrail'e verdiği destekle 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (Soykırım Sözleşmesi), 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve Ek Protokolleri, uluslararası insancıl hukukun ihlal edilemez ilkeleri ve diğer genel uluslararası hukuk normlarına aykırı hareket ettiğini savundu. Nikaragua, Ekim 2023'ten bu yana "Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına karşı onaylanmış soykırım riskine" işaret ederek, "Soykırım Sözleşmesi'ne taraf her ülkenin sözleşme uyarınca bu suçun işlenmesini önlemek için mümkün olan her şeyi yapmakla yükümlü bulunduğunu" hatırlattı. Nikaragua, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Statüsü'nün 41. maddesi ve İç Tüzüğü'nün 73, 74. ve 75. maddeleri uyarınca "Almanya'nın Gazze Şeridi'nde süren muhtemel soykırıma ve uluslararası insancıl hukukun ve uluslararası genel hukukun diğer emredici normlarının ciddi ihlallerine katıldığı" gerekçesiyle Divan'dan ihtiyati tedbir kararları almasını talep etti.

Büyükelçi Schulz açıkladı: Türkiye ile Almanya hidrojenin geliştirilmesi noktasında uygun iki ortak Haber

Büyükelçi Schulz açıkladı: Türkiye ile Almanya hidrojenin geliştirilmesi noktasında uygun iki ortak

Schulz, Almanya Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck'in geçen yıl ekim ayında enerji sektörü temsilcileriyle birlikte Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlattı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın Ankara'da düzenlenen 5. Türk-Alman Enerji Forumu'nda Alman yatırımcıları Türkiye'ye davet etmesinin Alman heyeti tarafından olumlu karşılandığını belirten Schulz, şunları söyledi: "Birkaç yıldır Türk-Alman enerji forumu ülkelerimizde düzenleniyor. Bu foruma enerji sektöründen kamu ve özel sektör temsilcileri katılarak işbirliği olanakları üzerinde görüşmeler yapıyor. Forumun son derece yapıcı ve verimli olduğunu vurgulayabilirim. Türkiye'nin yenilenebilir enerji ve yeşil enerji dönüşümünde önemli hedefleri var. Ülkede yenilenebilir enerji kaynakları ve tedarik zinciri alanlarında önemli yatırım imkanları bulunuyor. Ayrıca iklim değişikliği ile mücadele, sanayinin karbonsuzlaşması ve yeşil enerji dönüşümü konularında çok yoğun işbirliği alanları ve imkanları mevcut." Schulz, Türkiye'de bulunan Alman şirketlerin operasyonlarından oldukça memnun olduklarını ve olumlu deneyimler elde ettiklerini belirtti. Ancak, yeni yatırımcıları çekmenin farklı bir konu olduğunu ifade etti. Bazı şirketlerin Türkiye'de yatırım yapmaktan çekindiklerini bildiklerini aktaran Schulz, yatırım koşullarının cazip olması gerektiğini vurguladı. Bu koşullar arasında yasal güvenceler, planlama güvenliği ve finansman konularında kolaylıkların bulunması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin Avrupa'ya yakınlığının, yeni üretim merkezi ve tedarik zinciri oluşturma açısından büyük bir avantaj olduğunu belirten Schulz, şirketlerin Kovid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası güvenilir piyasa arayışına girdiğini ve Türkiye'nin coğrafi konumu ve potansiyeli açısından önemli bir ülke olduğunu vurguladı. Schulz, Türkiye'nin stratejik bir konumda olduğunu vurgulayarak, "Ben kesinlikle Türkiye’nin bu konuda önemli bir konumda olduğunu düşünüyorum. Hem Kovid-19 salgını açısından hem de savaş açısından şirketler daha güvenilir piyasalara yönelmek zorunda hissettiler kendilerini. Piyasalar açısından ellerindeki imkanları çeşitlendirmeye doğru yöneldiler. Tabii ki Türkiye de bu açıdan önemli bir konumda çünkü coğrafi olarak yakın, kültürel olarak yakın ve aynı zamanda iki ülke birbirini iyi tanıyor. Yani birbirine yabancı değil." dedi. Schulz, Türkiye'de güneş panelleri üretimi alanında çok önemli şirketler bulunduğunu ve kapsamlı bir üretimin yapıldığını belirtti. Almanya'nın Kovid-19 salgını öncesinde ve Ukrayna'daki savaş öncesinde de yenilenebilir enerji konusunda yoğun bir çalışma içinde olduğunu ifade etti ve bu çalışmanın Türkiye ile daha da yoğunlaşacağını söyledi. Türkiye'nin bu noktada mutlaka önemli bir rol oynayacağını dile getirdi. Hidrojenin geliştirilmesi konusunda Türkiye ve Almanya'nın önemli adımlar attığını belirten Schulz, hidrojen ile ilgili iki ülkenin yakın dönemde mutabakat zaptı imzaladığını ve bazı şirketlerin Türkiye'de hidrojen ile ilgili ortak bir yatırım gerçekleştirdiğini aktardı. Yeşil hidrojenin stratejik açıdan gelecek vadeden önemli bir kaynak olduğunu vurgulayan Schulz, Almanya'da bu kaynağın sanayide kullanıldığını ancak gelecekte daha büyük bir ihtiyacın olacağını ifade etti. Türkiye'nin büyük miktarda hidrojen üretme potansiyeline sahip olduğunu düşündüklerini belirten Schulz, Türkiye ile bu alanda işbirliği içinde olmaktan memnuniyet duyacaklarını sözlerine ekledi.Schulz, söz konusu mutabakat zaptının bazı unsurlarının şimdiden uygulandığını vurgulayarak, "Örneğin bir görev gücü oluşturuldu, uzmanlar bir araya gelip şimdiden bu alanda neler yapılabileceğini görüşüyorlar. Aynı zamanda ortak yatırımlar konusunda neler yapılabilecekleri konusu irdeleniyor. Hatta bildiğim kadarıyla Türkiye'de bir ortak yatırım gerçekleşti bile." şeklinde konuştu. Hidrojenin geleceğe yönelik stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Schulz, Türkiye ile Almanya'nın hidrojenin geliştirilmesi noktasında uygun iki partner olduğunu belirtti. Ayrıca ülkelerin, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda ortak hareket etme kararı aldığını ve düzenli olarak üst düzey görüşmelerin gerçekleştirilmesinin kararlaştırıldığını ifade etti.

Almanya'da havalimanındaki grevden yolcular nasibini aldı Haber

Almanya'da havalimanındaki grevden yolcular nasibini aldı

Almanya'daki havalimanlarında görev yapan güvenlik personeli, Birleşmiş Hizmet Sektörü Sendikası (Ver.di) ile işverenler arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine Berlin-Brandenburg, Frankfurt, Hamburg, Köln/Bonn, Leipzig/Halle, Stuttgart, Bremen, Hannover, Düsseldorf, Erfurt ve Dresden havalimanlarında uyarı grevine başladı. Sendikanın, işverenler üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığı bu iş bırakma eylemi nedeniyle, söz konusu 11 havalimanında uçuşlar gerçekleştirilmedi. Alman Havalimanları Birliği tarafından yapılan açıklamada, grev sebebiyle bugün yaklaşık 1100 uçuşun iptal edildiği veya geciktiği, 200 binden fazla yolcunun etkilendiği belirtildi. Berlin/Brandenburg, Hamburg, Hannover ve Stuttgart gibi havalimanlarında hiçbir uçağın kalkmadığı, ancak Frankfurt Havalimanı'nda güvenlik kontrollerinden muaf olan transit yolcular için seferlerin düzenlendiği ifade edildi. Personel gösteri düzenledi Berlin-Brandenburg Havalimanı'nın Willy-Brandt Meydanı'nda bir araya gelen güvenlik personeli, gösteri düzenledi ve daha sonra havalimanı içinde tur attı. Ver.di Berlin-Brandenburg Bölgesi Başkan Yardımcısı Benjamin Roscher, yaptığı açıklamada, işverenlerin sendikanın taleplerini kabul etmediğini belirterek, "Bu nedenle Almanya genelinde uyarı grevi yapıyoruz." dedi. Roscher, grevde haklı taleplerde bulunduklarını belirterek, "Grev maalesef yolcuları da etkiliyor. Anlayış bekliyoruz. Bu, son çare olarak kullanıyoruz. Her şeyi müzakere masalarında çözmeye ve uzlaşma sağlamaya çalışıyoruz, ancak suçlu olan işverenler, hiçbir şey önermek istemeyen onlardır." ifadelerini kullandı. Grev nedeniyle seyahat edemeyen ve İsviçre'de yaşayan Franz Wilmer, grev hakkında bilgi sahibi olmadığını belirterek, "Bu akşam uçacağımı söylediler. Buraya geldim, ancak (uçuşların) hepsi iptal edilmiş. Yarın akşam uçabileceğimiz söyleniyor gibi." şeklinde konuştu. Trenle havalimanından ayrılacağını belirten Wilmer, "Ancak onlara da güvenmiyorum. Onlar da grev yapabilir. Bir otel tutup, geceyi orada geçireceğim ve yarın yoluma devam edeceğim." dedi. Berlin-Brandenburg Havalimanı Sözcüsü Sabine Deckwerth, ülkedeki birçok havalimanında güvenlik personelinin greve çıktığını belirterek, "Güvenlik kontrollerinden geçmeleri gereken yolcular, kontrollerin yapılmaması nedeniyle uçağa binemiyor. Bu durum, Berlin-Brandenburg Havalimanı'ndan kalkan tüm uçuşların bugün iptal edildiği anlamına geliyor. Bugün hiçbir yolcu hiçbir yere uçamaz." şeklinde konuştu. Deckwerth, havalimanında bugün 170 uçağın kalkmadığını bildirdi. Ver.di, havalimanlarında görev yapan 25 bin çalışanın saat ücretinin 2,80 avro artırılmasının yanı sıra görev ödeneğinin ve fazla çalışma ücretlerinin artırılmasını talep ediyor. İşverenler ise bu yıl için yüzde 4, gelecek yıl için yüzde 3 ücret artışı teklif ediyor. Toplu sözleşme görüşmelerinde geride kalan 3 turun ardından taraflar, 6 ve 7 Şubat'ta tekrar bir araya gelecek. Ülkede daha önce Alman Demir Yolları'nda (Deutsche Bahn) çalışan makinistler, ücret artışı talebiyle 24-29 Ocak tarihleri arasında grev yapmıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.