TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#alım gücü

alım gücü haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, alım gücü haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yoksul ajandası: İndirim günleri, akşam pazarı ve kuyruklar Haber

Yoksul ajandası: İndirim günleri, akşam pazarı ve kuyruklar

ÇAĞLA GENİŞ Her geçen gün daha da artan gıda enflasyonu, en çok dar gelirli kesimleri vuruyor. Vatandaş giderek düşen alım gücü nedeniyle kalitenin ikinci planda kaldığı ucuz gıdalara yöneliyor. Bu durum ‘merdiven altı’ denilen kayıt dışı üretim hız kazanırken, gıda ürünlerinde taklit ve tağşişin de artmasını tetikliyor. Halk sağlığı açısından risk teşkil eden bu tabloyu değerlendiren Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Yurttaş ne yazık ki beslenemiyor. Sadece karın doyuruyor” vurgusu yaptı. Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle ucuz baklavalarda yapılan hileler konusunda da uyaran Toprak, Antep fıstığı yerine gıda boyası ile boyanmış yer fıstığı konulduğunu söyledi. HALK SAĞLIĞI RİSK ALTINDA Vatandaşın alım gücünün büyük ölçüde azaldığını belirten Toprak, “Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların olduğu, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit/tağşiş haberi ile karşılaştığımız günleri yaşıyoruz. Gıda enflasyonunun yüksek olması gıda harcamalarının toplam harcamasının büyük bir bölümünü oluşturan dar gelirli kesimleri çok daha fazla etkilemektedir. Bu da özellikle gıda ithalatçısı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en temel sorunlarından biridir. Yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azaltıyor. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmaktadır. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkmaktadır; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil etmektedir. Taklit ve tağşiş ile mücadelede elbette ifşa etmek, denetimleri arttırmak, caydırıcı para ve hatta hapis cezası önemli. Ama daha da önemlisi bu kanunları uygulamak. Ülkemiz için asıl önemli nokta ise, işin sosyoekonomik boyutu. Bu noktada da asgari ücret, açlık sınırı, gıda enflasyonu ve alım gücü gibi kavramlar devreye giriyor” dedi. İNDİRİM GÜNLERİNİ TAKİP EDİYORLAR Türk-İş’in Mayıs 2023 verilerine göre mutfak enflasyonundaki artış yıllık yüzde 112,13 olduğunu hatırlatan Toprak, “Açlık sınırı 10.362,01 TL. Yani asgari ücret açlık sınırının altında. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 13.439,41 TL. Yoksulluk sınırı ise 33.752,49 TL. Yani 4 kişilik bir ailenin tamamı asgari ücrete çalışsa dahi yine de yoksul. Yani mevcut duruma baktığımızda hepimiz yoksuluz, çoğumuz açız desek yanlış olmaz. Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Sonuç olarak; enflasyon, sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır” ifadelerini kullandı. YURTTAŞ BESLENEMİYOR Dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları karşılayacak düzeyde olmadığını dile getiren Toprak, “Son dönemde hemen her ülkede yaşanan gıdaya ilişkin sorunlar, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koyuyor. Yinelemek gerekir ki, dar gelirli ailelerin elde ettiği gelir yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde değil. Bu durumda olan aileler, büyük bir olasılıkla beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak elde edebilmekte. Sonuç olarak, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız, yetersiz ve dengesiz beslenmesine neden olmakta. Hicap duyarak söylüyoruz yurttaş ne yazık ki beslenemiyor. Sadece karın doyuruyor. Dengeli bir beslenme yerine tek tip ve özellikle karbonhidrat ağırlıklı beslenme ilerleyen yıllarda başta obezite olmak üzere diyabet ve diğer hastalıklara neden olacak” diye konuştu. GIDA BOYALI YER FISTIĞI Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle ucuz baklava ve çikolata gibi ürünlerde yapılan hileler konusunda da uyaran Toprak, şunları söyledi: “Bayramının gelmesiyle birlikte ikramlık çikolata, baklava, şekerleme, lokum gibi ürünler yine tüketicilerin başlıca alışveriş kalemlerini oluşturacak. Ancak alışverişi yapacak tüketicilere, özellikle de alım gücü düşük olan kesime yönelik olarak bazı fırsatçılar; yine merdiven altı, kayıt dışı, uygunsuz ürünleri, sokakta, dökme veya ambalajsız olarak, neredeyse hammadde fiyatına satacaklardır. Tüketiciler bu ürünlere itibar etmemeli, bunları satın alıp tüketmemelidir. Satın alınan gıdaların etiketlerinde Tarım ve Orman Bakanlığınca verilen işletme kayıt veya onay numarasının olup olmadığının kontrol edilmesi, tavsiye edilen tüketim tarihi, üretici firmanın adı ve adresi, içerik bilgileri, miktar ve fiyat bilgilerinin incelenmesi büyük önem taşımaktadır. Baklavada Antep fıstığı yerine yer fıstığı ve gıda boyası kullanılan ürünler satışa sunulabiliyor. Bunun yanında glikoz ve fruktoz şurubu yani mısır nişastası bazlı şeker kullanımı çok olabiliyor. Şekere göre fiyatı daha uygun olduğu için tercih sebebi olabiliyor. Çikolata hileye açık bir üründür. Kaliteli bir çikolatayı anlamak için; etiketi çok iyi okumalıyız, içeriğinde yapay tatlandırıcılar, soya, koruyucu, mısır şurubu ve trans yağlar olmayanlar tercih edilmeli. Kaliteli çikolatalarda kakao oranı en az yüzde 50 civarında olmalı. Kaliteli bir çikolata pürüzsüz, parlak ve lekesiz olmalı. Kırılırken bitter çikolatada sütlü çikolataya kıyasla daha sert bir ses çıkartmalı, ayrıca kırılırken kırıntı bırakmamalı. Çikolatanın ambalajından çıkartılıp ele alındığında erimeye başlaması gerekir. Çünkü gerçek kakao yağı 34 santigrat derecede yani vücut sıcaklığında eriyen bir yağdır.”

Zincirin hiçbir halkasında yüz gülmüyor Haber

Zincirin hiçbir halkasında yüz gülmüyor

TENZİLE AŞÇI/ÖZEL HABER Türkiye’de milyonlarca vatandaş yıllardır ekonomik krizle mücadele ederken geçtiğimiz yıldan itibaren ekonomik buhran haline gelen krizin yükü sabit gelirlinin üzerine yüklendi. Yıllar içinde alım gücü önemli ölçüde azalan vatandaşlar için meyve, sebze gibi temel tüketim mallarına ulaşım dahi çok zor hale gelirken son zamlarla birlikte kiloyla alınan sebze ve meyveler, yerlerini taneyle alınan sebze ve meyvelere bıraktı. Pazardaki fiyatlar tüketicinin cebini yakarken Pazar esnafı da satışların azalmasından şikayetçi. Öte yandan; üretim zincirinin en önemli bileşenlerinden olan hallerdeki durum da ne üreticinin ne de tüketicinin içini açmıyor. İLKSES’e konuşan Buca Sebze Meyve Hal’i esnafı, girdi maliyetlerinin yüksek olduğuna dikkat çektiler. PINAR: AKARYAKIT ARTIŞI FİYATLARI ETKİLER Hal esnafı Mustafa Akçil Pınar, hal fiyatlarının değişken olduğunu belirterek, “Şu an hem sebze hem de meyveler satılıyor. Fiyatlar her gün değişebiliyor. Bugün 3 ise yarın 5 olabiliyor. Günlük değişiyor. Şu an mesela 5 liraya da salatalık var 10 liraya da salatalık var. Kalite farkına göre değişiyor. Limon 8 ile 13 lira arasında değişiyor. Biberler… 8 liraya da var 30 liraya da. Kıl biberler 25-30 lira arasında. Soyulmuş enginarın adedi ise 11-12 lira bandında. Soyulmuş beyaz lahalanın da kilosu 4-5 lira. Hal esnafı fiyatlardan memnun mu? Hal esnafı bugün kar eder yarın zarar eder. Onun bir garantisi yok” dedi. Son günlerde art arda gelen akaryakıt artışlarının fiyatlara da etkisi olacağını belirten Pınar, “Akaryakıt fiyatlarındaki artış da fiyatları etkiler. 10 liraysa 12 olur” diye konuştu. ÖZER: HALKIN CEBİNİ YAKMAZ Domates ağırlıklı satış yapan hal esnafı Ferhat Özer, ortalama fiyatlar hakkında bilgi verirken, “Sattığımız ürünler genellikle topraksız tarım ürünleri. Salkım domates, Dikili’den geliyor. Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın da sayılı seralarından biri. Ürünlerimiz genellikle kışın ihracata gider. Mayıs ayından sonra Avrupa’nın kendi ürünleri çıkmaya başlayınca iç piyasada satıyoruz. Şu anda ürün bol ve fiyatlar makul. Halkımızın ulaşabileceği bantta. Şu anda pembe domates 15—20 lira, salkım domates 10-12 lira, Salihli’den gelen domates de 10-12 lira bandında. Ortalama 3-5 liraya olan domatesler de var. Şu anda domatesin mevsimi, Fiyat olarak da halkın cebini yakmaz. Patlıcanın ve salatalığın fiyatı 10-12 lira bandında” ifadelerini kullandı. “ÜRETİCİ KARLI DEĞİL” Haldeki mevcut fiyatların esnafı da üreticiyi de memnun etmediğini belirten Özer, akaryakıt zamlarının fiyatlara etkisi noktasında da değerlendirmelerde bulunarak, “Şu an bu fiyatlar üreticiyi kesinlikle mutlu etmiyor. Girdi fiyatları çok yükseldi. Maliyetler çok yüksek. Birkaç gündür dolara ve mazota gelen artıştan sonra maliyetler daha da arttı. Domateslerin konulduğu kutu bile 12 lira. Ayrıca asgari ücrete önümüzdeki ay zam gelecek. Bu da maliyeti artıracak. Üretici için karlı değil bu fiyatlar. Meyve-sebze sektörü arz-talebe bakar. İsterseniz mazot 100 lira dolar 200 lira olsun. Bir ürün bollaştığı zaman bunu fiyatını piyasa kendi belirler. O malın hale çok girmesi fiyatı düşürür az olması yükseltir. Bunun mazotla ilgisi yok. Önemli olan girdi maliyetleri. Zaten şu anda paramız çok değersiz olduğu için ihraç etsek de bir faydası olmuyor” dedi. DİNÇER: HER YIL BİR ÖNCEKİNİ ARATIYOR Her yılın önceki yılı arattığını söyleyen meyve ağırlıklı satış yapan hal esnafı Abdullah Dinçer, “Şu an meyvede düzen yok. Tek sıkıntısı da hava koşulları. Bundan 10-15 gün önce yağmur geldi ve bu yüzden ihracat durdu. Meyvenin kalitesini de düşürdü. Bu nedenle meyve fiyatları düşmeye başladı. Mallar geliyor, bozuk çıkıyor. Müşteri memnun değil. Sıkıntılıyız. Mesela şu anda kayısı 7 liradan 16 liraya kadar gidiyor. Erikler 20 lira civarında. Kavunun da kilosu 10-13 lira arasında değişiyor. Yaz armudunun 20-25 lira arasında. Yerli muz 25 lira bandında. Çilek ise 12-15 lira. Şu anda meyvelerin buraya gelişlerindeki maliyet çok yüksek. Nakliyesi, hamaliyesi, dükkan ve işçi masrafı… Gerçekten sıkıntılı. Her sene önceki seneyi aratıyor. Masrafımız çok. Bizim maliyetlerimiz artıyor ama bunu müşteriye yansıtmamaya çalışıyoruz. Bizim karımız geçtiğimiz yıla göre yüzde 25 oranında düştü” ifadelerini kullandı. ÖZCAN: KARIMIZ AZALDI MALİYETLERİMİZ YÜKSELDİ Özellikle seçim öncesinde ‘belirleyici unsur’ olarak gündeme gelen patates-soğan ağırlıklı satış yapan Mustafa Özcan da girdi maliyetlerinin yüksekliğinin üretici ve esnafın belini büktüğüne dikkat çekerek şunları söyledi; “Şu an iki çeşit soğan var. Birinci dediğimiz 8-9 lira bandında. Kavurmalık dediğimiz ikinci soğanın kilosu ise 4-5 lira. Bunlar buradaki fiyatlar. Patatesin kilosu da şu anda 8-9 lira bandında. Küçük patatesler ise 6-7 lira. 8-9 lira dediğimiz patatesin kilosu pazara gidene kadar 12-13 lira oluyor. Yerine uzaklığına göre değişiyor. Yakıtlar, masraflar ağır. Bunlar ekleniyor. Ürünlerin tohumu, kasada kullandığımız hammadde bile bile dışarıdan geliyor. Zirai ilaçlarımızı dışarıdan geliyor. İşçilik çok. Bunların hepsi maliyet. Maliyetlerimiz çok yüksek. Geçtiğimiz yılla kıyaslarsak karımız azaldı, maliyetlerimiz yükseldi. Bizim maliyetlerimiz… Geçen yıl kiloda 1 lira maliyetimiz varsa bu 4-5 lira oldu.” ARSLAN: TÜRKİYE’NİN EN DÜZENLİ HALLERİNDEN BİRİ Halin işleyişi ve hal esnafına ilişkin genel bilgi veren Hal Müdürü Sinan Arslan, İzmir halinin Türkiye’nin en iddialı hali olduğunu belirterek “İzmir sebze-meyve hali, gerek hijyen gerekse kullanım olarak Türkiye’nin en düzineli hallerinden biri. 159 esnafımız var burada. Buranın idaresi İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarafından yapılıyor. Burayı küçük bir kasaba olarak düşünebiliriz. Günde 15-220 bin arası vatandaş girip çıkıyor. Ortalama gelen araç sayısı da 6 bin. Tabii dönem dönem piyasadaki durgunluklar hale de yansıyor. Biz burada, maliye ve Ticaret Bakanlığı ile birlikte sık sık kontrol yapıyoruz. Bu kontrollerdeki amaç kayıt dışılığı önlemek, fiyat kontrolü, haksız rekabetin oluşmaması, hijyen-sağlık, sigortalılık gibi konulardaki düzen için yapıyoruz. Hem satış hem de hijyen olarak elimizden gelen hizmeti yapmaya çalışıyoruz. Haller 24 saat yasasına göre çalışıyor. Biz de kontrollerimiz 24 saat yapıyoruz. Bizim yaptığımız kontrol ve kestiğimiz cezalardaki amacımız esnafı cezalarla caydırıp bezdirmek değil, nizamı sağlamak” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.