TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Alerji

Alerji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Alerji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kış bitiyor, bahar alerjisi geliyor! Bahar alerjisi nedir, belirtileri nelerdir? Haber

Kış bitiyor, bahar alerjisi geliyor! Bahar alerjisi nedir, belirtileri nelerdir?

Bahar ayları geldiğinde, birçok insan bahar alerjisi ile karşı karşıya kalır. Polenlerin havada yoğunlaşmasıyla birlikte, alerji semptomları da artış gösterir. Bahar alerjisi nedir? Konuya ilişkin bilgileri, haberimizin devamında sizin için derledik. Bahar alerjisi nedir? Bahar alerjisi, bahar mevsiminde polenlerin havada daha yoğun bir şekilde bulunmasıyla ortaya çıkan alerjik reaksiyonlardır. Genellikle ağaçların, çimenlerin ve çiçeklerin çiçek açtığı dönemlerde meydana gelir. Bahar alerjisinin temel sebebi, polenlerin solunum yoluyla vücuda girmesi ve bağışıklık sisteminin bunlara aşırı tepki vermesidir. Bahar alerjisi belirtileri nelerdir? Bahar alerjisi belirtileri yaygın olarak şu şekilde karşımıza çıkar: Hapşırma: Birden fazla ve sık sık hapşırma, bahar alerjisinin tipik belirtilerindendir. Burun tıkanıklığı veya akıntısı: Burun tıkanıklığı veya burun akıntısı, alerjik reaksiyonun bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Burun akıntısı genellikle berrak ve sulu olabilir. Gözlerde kaşıntı ve sulanma: Bahar alerjisi olan kişiler genellikle kaşıntılı ve sulanmış gözlere sahip olabilirler. Gözlerde kızarıklık ve şişlik de görülebilir. Boğazda kaşıntı: Polenlerin solunması sonucu boğazda kaşıntı hissi olabilir. Öksürük: Bahar alerjisi bazı kişilerde öksürüğe neden olabilir. Özellikle gece öksürüklerin artması yaygındır. Nefes alma güçlüğü: Şiddetli bahar alerjisi belirtileri olan kişilerde nefes alma güçlüğü yaşanabilir. Bu durum özellikle astımı olan kişilerde daha belirgin olabilir. Baş ağrısı: Alerjik reaksiyonlar baş ağrısına neden olabilir. Yorgunluk ve halsizlik: Bahar alerjisi belirtileri yaşayan kişilerde yorgunluk ve halsizlik hissi yaygın olabilir. Bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve bazı kişilerde daha hafif, bazılarında ise daha şiddetli olabilir. Ayrıca, bahar alerjisi belirtileri grip veya soğuk algınlığı ile karıştırılabilir, ancak alerjik reaksiyonların belirtileri genellikle polen sezonunda ortaya çıkar ve bu belirtiler uzun süre devam edebilir. Bahar alerjisi hangi aylarda olur? Bahar alerjisi genellikle ilkbahar mevsiminde ortaya çıkar. Ancak bu, coğrafi konuma ve bitki örtüsüne bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Genellikle ağaçların, çimenlerin ve çiçeklerin polen üretiminin yoğun olduğu dönemlerde, yani ilkbaharın başlarında ve ortalarında bahar alerjisi belirtileri daha belirgin hale gelir. Polenlerin havada bulunma süresi ve yoğunluğu, hava koşulları, bitki türleri ve diğer çevresel faktörler gibi birçok etkene bağlıdır. Bu nedenle, bahar alerjisi yaşayan kişilerin yaşadıkları bölgedeki polen sezonunu ve belirtilerinin ne zaman ortaya çıktığını dikkate alması önemlidir. Bahar alerjisi kimlerde görülür? Bahar alerjisi, polenlere karşı aşırı duyarlılık gösteren kişilerde ortaya çıkar. Bu durum, bağışıklık sisteminin polenlere aşırı tepki vermesi sonucunda alerjik reaksiyonların oluşmasına yol açar. Bahar alerjisi genellikle çocukluk veya gençlik döneminde başlar, ancak her yaş grubunda görülebilir. Bahar alerjisi riskini artıran bazı faktörler şunlardır: Genetik yatkınlık: Alerji öyküsü olan ailelerde, bireylerin alerjiye karşı daha duyarlı olma eğilimi vardır. Astım veya diğer alerjik durumlar: Astım, egzama gibi alerjik cilt reaksiyonları, saman nezlesi gibi diğer alerjik durumlar, bahar alerjisi riskini artırabilir. Çevresel faktörler: Hava kirliliği, sigara dumanı gibi çevresel kirleticiler, polenlerin solunmasını daha zor hale getirerek alerjik reaksiyon riskini artırabilir. Coğrafi konum: Polen miktarı ve türleri, yaşadığınız bölgeye bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bazı bölgelerde polen sezonu daha uzun veya daha yoğun olabilir, bu da bahar alerjisi riskini artırabilir. Diğer sağlık durumları: Bazı sağlık sorunları veya bağışıklık sistemini etkileyen durumlar, bahar alerjisi riskini artırabilir. Herkes bahar alerjisi geliştirebilir, ancak yukarıda belirtilen faktörlere sahip olan kişilerde risk daha yüksek olabilir. Bahar alerjisi nasıl tedavi edilir? Bahar alerjisi tedavisi, belirtileri hafifletmeyi ve yaşam kalitesini artırmayı amaçlar. Bahar alerjisi tedavisi için yaygın olarak kullanılan yöntemler şunlardır: Antihistaminikler: Hapşırma, burun akıntısı, kaşıntı ve göz sulanması gibi belirtileri hafifletmek için antihistaminik ilaçlar kullanılabilir. Antihistaminikler, vücutta histamin adı verilen bir kimyasalın salınımını engeller ve alerjik reaksiyonları azaltır. Burun spreyleri: Burun tıkanıklığı ve burun akıntısını azaltmak için kortikosteroid burun spreyleri kullanılabilir. Bu spreyler, burun içindeki iltihabı azaltarak semptomların şiddetini azaltır. Göz damlaları: Kaşıntılı ve sulanmış gözleri rahatlatmak için antihistaminik özelliklere sahip göz damlaları kullanılabilir. Dekonjestanlar: Burun tıkanıklığını hafifletmek için dekonjestanlar kullanılabilir. Ancak, dekonjestanların uzun süreli kullanımı burun tıkanıklığına bağımlılık yapabilir, bu nedenle kısa süreli kullanım önerilir. Alerji aşıları (immünoterapi): Şiddetli bahar alerjisi olan kişilerde, belirtileri kontrol altına almak için immünoterapi düşünülebilir. Bu tedavi, vücudun polenlere karşı aşırı tepkisini azaltmak için düzenli olarak polen özleri içeren enjeksiyonlar veya ağız altı damlaları kullanmayı içerir. Evde alınabilecek önlemler: Alerjenlerle teması azaltmak için evde alınabilecek bazı önlemler almak da önemlidir. Örneğin, polen sezonunda dışarı çıkarken maske takmak, pencereleri kapalı tutmak, dışarıdan eve polen taşınmasını engellemek için giysi değiştirmek, polen sezonunda dışarıda yapılan aktiviteleri sınırlamak gibi önlemler alınabilir. Bahar alerjisi tedavisi için en uygun seçenekler, semptomların şiddeti, kişinin sağlık durumu ve yaşam tarzına bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, tedavi seçenekleri konusunda bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Uzmanlardan mevsimsel alerjilere karşı öneri Haber

Uzmanlardan mevsimsel alerjilere karşı öneri

Mevsim değişikliklerinin özellikle ilkbahar ve sonbahar gibi geçiş aylarında, birçok insanın mevsimsel alerjileriyle başa çıkmasını zorlaştırdığını belirten uzman isimler, mevsimsel alerjilere karşı Anadolu propolisini önerisinde bulundu. Mevsimsel alerjiler, polenler gibi belirli alerjenlerin neden olduğu semptomlar nisan-eylül ayları arasında görülür ve burun akıntısı ve kaşıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı, göğüste sıkışıklık hissi gibi yaygın alerjik semptomların görüldüğü bir tablo ile karakterizedir. Antihistaminik özellik taşıyan bazı biyoaktif bileşenler, alerjen ile karşılaşılan durumlarda açığa çıkan histamini baskılamaya yardımcı olur. Histaminin baskılanması, alerji kaynaklı oluşan iltihap, kaşıntı, ödem, hapşırık, burun akıntısı, nefes darlığı ve deri döküntülerinin daha hızlı bir şekilde giderilmesine destek olur. Yapılan pek çok bilimsel araştırmada, propolisin içeriğinde bulunan değerli fenolik ve flavonoidlerden özellikle kuersetinin ise doğal antihistaminik etkiye sahip olduğunu ifade edildi. “Propolis, mevsimsel alerji semptomlarını iyileştirmeye yardımcı oluyor” 2017 yılında yapılan bilimsel bir çalışmada propolis desteğinin akut rinit ve soğuk algınlığına olan etkisi incelendiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Pınar Çakır, “Çalışmaya 2-12 yaşlarında akut rinit ve soğuk algınlığı bulunan 40 çocuk hasta katılmıştır. Propolisli burun spreyi ile 7 gün boyunca günde 3 kez uygulanmış, başlangıç 1. gün ve son 7. gün arasında iyileşme ve yaşam kalitesindeki değişim karşılaştırılmıştır. Uygulanan propolis desteğinin 4. gün itibariyle semptomlarda düzelme sağladığı görülmüştür. Ayrıca 7 gün sonra, akut rinitte görülen burun akıntısı ve tıkanıklığı, hapşırma, öksürük krizleri, boğazda kaşıntı gibi semptomlarda da azalma tespit edilmiştir. Araştırmacılara göre, çocuklarda akut rinit ve soğuk algınlığı semptomlarının iyileşmesine propolisli burun spreyinin yardımcı olabileceği ve bu hastalığın mevcut tedavisine de destek olarak eklenebileceği bildirilmiştir” dedi. “Mevsimsel geçiş dönemlerinde sık görülen enfeksiyonlara karşı doğal olarak etkili” Arı Ürünleri Uzmanı Gıda Yüksek Mühendisi Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı ise “Mevsim geçişlerinde sık görülen hafif üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) semptomların rahatlatmaya yönelik olarak propolis takviyesinin etkinliği bilimsel araştırmalara da konu olmuştur. 2021 yılında İtalya’da yapılan ve 8 hafta süren randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir klinik çalışmada, propolis ekstraktının hafif üst solunum yolu enfeksiyonu algılayan 122 sağlıklı yetişkin üzerindeki etkinliği araştırılmıştır. Katılımcılar 2 gruba ayrılmıştır. Deney grubunda yer alan 58 kişiye toplam polifenol içeriği 15 mg/ml olan propolisli sprey, beş gün boyunca günde üç kez 2-4 puff olmak üzere ağız içine uygulanmıştır. Kontrol grubunda yer alan 64 kişi ise hiç propolis takviyesi almamıştır. 3. günde, deney grubundaki propolis alan katılımcıların yüzde 83'ünde semptomlarda gerileme görülürken, kontrol grubundaki hiç propolis almayan katılımcıların yüzde 72'sinde en az bir semptom kalmıştır. Sonuç olarak; hem bakteriyel hem de viral kaynaklı hafif üst solunum yolu enfeksiyonlarında semptomları azaltmak amacıyla, medikal tedaviye ek olarak propolis takviyesi kullanılabilir” dedi. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Sonbaharda cildinizi nasıl hazırlarsınız? İşte cilt bakımında ihtiyacınız olan tüyolar!

Alerjisi olanlar dikkat! Kritik dönem başlıyor... Haber

Alerjisi olanlar dikkat! Kritik dönem başlıyor...

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Ömer Faik Sağun, günümüzde sık görülen alerji hastalığıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Baharın gelmesiyle birlikte alerjik hastalıkların görülme sıklığında artış olacağını öngördüklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Ömer Faik Sağun, "Alerjinin en büyük nedeni havada yayılan ağaç, çiçek ve çimenlerin oluşturdukları polenlerdir. Kişi alerjik bünyeye sahipse, vücuda giren polenler bazı maddelerin salgılanmasına neden olur. Bu da gözlerdeki ve burun zarlarındaki kılcal damarların genişleyerek dokuların şişmesine yol açar. Bunun sonucunda bahar alerjisi oluşur. Bahar alerjisi halk arasında saman nezlesi olarak da bilinmektedir" diye konuştu. "Alerji çok sık görülen bir hastalıktır" Alerji normalde zararlı olmayan maddelere karşı vücudun verdiği abartılı cevap ifade eden Uzman Sağun, "Alerji çok sık görülen bir hastalıktır. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörler ortaya çıkışında önemli rol oynar. İmmün sistem (Bağışıklık sistemi), normal olarak vücudumuzu bakteri, virüs gibi mikroplara ve zararlı maddelere karşı korur. Ancak normalde zararlı olmayan maddelere karşı immün sistem abartılı cevaplar vermeye başlar ise buna alerji denir. Alerjik hastaların immün sistemleri bazı maddelere karşı aşırı hassastır. Bu maddelerle karşılaşınca immün sistem kontrolden çıkar ve kaşıntı, kızarıklık, şişme, spazm, göz yaşarması, burun akıntısı gibi alerjik şikayetler ortaya çıkar" şeklinde konuştu. "Bahar alerjisinin nedenleri ağaçlar ve çimenlerden yayılan polenlerdir" Alerjiyi başlatan maddeye alerjen dendiğini ifade eden Uzman Ömer Faik Sağun, "Polen, küf, hayvan tüyü, ev tozu, ilaçlar ve gıdalar en sık karşılaşılan alerjenlerdir. Özellikle bahar mevsiminde ortaya çıkan, burun akıntısı, burunda tıkanıklık, gözlerde yaşarma ve hapşırma belirtileri ile seyreden tablo bahar alerjisi ya da mevsimsel alerjik rinit olarak adlandırılır. Bahar alerjisinin nedenleri ağaçlar ve çimenlerden yayılan polenlerdir. Polenler havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak birikirler. Daha sonra alerjik reaksiyon ve buna bağlı belirtiler ortaya çıkar” ifadelerini kullandı. "Tedavi edilmezse sinüzit, otit ve astıma neden olur" Bahar alerjisi tedavisi hakkında bilgiler veren Sağun, "Alerjik rinit (bahar alerjisi) uzun süren hasta hekim ilişkisi ve sabır gerektiren bir tedavidir. Tedavide alerjenlerden korunma yanında burundan kortizonlu spreyler ve antialerjik ilaçlar kullanılır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek amacıyla dengeli beslenilmeli, istirahat edilmeli ve bol su içilmelidir. A, B, C ve E vitaminli besinler tüketilmelidir. Alerjenlerden uzak kalınmalı, mutlak surette korunulmalıdır. Stresten uzak yaşamalı, alkol, sigara tüketilmemelidir. Bazı hastalarda immünoterapi yani aşı uygulaması yapılmaktadır. İmmünoterapi için seçilecek hastalar genellikle alerjisi ilaçlarla kontrol edilemeyen veya ilaç yan etkilerinden rahatsız olan hastalardır. Hastada en az iki mevsim veya 6 ay alerji bulguları varsa aşı düşünülebilir. Hastalık göz kaşıntısı ve hapşırmaktan ibaret basit bir hastalık değildir. Tedavi edilmezse ve önlem alınmazsa tekrarlar. Sinüzit, otit ve astıma neden teşkil edebilir" dedi. "Yağmur yağdıktan sonra ve akşam saatlerinde polen yoğunluğu azalır" Bahar alerjisinden korunma yolları hakkında bilgiler veren Ömer Faik Sağun “Önce hangi polenin alerji yaptığının bilinmesi gereklidir. Bunun için alerji testi gereklidir. Polenler coğrafi bölgelere göre değişkenlik gösterir. Sabahtan öğlene kadar polenler en yüksek seviyede bulunur. Yağmur yağdıktan sonra ve akşam saatlerinde polen yoğunluğu azalır. Polenlerin yoğun olduğu sabah saatlerinde, kuru ve rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkmayın. Polen mevsiminde spor için kapalı alanları tercih edin. Eve geldiğinizde giysilerinizi değiştirin Uzun kollu elbiseler ve pantolon giyin. Eve geldiğinizde duş alın ve bol su ile yüzünüzü yıkayın. Polenlerin yoğun olduğu saatlerde kapı, pencere açmayın. Doktorunuz tarafından reçete edilen ilaçlarınızı düzenli kullanın. Rüzgarlı havalarda dışarıda bulunmamaya çalışın" diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Kozmik enerji tedavi edebilir mi?

Alerjisi olan kedi sahiplerini sevindirecek haber Haber

Alerjisi olan kedi sahiplerini sevindirecek haber

Evcil hayvanlara karşı olan alerjiler arasında en sık kedi alerjisi görülüyor. Kedi alerjisi olan bireylerde kediye temas söz konusu olduğunda tıpkı alerjik nezle (rinit) gibi burunda kaşıntı, akıntı ve tıkanıklık, hapşırma, gözlerde kaşıntı ve şişme; bazen de nefes darlığı, göğüste sıkışma, astım nöbetine varan şikayetler gelişebilir. Bu şikayetleri engellemek için kediyi yatak odasından uzak tutmak, halıları kaldırmak, süpürge yaparken maske kullanmak ve kediyle uzun süreli temas sonrası giysileri değiştirmek gibi ilk basamak önlemler almak uzmanların en sık tavsiye ettiği öneriler arasında yer alıyor. Kediyi yıkamanın alerjen miktarını bir miktar azaltabileceğine de vurgu yapan AİD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özge Soyer, bu önlemleri almamıza rağmen şikayetlerin devam edebildiğini, alerjik şikayetleri kontrol altına almak için ya uzun süreli ilaç kullanmak ya da sevimli dostları istemesek de hayatımızdan uzaklaştırmak zorunda kalabileceğimizi söylüyor. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda akıllı mamaların bu sorunları çözebileceği ve evcil hayvan sahiplerine umut olabileceği ortaya konuluyor. FELD1 ALERJENİNİ AZALTAN KEDİ MAMASI UMUT OLACAK ‘Feld1’in kedilerde bulunan başlıca alerjen olduğunu ve kedi alerjisinde şikayetlerin çoğundan sorumlu olduğunu ifade eden Soyer, “Feld1 öncelikle tükürük ve yağ bezlerinde üretilir, kedinin kendini yalaması ile tüylerine bulaşır ve sonra çevreye yayılır. Cinsi, yaşı, tüy uzunluğu, vücut ağırlığı ne olursa olsun tüm kediler “Feld1” üretir. Gerçek anlamda alerjen içermeyen veya hipoalerjenik kedi yoktur. “Feld1” üretimi, kediler arasında farklılıklar gösterir ve aynı kedide yıl boyunca değişiklik gösterir. “Feld1” her yerde bulunur; kolayca havada asılı kalır, toz parçacıklarına ve pasif olarak giysilere de bulaşır” diyor. 2019 yılında yayınlanan bir çalışmaya değinen Soyer şunları söyledi: “Bu çalışmada “Feld1”i azaltmaya yönelik özel bir kedi mamasını 12 hafta süresince tüketen kedilerin tüylerinde alerjen miktarının azaldığı gösterildi. Son olarak, bir ön çalışmada da bu özel mama ile beslenen kedilerin alerjik sahiplerinde daha önce var olan alerjik nezlenin belirgin azaldığı rapor edildi.” Kedilerdeki alerjen miktarını akıllı mamalar ile azaltmaya dair yapılan klinik araştırmaların sonuçlarının oldukça umut verici olduğunu belirten Soyer, bu çalışmaların henüz nihai sonuçlarına ulaşılmamış olsa bile alerjisi olan kedi sahipleri için umut olacak nitelikte olduğunun da müjdesini verdi. HABER MERKEZİ

Alerji mevsiminde neler yapılmalı? Haber

Alerji mevsiminde neler yapılmalı?

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan alerjik şikayetler hakkında hem uyarılarda hem de tavsiyelerde bulunan Dr. Aslıhan Banu Er, “Sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal deterjan ve parfüm vs. en önemli tetikleyicilerdendir” dedi. Alerjik hastalıkların en çok artış gösterdiği yaz aylarına girildi. Özellikle nezle, alerjik ve astım gibi solunum yolunda artan şikayetler için Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Aslıhan Banu Er, alerjik hastalıklara karşı alınacak önlemleri ve bu hastalıkların tedavi yollarına değindi. Çevre faktörlerin alerjik hastalıkların artışında önemli rol oynadığına dikkati çeken Dr. Aslıhan Banu Er, “Alerji, vücudumuzun normalde zararsız özelliği olan maddelere karşı verdiği anormal yanıttır. Bu durum herhangi bir alerjene karşı duyarlılığı olan bir bireyin alerjenle karşılaştığı zaman mast vb hücrelerden salınan histamin ve diğer maddelerin etkisiyle çeşitli verilerle ortaya çıkmaktadır. Bu alerjen hangi yolla vücuda girerse ona göre semptomla karşılaşabilmekteyiz. Örneğin alerjen burunla temas ederse burunda kaşıntı, burun akıntısı gibi semptomlar görürken, gözle temasında gözde kaşıntı, sulanma, kızarma, yanma meydana gelebilmektedir. Yine cilt ile temas ederse kızarıklık, kabarıklık, kaşıntı gibi belirtiler oluşabilmektedir. Ayrıca boğazda kaşıntı, devamlı yutkunma isteği, geniz akıntısı, hapşırma, öksürük, hışıltı, nefes darlığı, dudak ve göz çevresinde şişlik, sebebi bilinmeyen bulantı, kusma ve ishal durumlarında da alerjiyi akla getirmek gerekir. Ama bu semptomların hepsinin bir hastada olmasını beklemiyoruz. Birkaç tanesinin bir arada olması bile alerjiden şüphelenmemiz için yeterlidir. Alerji nezle ile çok karıştırılmaktadır. Nezle birkaç günlük bir hadise iken, alerjik rinit daha uzun süreli hastalarda görülmektedir. Alerjik rinitli hastalarda burun akıntısı, burunda kaşıntı, geniz akıntısı, burundan nefes alamama gibi semptomlar görülebilmektedir. Bu hastalarda özellikle bahar dönemlerinde sabahları uyanmakta zorlanırlar, gece sık sık uyanırlar, burundan nefes alamazlar. Rahat nefes alamayınca vücudun oksijenlenmesi de bozulur. Böylece kişinin yaşantısı olumsuz yönde etkilenmektedir” dedi. "İLK OLARAK HASTANIN NEYE ALERJİSİ OLDUĞU TESPİT EDİLİR? Yapılan çalışmalarda alerjik riniti olan hastaların aynı zamanda astım birlikteliği mevcut olduğunu belirten Uzman Dr. Aslıhan Banu Er, “Bize başvuran hastalarda ilk yapmak istediğimiz, hastanın neye alerjisi olduğunu tespit etmektir. Hastanın alerjisini tetikleyen hangi alerjen ise, amacımız o alerjeni kişinin bulunduğu ortamdan mümkünse uzaklaştırmaktır. Uzaklaştırmak mümkün değilse kişinin maruziyetini azaltmak için hangi tedbirleri alması gerektiği bilgisini vermekteyiz. Bu şekilde aldığımız tedbirler hastanın hem hayat kalitesini arttıracak, hem de şikayetlerinin giderilmesini sağlayacaktır. Alerjinin astıma çevirme konusu bize başvuran hastalarımızın sıklıkla sorduğu ve korktuğu konulardan biridir. Yapılan çalışmalarda özellikle alerjik riniti olan hastaların yüzde 40’ında astım birlikteliği mevcuttur. Yine yapılan çalışmalarda astımlı hastaların yüzde 80’inde alerjik rinit mevcuttur. Kliniğimize alerji semptomları ile gelen hastalarda öncelikle astım var mı diye tarama yapıyoruz. Alerjen nasıl ki üst solunum yollarını etkiliyorsa, alt solunum yollarını da etkilediği zaman oluşan inflamasyon dediğimiz hava yolunu daraltan durum yani astım tetiklenecektir. Dolayısıyla bizim tetikleyici tespitimiz ve mevcut tetikleyiciyi ortamdan uzaklaştırmamız kişinin astımını da kontrol altına almamızı sağlayacaktır. Özellikle belirtmek isterim ki eğer bir kişide geçmeyen bir öksürük, merdiven çıkarken yorulma, efor sarfederken nefes darlığı varsa astım olma ihtimali çok yüksektir. Astımı olan kişiler farkında olsun olmasın hayatımı bir şekilde devam ettiriyorum diye düşünüyorlarsa yanlış düşünüyorlar. Zira eğer astım hastası ilaç kullanmıyorsa hava yolundaki daralmaya sebep olan sitokin denilen maddeleri salgılayan mast vb hücreler bir yandan salgıladıkları sitokinlerle kalıcı daralmalara yol açabileceklerdir. Dolayısıyla varsa astımın da tanısını koymak ve tedavi vermek bizim için elzemdir” diye konuştu. HANGİ TESTLER YAPILIYOR? Alerji şikeyeti ile başvuranları birçok test yaptıklarını anlatan Dr. Aslıhan Banu Er, “Bahar alerjisine yapılan testlerle teşhis konulabilmektedir. Hastalarımız bize muayeneye geldiklerinde hastamızı önce dinleriz, çoğu verdikleri anamnezle neye duyarlı olduklarını farkında olmadan ya da farkında olarak anlatacaklardır. Daha sonra hastalarımızdan bazı kan testleri, solunum testleri ve görüntüleme testleri yaparız. Ve alerji için başvuran ya da alerjisi olduğunu düşündüğümüz hastalarımıza alerji testi yapmaktayız. Alerji testi yaparsak çıkan sonuca göre neye alerjisi varsa ona dikkat etmesini sağlayarak hastamızın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışmaktayız. Biz kendi kliniğimizde deri prick testi ve kandan spesifik Ig-E testleri yapmaktayız. Deri prick testlerini cilde alerjenin uygulaması ile derinin verdiği reaksiyonu değerlendirerek yapmaktayız. Tabi her reaksiyon alerji olmadığı gibi her deride reaksiyon görülmemesi kişinin alerjisinin olmadığını göstermemekte. Biz özellikle alerji ilaçlarını kesemediğimiz ya da örneğin antidepresan gibi ilaç kullanan hastalarda, anaflaksi dediğimiz şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonu gösteren hastalarda, deride aktif dermatit ya da dermografizmi bulunan hastalarda kandan spesifik Ig-E testini yapıyoruz” ifadelerini kullandı. "SİGARA DUMANI, DETERJAN VE PARFÜM TETİKLİYOR" Koruyucu yöntemlerden bahseden Dr. Er, “Alerjik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar uygun şekilde kullanıldığında son derece etkilidirler. Bu ilaçlar ile çoğu zaman hastalığın kontrolü sorunsuz olarak sağlanmaktadır. Alerjik hastalıklar kronik olduğu için ilaçların uzun süreli kullanılması gerekebilir. Burun, göz, solunum yollarına ve cilde lokal tedavi yöntemleri olduğu gibi ağızdan sistemik tedaviler de kullanıyoruz. Aslına bakarsak tetikleyiciye yönelik koruyucu tedavi önerilerimiz mevcut. Bu yönde verdiğimiz eğitimler ile alerjenlerden korunma yöntemleri uygulanabilir. Alerjenlerden başka tetikleyici olarak adlandırdığımız hastaların semptomlarını kötü yönde etkileyecek faktörleri de kontrol etmemiz gerekir. Sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal deterjan ve parfüm vs. en önemli tetikleyicilerdendir. Çevresel kontrol ne kadar iyi sağlanırsa hastalığın kontrolünün de o kadar iyi olacağını unutmamak gerekir. Zira çevre kontrol önlemleri aynı zamanda ihtiyaç duyulan ilaç miktarında da azalmaya neden olacaktır. Yapılması gerekenleri kliniğimizde detaylı bir şekilde anlatıyoruz. Alerji ile ilgili her türlü sorunu olan hastalarımızı kliniğimize bekliyoruz” şeklinde konuştu. İHA

Polen alerjisi astıma dönüşebiliyor! Haber

Polen alerjisi astıma dönüşebiliyor!

Bahar aylarında burun akıntısı, hapşırma, göz kızarması, öksürük, nefes tıkanması ve cilt kaşınmasından yakınanların sayısının arttığını belirten uzmanlar, bunun sebebinin bitkilerin çiçek açması, çimenlerin ve pelinlerin yetişmesiyle birlikte artan polen miktarından kaynaklandığını söyledi.  KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Hüsamettin Olgun, "Şehirlerde görülen polen miktarları yılda yüzde 3 oranında artış gösteriyor. Bunun sebebi ise hava sahasındaki karbondioksit oranına bağlanıyor. Karbondioksit hava ve iklim ısınmasına sebep olduğu için çiçekler her yıl daha erken açmaya başlıyor ve buna bağlı olarak polenler daha erken ve daha uzun süreli uçuşuyor. Halk arasında saman nezlesi olarak da bilinen polen alerjisi, daha çok 5 ile 40 yaş grubu arasındakileri etkilemektedir. Polen alerjisi olan kişiler, özellikle temizliğe önem vermelidir. Ağır kokulardan ve tütün dumanından da uzak durmalıdırlar" dedi. GEREKLİ TEDBİRLER ALINMAZSA ASTIMA DÖNÜŞÜYOR Gerekli tedbirler alınmadığı sürece ya da yeterli tedavinin uygulanmaması durumunda hastalığın astıma dönüşme ihtimali bulunduğunu belirten Olgun, "Birçok insan öncelikle üşüttüğünü düşünürken, alerjik unsurlar gözden kaçıyor. Bu alerjilere uygulanabilecek tedavi yöntemleri çok geniş değil. Anti alerjik burun spreyleri, göz damlaları veya ilaçlar kullanılabiliyor. Belli gruplara aşı tedavisi de uygulanabiliyor. Ancak aşı tedavisi Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre uygulanmalıdır" ifadelerini kullandı. ALINABİLECEK BAZI TEDBİRLER "Hasta mümkün olduğunca sokağa çıkmamalıdır. Dışarı çıktığında ise polen maskesi kullanmalıdır. Polen mevsiminde açık havada spor yapmak doğru değildir. Evi sabah değil öğle sonrası havalandırmalıdır. Araba ve evlerin pencereleri kapalı tutulmalıdır. Polenler daha çok sabah saat 05.00 ile 10.00 arasında yayılmaktadır. Ev ve arabadaki klimaların polen filtreleri sık sık değiştirilmelidir. Ev içi hava temizleyiciler eve giren polenlerin ortadan kaldırılmasında faydalı olabilir. Dışarıdan gelindiğinde duş almakta fayda vardır. Çamaşırlar dışarıda kurutulmamalıdır. Kedi ve köpek uzun süre oturma ve yatak odasında bulundurulmamalı." İHA

Uzmanlar uyardı: Bu hastalıklar birbirine karışabilir Haber

Uzmanlar uyardı: Bu hastalıklar birbirine karışabilir

Bahar mevsiminde grip ve alerjik rinit gibi hastalıkların birbirine karışabildiğini söyleyen Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Murat Nabi Bulut, “Kış sonu- ilkbahar başlangıcıyla birlikte alerjiler çoğaldı. Birbirine benzer semptomlar oluşturan nezle, grip ve saman nezlesi (vazomatör rinit) sıklıkla birbirine karışmakta hatta bazen birkaçı bir arada bulunarak hastaları zorlamaktadır. Bu nedenle ani ısı ve nem değişikliklerine dikkat edilmelidir” dedi. Kulak Burun Boğaz Dr. Öğr. Üyesi Murat Nabi Bulut mevsimsel alerji hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Halk dilinde saman nezlesi olarak tanınan alerjik rinitin tanımını yapan Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Alerjik rinit, genellikle polenlere bağlı olan mevsimsel genellikle akarlara (ev tozu) bağlı yıl boyu süren burun tıkanıklığı geniz akıntısı hapşırık, gözlerde kaşınma ile devam eden bir rahatsızlıktır. Sistemik bulgular dediğimiz ateş, kırgınlık olmaz. Tedavide başlangıçta alerji testleri yapılıp alerjen tespit edildikten sonra semptomatik tedavi dediğimiz ilaç tedavisi ya da alerjene yönelik immunoterapi (aşı tedavisi) yapılmalıdır. Ancak alerjen maddeden uzak durmak, en önemli korunma yöntemidir” diye konuştu. GRİP İLE KARIŞTIRILABİLİR Bu mevsimde grip ve alerjik rinit gibi hastalıkların birbirine karıştığını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Vazomotor rinit veya halk arasında saman nezlesi dediğimiz rahatsızlık biraz daha fazla görünebilir, kışın ani ısı ve nem değişikliğine, bu rahatsızlığa sahip kişilerin burnunun ani tepki vermesidir. Kış sonu- ilkbahar başlangıcıyla alerjiler çoğaldı. Birbirine semptomlar oluşturan nezle, grip ve vazomatör rinit sıklıkla birbirine karışmakta hatta bazen birkaçı bir arada bulunarak hastaları zorlamaktadır. Nezle-grip virüsler sebebiyle oluşmakta olup burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşırık az ya da çok vücut kırgınlığı, ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve geniz akıntısı ile devam etmekte olup 5-10 gün içinde iyileşme olmaktadır. Bazen rahatsızlık uzayıp orta kulak iltihabı, larenjit, sinüzit, bronşit gibi ilave rahatsızlıklara yol açabilmektedir” şeklinde konuştu. BOL SIVI ALIMI TEDAVİ SEÇENEKLERİ ARASINDA Tedavi yollarına değinen Dr. Öğr. Üyesi Bulut, “Tedavide semptomatik tedavi, bol sıvı alımı, istirahat nemli ortam yeterli olmaktadır. Başka rahatsızlığa yol açmışsa ona uygun antibiyotik verilmektedir. Vazomator rinit veya halk arasında saman nezlesi dediğimiz rahatsızlık biraz daha fazla görünebilir. Sıcak yemek yeme, duş-banyo yapma, sabah soğuk su ile ani ısı ve nem değişikliği durumlarında su gibi burun akıntısı, hapşırık ve nadiren burun tıkanıklığı görünebilir. Şikâyetlerin çok hızlı başlayıp hızla gerilemesi sebebiyle saman nezlesi tedavisinde semptomatik ilaçlar kullanılır. Ani ısı ve nem değişikliklerine dikkat edilmelidir” şeklinde konuştu. İHA

Alerjik çocuklar için öneriler Haber

Alerjik çocuklar için öneriler

Alerjinin çocukluk çağında sıklıkla görülen bir sorun olduğunu söyleyen Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Hale Molla Kafi, ailelerin bu sorunla karşı karşıya kaldıklarında büyük panik yaşadıklarını ifade etti. Dr. Kafi, birçok şekilde belirti verebilen alerjide en sık görülen belirtileri şöyle sıraladı:   "Mukuslu, kanlı dışkı, kilo alımında sıkıntı, dermatit ve egzama, kabızlık veya ishal, burun kaşıntısı ya da tıkanıklığı, astımı olanda mutlaka alerji de görülür." Pediatri hekimlerinin alerjik olduğundan şüphelendiği çocuklara mutlaka kan tahlili yaptığını belirten Dr. Kafi, "Hastanın kan analizinde Ige, Eozinofil gibi değerler bakılmalıdır. Özellikle küçük bebeklerde kanda alerjenlere karşı spesifik Ige analizi yapılabilir. Her yaşta yapılabilen fakat biraz daha büyük çocuklarda yapılması daha pratik olan ön kolda ya da sırt bölgesinde uygulanan deri alerji testi mutlaka uygulanmalıdır. Bu testlerde hastanın alerjik bünyesi olup olmadığına ve neye karşı alerjisi olduğuna bakılır. Kan analiziyle yapılan tetkiklerden önce herhangi bir perhiz ya da kullanılan ilaçların kesilmesi gerekmiyorken, cilt alerji testinden önce kullanılan antihistaminik içeren ilaçlar (antialerjik ilaçlar, soğuk algınlığı ilaçları) en az 5 gün öncesinden kesilmelidir. Özellikle astımı olan çocukların çoğunda alerji de saptanmaktadır. Çoğunun da ev tozu, ev tozu akarları, küf,  polen, hayvan tüyü ve bitkilere karşı alerji söz konusu olabilir" dedi.    "Burun spreyi büyümeyi olumsuz etkilemiyor"  Alerji tedavisinin hastanın gösterdiği belirtilere göre düzenlendiğini söyleyen Dr. Kafi, "Ve belli basamaklara göre uygulanır. Cilt döküntüsü (kurdeşen, ürtiker) olan hastaya etkenler biliniyorsa diyet ve önlemler yanında antialerjik ilaçlar verilir, lokal sürülen krem ve losyonlar daha çok egzaması olan (atopik dermatit) hastalara önerilir. Bazı hastaların alerji belirtileri saman nezlesi denilen hastalık tablosuyla karşımıza çıkmaktadır. Burun kaşıntısı, tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve kaşıntı şeklinde olabilir. Bu hastalara ağızdan alınan antialerjik ilaçların yanında göz damlaları ve burun spreyleri verilir. Burun spreylerinin büyümeyi etkilediği gibi halk arasında yaygın bir inanç mevcut, bu ilaçların içerdiği kortizol miktarı çok düşük ve burun mukozasından emilimi ihmal edilir ölçüde olduğundan vücutta genel (sistemik) bir etki oluşturmadığı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Eğer hasta medikal tedaviye yanıt vermiyorsa alerji önlemleri yeniden gözden geçirilmeli ve gerekirse tekrar alerji testi yapmalıdır. Genelde bu tür hastalara toz ya da çiğneme tableti şeklinde alınan bir üst basamak tedaviye geçilir ve genelde riskli aylarda düzenli bir şekilde kullanılır. Ağır seyreden ve ilaç tedavilerine yanıt vermeyen hastaların çocuk alerji uzmanı uygun gördüğünde aşı tedavisine başvurulabilir.  Hastanın astım bulguları mevcut ise yukarıda bahsettiğimiz tedavilerin yanında solunum yolundan alınan ilaçlar da eklenir. Bu ilaçlar inanıldığı gibi bağımlılık yapmaz, büyümeyi etkilemez, erken ergenliğe sebep olmaz, tedavilerin doktorun önerdiği şekilde ve sıklıkla kullanılması çok önemlidir" diye konuştu.  Dr. Kafi, ailelerden şunlara dikkat etmelerini istedi:  1. Çocuğunuzun duyarlı olduğu gıdaları kesinlikle vermeyin, evde bulundurmamaya gayret edin.  2. Çocuğunuzun ev tozu ve akarlarına karşı alerjisi varsa özellikle yatak odasından kumaş eşyaların ve halıların uzaklaştırılması: akarlar yün olsun olmasın her türlü kumaş içinde yaşarlar, “Kuş tüyü ve kaz tüyü malzemeler de esas olarak akar barındırdıkları için sakıncalıdır.  3. Yatak yorgan ve yastıkların akarlara geçirgen olmayan özel kılıflarla kaplanmalıdır.  4. Yatak çarşafları en az 15 günde bir 60C’ın üzerinde yıkanmalı  5. Yatak odasından ve evden peluş oyuncakların tamamen uzaklaştırılması gereklidir.  6. Evinizde ve etrafınızda sigara içilmesine asla izin vermeyin.  7. Çocuğunuz parfüm, talk pudrası, saç spreyi ve boya gibi kuvvetli koku ve spreylere maruz kalmasın.  8. HEPA filtresi içeren elektrik süpürgeleri kullanın. Şayet olanaklar bu süpürgelerin alınmasına el vermiyor ise, süpürme işlemi esnasında akar alerjisi olan bireyin ortamda bulunmaması gereklidir.  9. Akarların ölmesini sağlayan; bazen yıkanan çamaşırlara katılması, bazen de ortam temizliği için kullanılması önerilen kimyasalların etkinliği kanıtlanmamıştır. Bu nedenle kullanılmaları önerilmez.  10. Ev tozu akarı alerjisi olan çocuğun odasının güneş gören ve çok iyi havalandırılan bir oda olması uygun olur. Odalara hava filtreleri konmasının hiçbir yararı yoktur. Çünkü akarlar ve onların alerjiye neden olan kısımları havadan daha ağırdır ve havada asılı kalmayıp yere çökerler. Bu nedenle hava filtrelerinin yararı olmaz.  11. Ülkemizde sıklıkla önerilen bir uygulama çocukların odasında buhar olmasıdır. Buhar uygulaması, akar alerjisi olan çocuklarda sakıncalıdır, fakat nem oranı çok düşük olan bölgelerde kullanılması tavsiye edilir.  12. Hayvanlara alerjiniz varsa ve evinizde hayvan bulunmasına engel olamıyorsanız hiç olmazsa yatak odanıza sokmayın ve yatak odasının kapısını sürekli kapalı tutun.  13. Küf alerjisi olanlar; küflü yüzeyleri çamaşır suyu içeren bir temizlik maddesi ile silin. 14. Polen alerjisi olanlar; polen mevsimi boyunca havalandırmayı sabahın çok erken saatlerinde ya da gece yapabilirsiniz. Alerji mevsimi başlamadan önce alerji ve astım tedavinizde herhangi bir ayarlama gerekip gerekmediği konusunda doktorunuza danışın.” İHA                           

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.