TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#AK PARTİ GENEL MERKEZİ

AK PARTİ GENEL MERKEZİ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, AK PARTİ GENEL MERKEZİ haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Ömer Çelik : Kabine konusu cumhurbaşkanımızın taktirindedir Haber

Ömer Çelik : Kabine konusu cumhurbaşkanımızın taktirindedir

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı konuşmada milletin sağ duyusuna dikkat çektiğini ve her bir vatandaşa teşekkür ettiğini söyledi. "5 yıllık dönem Türkiye Yüzyılı için son derece kıymetli altın değerinde bir dönem olacak" diyen Çelik, “Cumhurbaşkanımız yine konuşmasında önceliğimizin bütün bu işlerin yanı sıra tüm başkanımız yine konuşmasında depremzede vatandaşlarımızın yaralarının sarılması olduğunu ifade ettiler ve depremzede vatandaşlarımızın yaralarının sarılmasına dönük şu ana kadar yapılanları ve bundan sonra yapılacakları ifade ettiler. Tabii depremzede vatandaşlarımıza dönük özellikle seçimden sonra bir takım grupların cumhurbaşkanımıza ve Cumhur İttifakımıza destek verdiği için yaptıkları saygısızlık bu seçim sürecinin en çok iç acıtan hadisesi olmuştur" diye konuştu. "Milletimizin sağ duyusu bu provokatif tavrı da aynen iade etti" Helalleşmenin sözle değil davranışla olacağını söyleyen Çelik sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Depremzede vatandaşlarımıza dönük bu hadiseler göstermiştir ki birilerinin ‘helalleşme' diye bahsettiği hadise tamamen altı boş yalandan ibaret bir yaklaşım olmuştur. Bütün bu süreçte yapılan en büyük, milli iradeye karşı saygısızlıklardan bir tanesi de 14 Mayıs gecesi 2 belediye başkanının çıkıp Sayın Kılıçdaroğlu'ndan bahsederken ‘Biz Ankara ve İstanbul belediye başkanlarının ekrana çıkıp 13'üncü cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz' diyerekten daha sandıklar sayılmaya devam ederken, milli irade tecelli etmemişken, milli iradeye dönük bir gasp yaklaşım içine girmeleridir. Biz ekranlardan uyardık bu yanlışlarını düzeltmeleri için. Ondan sonra bu yanlışlarını düzelteceklerine daha çok devam ettirdiler. Ve sanki herkesin gözünün içine bakaraktan, yalan söyleyerek ‘biz kazandık demedik, kazanacağız diyerek temennimizi ifade ettik' dediler. Aslında temenni öyle ifade edilmez. Her siyasi parti, her grup ‘kazanacağız' der. Ama bu 2 belediye başkanı çıktı. Daha sandıkları saymaya devam ederken, milli irade daha tecelli etmemişken ‘13'üncü cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu adına konuşuyoruz' diyerek CHP Genel Merkezi'nden millet iradesine dönük olarak bir ipotek koyma girişimi içerisine girdiler. Ama çok şükür ki milletimizin sağ duyusu bu provokatif tavrı da aynen iade etti." "Güvenlik güçleri büyük bir basiretle herkesin güvenliğini sağladı" "Biz hep şunu söyledik; sandığa saygı gösterme konusunda sabıkası olan biz değiliz” diyen Çelik, “Sabıkası olanlar karşıdakiler. Bu sorunun asıl onlara sorulması gerekiyor dedik. Biz genel seçimlerin hepsinde büyük bir başarı elde ettik. Ama yerel seçimlerde kazandığımız yerde oldu kaybettiğimiz yerde oldu. Bütün sonuçlara saygı gösterdiğimizi ifade ettik. Hatta itiraz haklarımızı kullanmamızı bile böyle bir baskı altına almaya, bir dayatma içerisine sokmaya çalıştılar. Ama dedik ‘bırakın seçim neticesi tam olarak tecelli etsin, ortaya çıkan tabloya hep beraber saygı duyalım' dedik. Ve tablo rakip kazandığı zaman onu tebrik ettiğimiz bir şekilde sonuçlandı. Dolayısıyla aylarca bu suçlamayı yöneltenler 14 Mayıs gecesi 2 CHP'li belediye başkanının çıkıp da daha oylar sayılırken, milli irade tecelli etmemişken ‘13'üncü cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu'dur, biz de onun adına konuşuyoruz. İşte İstanbul'dan Ankara'dan İzmir'den oylar gelecek ve sonuç bu şekilde ortaya çıkacak' gibisinden kendilerinin olmayan sistemlerinin olmayan verilerini bir kere daha millet iradesine dayatma şeklindeki yaklaşımlarını gördük. Asıl saygısızlığın oradan geldiği görüldü. Seçim sonuçlarına dönük olarak asıl provakasyonun oradan geldiği görüldü. Netice itibarıyla bu büyük demokrasi yarışını ve bütün dünyanın nefesi tutarak izlediği demokrasi yarışını milletimizin her ferdi bir olgunlukla buna katılım sağladı ve sonuç ortaya çıktığında da farklı siyasi partilerden vatandaşlarımız verdikleri siyasi mücadelen sonra birbirlerini tebrik ettiler. Güvenlik güçleri büyük bir basiretle herkesin güvenliğini sağladı'' ifadelerini kullandı. "Bütün vatandaşlarımız kazanmıştır, Türkiye'nin önü açıktır" Kaybedenin çok büyük iddialarla konuşan siyasi partiler ve genel başkanları olduğunu ancak kaybeden hiçbir vatandaşın olmadığını da vurgulan Çelik, şunları söyledi: "Bütün vatandaşlarımız kazanmıştır. Türkiye'nin önü açıktır. Türkiye yüzyılın bütün altyapısı tamamlanmıştır. Dünden itibaren cumhurbaşkanımızı arayan liderlerin dünyanın her tarafından ve her coğrafyasından aradıklarında söyledikleri şey; ‘bu yeni dönemde Türkiye ile daha güçlü bir işbirliği geliştirmek istiyoruz, Türkiye ile daha yakın çalışmalar üretmek istiyoruz' şeklindedir. Dolayısıyla seçim sonrasına dönük olarak provokasyon yapanlar, ‘Türkiye içe kapanacak, Türkiye izolasyonist bir politikaya dönecek' diyenler bir kere daha yanılmışlardır. Dün dünyanın en önemli ülkelerinden diğerlerine kadar çok geniş bir coğrafyada cumhurbaşkanımızı aramaya devam ettiler, tebrik ettiler. Bugün de bu sürecek. Ve bütün bu tablo göstermiştir ki Türkiye'deki bu seçimler bütün dünya tarafından yakinen izlendiği gibi herkes Türkiye'deki yeni dönemi heyecanla karşılamıştır ‘yeniden çalışacağız, daha büyük işlere imza atacağız' diye. Dünya'nın çeşitli yerlerinde Türkiye'yi seven, cumhurbaşkanımızı seven pek çok insan seçim sonuçları tatlı dağıtarak kutladılar. Newyork'tan Filistin'i kadar herhalde bir seçim sonucunda bu kadar baklava dağıtılan bir seçim olmamıştır. İnsanlar kendi kendilerine tatlı yapıyorlar ve cumhurbaşkanımız kazandı diye komşularına, iş arkadaşlarına götürüyorlar. Bu şekilde bizim sevincimize katılan, ülkemizin sevincini sevinci bilen, ülkemizin kederini kendi kederi bilen, dünyanın her tarafında milletimizi seven, Türkiye'yi seven gönlü zengin insanlara da buradan bir kere daha sevgilerimizi saygılarımızı muhabbetlerimizi iletmek isteriz." "Siyasi alanın siyasal değerlerle yönetilmesi konusundaki hassasiyeti herkesin dikkat etmesi gerekir'' Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştirilerini dile getirerek, "Yine bu seçim sürecinde hiç unutulmaması gereken olaylardan bir tanesi; ilk defa bir siyasi parti genel başkanı, Sayın Kılıçdaroğlu ilk defa mezhepçi yaklaşımları seçim sürecinin bir parçası haline getirmeye çalışmıştır. Orta Doğu‘da gördüğümüz memleketlerin başına çok iş açmış ve hiçbir şekilde siyasette gündem olmaması gereken etnikçi ya da sekter bir takım tartışmaları açtığı gibi bir takım mezhepçi tartışmaları da açmaya çalışmıştır. Bunun karşılığında da hep şunu söyledik; 'Bakın adlarımız farklı olabilir, aidiyetlerimiz farklı olabilir, mezheplerimiz farklı olabilir ama biz siyasal alanda konuşuyoruz. Siyasal alanın değerleriyle konuşmak zorundayız. Adlarımız farklı olsa da hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bunu bölecek, bunu parçalayacak, bunu kendi içinde kamplaştırmayacak, siyasi rekabeti, siyasi bir takım daha alanlardaki çatışmalara dönüştürecek bir yaklaşım içerisine girmeyin' diye. Maalesef bu karşımızdaki aday tarafından, Sayın Kılıçdaroğlu tarafından yapılmıştır. Bunun son derece sakıncalı bir şey olduğunu, şimdiye kadar Türk siyasetinde hassasiyetle kaçınılan bu durumun bu şekilde gündeme getirilmesinde üzücü olduğunu ve çok sorumsuzca bir davranış olduğunu ifade etmek isterim. Kendisi bunu yapınca hemen masadaki ortaklarından biri de başka bir referans kullanmaya kalktı. Bu son derece olumsuz olmuştur. Siyasi alanın siyasal değerlerle yönetilmesi konusundaki hassasiyeti herkesin dikkat etmesi gerekir" dedi. "Ama açık ara yalan Ankara Büyükşehir Belediye başkanı tarafından söylendi" Çelik, seçim sürecinde birçok yalan söylendiği ancak bunlardan en büyük yalanın açık ara Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın söyledikleri olduğunu vurgulayarak, "Bir sürü yalan söylendi. Ama açık ara yalan Ankara Büyükşehir Belediye başkanı tarafından söylendi. Çıktı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı AK Parti'nin 3 kere terörist başını bırakmaya teşebbüs ettiğini söyledi. Bu bütün seçim sürecinin açık ara birinci yalanıydı. Tabii gece gündüz terör örgütlerinden gelen destekler ve bu terör örgütlerinin desteklerini siyasi alanda sürekli olarak dinlendiren siyasetçilerin verdiği destekler karşında suskun kalanlar bu tip bir yalan üretimi girdiler. Bütün bir seçim süreci boyunca defalarca söyledik. Bakın dedik bu terör örgütlerine destek veren siyasetçiler diyor ki ‘Biz Tayyip Erdoğan'ın karşısında Kılıçdaroğlu olduğu için biz, sayın cumhurbaşkanımızla ilgili olarak ‘onun seçilmesini istemiyoruz. Kılıçdaroğlu'nun seçilmesini istiyoruz' Ama 14 Mayıs'a kadar bunun karşısında Kılıçdaroğlu suskun kaldı. 14 Mayıs'tan sonra da ortaya çıkan tabloyu görünce bir takım pankartlar asarak, pankart siyaseti yoluyla vatandaşımızın iradesini manipüle edebileceğini düşündü. Bu tablo karşısında acz içerisinde kalanlar ve bu tablo karşısında söyleyecek bir şey bulamayanlar, çıktılar işte Ankara Büyükşehir Belediye başkanının yaptığı gibi ‘AK Parti 3 kere terörist başını serbest bırakmak için kanun çıkarmaya çalıştı' dediler. Baştan aşağı yalan. Son yılların ve seçim sürecinin açık ara en büyük yalanı'' diye konuştu. "Yemin töreninin yapıldığı akşam hem kabine açıklanmış olacak" "Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yeni kabinenin ne zaman açıklanacağı merak ediliyor; zira cuma günü bunun olabileceği söyleniyor. Net olarak belli oldu mu?" sorusu üzerine Çelik, "YSK, milletvekilliği seçimi kesin sonuçlarını açıkladı. O sebeple 3 gün içerisinde yemin olacak. Fakat cumhurbaşkanlığı seçimi kesin sonuçlarını açıklamadı. YSK'nın o açıklamasını beklememiz gerekiyor. YSK o açıklamayı yaptıktan sonra yemin töreni ve kabine takdimi başlayacak. Yemin töreninin yapıldığı akşam hem kabine açıklanmış olacak hem de tören yapılacak. Pek çok devlet başkanı gelmek istiyor. Ama şimdi daha net bir listede yok. Süreçte devam ediyor. Ama geniş bir katılımla da o törenin gerçekleşeceğini değerlendiriyoruz'' şeklinde cevap verdi. "Arkadaşlarımız bu süreçlere katkı vermek için görüşüyorlar " Çelik, "Mehmet Şimşek'in ismi kulislerde cumhurbaşkanı yardımcısı olarak geçiyor, bu iddia doğru olabilir mi?'' sorusuna, "Mehmet bey dediğim gibi yakın bir arkadaşımız, görüştüğümüz bir arkadaşımız. Çok da değerli bir arkadaşımız. Kabine konusu tamamen cumhurbaşkanımızın taktirindedir. O konuyla ilgili bir şey söylememiz doğru olmaz. Arkadaşlarımız sayın cumhurbaşkanımızla görüşürken bütün bu süreçlere katkı verme, siyasi süreçler, ekonomi süreçlerine katkı vermek için görüşüyorlar" yanıtını verdi. İHA

AK Parti’den Kılıçdaroğlu’nun SMS göndermesine tepki Haber

AK Parti’den Kılıçdaroğlu’nun SMS göndermesine tepki

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti Genel Merkezi’nde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Yavuz, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm vatandaşlara SMS göndermesine atıfta bulunarak, “Bir kısım çevrelerin yazılı ve sesli mesaj gönderdiklerini ve kişisel verileri de ihlal ettikleri suretle bunu yaptıklarını görüyoruz. Ben buradan yine söylemek istiyorum, kişiler üyelerine her türlü mesajı gönderebilir. Ama seçim sürecinde kendi üyeleriniz dışında başkalarının mesajlarına sesli veya yazılı bir şekilde mesaj göndermenin seçim hukukuna aykırı olduğunu ifade etmek istiyorum. Herkesin buna dikkat etmesinde fayda var. Birileri buna maruz kalmışsa herkesin benzer yaklaşımları göstermesinin doğru olacağını düşünüyoruz” dedi. Yavuz, şöyle devam etti: “Son günlerde bir yaygaradır koptu gitti. Sanki sandıklar değişmiş gibi, sanki yeni seçmenler ilave edilmiş gibi, sanki eski seçmen bilgi kağıdıyla oy kullanılamayacak gibi, sanki seçmen bilgi kâğıdı olmadan oy kullanılamayacak gibi birtakım yaygaraların kopartıldığını üzülerek gördük. Seçmen listesi değişmedi. Her ne kadar 48 bin seçmen dahil olsa da o daha önce dahil olmuştu. Sadece seçmen bilgi kağıtları kendilerine teslim edilmişti. Hangi sandıkta oy kullanacağı belliydi.” Hiç kimsenin oy kullanacağı okulun ve sandığın değişmeyeceğini hatırlatan Yavuz, “Dolayısıyla hepimiz daha önce kullandığımız yerde ve sandıkta oylarımızı kullanacağız. Daha önceki seçmen bilgi kâğıdı bizde değilse bilgi kağıdıyla gidebiliriz kolaylık olsun diye. Yeni seçmen bilgi kâğıdı çıkarıldı. O da eskisinin aynısıdır. Onunla da girebilirsiniz. Seçmen bilgi kağıdınız yok ama kimliğiniz varsa -zaten seçmen bilgi kâğıdı hangi okulda ve hangi sandıkta oy kullanacağınızı gösteren bir kâğıt- oy kullanmanız mümkün” diye konuştu. Engellilerin 14 Mayıs’ta oy kullanırken zorluklarla karşılaştığını ifade eden Yavuz, “Kişiye bakıldığında engelli olduğu ortada ise ondan rapor falan istenmez. 14 Mayıs’ta maalesef istendi. YSK bu durumu çok net bir şekilde karar altına aldı. Kararını vermek suretiyle dedi ki, ‘bakıldığında engelli olduğu anlaşılıyorsa zorluk çıkarma.’ Engelli olarak bir yakını ile oy kabinine girerek oy kullanabilir” değerlendirmesini yaptı. Oy kullanma kabinine sandık kurulu başkanı ve kurul üyelerinin asla giremeyeceğine vurgu yapan Yavuz, “Yaşlı olanlarla okuryazar olmayanlarla kimse giremez. Sadece engellilerle biri girebilir, o da akrabası olacak ve rapor istenmeyecek. Orada tek pusula ve tek zarfın verilmesi gerekiyor. 14 Mayıs’ta gördük ki seçmen oy kullanmak üzere girdiğinde yer yer tek pusula verildi, yer yer çift pusula verildi, yer aynı seçim türünden birçok pusula verildi. Dolayısıyla yanlışlık yapıldı. Bu sefer sanıyorum bu kadar sorun yaşanmaz. Bunu yapmaya kalkışanları da uyaralım, gereken itirazları da yapalım. O gün oraya giden seçmene sadece bir zarf verilecek, bir de mühür verilecek. O pusuladan iki tane olmaz. Dolayısıyla tek zarf, tek pusula, mühür kabine giriyoruz, pusulayı mühürlüyoruz. Zarfa asla mühür vurmuyoruz. Pusulanın da sadece ilgili yerine vuruyoruz. Zarfa koymak suretiyle de oyumuzu kullanalım” dedi. Zarfın içinde iki pusulanın olmaması gerektiğine dikkati çeken Yavuz, “Tek mühür vurulacak. Zarfın üstüne katiyen herhangi bir mühür vurmamamız, işarette bulunmamamız, yazı yazmamamız, imza atmamamız, parmak izi bulundurmamamız gerekiyor. Zarfın içine herhangi bir kâğıt ve ilave bir şey koymamamız gerekiyor. Aksi takdirde oyumuz tamamen geçersiz olur. Ona da dikkat etmemizde fayda var” diye konuştu. Yavuz, açıklamasına şöyle devam etti: “Zarfın üstünde YSK logosu var, ilçe seçim kurulunun mührü ve sandık kurulunun mührü vuruluyor. Ama onu biz vurmuyoruz. Sandık kurulu vuruyor. Sandık kurulu bu mührü vurmayı unutursa o zarf da geçerlidir. Bunu da tüm Türkiye’ye aktarmak isterim. 298 sayılı yasanın 98. maddesinde 2017’de ilave edilen bir hükme göre, ‘sehven eğer sandık kurulu mührü ihmal edilmişse o zarfın da geçerli olacağı’ söyleniyor. Pusulada 101. maddeye göre sadece pusulanın arkasında sandık kurulunun bir mührü vardır. Ama filigran var hepsinde. Yine o değişiklikle bu da geçerli olacak.” İHA

Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşması yaptı Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşması yaptı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'ne ilişkin Ankara'da AK Parti Genel Merkezi'nde toplanan vatandaşlara seslendi. ''AÇIK ARA ÖNDE BULUNUYORUZ'' Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: ''Bu, sevdalıların buluşması. Bütün maratonun neticesini bu akşam sizlerle yaşıyoruz. Birileri mutfakta biz de balkonda. Ülkemiz 14 Mayıs seçimleri ile bir demokrasi şölenini daha alnının akıyla tamamlamıştır. Henüz kesin sonuçlar belli olmamakla beraber açık ara önde bulunuyoruz. ''MİLLİ İRADENİN TEZAHÜRÜNÜ BEKLİYORUZ'' Biz milletimize karşı hep harbi ve hasbi olduk. Bugün de seçimde açık ara önde olduğumuzu biliyor ancak sonucun ne şekilde tecelli ettiği önümüze gelmediği için milli iradenin tezahürünü bekliyoruz. ''KAZANAN ÜLKEMİZ, MİLLETİMİZ OLMUŞTUR'' Tarihimizin en yüksek katılımlı seçimlerinden birini yaşadık. Kayda değer hiçbir üzüntü verici bir hadise yaşanmadan bu seçimi tamamladık. Kazanan ülkemiz, milletimiz olmuştur. CHP yöneticileri ve bazı belediye başkanlarının tamamen kendi iç hesaplaşmalarının ürünü feveranları bu gerçeği değiştirmiyor. Milli iradeye her zaman saygı duyduk. Bu seçimde de sizin kararınıza saygı duyuyoruz bundan sonraki seçimler de saygı duyacağız. Seçim kampanyası dönemindeki kampanyalar artık geride kalmıştır. Milletimiz bugün kararını vermiştir. ''MECLİS'TE ÇOĞUNLUK CUMHUR İTTİFAKI'NDA'' TBMM üyeliği seçimleri, mevcut tabloyla bile Cumhur İttifakı'nın çoğunluğu kazanmasıyla neticelenmiştir. Şu anda çoğunluk Cumhur İttifakı'ndadır. ''EN YAKIN RAKİBE 2,6 MİLYON FARK ATTIK'' Seçimlerde en yakın rakibimize şimdiden 2 milyon 600 bin civarında fark attık. Kesin sonuçların çıkmasıyla bu rakamın çok daha yükseleceğine inanıyorum. ''İLK TURDA BİTİP BİTMEDİĞİNİ BİLMİYORUZ'' Seçim sistemimizin yüzde 50+1 oy sınırı sebebiyle cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitip bitmediğini henüz bilmiyoruz. Eğer milletimizin kararı cumhurbaşkanı seçiminin tamamlandığını gösteriyorsa zaten mesele yok. Şayet milletimiz tercihini seçimin ikinci tura kalmasından yana yaptıysa onun da başımızın üstünde yeri var. ''BİZ YÜZDE 50'NİN ÜZERİNDE BİR OY ORANI İLE BU TURU BİTİRECEĞİMİZE İNANIYORUZ'' Biz yüzde 50'nin üzerinde bir oy oranı ile bu turu bitireceğimize inanıyoruz. Yurt dışı oylar tamamıyla ülkemize intikal etmiş değil sayımları devam ediyor. ''BİZ KANDİL'DEN TALİMAT ALANLARLA BİR OLMADIK'' Biz Kandil'den talimat alanlarla bir olmadık. Biz talimatı sadece Rabbimizden milletimizden alırız. ''TÜRKİYE YÜZYILI'NIN YÜKSELİŞİNİN ÖNÜNE KİMSE GEÇEMEYECEK'' Yarın sabahtan itibaren Türkiye Yüzyılı için milletimizin umutlarını en yükseğe çıkartmak için çalışmaya başlıyoruz. Hiçbir provokasyona gelmeden sadece ve sadece milletimizin gönlünü kazanmak için çalışacağız. Türkiye Yüzyıl’ının yükselişinin önüne kimse geçemeyecek. 14 Mayıs demokrasi şöleninin bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum.'' NTV

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'den Meral Akşener'e sert tepki Haber

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'den Meral Akşener'e sert tepki

Sözcü Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aday listelerini ve diğer süreçleri AK Parti Genel Merkezi'nde yoğun bir mesai geçirerek bütün hazırlık süreçlerine başkanlık ettiğini bildirdi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet dileyen ve deprem bölgesindeki vatandaşların her zaman gündemlerinin birinci maddesi olduğunu vurgulayan Çelik, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Genel Merkezimize iletilen her konuyu yakınlıkla takip ediyoruz. Bakan arkadaşlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, devlet kurumlarımızın görevlileri sürekli sahadalar. Sayın Cumhurbaşkanımız da zaten bölgeyi sık sık ziyaret ediyor. Sayın Bahçeli, Sayın Destici, Sayın Erbakan da bu ziyaretlere katıldılar. Ortak yapılan bu ziyaretlerde aynı zamanda bütün bu süreçlere dönük olarak ihtiyaçların yapılması gerekenler Cumhur İttifakı olarak da ele alınıyor." "HER RAMAZAN AYINDA BU ŞİDDET GÖSTERİLERİYLE BAŞ BAŞA KALIYORUZ" Çelik, dün gece Mescid-i Aksa'ya İsrail güvenlik güçleri tarafından yapılan saldırıyı şiddetle kınayarak "Mescid-i Aksa'ya İsrail güvenlik güçleri tarafından yapılan bu saldırıyı şiddetle kınadığımızı, lanetlediğimizi ifade etmek isterim. Maalesef her Ramazan ayında bu şiddet gösterileriyle baş başa kalıyoruz. Bu şiddet gösterileri Müslümanların ibadetlerini engellemekten, Filistinlilere şiddet göstermeye kadar yoğun bir şekilde devam ediyor. Haremi Şerif'in kutsiyetinin, statüsünü ve hukukunun ihlal edilmesi şeklinde bir suçun ortaya çıkmasıdır. Haremi Şerif'in statüsü ve tarihi hakkında herkesin son derece saygılı olması gerekir. Bu İsrail güvenlik güçleri tarafından bu saygısızlık dün gece tekrarlanmıştır. Aynı zamanda bu baskın sırasında ibadetlerini yerine getiren Müslümanlar Kıble Mescidi'ne sığındılar. Kubbe Mescidi'nde ise acımasızca onlara müdahale edildiğini ve çoğunu yine aşırı şiddet uygulanarak tutuklandığını görüyoruz. Bu eylemi de ciddi bir şekilde kınadığımızı belirtmek istiyoruz. Mescidi Aksa'yı kıblemiz kutsal mabedimiz olarak bizim kırmızı çizgimizdir, gereken saygının gösterilmesi gerekir. Uluslararası toplumu bu konuda daha duyarlı davranmaya davet ediyoruz. İsrail'in bu tutumu Gazze başta olmak üzere bütün bölgedeki tansiyonu da yükselten bir yaklaşımdır. Her ramazan ayında tekrarlanıyor. Gün içerisinde devam ediyor. İsrail makamlarının son derece dikkatli ve hassas davranması gerektiğini ifade ediyoruz.” diye konuştu. "İSVEÇ'İN ÖNCELİKLE TAAHHÜTLERİNİ YERİNE GETİRMESİ VE UYGUN DÜZENLEMELER YAPMASI GEREKMEKTEDİR" Finlandiya'nın NATO karargahında bayrak çekilme töreniyle NATO'nun 31'inci üyesi olduğunu ifade eden Çelik, “Bütün bu süre boyunca Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ilkeler ve prensiplerin bu katılım sürecine dönük ortaya koyduğu yöntemin aslında ne kadar tutarlı olduğu bir kere daha görülmüş oluyor. Finlandiya ve İsveç birlikte başvurmuştu, ama biz burada Cumhurbaşkanımızın defalarca ifade ettiği gibi ‘terör konusunda tedbir almaları ve teröre yönelik terörle mücadele konusundaki taahhütlerini yerine getirmeleri gerektiğini' söyledik. Finlandiya bu konudaki taahhütlerini yerine getirdi düzenlemeleri yaptık ve Türkiye buna onay verdi. Bu vesileyle Finlandiya'yı tebrik ediyorum. Aynı ilkesel süreç İsveç içinde işleyebilecektir, fakat İsveç'in öncelikle taahhütlerini yerine getirmesi ve uygun düzenlemeler yapması gerekmektedir. İsveç bunları yaptığı takdirde hiçbir problem kalmayacaktır. Ama şu ana kadar seçim yaptıkları somut ve net değildir, hem düzenlemeleri hem saatleri böyle olması durumunda aynı sonuç işleyecektir. Türkiye terörle mücadele konusunda daha içerisinde tutarsız davranan bir ülkenin NATO üyeliğine onay vermeyecektir” diye konuştu. İçinde bulunan acılı sürecin atmosferine uygun olarak bir seçim kampanyası yapılması konusundaki uyarıların ihlal edildiğini vurgulayan Çelik, sözlerine şu şekilde devam etti: “Aslında devlet adabı içerisinde, siyaset adabı içerisinde 14 Mayıs'a kadar bu süreç rahatlıkla götürülebilir. Bütün siyasi partiler tercihlerini, itirazlarını, eleştirilerini rahatlıkla söyleyebilirler. Bütün görüşlerini ortaya koyabilirler ve sonuçta da yüce milletimiz sandık önüne koyulduğunda karar verir, karar çıktıktan sonrada herkes saygı duyar. Fakat bugün İYİ Parti'nin grup toplantısında Akşener'in kullandığı üslup Cumhurbaşkanımıza dönük ifadeleri ve kullandığı bazı tabirler maalesef şunu söylemek isterim ki bunu üzülerek söylüyorum. Son yıllardaki en niteliksiz, en yakışıklı ifadelerin yer aldığı bir konuşma olmuştur. Buraya gelirken arkadaşlar söylediler. Sayın Kılıçdaroğlu da Sayın Akşener'in bu konuşması sebebiyle tebrik etmiş. Dolayısıyla bu niteliksizliğe, bu yakışıksızlığa bir kitle destek durumu söz konusu olmuş. Bu ittifakın diğer üyeleri de aynı desteği sergileyecekler." İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a söylediği sözlere ilişkin Çelik, “Sayın Akşener devlet görevi yaptığı kısıtlı bir dönemde ortaya koyduğu en yüksek performans milletin değerlerinin, milletin örfünün değerleri üzerine geçen silindir gibi geçen 28 Şubat kararlarını uygulamaktır. Bununla övünmektedir. Ortaya koyduran bir icraat budur. Cumhurbaşkanımızsa bütün vatandaşlarımızın şahit olduğu ve destek verdiği şekilde bütün dünyanın şahit olduğu şekilde, bütün dünyada kabul ettiği şekilde Türkiye'yi dirayetle yönetmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini her orta her şart altında koruduğuna Cumhurbaşkanımızın bunu dirayetle yaptığına bütün milletimiz şahittir. 15 Temmuz gecesi de Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak için her türlü bedeli, hazır olarak meydanlara çıktı. Dünyadaki mazlumların hukukunu ülkemizin hak ve kazanımları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve kazanımlarını en yüksekte tutma konusunda tavizsiz olduğu Cumhurbaşkanımızın vakitleri ve hasımları tarafından da kabul edilen bir şeydir. Dolayısıyla burada bir değerlendirme yapılacaksa Sayın Akşener'in kendisinin kısa bir süre yaptığı devlet göreviyle ilgili bir değerlendirme yapması hatta bir muhasebe yapması, hatta bir yüzleşme içerisine girmesi hatta kabul görür görmez bilmem ama samimi helalleşme çağrısında bulunması en doğrusudur. Avrupa tabirlerle bir hezeyan şeklinde bağırıp çağırarak kullanılabilecek bütün kazanları eğip bükük bir saldırgan üssü haline getirerek bu son yıllarda gördüğümüz en yakışıksız ve nitelikli konuşmayla maalesef konuşmaya şahit olma durumunda kaldık. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımızın çeşitli siyasetlerine uyguladığı politikalara tabii ki demokratik bir ülkede eleştiri getirilmesi doğrudur. Başarılı bir devlet adamı olup olmadığını Türkiye Cumhuriyeti'ni başarıyla yönetmediğini tespit etme noktasında bu eleştirileri getirenlerin elinde yaptığı bir ölçü yoktur. Bir müktesebat yoktur. Herhangi bir ortaya koyacakları başarı da yoktur. Henüz kendi ittifaklarını doğru düzgün yönetemeyenler kendi partilerinin kendi ortaya koydukları ilkelere uygun bir şekilde yönetemeyenlerin hiç kimseye devlet adamlığı dersi verme gibi bir hak içerisine girmesi söz konusu olamaz” ifadelerini kullandı. Kandil'den gelen sözlere ilişkin tek bir kelime edemeyen İYİ Partiyi eleştiren Çelik, “‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkacağız' diyen Kandil'den miyavladığı zaman bunlardan herhangi bir kükreme geliyor mu? Kandil'den yapılan açıklamalarda Millet İttifakı'nın başındaki adaya destek verdiklerini, bu sebepler eylemlerine ara verdiklerini söylüyorlar. Bu tip miyavlamalar söz konusu olduğunda bu teröristler kendi kendilerine aslan, siyasetçilere destekledikleri siyasetçilere başka türlü muamele yaptıklarında bunlardan bir kükreme duyuyor muyuz? Herhangi bir ses gelmiyor. Ya çıkıyor terör örgütü diyor ki ‘Biz sizin adaylığınızı desteklemek için Erdoğan'ı yıkmak için Cumhur İttifakı'nı yıkmak için ve eski ya bu teröristler Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yeniden kurmak için eylemlerimize ara veriyoruz. Size ful destek veriyoruz, diyorlar'. Bunlar karşısında susuyorlar. Kandil'deki teröristlere söyleyemedikleri lafları Cumhurbaşkanımıza dönük olmak istiyorlar. Büyük milletimizin, yüce milletimizin, aziz milletimizin takdirini arz ediyoruz” dedi. İYİ Parti Genel Başkanı Akşener'in 6'lı masadan kalkmasına ilişkin sorular oluştuğunu söyleyen Çelik, sözlerine şu şekilde sürdürdü: “Ortada masadan oturup kalkmayla ilgili olan ciddi bir cari açık ortaya çıktı. Bir sürü laf söylediklerine bir sürü laf işittikleri kişilerle tekrar aynı masaya oturmak durumunda kaldılar. Bunu izah edemedikleri için ortaya çıkan büyük siyasi cari açığı, büyük meşruiyet açığını millete hesap verme konusundaki büyük açığı Cumhurbaşkanımıza saldırarak kapatabileceklerini zannediyorlar. Hayır bu kapanmayacak. Millete asıl söylememiz gereken, asıl hesap vermemiz gereken konu burasıdır. Seçim kampanyaları seccadeye ayakkabıyla basarak başladı. Ondan sonra mitinglerinde dar ağaç pankartı atarak devam etti. Şimdi de Meclis çatısı altında kurşun sergisi düzenleyerek bunu sürdürmeye çalışıyorlar. Buradan ne demokrasi çıkar. Ne milletin hayrına bir iş buradan çıkan tek şey tehdittir. Milletin kazanımlarını heba etmek için ortaya koyulan bir performanstır. Meral Hanım çıktı. Aynı şu cümleyi kurdu televizyonlarının önünde ‘Altılı masa artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir.' Yani altılı masanın milleti temsil etme yeteneği olmadığını, millet adına bir iş yapma yeteneği olmadığını Sayın Akşener ifade etti. Arkasından çıktı dedi ki Kılıçdaroğlu'nun adaylığını kastederek ‘Şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edilmiştir. Onun arkasından ne kumar masasında, ne nota masasında olmayacağız. Arkasından ölüm ve sıtma arasında bir tercihe zorlandık. Arkasından ceketimi assan, aday ederim diyenlerin karşısında duracağız' dediler Şimdi burada herkesin sorması gereken soru şudur. Birkaç gün içerisinde ne değişti de tekrar zorla o masaya oturdunuz? İkincisi burada şahsi hırslar Türkiye tercih edilmiştir. Kastettiğiniz nedir? Sizin dışınızdaki ortaklarınız masada Kılıçdaroğlu'nun adaylığını gündeme getirmişler. Siz de şahsi hırslar Türkiye'ye tercih edilmiştir, diyorsunuz. Peki bu şahsi hırslara sizi razı eden, o masaya tekrar döndüren ve bugün Kılıçdaroğlu için oy isteten nedir? Kumar masasıyla, noter masası arasında kaldık, diyorsunuz. Ölümle sıtma arasında kaldık, diyorsunuz. Ölümü mü tercih ettiniz, sıtmayı mı tercih ettiniz? İzah etmemiz gereken mesele bunlar. Şimdi bütün bunları bir kenara bırakıp aslında şunun hiç unutulmaması lazım. Burada o çıkan dağınıklığı burada ortaya çıkan kendi siyasetini darmadağın etme sürecini kapatmak için Cumhurbaşkanımıza saldırarak bütün bunları perdeleyebileceklerini zannediyorlar. Bugünden, sizin bu siyasi tavrınız ortada apaçık durmaktadır. Size masada ne söylendi ki şahsi hırslar Türkiye'nin önüne geçmiştir, dediniz. Neden Türkiye'yi savunmak için masadan kalkıyorum, diyorsunuz. Ondan sonra hiçbir şey değişmeden tekrar oturuyorsunuz. Şimdi bütün bunların hesabının verilmesi bunların millete izah edilmesi gerekir.“ İYİ Parti'den istifa eden Yavuz Ağıralioğlu'nun sözlerini hatırlatan Çelik, “Kendi partinizden Yavuz Bey çıktı. Açıkça şu cümleyi kurdu. ‘Yıllar boyunca yemediğimiz hakareti birkaç gün içerisinde yedik.' Sizin bütün bu hakareti sineye çekmenizin sebebi nedir? Bütün bu hakaretler karşısında susmanızın, bütün bu hakaretleri sineye çekmeniz nedir? Kimse özür dilemediği halde tekrar masaya oturmanızı izah etmeniz gerekir” dedi. İHA

AK Parti İzmir’de istifa hareketliliği Haber

AK Parti İzmir’de istifa hareketliliği

TENZİLE AŞÇI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 genel seçimleri için 14 Mayıs tarihin işaret etmesiyle birlikte parti kulisleri yeniden hareketlendi. CHP İzmir’de seçime yönelik milletvekili aday adayı tablosunun büyük oranda netleşmesiyle birlikte gözler AK Parti’ye çevrilmiş ve milletvekilliği aday adaylığı için kimlerin istifa edeceği merak konusu olmuştu. AK Parti Genel Merkezi’nin istifa genelgesini göndermesi ve aday adaylığı başvuruları için 11-17 Mart tarihlerinin işaret edilmesiyle birlikte İzmir teşkilatında istifa hareketliliği başladı. 6 İLÇEDEN İSTİFA BEKLENİYOR AK Parti İzmir'de milletvekili aday adaylığı için Bayraklı İlçe Başkanı Halil Polat, Menemen İlçe Başkanı Ahmet Can Çelik, Karabağlar İlçe Başkanı İrfan Doğruca, Gaziemir İlçe Başkanı Serdar Muçay, Karaburun İlçe Başkanı Adem Avcı, Balçova İlçe Başkanı Berkan Yıldızhan’ın milletvekili aday adayı olmak için istifalarını verecekleri öğrenildi.   Başkanlarının istifalarının kabul edilip edilmeyeceğinin yapılacak yönetim kurulu toplantısında karara bağlanacağı ifade edildi. Bornova İlçe Başkanı Veysel Güldoğan ve Karşıyaka İlçe Başkanı didem Keseli’nin de istifa edeceği kulislerde konuşulmuştu.  Öte yandan; teşkilat içerisinden de AK Parti İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Dilek Yıldız Büyükdağ ve İl Başkan Yardımcıları İbrahim Derici, Sefa Şahin, Furkan Katmerci ve Ali Arslan'ın da istifa etmesinin beklendiği öğrenildi. SÜREKLİ’YE VİZE ÇIKTI Edinilen bilgilere göre; AK Parti İzmir İl Başkanı ve 25.-26. Dönem İzmir Milletvekili Kerem Ali Sürekli’nin milletvekili aday adaylığı için de AK Parti Genel Merkez’den vize çıktı. Sürekli’nin önümüzdeki günlerde istifasını sunacağı belirtildi. GÖZLER 19 MART’A ÇEVRİLDİ AK Parti'de aday adaylığı başvurularının sona ermesinin ardından 19 Mart Pazar günü üyelerin milletvekili olarak görmek istedikleri isimleri oylayacağı temayül yoklaması yapılacak. 500 bin üyesi bulunan AK Parti İzmir’de sandığın Halkapınar Kapalı Spor Salonu'nda kurulacağı ifade edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.