TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#açlık

açlık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, açlık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gazze'de can kayıplarının başka bir sebebi: Açlık ve susuzluk Haber

Gazze'de can kayıplarının başka bir sebebi: Açlık ve susuzluk

İsrail'in 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne başlattığı şiddetli saldırılar, 155 gündür aralıksız devam ediyor. Bu süre zarfında Gazze'de yaşanan felaketin boyutları her geçen gün daha da derinleşiyor. Dünya genelinden gelen eleştirilere rağmen, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ara vermemesi sonucunda Gazze halkı açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalıyor. Ancak, ABD, Ürdün, Belçika ve diğer bazı ülkelerin hava yoluyla bıraktığı insani yardımlar, Gazze'deki insanların hayatta kalmaya çalışmasına yardımcı oluyor. Gazze'nin Deyr El Balah kentinde, insani yardımların yetersiz kaldığı bir ortamda, yüzlerce insan dağıtılan yardımlarla hayatta kalmaya çalışıyor. Özellikle Filistinli çocuklar, Deyr El Balah'taki gıda dağıtım noktalarında saatlerce sıranın kendilerine gelmesini bekliyor. Ellerindeki boş kapları doldurarak, ailelerine yemek götürmeye çabalayan çocuklar, zorlu koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Gazze Şeridi'nde gıda ve su sıkıntısı nedeniyle can kayıpları artarak devam ediyor. İsrail'in uyguladığı abluka ve yardım girişine izin vermeme politikası, Gazze Şeridi'nde yaşayan insanların açlık ve susuzlukla mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Açlık ve susuzluktan kaynaklanan ölümlerle ilgili son verilere göre, Gazze Şeridi'nde hayatını kaybedenlerin sayısı 23'e yükseldi. Şifa Hastanesi'nde, açlık ve susuzluktan 3 çocuğun daha yaşamını yitirdiği bildirildi. El Aksa Şehitleri Hastanesi'nde ise birçok çocuk, yetersiz beslenme ve susuzluktan kaynaklanan bağışıklık sistemi hastalıklarıyla mücadele ediyor.

Refah'ta gıda krizi yaşanıyor: Filistin açlık sınavı veriyor Haber

Refah'ta gıda krizi yaşanıyor: Filistin açlık sınavı veriyor

Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerinden yüz binlerce insanın barındığı bu güney şehri, uzun süredir devam eden ablukanın etkisiyle gıda sıkıntısı çekiyor. İsrail'in, ticari geçiş kapısı Kerem Ebu Salim'i 7 Ekim'den bu yana kapalı tutmasıyla birlikte, gıda malzemelerinin Gazze'ye girişi daha da kısıtlandı. Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) göre, Gazze'ye gelen yardımlar, nüfusun ihtiyaçlarının yalnızca yüzde 7-8'ini karşılayabiliyor. Gıda ihtiyaçlarını karşılayamayan Filistinliler, kıtlık ve nakit eksikliği olmak üzere iki temel nedenden dolayı bir tas çorbaya muhtaç durumda olduklarını belirtiyorlar. Evleri yıkılan ve göçe zorlanan Filistinliler, yemek hazırlamak için gerekli malzemelere sahip olmadıkları için aşevlerine bağımlı hale gelmiş durumda. Refah Belediye Başkanı Ahmed es-Sufi, daha önce yaptığı bir açıklamada, Gazze'nin en güneyindeki şehir olan Refah'ın, savaşın başından bu yana bir milyondan fazla yerinden edilmiş insanı kabul ettiğini ve nüfusunun bir milyon 300 bine çıktığını belirtti. Göçe zorlanan Filistinliler, yiyecek kıtlığı ve yetersiz hijyen nedeniyle son derece kötüleşen yaşam ve sağlık koşulları altında yaşıyorlar. Uluslararası insan hakları kuruluşları, bu durumun salgın hastalıkların yayılmasına neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar. "Sınırlı miktardaki yiyecek yetmiyor," diyorlar. Bölgede kendi imkanlarıyla bir aşevi açarak yüzlerce kişiye sıcak yemek dağıtmaya çalışan Halid Berakat, yaptığı açıklamada, bölgedeki "gıda kıtlığı" nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirtti. Temel gıda ürünlerinin bulunmadığını ve bulunanların da yüksek fiyatlarla satıldığını dile getiren Berakat, "Elimizdeki sınırlı miktardaki yiyecek, aşevine başvuran tüm muhtaç ve aç insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Malzeme kıtlığı ve yüksek fiyatlar, büyük miktarda yemek hazırlamanın önünde engel teşkil ediyor," şeklinde konuştu. "Küçük bir yiyecek bile değerlidir," diyorlar. Han Yunus'tan Refah'taki barınma merkezine gelen ve Şabura Aşevinin önünde yemek sırası bekleyen 9 yaşındaki Nevval Berbeh, "İsrail ordusu Han Yunus'taki evimizden bizi çıkardı. Yanımıza yiyecek, içecek, giyecek dahil hiçbir şey almadan kaçtık ve ailemle Refah'a sürüldük" ifadelerini kullandı. Soğuk havaya rağmen saatlerce ayakta yemek bekleyen, bazen büyüklerin itiş kakışlarına maruz kalan Berbeh, "Ailemin açlığını giderecek yiyecek alabilmek için buna katlanmak zorundayım. Bu yemekleri alabilmek için çok uzun saatler ayakta beklemek zorunda kalıyoruz," diye konuştu. Aşevinden sınırlı miktarda yiyecek alabildiğini dile getiren Berbeh, "Aşevi olmasaydı hiçbir şey yemezdik, az miktarda da olsa yine de hiç yoktan iyidir," şeklinde konuştu. Sabah saatlerinden itibaren yemek sırasında bekleyen 11 yaşındaki Dima Abdurrahman, aç olan aile üyeleri için yiyecek almanın bitmesinden endişe duyduğunu ifade etti. Abdurrahman, "Perşembe günü yemek alamadığım için çok üzüldüm. Bugün erkenden çıkıp aileme yiyecek almak için acele etmeye karar verdim. Yemek pişirebileceğimiz gazımız ya da yakacak odunumuz yok, bu yüzden hazır yemek almak için aşevine geliyoruz," dedi. "Yaşam koşullarımız felaket" diyen Han Yunus'un doğu bölgelerinden göçe zorlanan Ravhiye Ebu Taime, bir gün yemek almak için sıra beklemeyi hiç düşünmediğini söyledi. Ailesinin zorla göç ettirildiği yerde temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanamadığını vurgulayan Ebu Taime, İsrail saldırılarının hayatlarını "acı ve sıkıntı" dolu günler haline getirdiğini belirtti. Han Yunus'tan çıplak ayaklarla ve hiçbir eşya almadan göç etmek zorunda kaldıklarını anlatan Ebu Taime, "Giysilerimiz, battaniyelerimiz yok; çadır alamadık ve yaşam koşullarımız felaket. Evim, oğlumun, kızımın ve yeğenlerimin gözleri önünde buldozerlerle yıkıldı. Tüm bunlar gözlerimin önünde gerçekleşti ve onları, evin enkazı altına buldozerlerle, askeri araçlarla gömdüler," dedi.

Emeklilerden ’sefalet’ isyanı: Açlık sofuluğu bozar! Haber

Emeklilerden ’sefalet’ isyanı: Açlık sofuluğu bozar!

TENZİLE AŞÇI/ ÖZEL HABER Geçtiğimiz haftalarda 6 aylık enflasyon farkının belli olmasıyla birlikte gözler emeklilere yapılacak zamma çevrilmişti. Emekli maaşlarına yüzde 25 zam öngörülürken TBMM Genel Kurulu’ndan kesin karar çıkmadan emeklilerden itiraz sesleri yükselmiş ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de emeklileri destekleyen açıklamalar yapmıştı.  Bahçeli, emeklilere seyyanen zam yapılması çağrısında bulunurken iktidar ortağının çağrısı karşılık bulmamış ve emekli maaşı zam oranı geçtiğimiz günlerde yüzde 25 olarak kesinleşmişti. Kararın ardından milyonlarca emekliden tepki sesleri yükselirken konuya ilişkin İLKSES’e konuşan Türkiye Emekliler Derneği İzmir Şube Başkanı Zekeriya Beypınar, emeklerin sefalete mahkum edildiğini söyledi ve TBMM’deki vekillere “Hiç mi vicdanları sızlamıyor” ifadeleriyle tepki gösterdi. BİZİM İÇİN HÜSRAN OLDU Verilen zammı ‘hayal kırıklığı’ olarak değerlendiren Beypınar, “Yüzde 25 zam bizim için hüsran oldu, tam bir hayal kırıklığı. Hemen hemen 9 milyon emekli yüzde 25 zam aldı. Yüzde 25 zam diyoruz ama onda da şöyle bir şey var. Kök maaşı yani 5 bin 500 lira alan emekli 7 bin 500 liraya kadar bir zam alamayacak. 6 bin 100 lira kök maaşı olan kişi 7 bin 700 lira kadar bir maaş alacak. Bu nasıl bir şey bizim aklımız ermiyor. Mesela her maaş 7 bin 500 lira olacak dendi ama bazı emekliler bu rakamı yakalayamadı. Mesela 7 bin 500 lira dediklerinde ben o zamdan faydalanamadım ve şimdi benim emekli maaşım asgari ücreti bile yakalayamıyor. Bütün sıkıntımız burada. Biz kademeli seyyanen zam istiyoruz. Eğer kademeli olursa aradaki uçurumu da kapatırsınız. Ama sen emekli maaşı 9 bin lira olan kişiye 5 kuruş zam verme! Nasıl olacak! Hepimiz ekmeği aynı fiyattan alıyoruz. Ama emekliler et alamıyor. Ülkede bir adaletsizlik var. Böyle bir sosyal devlet olmaz” dedi. ÇOLUK ÇOCUĞUMUZUN YÜZÜNE BAKAMIYORUZ Emekli maaşlarının süreç içerisinde eridiğine dikkat çeken Beypınar, emeklilerin sefalete mahkum edildiğini belirterek “Eskiden bir emekli asgari ücretin 3 katından maaş alıyordu. Ama zamanla emeklilik bağlanma oranı 25’lere düşürüldü. Nasıl geçinecek bu emekliler? Sayın Devlet Bahçeli emekliler için konuştu. Ama bakıyoruz hiçbir kıpırdama yok kimsede. Bu emeklilere yazık günah değil mi! Eğer bir şey yapacaksanız kademeli seyyanen zam yapın. Biz adalet neyse onu savunuyoruz. Üst kademeye 3-4 bin lira zam, alt kademelilere de 8 bin lira zam yapın ki bu mesafe kapansın. Bunu yapmıyorlar ama sonra da Türkiye de uçurum var diyorlar. Çoluk çocuğumuzun yüzüne bakamıyoruz” diye konuştu. BU ADALET Mİ? Emekli milletvekili maaşlarına dikkat çeken Beypınar, ‘adalet’ vurgusu yaparak “Biz parasızlıktan geçinemiyoruz. Bir bayram geçirdik. Emeklisi 7 bin 500 lira olan emekli, kurbanı unuttu zaten. Evine ne bir baklava alabildi ne bir şey. Emeklinin torunlarına verecek parası kalmadı! Bir markete giriyorsun bir şey alamadan 300 lira deniliyor. Suya yüzde 42 zam geldi. Ulaşıma, ekmeğe, yağa her şeye zam geldi. Bizim bir tatil yapalım diye bir düşüncemiz bile yok. Sıkıntımız büyük, geçinemiyoruz. Emekli perişan vaziyette. Devlet büyüklerimiz bu konuda bir şey yapsın. Biz daha ne kadar ağlayalım, ne yapalım! Biz devletimizi seviyoruz. Hükümetler gelip geçer ama devlet kalıcıdır. Devlete küserseniz hayat biter. Ama bu milleti küstürdüler. Hiç mi vicdanları sızlamıyor! Emekli milletvekillerinin maaşı 50 bin liranın üzerinde. Hizmeti yapan bizleriz. Ben 70 kilo balya taşırken bunlar neredeydi! Bu adalet mi? Açlık, sofuluğu bozar” ifadelerini kullandı.  

Emekliler alana indi: “Açlığa yoksulluğa oy yok” Haber

Emekliler alana indi: “Açlığa yoksulluğa oy yok”

ÇAĞLA GENİŞ DİSK Emekli-Sen İzmir Şubeleri, “Emekliler yoksullukta değil, refahta eşitlensin” diyerek alana indi. Konak’taki eski Sümer Bank önünde bir araya gelen üyeler, “Saraya değil emekliye bütçe” ve “Açlığa yoksulluğa oy yok” sloganları attı. Emeklilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen eylemde, açıklamayı DİSK Emekli-Sen Ege Bölge Temsilcisi  Sabahattin Yeşiltepe okudu. Son dönemde artan hayat pahalılığına vurgu yapılan açıklamada, en düşük maaşın asgari ücret düzeyinde olması talep edildi. HİÇBİR ANLAM İFADE ETMEDİ Son yapılan düzenlemeyle en düşük emekli maaşının 7 bin 500 liraya çıkarılmasına ilişkin konuşan Yeşiltepe, “Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklama ile en düşük emekli maaşının 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya yükseltileceği duyuruldu. Bir müjde gibi verilen bu haberin ardından meclisten geçen bu düzenleme, milyonlarca emekli için hiçbir anlam ifade etmedi. Zira emekli maaşlarına oransal ya da seyyanen bir zam öngörülmedi, 7 bin 500 liranın altında maaş alan emeklilerin maaşlarının Hazine yardımıyla 7 bin 500 liraya tamamlanacağı karara bağlandı. Dolayısıyla emeklilerin kök maaşı aynı kaldı Emekli maaşlarına ileride yapılacak zamların 7 bin 500 lira üzerinden değil, bu kök maaşlar üzerinden gerçekleşeceği, diğer yandan 7 bin 500 liradan bir lira fazla maaş alan emeklilere bu düzenlemenin hiçbir katkısı olmayacağı açıkken seçime yatırım umuduyla yapılan bu düzenlemeyi kabul etmiyoruz! Emekliler açlık sınırının altında maaşlarla yaşam mücadelesi vermeye bir kez daha mahkum edilirken; en düşük emekli maaşı ortalama emekli maaşı haline getirilirken sessiz kalmamak boynumuzun borcudur!” dedi. SANDIKTA HESAP SORUYORUZ “Susmuyoruz, helalleşmiyoruz; hem sokakta hem de sandıkta hesap soruyoruz” diyen Yeşiltepe, şöyle devam etti: “Türkiye’de emeklilerin tek problemi açlık sınırın altındaki maaşları da değildir, emekliler Özelleştirilen sağlık sisteminin, betonlaştırılan doğanın, yaşanılmaz hale gelen çevrenin bedelini fizyolojik ve psikolojik sağlıklarını kaybederek, toplumdan yalıtılarak, yalnızlaştırılarak, depremlerde ve tüm diğer afetlerde yaşamlarından olarak ödemektedir. Emeklileri enflasyona ezdirenler, emeklilerin sağlık hakkına, barınma hakkına, güvenli çevre hakkına ve en nihayet yaşam hakkına gasp etmekten de geri durmamaktadır. Öyleyse emekliler, devlete sosyal niteliğini yeniden kazandırmak için; insan onuruna yakışır bir yaşamı inşa etmek için, sendikal hak ve özgürlüklerini kazanmak için susmayacak; yaşamına kast edenlerle helalleşmeyecektir! Emekliler, dün olduğu gibi bugün de sokaklarda hesap sormaktadır; soracaktır. Emekliler hesabı mahşere bırakmayacak; utanmadan oylarına talip olan düzenbazlardan sandıkta da hesap sormaktan geri durmayacaktır.” ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE ÇIKARILMALI Emeklilerin taleplerini de sıralayan Yeşiltepe, “Bizler, sendikalı emekliler olarak; anti-demokratik, emek ve emekçi kartı, temel hak ve özgürlüklere karşı saldırgan tutum ve eylemlerde bulunan hiçbir siyasi partiyi desteklemeyeceğimizi bildiriyoruz. Bizler emeklilere yönelik somut çalışmalarda bulunmayan, varlığımız ve haklı mücadelemiz karşısında taleplerimize parti programları ve seçim çalışmalarında yer vermeyen hiçbir partiye emeklilerden ay çıkmayacağını bir kez daha bildiriyoruz. Hatırlatıyoruz: emeklilikte insan onuruna yaraşır ücret alınmalıdır. Emekli ücretleri enflasyona değil milli gelire endeksli olmalıdır. Emekli aylığı bağlama oranları eski düzeye çekilmeli ve güncelleme katsayısında milli gelir artışının tümü dikkate almamalıdır. En düşük emekli aylağa asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır. Emekli ücretleri arasındaki farklılıkların giderilmesi için emeklilikte intibak yasası çıkarılmalıdır. Aynı koşullarda emekli olanların aylıkları arasındaki uçurum kapatılmalıdır. Mezarda emeklilik uygulamasına son verilmelidir. Emeklilikte yaş şartı adil bir biçimde ve kademeli olarak yeniden düzenlenmelidir. Emekli olmak için 2008 sonrası yükseltilen prim gün sayısı şartı makul bir düzeye çekilmelidir. Emeklilerin sağlık hizmetlerinde ödedikleri katılım payı koşulsuz şartsız kaldırılmalıdır. Emeklilikte güvenli çevre, yaşanabilir doğa için gerekenler yapılmalıdır. Emeklilerle ilgili politika yapılacağında emeklilere danışılmalıdır. Ve tüm bunları gerçek anlamda yaşama geçirilebilmesi için emeklilerin sendikal hak ve özgürlükleri ile toplu pazarlık hakları tanınmalıdır. Emeklilerin somut talepleri açıktır, nettir. Taleplerimizin yaşama geçirilmesi mümkündür; zaruridir! Yoksullukta değil refahta birleşmek hakkımızdır” açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.