TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Siyasi

Siyasi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Siyasi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

‘Örnekköy krizinde’ 2. Raunt: ‘Siyasi baskı’ iddiası Haber

‘Örnekköy krizinde’ 2. Raunt: ‘Siyasi baskı’ iddiası

TENZİLE AŞÇI İzmir Büyükşehir Belediyesi Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı ikinci bileşiminde ilk oturumda gündeme gelen ve meclis üyelerinin birbirine girmesiyle sonuçlanan Karşıyaka-Örnekköy kentsel dönüşüm projesine ilişkin tartışmalar devam etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen Karşıyaka-Örnekköy kentsel dönüşüm projesinde bir inşaatta eksik beton ve demir kullanılması sonucu inşaatın mühürlendiği ve hatalı inşaatın yapıldığı 300 metrekarelik alanın yıkılacağı söylenmişti. Öte yandan; oturumda konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, yaşanan ‘dönüşüm krizinde’ ‘siyasi baskı’ iddiasında bulundu. HIZAL: TUNÇ BEY’E BUNU KİM FISILDADI? Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, süreç içindeki bazı ‘tutarsız ifadelere’ dikkat çekerek ‘siyasi baskı’ iddiasında bulundu ve “İzmir’in en önemli gündemi deprem ve kentsel dönüşüm. Pazartesi yapılan meclis toplantımızda bu konu konuşuldu ve tartışıldı. O gün biz iftiracı dahi olduk. İZBB’nin kentsel dönüşümü fıkra aşamasına kadar geldi. Ağlanacak halimize gülüyoruz. Biz o gün İZBB’yi demir hırsızı pozisyonuna sokuyorsunuz dedik. Murat Bey, bunun üzerine ‘iftira atıyorsunuz’ dedi. İftiranın anlamı bir kimseye gerçek olmayan olumsuz bir durumu ve suçu yüklemektir. Elimde bir tutanak var ve tutanak İZBB’ni kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı personeli tarafından tutulmuş. Ortada bir problem var ve bunu söyleyen İZBB’nin mühendisleri. Bu konu bizler tarafından gündeme taşındıktan sonra İZBB ve İZBB’nin başkanı birtakım açıklamalar yaptı. 300 metrekarelik imalatın mühürlenip gerekli onayların ardından söz konusu bölümün yıkılmasına akar verildiğini söyledi. Arkasından Tunç Bey bir tweet atmış. ‘Bir yüklenicin yaptığı hatayı tespit ettik’ demiş. İlgili alanın yıkılarak inşaatın devam edeceğini söylemiş. Dün bir bildiri yayınlandı. Bunu da orada hukuksuzca orada iş yapan kooperatif yapıyor. ‘Bu süre içerisinde inşaatlarımız İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolörlerinin zorlayıcı uygulamaları sebebiyle birçok kez durmuştur’ deniliyor. Ayrıca uygulaması imkânsız talepler olduğu söyleniyor. Nedir bu uygulaması imkânsız talepler? Tunç Bey’in 3 beyanının ikisi çelişiyor. Arkasından bürokratların tutanağı var. Tutanağa karşı bildiri. İşte iftira Sayın Aydın. Gelelim… Kamu yararına iş yaptığını söyleyen o kurum hangi güce dayanarak ‘bizim kooperatifimizle CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun ilişiği yoktur’ diyor. Hani siyasi güce dayanarak bunu yapıyor? 2022’de İZBB ile İZBETON arasında imzalanmış bir protokol var. İZBETON’a bazı yetkiler verilmiş. İZBETON da yetki sınırlarını aşarak birtakım kooperatifler kurdurmuş ve işler o raddeye gelmiş. Hangimizin haberi var? O kooperatiflerden birinin başkanı şu anda CHP İzmir İl Başkanı. Sayın Başkan bu kooperatiflerin tamamının genel koordinatörlüğünü yaptı. Demek ki siyasi gücü buradan alıyor. Hatta o kadar acı ki bu şehrin belediye başkanının bir gün önce söylediği ifadeyi ertesi gün değiştirtebiliyorlar. Tunç bey ‘yıkılacak’ diyor. Ama ertesi gün verdiği beyanda belki de bir şey yoktur diyor. Tunç Bey’e bunu kim fısıldadı acaba? Bu kooperatifi kuran CHP’li siyasetçiler mi” dedi. “BÜROKRATLARA BASKI YAPMASINLAR” Hızal ayrıca, mühürlenen alanın yıkılmaması yönünde baskı yapıldığını da ileri sürerek şunları söyledi; “İZBB sadece kooperatif aracılığıyla değil aynı zamanda ihalelerle de dönüşüm yapıyor. Biz dönüşüme değil. Biz yasal olmayan yollara karlı çıkmıyoruz biz, İzmirlilerin parasının ve zamanının çalınmasına karşı çıkıyoruz. İhalelerle verilen işler… Örnekköy 2.etap. İşin şu anki fiziki seviyesi yüzde 85. İş düzeyi seviyesi yüzde 90. Ege Mahallesi 1. Etap.  Orada da bir firma tarafından kentsel dönüşüm yapılıyor fiziki seviyesi yüzde 2. Peki İZBETON Genel Müdürünün dahiyane fikirle ortaya çıkardığı kooperatif modeliyle yapılan işler… Örnekköy 2. Etap. Yüzde 80 seviyesinde olması gerekirsen yüzde 27’lerde. Uzundere 2. Etap. İş programı seviyesi yüzde 7 olması gerekirken seviye yüzde 2. Bu işler zamanında bitecek mi? Bitmeyecek. Küçümsediğiniz, ne olacak 300 metrekarelik alanda problem çıktı dediğiniz alanın yıkılmasıyla ilgili mesele… 48 bin metrekarelik alan içinde 300 metrekare olduğunu söyleyerek alanı küçümseyen ifadeler kullandınız. Biz de bir çalışma yaptık. O alan yıkılmazsa, oradaki hata düzelmezse meydana gelen depremde orada yaşayan insanlar o binanın altında kalarak hayatını kaybedecek. O alanın yıkılmasını engellemek için az önce saydığım kişiler bürokratlara baskı yapmasınlar. Kulağımıza bu yönde duyumlar geliyor.”   ÜNAL’DAN ‘KARŞI’ İDDİA Hızal’ın sözlerine yanıt vermek için söz alan CHP’li meclis üyesi ve İmar Komisyonu Başkanı İrfan Önal da yeni bir iddiayı ortaya atarak “Elmayla armut arasında bile en azından bir benzerlik var. Alıp işi bağlamından alıp öyle yerlere götürdü ki… Başkanımızın olayın ilk anıyla sonradan gelen bilgilerle yaptığı paylaşımlar onlar. Art niyetli bakınca evet bir yerlere çekilebilir. Başkanın yaptığı açıklamayla kooperatifin açıklamaları birleştirilip ‘kimler nasıl bir yönlendirme içerisinde’ deniliyor. İnsaf! Tunç Soyer ilk yaptığı açık alamda bir yanlış arsa ortaya konulur ve gereği yapılacak dedi. Sonrasında kooperatif ‘Benim yanlış bir imalatım yok ki, tarafından çelişkisinden durumun geldiği noktadan biz haklılığımıza inanıyoruz’ diyorlar. Kurumumuzun da zorlayıcı davrandığını iddia ediyorlar bunu da araştırma hakları. Üniversitelerin yapacağı araştırmalarına ardından muhtemelen konu mahkemeye intikal edecek. Kararı mahkeme verecek. Zaten arkadaşlar tüm işlerimizi engellemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Görüyorum ki yüzde 99 engelleme, yüzde 1 de sessizlik. Biz bu dönüşümü üç beş müteahhide vermedik. Binlerde konut sahibini konutlarıyla buluşturuyoruz. Bugün dönüşüm noktasında Türkiye’ye örnek olması gereken bir kooperatifçilik. Biz kendimiz kendi göbek bağımızı kesmeye çalışıyoruz.  Peki bakanlık Karabağlar’da 540 hektarlık dönüşüm alanında kaç tane konutu dönüştürdü? Biz 5 bin konutluk bir iş içerisindeyiz. İlerleme yavaş da olabilir ama burada inşaat girdilerinin fiyat yüksekliğinin de etkisi yok mudur? Piyasa çekele ya da sözle değil nakit parayla dönüyor. Şimdi ben de bir iddiada bulunacağım. Eğer ki zorlaştırıcı kontrollerin iddiası geçiyorsa ve bu belgeler anında AK Parti’ye veriliyorsa korkarım ki memurlardan da partizanlık yapanlar var. Ben Özgür Hızal gibi Pazartesi günü iftiralarda bulunup Çarşamba günü elimde belgelerle… Ben bunlara ulaşamıyorsam anlaşılan siz ayrı kanallardan bunlara ulaşıyorsunuz. Eğer ki siz bu belgelere hemen ulaşabiliyorsanız birileri de sizinle bu işi engelleme çabasında olabilir” ifadelerini kullandı. ŞİMŞEK: İZBB, KENTLİNİN GÖZÜNDE BİR GÜVEN KAYBINA UĞRAMIŞTIR MHP’li meclis üyesi Hakan Şimşek ise sorunu farklı bir yönden ele alarak “Özrü kabahatinden büyük derler. Konut işi pahalıdır, ucuz değildir. Bu işi, ehliyeti olan insanların yapması gerekmektedir. Bizde maalesef merkezi hükümetin yasalarından kaynaklanan cumhuriyet tarihinden beri gelen bir yapım standardı yoktur. Bir bakkal dükkânı açmak için bile esnaf odası kaydı gerekirken müteahhit olup bir bina yapmak için böyle karmaşık evrakalar gerek yoktur. Pazartesi günü bu konuda şunu söyledim. Zemin etüdü yapılan bir yerde statik mühendisi alarak taşıma verilerine göre kolon ve kirişleri yerleştirir. Bunlar hep değişiklik arz eder. Burada bile tecrübeli olmak gerekir. Burada ruhsat aldıysa bir geçerliliği vardır. Bunların sahada uygulanması yapımı firmanın yükümlülüğü dahilindedir. Burada uygulaması imkânsız diye bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. Oradakilerin raporun gerekliliğini uygulaması gerekir. ‘Belgeler sizin elinize geliyor bizim elimize gelmiyor…’ Burada önemli olan bu mu yoksa imalatın hatalı olması mı? Önemli olan hatalı işin üstüne bir üst imalatın olmasına izin vermemek. Orası yıkılmalıdır. Ama her yıkım bir alt kat imalatına da zarar verecektir. İZBB, kentlinin gözünde bir güven kaybına uğramıştır” diye konuştu. SEVİNÇ: FENNİ SORUMLU BELEDİYE BÜROKRATLARIDIR Söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Kemal Sevinç, sorumluluğun belediye bürokratında olduğunu belirterek şunları söyledi; “Ben bu konuyu dinledikten sonra inşaatla ilgili tutulan raporu okudum ve inceledim. Daha sonra ilgili idare başkanına gittim. Sağlıklı bilgiler aldım. İş yapılan yerlerde hatalar ve eksiklikler olur. Yeter ki kasıt olmasın. İZBETON kooperatif yoluyla burada dönüşümü yapıyor. Burada püf noktası şu: Bu projelere imza koyan ve buradaki fenni sorumlular belediyenin bürokratları. Denetçiler de bizim resmi personelimiz. Bu tasdikli projelere göre; projesine uygunsa beton dökülmesine izin çekiliyor. Uygun olmadığı için bizim elemanlarımız rapor tutmuş. Kolonlarda demir uygun değil. Düzelttikten sonra beton at demiş. Ortada böyle bir rapor varken yüklenici firma neden betonu attı? Buna bir türlü anlam veremiyorum. Bunun bahanesi yok. Burada bir eksiklik olmuş ama idaremiz de bunu tespit ederek tutanağa bağlamış. Başkanımız da yıkılacağını söylemiş. Konu budur.” ARADAN SONRA SALON BOŞALDI Örnekköy tartışmaları devam ederken Meclis Başkanı Özuslu, oturuma ara verdi. Aranın ardından meclis üyelerinin çoğunun oturuma katılmaması ve salonun boşalması dikkat çekti. AYDIN: EĞER GEREĞİNİ YAPMASAYDI… Ara sonrasında konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, AK Parti grubunun ‘algı yaratmaya’ çalıştığını ifade ederek “Biz neyi tartışıyoruz? Biz hemfikiriz. Anlaşılan 2 gün yaptığımız tartışmalar sonucunda hemfikir olduk. Neyde hemfikir olduk? İZBB, dönüşümde bir kusur tespit ediyor. Bu kusuru firmaya dile getiriyor. Bu kusurun giderilmesini istiyor. Firma kusurun giderildiğini söylüyor. Ancak firma, bizim kontrolörümüz kontrol etmeden beton döküyor. Kontrolörümüz de ‘ben kusurun giderildiğini görmediğim için tutanak tuttum’ dedi. Sayın Özgür Hızal, bir tutanaktaki sadece bir cümleyi alıp anlatırsanız sanki bir şeyler varmış algısı yaratırsınız. İZBB de bu konuda Karşıyaka Belediyesi’ne yazı yazarak durumu bildirmiş, mühürlenmesini istemiş Karşıyaka Belediyesi de bunu mühürlemiş. Biz neyi eleştiriyoruz? İZBB kontrolörünün işini hakkıyla yapmasını mı eleştiriyoruz? İZBB’nin yasal gerekliliği yerine getirilmesini istemesini mi eleştiriyoruz? Karşıyaka Belediyesi’ne mühürleyin demesini mi yoksa belediyenin mühürlemesini mi eleştiriyoruz? Demek ki İZBB Kentsel Dönüşüm Dairesi, yaptığı kontrolü iyi yapmış. Cümleleri eğip bükmenize gerek yok. Kimse 300 metrekareyi küçümsemedi. 300 metrekaredeki bir hatayı bile bulacak kadar detaylı inceleme yapıyoruz ve kendi işimiz olsa bile bunu görmezden gelmiyoruz diyoruz. O tutanaklarda demir çaldığımıza ilişkin bir şey var mı? Yoksa tabii ki de buna iftira diyeceğim. Eğer ki bizim kontrolörümüz bu eksiği tespit etmesine rağmen belediye gereğini yapmasaydı eleştirin. Örtbas mı etmiş belediye, yok mu saymış” dedi. “İYİ BİR ŞEYİ KÖTÜ BİR ŞEYMİŞ GİBİ TARTIŞIYORUZ” Aydın, tartışmalarda doğru zemin göndermesi yaparak şunları söyledi; “‘Bu kooperatif bu cüreti nereden alıyor’ dediler. İZBB ‘yüz veriyor’ gibi konuştular. Kooperatifin yaptığı açıklama doğru değildir. İZBB’ye yönelttiği eleştiriler yanlıştır, doğru değildir, reddediyoruz. Sürekli Sayın İl Başkanının geçmişte bu kooperatiflerden birinin yöneticiliğini yapmasını dile getiriyorlar ama sanki hala bu görevi yapıyormuş gibi konuşuyorlar. Bu bizim aklımızla alay etmektir. Sayın il başkanı bu sürecin hiçbir yerinde. Biz il başkanlarımızın geçmişteki faaliyetlerini mi tartışacağız? Ama bu faydasız. Biz burada dönüp dönüp neyi tartışıyoruz? İZBB’nin bir iş yapma biçimi var. Bunu yanlış, yetersiz bulabilirsiniz. Ama biz bunu tartışmıyoruz ki. ‘İZBB ve İZBETON’a insanların güveni kalamamıştır.’ Bunu söylemek için insanın elinde bir şey olması lazım. Bir bilgiyi eksik verdiğinizde insanları paniğe sürüklüyorsunuz. Bütün bunlara rağmen İZBB, İZBETON ve ilgili firma yapılan hatanın giderilip giderilmediğini tartışmak istiyor ve üniversiteden araştırma istiyor. Bizim meclis olarak sormamız gereken şey şu: Bir eksiklik ya da hata yapıldığında kurum çalışmış mı, gerekli işlemler yapılmış mı? Bunlar yapıldı. Buradan bir siyasi tartışma mı üretmek istiyoruz? Yürütülür. Kooperatif modeli üzerinden yürütülür. Ama bunu yapılan işi daha iyi hale getirmek değil de kötülemek için yaparsanız buna CHP de insanlar da tepki verir. Biz bu konuyu çok tartıştık. Ama meseleyi tartışırken her şeyi birbirine çorba ettik. Buna gerek yok. Tartışmayı doğru zeminden yapmalıyız. İZBB, kontrol işini iyi yapmış, yasaya uygun yapmış. Bizi gerçek korur. Doğru refleks üretmemizi sağlayacak şey gerçekliktir. Hepimiz İzmir’den yanayız. O zaman İzmir’in yararına yapılmış bir şeyi doğru yerden tartışalım. Herkes tutanağı tutan arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz ama burada kötü bir şey yapılmış gibi tartışıyoruz. Sayın Soyer’e şükran borçluyuz. Yüzümüzü yere eğdirmediler. İşi kimin yaptığına bakmaksızın gereğini yaptılar.”

İzmir’in vekillerinden ‘yemin töreni’ öncesi mesajlar Haber

İzmir’in vekillerinden ‘yemin töreni’ öncesi mesajlar

14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı 2.tur seçimlerinin geride kalmasıyla birlikte parlamentoda yeni yasama döneminde görev yapacak milletvekilleri de mazbatalarını alarak TBMM’nin yolunu tuttular. Geçtiğimiz günlerde vekillik rozetlerini alan milletvekilleri bugün TBMM çatısı altında vekillik yeminlerini ederek resmi olarak görevlerine başlayacaklar. Öte yandan; siyasi partilerin İzmir milletvekilleri yemin öncesinde sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla bazı mesajlar verdiler. CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan: Bugün namus ve şerefimiz üzerine and içeceğiz. Askerin, polisin özlük hakları konusunda verdiğim tüm sözlerimin arkasındayım. 28. Dönemde de odam askerin, polisin odasıdır. Türk ordusu, polisi var olsun. Bugün namus ve şerefimiz üzerine and içeceğiz. Askerin, polisin özlük hakları konusunda verdiğim tüm sözlerimin arkasındayım. 28. Dönemde de odam askerin, polisin odasıdır. Türk ordusu, polisi var olsun.?? — Murat BAKAN (@CHPMuratBakan) June 2, 2023 AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı: TBMM 28. Dönem Milletvekilliği kaydımızı Babam Süleyman Bölünmez ve Eşim Talip Çankırı ile gerçekleştirdik. Yeni dönemde Rabbim vatanımıza ve milletimize hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin inşallah… ?TBMM 28. Dönem Milletvekilliği kaydımızı Babam Süleyman Bölünmez ve Eşim Talip Çankırı ile gerçekleştirdik. Yeni dönemde Rabbim vatanımıza ve milletimize hayırlı hizmetler yapmayı nasip etsin inşallah…?? pic.twitter.com/Fx6PR0I1YA — Ceyda Bölünmez Çankırı (@CeydaBC47) June 2, 2023 AK Parti İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan: Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle TBMM 28. Yasama Dönemi başladı. Hayırlı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle TBMM 28. Yasama Dönemi başladı. Hayırlı olsun. pic.twitter.com/0Jp0SonPCo — Eyyüp Kadir İnan (@eyupkadirinan) June 2, 2023 HABER MERKEZİ  

İnsan Hakları Derneği'nden seçim sonrası talepler Haber

İnsan Hakları Derneği'nden seçim sonrası talepler

SULTAN GÜMÜŞ KAYA  İnsan Hakları Derneği (İHD) ‘Seçim sonrası taleplerimiz’ başlığıyla yazılı açıklama yaptı. Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin önemli sonuçları olduğunu belirten dernek, coğrafyanın yarısının bir başka görüşü benimsediğini ortaya koyduğunu ifade etti. Siyasi iktidarın bu gerçeği dikkate alarak gereken önlemleri alması gerektiğini belirten İHD, bu önlemlere dair taleplerini şöyle sıraladı: “Gerek iç hukuka gerekse uluslararası hukuka uygun bir pratik sergilenmeli. İfade özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalı ve cezaevlerinde sadece düşünceleri nedeniyle bulunan siyasetçiler, insan hakları savunucuları ve gazeteciler serbest bırakılmalı. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesinin geri gelmesini arzuluyor. Özellikle kadına yönelik şiddet konusunda, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan ve bugüne kadar hazırlanmış en yeterli sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı.”  ÇOK SAYIDA HASTA MAHPUS BULUNUYOR  İHD tarafından sunulan talepler şöyle devam ediyor: “İktidarın muhaliflere yönelik kullandığı ötekileştirici hatta nefret dili olarak tanımlayabileceğimiz dil, mutlaka değişmeli. Cezaevlerinde çok sayıda hasta mahpus bulunuyor. Adli Tıp’ın raporlarıyla maalesef ölüm derecesinde hasta olan mahpuslar, cezaevinde kalmaya mahkûm ediliyor. Bu konuda daha insancıl hukuku temel alan yeni yaklaşımlar bekliyoruz… Bu seçimin sonuçlarından en önemlisi de Kürt halkının güvenlikçi, şiddet politikalarına karşı ne kadar büyük bir tavır içinde olduğudur. Kürt halkı barış istiyor. İktidarın Kürt meselesi konusundaki tavrından bir an önce vazgeçmesi, demokratik açılımlar yapması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumun ne kadar kötü olduğu, toplumun tüm kesimlerince biliniyor. İşçi ve emekçilerin haklarının güvence altına alınması, daha güvenli bir çalışma ortamı içinde yaşamalarının sağlanması gerekir. Buna dair Türkiye’nin imza attığı sözleşmelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.” 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.