TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kanun

Kanun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kanun haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yürürlüğe girmesinin üzerinden 98 yıl geçen Türk Medeni Kanunu nedir? Haber

Yürürlüğe girmesinin üzerinden 98 yıl geçen Türk Medeni Kanunu nedir?

17 Şubat 1926 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilerek yürürlüğe giren ve bugün 98’inci yaşını kutlayan Türk Medeni Kanunu nedir? Birlikte inceleyelim. Türk Medeni Kanunu nedir? Türk Medeni Kanunu öncesinde, 17 Şubat 1926'da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Türk Kanunu Medenisi, dönemin önde gelen medeni kanunlarından İsviçre Medeni Kanunu'nu temel alarak hazırlandı. Hukukçu milletvekilleri ve hukukla ilgilenen kişilerden oluşan 26 kişilik bir komisyon tarafından doğrudan çevrildi ve ülkenin yasalarına eklendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, maddelerine ayrıntılı olarak değinilmeden, kanun yalnızca bir kere okunarak kabul edildi. Türk Medeni Kanunu (Resmi olarak Kanun No. 4721), kısaca TMK olarak bilinir. Türkiye Cumhuriyeti'nde 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun, medeni hukuk sisteminin temelini oluşturan yasal bir kanundur. Türk Medeni Kanunu 22 Kasım 2001 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edildi ve Türk Kanunu Medenisi'nin yerini aldı. Yaklaşık bin 30 maddeden oluşan TMK, beş kitap halinde düzenlendi. Bu kanun, önceki medeni kanun olan Türk Kanunu Medenisi'ne göre daha güncel bir Türkçe kullanımına sahiptir ve maddelerin yazımında daha sade bir dil tercih edilmiştir. Türk Medeni Kanunu hangi ülkeden alınmıştır? Ülkemizde ilk olarak Türk Kanunu Medenisi ismiyle yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu, 17 Şubat 1926 tarihinde İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak hazırlandı. Türk Medeni Kanunu kaç maddeden oluşur? Türk Medeni Kanunu, yaklaşık bin 30 maddeden meydana gelir ve 5 kitaptan oluşur. Türk Medeni Kanunu numarası kaçtır? Türk Medeni Kanunu numarası 4721’dir. Türk Medeni Kanunu genel hükümleri nelerdir? Türk Medeni Kanunu genel hükümleri şu şekilde belirlenmiştir: A. Geçmişe etkili olmama kuralı Madde 1- Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılmış olan işlemlerin hukuken bağlayıcı olup olmadıkları ve sonuçları, bu tarihten sonra dahi, yapıldıkları sırada yürürlükte bulunan kanunlara göre belirlenir. Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşen olaylara, Kanunda öngörülmüş ayrık durumlar saklı kalmak kaydıyla, Türk Medenî Kanunu hükümleri uygulanır. B. Geçmişe etkili olma I. Kamu düzeni ve genel ahlâk Madde 2 - Türk Medenî Kanununun kamu düzeni ve genel ahlâkı bağlamaya yönelik kuralları, haklarında ayrık bir hüküm bulunmayan bütün olaylara uygulanır. Bu bakımdan, eski hukukun Türk Medenî Kanununa göre kamu düzeni ve genel ahlâka aykırı olan kuralları, bu Kanun yürürlüğe girdikten sonra hiçbir suretle uygulanmaz. II. İçeriği kanunla belirlenen ilişkiler Madde 3 - İçerikleri tarafların istek ve iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere, bunlar Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, bu Kanun hükümleri uygulanır. III. Kazanılmamış haklar Madde 4 - Eski hukuk yürürlükte iken gerçekleşmiş olup da Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış olaylara, bu Kanun hükümleri uygulanır.

TBMM'den enerji ve sağlık alanındaki kanunlar için mesai Haber

TBMM'den enerji ve sağlık alanındaki kanunlar için mesai

TBMM Genel Kurulu, enerji ve sağlık alanlarında düzenlemeler içeren kanun tekliflerini görüşecek. Haftalık çalışmasına 13 Şubat Salı günü başlayacak Genel Kurul, enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni ele alacak. Teklife göre, yerli üretim ve farklı kaynaklardan ithal edilen doğal gaz, Türkiye'de sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilecek. Enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projeler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30'u oranında desteklenecek. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. Olağanüstü hal kararı alınan veya genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için geçici süreli elektrik enerjisi talepleri belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanacak. Sağlıkla ilgili teklif Genel Kurul gündemine gelecek Enerji alanında düzenlemeler içeren teklifin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından Genel Kurul, Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini ele alacak. Bu teklife göre de diş tabipleri, ağız ve diş sağlığı muayenehanelerinde diş tabibi istihdam edebilecek. Acil tıp ana dal uzmanları yoğun bakım yan dal, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanları da sosyal pediatri yan dal uzmanlığı yapabilecek. Sağlık alanında eleman temininde sıkıntı çekilen yerlerde sözleşmeli pozisyon sayısı 27 binden 36 bine çıkarılacak. Komisyon gündemleri Ayrıca bu hafta Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu, AK Parti tarafından TBMM Başkanlığına sunulan turist rehberliği ve seyahat acentelerine ilişkin kanun teklifinin görüşmelerine başlayacak. Balıkçılık ve Su Ürünleri Araştırma Komisyonu toplanacak. Salı ve çarşamba günleri Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları yapılacak.

Soyadında kazanılan hak toplumda da sağlanmalı Haber

Soyadında kazanılan hak toplumda da sağlanmalı

YAREN GÜZELKAN-ÖZEL HABER- Kadının soyadı mücadelesinde istenilen zafere kavuşuldu. Türk Medeni Kanunu’nda yer alan “evlenen kadının kocasının soyadını alacağı” kuralını iptal eden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı, 28 Ocak 2024 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girdi. Evlenen kadınlar, artık kendi istekleri doğrultusunda ister kendi soyadını, ister eşinin, isterse de her iki soyadını bir arada kullanma hakkına sahip oldu. Kararda, 4721 sayılı kanunun tarihsel süreçte eşlerin evlilik birlikteliğindeki konumlarının eşitlik ilkesi çerçevesinde yeniden düzenlendiğini, bu düzenlemelerin temel ilkesinin “kadın ile erkek eşitliği” sağlanması noktasında olsa da kadın hakları savunucuları eşitliğin sadece yasalar önünde olduğunu toplum hayatında bu eşitliğin sağlanması konusunda ses yükseltti. Cumhuriyet Kadınlar Derneği Genel Başkan Yardımcısı Avukat Nuriye Kadan, kadının kazanmış olduğu güzel bir hak olduğunu söyleyerek “Eksiklikti tamamlandı ama kadının sorunu bu değil. Kadının sorunu daha çok çalışmak, üretimde olmak, kendi ayakları üzerine sağlam basabilmek” derken, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, “Nasıl ki mücadele ile evlendiğimiz adamın soyadını alma zorunluluğumuz kalmadığı gibi; kazanmış olduğumuz tüm haklarımızı ve özgürlüğümüze ilişkin diğer haklarımızı da mücadele ile kazanacağız” dedi. EKSİKLİKTİ TAMAMLANDI… Kadınların toplumda yaşadığı sorunların yalnızca bir soyadı ile gündeme gelerek çözüleceğine inanmadığını dile getiren Av. Kadan “Medeni kanunlarda birçok değişiklikler yapılmıştı ama bu soyadı ile ilgili eksiklik vardı o da şimdi düzenleme yapılarak en azından kadın erkek eşitliğinin bu anlamda sağlanması için önemli bir adım atılmış oldu ve eksiklikti tamamlandı. Kadınların aslında daha büyük sorunları var ve bu sorunların çözülmesi gerekir. Kadın-erkek eşitliği bağlamında yapılacak daha birçok şey var. Asıl şu an kadının iş hayatında, üretimde, ikincil hayattan birincilliğe giderek erkeklerle eşit haklara sahip olması için çalışılmalı” dedi. Yasalar önünde erkekler ile kadınların eşit olmasına rağmen toplumsal hayatta bu eşitliğin sağlanmadığı konusunda tepkisini gösteren Kadan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk önce kafalardaki eşitlik yaratılmalı. Göreceksiniz ki, soyadı hakkında artık özgür olsak da kadınların birçoğu bu hakkını kullanmayacak. Çünkü kadının sorunu bu değil, kadının sorunu daha çok çalışmak, üretimde olmak, kendi ayakları üzerine sağlam basabilmek… Kadın sadece soyadı ile ne yazık ki bunları yapamayacak.” KADININ YASAL HAKLARINI KORUMALIYIZ Dünya geneline bakıldığında Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere pek çok Asya ülkesinde kadınların bekarken kullandıkları soyadını evlendiğinde de kullanabildiğini ve ülkemizde de bir dayatma olmaksızın kadının istediği soyadını tercih edebilmesi hakkına sahip olması konusunda mutlu olduğunu belirten Kadan, “Kadın, ister evlenmeden önceki soyadını, ister eşinin soyadını, isterse de her iki soyadını bir arada kullanabilme hakkında özgür olacak fakat tüm sorunlardan kurtulabilecek mi? ‘Hayır’, ben işte işin bu yönüne bakıyorum. Madalyonun diğer yüzünde bu mücadele var. Kadınlar, toplumdaki olduğu konumdan daha ileri noktaya gelebilir. Emperyalizmin dayattığı sisteme bakarsanız gündüz programlarında akşama kadar itilen, şiddete maruz kalan, zorlanan kadın imajları var. Bunun izleyicileri de ne yazık ki biz kadınlarız. Biz bunlardan kurtulmalıyız o programlarda kadının ezilmişliği gösteriliyor. Bu konular ile ilgili bir şey yapılıyor mu yine ben söyleyeyim, hayır. Bu bağlamda çalışmalar yürütülerek kadının yasal haklarını korumalıyız” diye konuştu. ‘HER TÜRLÜ BİLGİMİZ DEĞİŞİYOR’ Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, kadınların evlendikten sonra, evlendikleri kişinin soyadını almak zorunda kalmaması konusunu değerlendirdi. Osmanoğulları, “28 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girdi. ‘Zorunda kalmak’ evet, yıllardır kadınların evlendiklerinde sadece doğum tarihleri, doğum yerleri ve adı dışında kimliklerindeki her türlü bilgileri değişiyor. Kütük bilgisi, kayıtlı olduğu ili, ilçesi gibi… Erkek için böyle bir durum söz konusu değil. Kadınlar son 30 yıl içerisinde bu ‘soyadı’ yasasının mücadelesini veriyor. Çünkü; mesleki ve birçok açıdan kadın bekarlık soyadı ile tanınırken evlenince evlendiği adamın soyadını alıyor ve yeniden görünür olmak durumunda kalıyor ya da evliyken eşinin soyadı ile bilinirken kadın boşandığı an bekarlık soyadına geçince çevre tarafından yeniden bilinir, görünür olmaya çalışıyor. Erkeklerin hiçbir zaman böyle bir zorunluluk durumunda kalmıyor” isyan etti. KAZANILAN HAKLAR İÇİN MÜCADELE… Soyadı yasasının kadın mücadelesi açısından önemli bir kazanım olduğunun altını çizen Osmanoğulları, “Biz kadınlar şunu da biliyoruz ki AK Parti hükümetinde tanınmış birçok hakkımız konusunda saldırı yaşıyoruz. Nasıl ki mücadele ile evlendiğimiz adamın soyadını alma zorunluluğumuz kalmadığı gibi; kazanmış olduğumuz tüm haklarımızı ve özgürlüğümüze ilişkin diğer haklarımızı da mücadele ile kazanacağız. Bu konuda asla pes etmeyeceğiz. Diğer mücadele alanlarımızı daha da sıklaştırdık. Bu temel de ben evlendirme memurluğundaki arkadaşlarımla görüştüm. 28 Ocak’ta bu yasanın yürürlüğe girmesine rağmen uygulamaya geçilmemiş. Evlendirme ve nüfus memurluklarında da nasıl bir uygulama yapılacağına dair memurlarında bir bilgisi yok” ifadelerini kullandı. Osmanoğulları, hukuk devletin de böyle bir kanun çıkmasına rağmen yürürlüğe girmemiş olmasını ve ne zaman uygulamaya geçileceğinin bilinmemesi konusunda tepkisini göstererek, sürecin takipçisi olacaklarını belirtti.

Memur maaşını da içeren Kanun Resmi Gazete'de Haber

Memur maaşını da içeren Kanun Resmi Gazete'de

En düşük memur maaşının 22 bin 17 liraya çıkarılmasını, emekli aylıklarına yüzde 25 zam yapılmasını içeren ve bazı vergi artışlarını öngören "6 Şubat 2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" Resmi Gazete'de yayımlandı. Kanuna göre, tüm kamu personeline 15 bin 965 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda (8 bin 77 lira) ilave ödeme yapılacak. Bu ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve sigorta prim kesintisine tabi tutulmayacak. Bu ödeme, ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan veya mali ve sosyal hakların tespitinde esas alınan aylık, ücret, zam, tazminat, ödenek, döner sermaye ödemesi, ikramiye ve diğer herhangi bir ödeme unsurunun hesabında dikkate alınmayacak. Söz konusu bugünden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girdi. Tüm taşıtlar, ek MTV kapsamında olacak Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve SSK emeklileri, yılın 6 ayı için enflasyon farkı ile birlikte toplamda yüzde 25 zam alacak. Düzenleme temmuz ayından itibaren uygulanmak üzere bugün itibarıyla yürürlüğe girdi. Kanun kapsamında, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilerinin azaltılması amacıyla ortaya çıkan finansman ihtiyacının karşılanmasında kullanılmak üzere bir defaya mahsus olmak üzere ek MTV uygulanacak. Düzenlemenin yayımlandığı tarihte kayıt ve tescilli bulunan otomobil, otobüs, kamyon, kamyonet, uçak ve helikopterler dahil tüm taşıtlar ile 31 Aralık 2023 tarihine kadar kayıt ve tescil edilecek olan tüm taşıtlar, ek MTV kapsamında olacak. Ek MTV, 2023 yılı için tahakkuk ettirilen MTV tutarı kadar olacak. Ek MTV iki eşit taksitte tahakkuk ettirilecek, ilk taksit ağustos ayının sonuna kadar ödenecek, ikinci taksidin ise kasım sonuna kadar ödenmesi gerekecek. Kanunun yayımı tarihi ile 31 Aralık 2023 tarihleri arasında ilk defa kayıt ve tescil edilecek olan taşıtlara ilişkin ek MTV ise bu taşıtların MTV'si ile birlikte peşin ödenecek. Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Hazine ve Maliye Bakanlığınca Vergi Usul Kanunu kapsamında "mücbir sebep hali" ilan edilen yerlerde, deprem tarihi itibarıyla kayıt ve tescilli olan taşıtlar, deprem nedeniyle yıkılan veya ağır ya da orta hasarlı hale gelen binaların maliklerine ait taşıtlar, depremlerde ağır hasar görerek kullanılamaz duruma gelen taşıtlar ile deprem nedeniyle eşi veya birinci derece kan hısımlarından birini kaybeden mükelleflere ait taşıtlar ek MTV'den müstesna olacak. Deprem bölgesinde hak sahipliği başvuruları için Kanuni altyapı düzenlendi Kanunla, 6 Şubat'ta meydana gelen depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde inşaat kredisi verilmesini ya da bina yaptırılmasını isteyenlerin hak sahipliği başvurusunun yapılacağına dair duyuru, mahallinde mülki idare amirliğince ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı resmi internet sitesinde ilan edilecek. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında yer alan, deprem, sel, heyelan, çığ, yangın ve benzeri doğal afetler sebebiyle tahrip olan taşınır veya taşınmaz kültür varlıklarının ihyası veya yeniden inşası amacıyla döner sermaye bütçesinden Kültür ve Turizm Bakanının onayıyla genel bütçeye kaynak aktarılabilecek. Deprem nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile imzalanan protokol kapsamında afetzedelere bağışlanacak konutların inşası dolayısıyla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yapılan teslim ve hizmetler, 31 Aralık 2024 tarihine KDV'den müstesna tutulacak. Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, afet bölgesi ilan tarihinden itibaren bir yıl süreyle sanayi alanı olabilecek yerler, fay hattına mesafesi, zeminin elverişliliği ve yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterler gözetilerek, alanın durumuna göre ilgili kurumların görüşü alınarak Bakanlıkça tespit edilecek. Tespit edilen yerler Cumhurbaşkanı kararıyla sanayi alanı olarak belirlenecek. Net borç kullanım tutarı 3 katı olarak uygulanacak Kahramanmaraş merkezli depremlerin ekonomik ve sosyal etkilerinin azaltılması nedeniyle ortaya çıkan ilave finansman ihtiyacının karşılanması ve Hazine nakit rezervinin güçlü seviyede tutulabilmesi için belirlenen net borç kullanımı tutarı, 2023 yılı için Hazine ve Maliye Bakanı ile Cumhurbaşkanı tarafından artırılan net borç kullanım tutarının 3 katı olarak uygulanacak. Kanunla, Cumhurbaşkanının akaryakıt, alkollü ve alkolsüz içecekler ile tütün mamullerinin ÖTV oranlarını artırma veya indirme konusundaki yetkisinde de değişikliğe gidildi. Akaryakıtla ilgili listede yer alan maktu vergi tutarları veya Cumhurbaşkanınca bunlara ilişkin belirlenen en son maktu vergi tutarları, ocak ve temmuz aylarında, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ilan edilen yurt içi üretici fiyat endeksinde son 6 ayda meydana gelen değişim oranında, bu değişimin ilanı gününden geçerli olmak üzere yeniden belirlenmiş sayılacak. İşverenlerin işgücü maliyetlerini düşürerek istihdamı korumalarını ve artırmalarını desteklemek amacıyla 2023 haziran dönemi sonuna kadar her yıl verilen asgari ücret desteğinin süresi uzatıldı. Buna göre 2023 yılı temmuz - aralık aylarında da istihdamı desteklemek için iş gücü maliyetlerini azaltmak üzere işverenlere, finansmanı İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak şekilde ödeyecekleri sigorta priminden mahsup edilerek günlük 16,66, aylık 500 lira asgari ücret desteği sağlanacak. Düzenleme, 1 Temmuz 2023 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girdi. Kurumların, girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde edilen gelirlere sağlanan istisna hariç olmak üzere diğer yatırım fonlarından elde ettikleri gelirlere yönelik sağlanan istisna ile taşınmaz satışlarından elde edilen kazançlara tanınan kurumlar vergisi istisnası kaldırıldı. Kurum kazancı üzerinden alınan yüzde 20 oranındaki kurumlar vergisi yüzde 25'e çıkarılırken, Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamındaki şirketler, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumlan ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları için alınan yüzde 25 oranındaki kurumlar vergisi ise yüzde 30'a yükseltildi. Kanunla, ihracatın teşvik edilmesi amacıyla ihracat yapan kurumların münhasıran ihracattan elde ettikleri kazançlarına 1 puan indirimli olarak uygulanmakta olan kurumlar vergisi oranı 5 puan indirimli olarak uygulanacak. Konut kiraları artışını yüzde 25 ile sınırlayan düzenleme 1 yıl uzatıldı Aile sağlığı çalışanları, Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen ve aile hekiminin de görüşü alınarak kurumlarınca da muvafakati verilen bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli arasından seçilecek ve sözleşmeli olarak çalıştırılacak. Anayasa Mahkemesinin Aile Hekimliği Kanunu'nda yer alan "sözleşmenin feshini gerektiren nedenler" ibaresini iptal kararı 5 Mayıs'ta yürürlüğe girdi. Bu karar doğrultusunda disiplin cezalarına ve sözleşmenin feshine ilişkin hususlar da Kanunla yeniden düzenlendi. 31 Temmuz itibarıyla Kovid-19 izninde bulunan hükümlülerden denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl veya daha az süre kalanlar, tekrar cezaevine dönmeyecek ve kalan sürelerini denetimli serbestlik altında infaz edecek. Terör ve örgütlü suçlar nedeniyle hükümlü olanlar açık ceza infaz kurumuna erken ayrılma veya denetimli serbestliğe erken ayrılma düzenlemelerinden yararlanamayacak. Kanuna göre, konut kiralarında uygulanacak kira bedelini yüzde 25 ile sınırlayan düzenleme 1 Temmuz 2024'e kadar uzatıldı. Kovid-19 hastalığının Türkiye'de yayılmasını önlemek amacıyla kanunlar kapsamında verilen ve 9 Kasım 2022 tarihinden önce tahsil edilen idari para cezalarının iade edilmesine yönelik düzenleme yapıldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen yerlerde, orta hasar ve üzeri hasarlı olarak tespit edilen yapıların yerinde yeniden yapımına yönelik iş ve işlemler belirlendi. Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun kapsamında yapılan yardımlar da gözetilerek maliklere bir konut ve bir iş yeri için hibe ve talep etmeleri halinde yapım kredisi verilecek. Anlaşma sağlanamadığı veya kendisine ulaşılamadığı için Hazine adına tescil olunan hisselerin yapım maliyetini ise Hazine karşılayacak. Orman vasıflı alanlar ile zeytinlik ve zeytin sahalarını depremzedelerin konut ihtiyacının karşılanması amacıyla kurulacak alanlar kroki ile sınırlandırıldı. Henüz yer seçimi tamamlanmamış köylerde ve kırsal özellik gösteren alanlarda zorunluluk durumunda ve başka alan bulunmaması halinde, hak sahibi başına bin metrekareyi geçmemek üzere illerde orman vasıflı alanlar da kullanılabilecek. Türkiye'de yan dal uzman ihtiyacının karşılanması amacıyla gidilen düzenlemeye göre tabipler, devlet hizmeti yükümlülüklerine başlamadan veya tamamlamadan uzmanlık eğitimi yapmak için, asistanlık sınavlarına katılabilecek ve uzmanlık eğitimine başlayabilecek. Yan dalda veya birden fazla uzmanlık dalında eğitime başlanabilmesi için devlet hizmeti yükümlülük süresinin en az yarısının tamamlanması şartı aranacak. Kanunla Dışişleri Bakanlığı merkez teşkilatında görev yapan büyükelçilere ödenecek ücret ve tazminat göstergeleri netleştirildi. Yabancı devlet harp okullarında okutulan askeri öğrencilerin eğitim süreleri ile ilgili de düzenleme yapıldı. AA

“Meslek hastalığı için  kanun gerekmiyor” Haber

“Meslek hastalığı için kanun gerekmiyor”

YUSUF ÇAĞIRTEKİN Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Ergör, Sultan Gümüş Kaya İle Birinci Sayfa programına konuk oldu. Aynı zamanda İş Sağlığı Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı olan Prof. Dr. Ergör, işçi sağlığına dair önemli noktaları paylaştı. Dokuz Eylül Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi (İSGB) olarak hastanede hem çalışma ortamlarını hem de çalışanları izlediklerini ifade eden Ergör, şunları kaydetti: “Hem kendi birimimizin eğitimini hem çalışanların sağlık, güvenlik, özlük hakları ve iş güvenliği konusunda eğitimlerini yürütmeye çalışıyoruz. Salgın sırasında da ekibi günlere bölüp sürekli alanda olduk. Alandan edindiğimiz bilgileri de düzenli olarak hastane yönetimine ve bağlı olduğumuz kurullara ulaştırdık. Bu süreçte çalışanların sorunlarını iletmemiz ve çözüm bulma çabalarımız moral kaynağı oldu.” HAYATA SOLDAN BAKAN BİR RÜZGAR… İş sağlığı ve güvenliği konusunda yönetsel değişiklik için yönetim mantığının değişmesi gerektiğini ifade eden Ergör, “Kapitalist sistemde, emek üretim sürecinin bir parçasıdır. Hayata soldan bakan bir rüzgar esmeli ki bir değişim olsun. Şimdi emeğin temsil edilmediği bir sistem içindeyiz. 6331 sayılı Yasa ile ilgili çok şey tartışılabilir ancak önemli olan emeğin gücüdür. Sonuç olarak bu yasa da liberal bir manifesto olarak gördüğüm İş Yasası’nın üzerine yerleştirilmeye çalışılıyor. Böyle bir zemine yapısal bir yasa koymaya çalışırsanız elbette tutmaz” dedi. ÇOK EKSİĞİ VAR AMA… Meslek hastalığı kavramını da gündemine alan Prof. Dr. Ergör, “Meslek hastalığı için kanun gerekmiyor. İki yasal düzenleme zaten var. Birincisi 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu. Çok eksiği var ama yine de meslek hastalığını oldukça geniş bir bağlamda kapsıyor. SGK’nın kendi yasası var. Bu yasa bağlamında meslek hastalığı yüzde 10 maluliyet üzerinden tanımlanmış. Yalnızca sağlıkçılar değil, bugüne kadar yitirdiğimiz mavi yakalılar da buna dahil; otomotiv işçisi hayatını Kovid-19 nedeniyle kaybettiyse salgın önlenemediği içindir ve bu da meslek hastalığıdır” ifadelerini kullandı.

Kanun, ney ve piyano üçlüsü 'Tanini Trio' müzikseverlerle buluştu Haber

Kanun, ney ve piyano üçlüsü 'Tanini Trio' müzikseverlerle buluştu

Kanun sanatçısı Tahir Aydoğdu, piyanist Burçin Büke ve neyzen Bilgin Canaz "Tanini Trio" konseriyle müzikseverlerle buluştu. Kültür ve Turizm Bakanlığınca düzenlenen Başkent Kültür Yolu Festivali kapsamındaki konser, CSO Ada Ankara Yerleşkesi Mavi Salon'da düzenlendi. Tahir Aydoğdu, Burçin Büke ve Bilgin Canaz tarafından 2006'da kurulan Tanini Trio, Tanburi Cemil Bey'in Çeçen Kızı, Nikriz Sirto, Aşık Veysel'den Uzun İnce Bir Yoldayım, Sultan Abdülaziz'in Valse Davet, Bilgin Canaz'ın bestesi Meleklerin Hüznü, Burçin Büke'nin bestelediği Foça Tangosu ile Major Segah, Libertango eserlerini seslendirdi. Güfte ve bestesi Zeki Müren'e ait olan Bir Demet Yasemen eserinde sanatçılara eşlik eden dinleyiciler konseri ayakta alkışladı. "Seyirciyle iletişim kurmayı çok seviyoruz" Tahir Aydoğdu, konser sonunda AA muhabirine yaptığı açıklamada, dolu dolu geçen bir festivalde sanatseverlerle buluşmaktan mutlu olduklarını, Başkent Kültür Yolu Festivali'nin dünyadaki örneklerini aratmayacak nitelikte olduğunu söyledi. "İnteraktif bir konser oldu. Seyirciyle iletişim kurmayı çok seviyoruz. Hem türkü hem şarkı okuttuk, bugün çok mutluyuz. Hep böyle geniş repertuvarla sahne alıyoruz" diyen Aydoğdu, sanatseverleri Tanini Trio'nun konserlerine davet etti. Piyanist Büke de, "Ankara'ya yakışan budur. Her zaman konser olmalı Ankara'da. Benim öğrencilik yıllarımda başkentte hep konser olurdu, böyle devam etmeli. Konser salonları yetmemeli. Çok iyi müzisyenlerimiz var, dansçılarımız, operacılarımız var, duyurulmalı ve sanatçılar daha çok sahnede olmalı" dedi. AA

Kanunlar kadından yana Haber

Kanunlar kadından yana

NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER Türkiye’de uzun yıllar kadına yönelik şiddetin aile içi bir mesele olduğu ve sadece eşleri ilgilendirdiği düşüncesi hakimken bu yaklaşım 1980’li yıllarda kadın hareketlerinin etkisiyle aile içi şiddetin suç olduğu düşüncesi kamuoyunda yer almaya başlamıştır. Özel alan olarak görülen bu konunun toplumda tartışılmaya başlamasının sonucu olarak, Türk hukukunda ilk kez kadına ilişkin şiddetin önlenmesi amacıyla 17 Ocak 1998 tarihinde 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Ancak bir süre sonra 4320 sayılı Kanun yetersiz kalmış ve yeni bir kanun ihtiyacı doğmuştur. Böylelikle 8 Mart 2012 tarihinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 18 Ocak 2013 tarihinde ise bu kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği kabul edilmiştir. TEDBİR KARARLARI Avukat Figen Özler Merder, şiddet ve tacize uğrayan kadın ve çocukların korunması adına alınan tedbir kararı hakkında bilgi vererek, “Kanun hükümlerine göre nafakaya karar verilmesi halinde, kararın bir örneği, resen nafaka alacaklısının veya borçlusunun yerleşim yeri icra müdürlüğüne gönderilir. Nafaka ödemekle yükümlü kılınan kişinin Sosyal Güvenlik Kurumu ile bağlantısı olması durumunda, korunan kişinin başvurusu aranmaksızın nafaka, ilgilinin aylık, maaş ya da ücretinden icra müdürlüğü tarafından tahsil edilir. İcra müdürlüklerinin nafakanın tahsili işlemlerine ilişkin posta giderleri Cumhuriyet başsavcılığının suçüstü ödeneğinden karşılanır” dedi. HAKLARINIZI KORUYUN Tedbir kararının ilk defasında en çok altı ay için verilebileceğini açıklayan Merder şunları söyledi: “Şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hallerde resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir. Tedbir kararlarına itirazda ise kanun hükümlerine göre verilen kararlara karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ilgililer tarafından aile mahkemesine itiraz edilebilir. Hakim tarafından verilen tedbir kararlarına itiraz üzerine dosya, o yerde aile mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde aile mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde asliye hukuk mahkemesine, aile mahkemesi hakimi ile asliye hukuk mahkemesi hakiminin aynı hakim olması halinde ise en yakın asliye hukuk mahkemesine gecikmeksizin gönderilir.” MASRAFLARDAN MUAFİYET Merder, itiraz mercilerinin kararını bir hafta içinde verdiğini ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğunu belirterek harçlar, masraflar ve vergilerden muafiyet hakkında bilgi verdi.  Merder, “Bu kanun kapsamındaki başvurular ile verilen kararların icra ve infazı için yapılan işlemlerden yargılama giderleri, harç, posta gideri ve benzeri hiçbir ad altında masraf alınmaz. Bu Kanunun 17’nci maddesi uyarınca yapılan ödemeler gelir vergisi ile veraset ve intikal vergisinden, bu ödemeler için düzenlenen kağıtlar ise damga vergisinden müstesnadır. Bakanlık, gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir” ifadelerini kullandı. ŞÖNİM Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM)’in işleyişi hakkında bilgi veren Merder, “Şiddetin önlenmesi ile koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin bir biçimde uygulanmasına yönelik, güçlendirici ve destekleyici danışmanlık, rehberlik, yönlendirme ve izleme hizmetleri veriliyor. Ayrıca ŞÖNİM yeterli ve gerekli personelin görev yaptığı ve tercihen kadın personelin istihdam edildiği, çalışmaların 7 gün 24 saat esasına göre yürütüldüğü bir merkezi ifade eder. Taciz yada şiddete maruz kalan kadınlarımız İzmir Adliyesi B Blok 3. Kat Bayraklı/İZMİR adresinden, 4000004 nolu telefondan bize ulaşabilirler. Kendileri bize müracaat ettiklerinde bir nöbetçi avukat, bir stajyer mutlaka bulunacak ve kendilerine hukuki danışma, yönlendirme ve başvuru dilekçeleri ücretsiz olarak yapılacaktır” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.