TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#KORDON

KORDON haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, KORDON haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Batur ‘Sular temele ulaştı’ demişti: Güçlendirme Kordon’u kurtarır mı? Haber

Batur ‘Sular temele ulaştı’ demişti: Güçlendirme Kordon’u kurtarır mı?

Birinci derece deprem kuşağında olan İzmir’de irili ufaklı art arda depremler meydana gelirken kentin yapı stokunun dayanıklılığına ilişkin soru işaretleri ise hala giderilmedi. 30 Ekim 2020 depreminin ardından kentsel dönüşüm birincil konu haline gelirken, depreme dayanıklı kent olma konusunda etkili ve güven sağlayan bir yol henüz kastedilmedi. Kentin yapı stokuna ilişkin endişeler devam ederken geçtiğimiz hafta Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un Kordon’dan Güzelyalı aksına kadar olan sahil şeridinde deniz suyunun binaların temeline kadar girdiğini açıklamasıyla birlikte vatandaşların endişeleri bir kat daha arttı. Bölgenin depreme dayanıklı bir alan haline nasıl getirileceği soruları hala devam ederken İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi önceki dönem başkanı ve mevut yönetim kurulu üyesi Eylem Ulutaş Ayatar, yıkım mı yoksa güçlendirme mi olmalı sorusunu yanıtladı. GÜÇLENDİRME MÜMKÜNDÜR AMA… Kordon şeridinde yaşanan bina temeline deniz suyu ulaşması sorununda çözümünde bazı detaylara dikkat çeken Ayatar, “Korozyon sorunu özellikle sahil şeridinde olmak üzere İzmir için önemli bir sorun. Sahil şeridinde bazı binaların bodrum katlarına indiğimizde bunu görebiliyoruz. Burada esas olan bu durumun önüne geçmek. Buralar dolgu alanlar, yeraltı su seviyesi de oldukça yüksek. Bu nedenle binaları, bu sudan yalıtarak inşa etmemiz gerekiyor. Maalesef yalıtım işine gereken önemi göstermemişiz. Hala da ne kadar ediyoruz muamma. Su, bir yapı için baktığımızda ciddi oranda tehlikelidir. Yapının sürekli suya maruz kalması, betonun donatısını bozmasına neden olur. Burada en kritik şey, binaların inşasında yalıtıma gereken önemi göstermek. Güçlendirilme mümkündür elbet. Ama bu, her yapı için her yöntemle olacak diye bir şey yok. Yerinde tetkikle bina özelinde yapılacak çalışmalarla güçlendirme olabilir. Güçlendirme yapıyı deprem riski açısından bakıldığında can güvenliği sağlamayan bir yapıya can güvenliği performansını sağlattırmaktır. Ama tabii bu güçlendirme her yapıda ve zemine uygun olmayabilir. Kordon aksı gibi bir aks boyunca ‘buranın hepsi güçlendirilir’ ya da ‘güçlendirilemez’ demek doğru olmaz. Binanın durumuna bağlı. Güçlendirmeye uygunsa güçlendirilir. Ancak güçlendirme, yıkıp yeniden yapımın ortalama yüzde 40 maliyetini geçerse o yapının yıkılıp yeniden yapılması daha mantıklıdır. Kordon şeridi gibi bitişik nizamda güçlendirme çok özenli bir iştir. Kolay değildir. Aynı şekilde oradaki bir yapıyı yıkıp yapmak da aynı şekilde özenlikli bir imalat gerektirir” dedi. BÜYÜK BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYAYIZ Bina dayanıklılığı konusunda sadece İzmir değil tüm İzmir’in riskli bölge olduğunun altını çizen Ayatar, merkezi iktidar ve yerel yönetimlere çağrı yaparak “Bu sadece o bölge açısından değil İzmir genelinde değerlendirilecek bir durum. 30 Ekim depremi bize işaretler verdi. O bir uyarı depremiydi. İzmir merkezli bir depremde çok daha büyük bir hasar ve yıkımla karşılaşacağımızı biliyoruz. İzmir’in genelinde çok yeni bir yapı stokuna sahip değiliz. Burada yenilikten kastımız 2001’deki Yapı Denetim Kanunu öncesi ve sonrası. Daha iyi tasarladığımızı ve denetlediğimizi düşündüğümüz bir sürece girdik. Türkiye’de hazır beton 2000 yılında kullanılmaya başlandı. Ama bu bir bıçak değil. 2000 öncesi her yapı kötü, sonrasındakiler iyi diye bir şey yok. O nedenle bu sorun sadece sahil şeridinin değil tüm İzmir’in sorunu. O nedenle konuyu oradan fokuslamadan yöneticilerimizin sorunun nasıl çözüleceğini sormaları lazım. Biz Büyükşehir’le imzalanan bir protokolle bina envanterlerini çıkarıyoruz. Biz bunu yapıyoruz ama sonunda ne olacak? Büyük bir tabloyla karşı karşıyayız. Kamu eliyle yapmadan bunun altından kalkamayız. Kamu kaynaklarının öncelikli olarak bu yönde kullanılması gerekiyor. Yerel yönetimlerin yaptıkları ve yapmadıkları var ama esas olarak merkezi idarenin el atması ve yerel yönetimlerle işbirliği yapmaları gerekiyor. Kamu kaynaklarının doğru kullanılması, acil olmayan projeler yerine insan hayatıyla ilgili projelere ağırlık verilmeli. Sahi şeridi ağırlıklı olmak üzere Çiğli, Mavişehir, Bayraklı’da zeminde sıvılaşma var. Bina incelemesi olmadan zemininde ya da temelinde olup olmadığını göremeyiz. Yani sıvılaşma ve korozyon ayrı. Tabii sahil şeridinde riskin yüksek olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu. BU İÇERİK DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Deniz yükseldikçe kıyılar yükseltiliyor… İç Körfez tehlikede!

Soyer ‘Kordon’da çalı’ tartışmasına son noktayı koydu Haber

Soyer ‘Kordon’da çalı’ tartışmasına son noktayı koydu

Geçtiğimiz haftalarda Kordon’da meydana gelen asayiş olaylarının yaşanmaması için Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ile AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı arasında ‘çalı’ tartışmaları başlamıştı. Batur, katıldığı bir canlı yayında Kordon bölgesi için çalı önerisini gündeme getirmiş ve Kordon’da sorunların yaşandığı bazı bölgelere çalı tipi bitki konulabileceğini söylemişti. Batur’un sözlerine ise AK Parti İzmir İl Başkanı Saygılı’dan ‘yaşa tarzına müdahale’ çıkışı gelmişti. Saygılı, “Kendi belediye başkanları çalı konulsun dedi. Konak Belediye Başkanı bunu diyor. Ben de istediği gibi serbestçe otursun, çayını kahvesin içsin, sohbet etsinler diyorum. Kimse kimseyi rahatsız etmediği sürece sorun yok. Bu soruya çok ayrıntılı cevap vermeye gerek duymuyorum. İnsanların temel haklarına, eğlencesine karışmak olmaz” demişti. BATUR BÜYÜKŞEHİR’İ İŞARET ETMİŞTİ Batur ise görevdeki 4,5 yılının değerlendirme toplantısında konuya ilişkin, “Kordonda gerek emniyet güçlerinin gerek orada oturan vatandaşların rahatsızlığı şu şekilde; alabildiğine bir disiplinsizlik var. Tabii ki de gençler eğlenecekler. Ayrıca oradaki müzikten rahatsız olan ve orada oturan vatandaşlarımız var. Narlıdere’deki örneğimizi vermiştim. Çalı tipi bir uygulamayla vatandaşların oturmaması için önlem alınır diye söylemiştim. Bir kesim mutlu olurken bir kesim şikayet ediyorsa bunun dengesini sağlamak belediye başkanının görevidir. Ben bunu öneri olarak yapmıştım. Yoksa Kordon’la ilgili bütün tasarruflar Büyükşehir’e ait” ifadelerini kullanmıştı. İ SOYER: KORDON’DAN MEMNUNUZ Öte yandan; tartışmanın ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konuya ilişkin son sözü söyledi. Kordon’un olduğu haliyle kalacağını belirten Soyer, “Kordon’a ilişkin olan konu kendi aralarında yürüttükleri bir polemik. Bizim orasıyla ilgili yeni bir inisiyatifimiz de yok. Biz kordondan bu haliyle memnunuz” dedi. Bu haber de ilginizi çekebilir: Tunç Soyer: Devletin önceliği depremzedenin dertleri olmalı

Korkutan rapor…  Alaçatı ve Sığacık sular altında mı kalacak? Haber

Korkutan rapor… Alaçatı ve Sığacık sular altında mı kalacak?

1996 yılından bu yana faaliyette olan, çevre koruma ve krizi ile mücadele alanında bir fikir grubu niteliğinde çalışmalar ve araştırmalar yapan Küresel Denge Derneği, ‘İstanbul ve İzmir İlleri için Deniz Seviyesi Yükselmesi ve Olası Etkileri’ raporunu yayınladı O rapora göre, iklim krizine bağlı olarak deniz seviyesinin yüzyılın ortasında 0,5 metre, yüzyılın sonunda ise 1 metre yükselmesiyle, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye'nin kıyı şehirleri risk altında. Özellikle İzmir’de Körfez, Kordon ile Alaçatı ve Sığacak gibi tatil beldeleri, ayrıca Gediz Deltası Kuş Cenneti büyük bir tehlike ile karşı karşıya. GEDİZ DELTASI KUŞ CENNETİ TEHDİT ALTINDA Raporda yer alan diğer bilgiler ise şu şekilde: “Sadece İstanbul'da 6 milyondan fazla kişinin yaşadığı 120 km2'lik bir bölge sular altında kalacak. İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii gibi tarihi yapılar deniz seviyesinin yükselmesinden etkilenecek. İzmir'de Körfez, Kordon ile Alaçatı ve Sığacak gibi tatil beldeleri, ayrıca Gediz Deltası Kuş Cenneti tehdit altında. İstanbul'da 16 atık su arıtma tesisinden 12'sinde, İzmir'de bulunan 20 atık su arıtma tesisinin dördünde sorun yaşanabilir. Deniz suyu yeraltı sularına karışabilir. Bu, özellikle İzmir'de tarımsal üretim açısından ciddi sıkıntı yaratacak.” Üç yıllık bir çalışmanın sonunda hazırlanan raporun yazarları iklim dinamiği ve ekoloji uzmanı Prof. Dr. H. Nüzhet Dalfes ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sedat Avcı. KÜRESEL DENGE DERNEĞİ HAKKINDA Küresel Denge Derneği, doğal kaynakların sürdürülebilir gelişme prensipleri doğrultusunda; araştırma yapmak, korunmasına, geri kazanılmasına ve iyileştirilmesine çalışmak ve bu yönde yönetim planları oluşturmak, çevre alanında duyarlı ve bilinçli bir toplum yaratılmasına katkı sağlamak, sivil toplum kuruluşlarının rolünü güçlendirmek ve küresel sorumluluğu ülke koşullarımız dikkate alınarak paylaşmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren gönüllü bir dernektir. Derneğin üyeleri çeşitli kesimlerden, farklı konulardaki uzmanlık dallarında çalışan kişilerdir. Üye profili ve alanları; çevre, inşaat, jeoloji mühendisliği, doğa koruma politikaları ve yönetimi, kamu yönetimi ve yerel örgütlenme, iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma, yeşil ekonomi, güneş enerjisi politikaları, biyoloji, arkeoloji, ekonomi, şehir ve bölge planlama, peyzaj mimarlığı, yenilenebilir enerji kaynakları, iletişim ve uluslararası ilişkiler, aktivist sivil katılım vb.dir. Derneğin etkin olarak yürüttüğü faaliyet alanları arasında ise çevre yönetimine katılım süreçlerinde sivil toplum kuruluşlarının hakları – ödevleri ile projelere yönelik fon kaynakları konularında kapasite geliştirme ve bilgilendirme vardır. DERNEĞİN AMACI STK’ların doğrudan yer aldığı çevre yönetimi uygulama süreçleri ve kamu yönetiminde sürdürülmekte olan reformlar kapsamında çevre ile ilgili yeni yaklaşımları ve uygulamaları ilgili kesimlere aktarmaktır. Küresel Denge Derneği, Türkiye’de çevre yönetiminin gelişmesi yönündeki çalışmalara ve AB çevre uyumu süreçlerinde gerektiğinde yapıcı katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda Dernek, çevre ile doğrudan ve dolaylı olarak ilgili yasal düzenlemelere yürütme ve yasama zeminlerinde görüşler sunmaktadır. Küresel Denge Derneği son dönemdeki çalışmalarını iklim değişikliği ile mücadele faaliyetlerine yöneltmiştir. Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz

Ünlü sanatçılar Kordon’u salladı: Fanta Fest coşturdu Haber

Ünlü sanatçılar Kordon’u salladı: Fanta Fest coşturdu

İlk olarak 2001 yılında gerçekleşen ve kesintisiz olarak 14 yıl boyunca devam eden Fanta Fest coşkusu bu yılda tüm hızıyla devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 10 ilde binlerce müzikseverle buluşan Fanta Fest’in bu seneki ikinci durağı İzmir oldu. Müzik ve eğlenceyi Türkiye’nin dört bir yanına Edis, Ceza ve Güneş ile taşıyan Fanta Fest, İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yoğun bir katılımla gerçekleşti. Gün boyunca, DJ performansları, yarışmalar, atölyeler ve özel dans şovları gibi etkinliklerin yer aldığı Fanta Fest, akşam da Edis, Ceza ve Güneş konserleri ile İzmirlilere benzersiz bir deneyim yaşattı. EDİS: İYİ Kİ İZMİRLİYİM Festivalin ikinci konserinde izleyenlere muhteşem bir gece yaşatan Türk Pop Müziği’nin ünlü yıldızı Edis sahneye en beğenilen şarkılarından “Benim Ol” ile çıktı. Edis, hit şarkıları, sahne şovu, dans performansı, kostümü ve bitmeyen enerjisiyle etkinlik alanında katılımcılara bambaşka bir atmosfer yaşattı. Festival seyircisiyle buluştuğu için çok mutlu olduğunu söyleyen Edis ‘’Hoşgeldiniz, bu nasıl güzel bir gece, nasıl güzel bir kalabalık onur duydum. Burada olduğunuz için çok teşekkürler. Gündoğdu’da konser vermek benim için çok enteresan, yıllarım burada geçti. İyi ki buradasınız, iyi ki İzmirliyim.’’ dedi. Ünlü yıldız; “Martılar”, “Yalancı”, “Perişanım” gibi en beğenilen şarkılarını sevenleriyle beraber hep birlikte söyledi. Edis, Gülşen ile düet yaptığı ve kısa sürede yüzbinlerce dinlenme rakamına ulaşarak ‘Trendler Listesi’nde bir numara olan ‘Sor’ şarkısını da ilk kez sahnede seslendirdi. Edis, “Hepinizi çok seviyorum.” diyerek performansını sonlandırdı. CEZA: EKSİK OLMAYIN İZMİR! Türk rap müziğinin öncü sanatçılarından Ceza, “Muhteşem görünüyorsunuz, her zamanki gibi. Burada olduğum için çok mutluyum, eksik olmayın İzmir!’’ diyerek İzmirlileri selamladı. Ceza konserde; ‘’Yerli Plaka’’ ve ‘’SusPus’’ başta olmak üzere popüler eserlerini müzikseverlerle tek bir ağızdan seslendirdi. GÜNEŞ: ÇOK GÜZEL GÖZÜKÜYORSUNUZ Son dönemin parlayan yıldızlarından Güneş sevilen parçaları ‘’Dua’’ ve ‘’Suçlarımdan Biri’’yi seslendirmesinin ardından ‘’Nasılsınız? Çok güzel gözüküyorsunuz, keyfiniz yerinde mi İzmir?’’ diyerek şarkılarını seslendirmeye devam etti. Sıradışı makyajı, enerjisi ve dans performansıyla öne çıkan Güneş sevenlerine unutulmaz anlar yaşattı. FENTA FEST DEPREZEDE ÖĞRENCİLERE BURS VERECEK Fanta Fest, bu sene ayrıca Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğiyle depremden etkilenen 200 lise ve üniversite öğrencisine burs desteği sağlayacak. Bu haber de ilginizi çekebilir: YKS yerleştirme sonuçları açıklandı

İzmir’de gün batımı izleyebileceğiniz yerler Haber

İzmir’de gün batımı izleyebileceğiniz yerler

RABİA AYKUT Ege’nin incisi İzmir’de, gün batımını izlemek bambaşka. Sevdikleriniz ile birlikte hem konuşup hem de eşsiz manzaralar eşliğinde gün batımını izlemek oldukça keyifli. Bizlerde sizler için İzmir’deki muazzam gün batımını izleyebileceğiniz yerleri sizler için listeledik… TARİHİ ASANSÖR  Karataş’ta bulunan Tarihi Asansör, İzmir’in en ünlü yerlerinden birisi… Asansör, İzmir’in simgelerinden biri olarak bilinir. 1907 yılında vatandaşlarının ulaşımını kolaylaştırmak için Karataş bölgesinde inşa edilen asansör gün batımı manzarası ile kente estetik bir görüntü katmaya devam ediyor.  KORDON  İzmirlilerin vazgeçilmez noktalarından biri de Kordon… 7’den 70’e herkes Kordon’da illa ki vaktini geçirir. Bu yüzden gün batımı, Kordon’da izlemek için harika bir zaman dilimi…  BOSTANLI GÜN BATIMI TERASI  Bostanlı Gün Batımı Terası, Bostanlı’da bulunur. Gün batımını izlemek isteyenler Bostanlı’daki bu iskeleyi tercih edebilir.   İZMİR SEYİRTEPE İzmir Seyirtepesi, İzmir Körfezi'ne bakan bir konumda ve buraya gelerek muhteşem bir gün batımı deneyimi yaşayabilirsiniz.  DÜNYA BARIŞ ANITI  Karşıyaka’da bulunan Dünya Barış Anıtı, İzmir’i ziyaretçilerine gökyüzünden panoramik olarak seyretme imkânı sağlıyor. Gün batımını izlemek için ideal noktalardan biri…  SARPANCIK FENERİ Ege’nin incisi İzmir’de bulunan köylerden biride Karaburun ilçesinin Sarpancık Köyü… Sarpancık Fener’ini gün batımı saatlerinde, gökyüzündeki renklerin ve denizde yansımalarını uyumunu gözlemek için muazzam bir nokta. 

‘Emsal’ dediler: Kordon esnafı mahkemelik oluyor Haber

‘Emsal’ dediler: Kordon esnafı mahkemelik oluyor

TENZİLE AŞÇI - ÖZEL HABER Pandemide getirilen kapanma kararlarıyla maddi çıkmazın içine giren Kordon esnafının yüzü pandemiden sonra da gülmedi.   Pandemi sonrasında pandemi dönemi kiralarının ödemesine başlayan Kordon esnafının maddi darboğazına yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki artışla son dönemlerde ‘çıkılmaz hale gelen’ fahiş kira zamları eklendi. Geçtiğimiz yıllarda pik yapan yüksek enflasyon kendini en çok kira artışlarında gösterirken konutlarda kiralara yüzde 25 zam sınırlaması getirilip iş yerlerinin kararın dışında bırakılması birçok esnafı iflasın eşiğine getirdi. Konuya ilişkin İLKSES’e konuşan Kordon İşadamları Derneği Başkanı Ömür Şanlı, ‘fırsatçılık” tepkisinde bulunurken milletvekillerine de çağrıda bulundu. BİZDE BU FIRSATÇILIK OLDUĞU SÜRECE… Mülk sahiplerinin ‘fırsatçılık’ yaptığını ifade eden Şanlı, “Maalesef bizler çalışıp kazandığımız her şeyi mülk sahiplerimize yatırıyoruz. Hiçbir şeye yanaşıyorlar. Halbuki bizler de nasıl düğünde, cenazede bir arada oluyorsak böyle günlerde de onların bizim yanımızda olmaları gerekiyordu. İyi günde biz hep onların yanında olduk, kiralarımızı zamanında ödedik ve sıkıntı yaşamadık. Ama bu süreçlerde… Tüm dünyada olan şeyler var. Ama bizde maalesef biraz da fırsatçılık var. Fırsatçılık olunca bu tür sorunlar yaşanıyor. Ne olursa olsun Avrupa’da bu tür fırsatçılık yok. Bizde her şeyin bir fırsatçılığı var. Ürünü depolamanın da fırsatçılığı var… Dolar yükseliyor zam yapıyor, dolar düşüyor ama o zam devam ediyor. Ahlak olacak. Önce kendimize bir çeki düzen vereceğiz. Bizde maalesef bu fırsatçılık olduğu sürece ne yaparsanız yapın sıkıntı. Ben kiramı ödeyemeyip çıktım diyelim. Gelen kişi ödeyebilecek mi? Aynı kirada o kişi de zorlanacak. Sen benim de yaşam hakkımı ver ki sen de kazan ben de kazanayım. Ama açgözlülük ve fırsatçılık olduğu sürece… ‘Sen çık. Sen şu anda bu kadar kira ödüyorsun ama ben daha fazlaya kiraya veririm’ diyor. Verirsin ama iki ay öder, üçüncü ay o kişi de sıkıntılar yaşar” dedi. YENİ VERİLEN KİRALAR EMSAL GÖSTERİLİYOR Kira artışında, konut kiralarında uygulanması gereken 25 oranının çok daha üstünde zamlarla karşılaştıklarını belirten Şanlı, esnafın mahkemelik olduğunu söyleyerek “Yüzde 25 artmıyor ki. Yüzde 70’lerde artış. Mesela mülk sahipleri başka yerleri emsal gösteriyor. Yani diyelim ki yıllardır bir kiracısı var ama verdiği kira yetmiyor. Yeni kiraya verilen bir yeri emsal göstererek mahkeme yoluyla kirasını artıranlar var. Böyle bir açgözlülük var. Fırsatçılıktan vazgeçip mülk sahipleri de esnafın yanında olması lazım. Kordon’da en düşük kira 35-40 binlerden başlayıp 100-150 bin liraya kadar çıkıyor” diye konuştu. KDV’Yİ DÜŞÜRÜN DAHA FAZLA FİŞ KESİLSİN Esnafın rahat nefes alabilesi için merkezi iktidar ve milletvekillerine çağrıda bulunan Şanlı, şunları söyledi; “Stopaj konusu… Devletin stopajı almaması lazım. En büyük sıkıntımız bu. Kazanan mülk sahibi, stopajı ödeyen esnaf. Bununla ilgili bir düzenlemenin gündeme gelmesi lazım. Ben buradan hem iktidar partisi hem de muhalefetin milletvekillerine sesleniyorum. Çalışma yapılması lazım. Ayrıca 1 ile aldığımız ürünü 8 ile çıkıyoruz. Bu da bize büyük sıkıntılar yaşatıyor. KDV’si  1 olarak aldığımız ürünü 8 olarak çıkıyoruz. Bununla ilgili de bir düzenleme olması lazım. Yani siz KDV’yi düşürürseniz esnaf zaten fişini kesmek zorunda kalacak. Daha fazla vergi alacak devletimiz. En yakınımızda adalarda mesela. Her yediğinizin, içtiğinizin fişi geliyor. Adisyon değil fiş kesiyor. Çünkü vergiler düşük olduğu için insanlar daha fazla fiş kesiyor. Cezaların artırın ama vergileri düşürün. Bu konuda parlamentoda bir çalışma yapılması lazım. Bu konuda da bir çalışma yapıldıktan sonra esnafın önü açılır.”  

Kemal Kılıçdaroğlu: Bu ülkeye baharları getireceğim Haber

Kemal Kılıçdaroğlu: Bu ülkeye baharları getireceğim

ÇAĞLA GENİŞ - NURETTİN BAKİ Tarihi mitingde kürsüye son olarak CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile meydanı dolduranları selamlayan Kılıçdaroğlu, büyük coşkuyla karşılandı. Kılıçdaroğlu, “Nasılsınız? İzmir’deyiz. Kuruluşun ve kurtuluşun kentindeyiz. Hasan Tahsinlerin kentindeyiz. Benim umudum sizlersiniz. Beraber, birlikte Türkiye’nin içine düştüğü yerden çekip çıkarmamız birlikte olacak. Birlikte sandığa gideceğiz ve birlikte Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Söz mü? Ben de size söz veriyorum Bay Kemal’in sözünü veriyorum. Bütün engelleri yıkıp Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağım. Herkes için adalet olacak, hiçbir ayrım yapmayacağız. 85 milyonu kucaklayacağız, oy versin vermesin. Kimse endişe etmesin. Adalet kavramını büyütmemiz lazım. Adalet her yerde olmalı. Sevgili gençler, iyi misiniz? Dersime çalıştım buraya gelmeden önce İzmir’de ilk kez sandığa çıkacak kaç genç var diye baktım. 215 bin 650 genç ilk kez sandıkta oy kullanacak. ''HERKES MUTLU OLACAK'' Bu seçimler gençlerin kendilerini göstermesi gereken bir seçimdir. Bu seçim ayrılmak değil kucaklaşmak, kavga değil barışmayı sağlamak seçimidir. Kucaklaşma seçimidir, ayrışma değil. Türkiye’ye demokrasi getirme seçimidir. Gençlerimiz tarihe bir not düşecekler. Onlar daha ileriki yaşlarında çocuklarına şunları anlatacaklar. Türkiye’de otoriter bir yönetim vardı bir tweet atarken bile ailemiz bizi uyarırdı ben sandığa gittim ve bu ülkeye demokrasiyi getirmek için oyumu kullandım otoriter yönetimi değiştirdim. Benim bir oyumun demokrasi için değeri çok büyüktür diye anlatacak. Bir şampiyonlar ligi kurduk, dünyanın her yerinden yetkin insanlarla çalışıyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında cumhuriyetimi demokrasi ile taçlandıracağız. Sizden tek isteğin sandığa gidin, oyunuzu kullanın, geçen seçimlerde AKP’ye ya da MHP’ye oy vermiş bir arkadaşınızı ikna edin ve beraber sandığa gidin. Türkiye’nin bu çıkmazdan çıkması gerektiğini anlatın ve Millet İttifakı’na oy isteyin. Bu ülkeye baharları, huzuru, kardeşliği getireceğim. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülkeyi inşa edeceğim. Çiftçiyi toprakla barıştıracağım. Herkes mutlu olacak. Türkiye dünyada yeniden şahlanacak” diye seslendi. ''İNANIN HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK'' Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “5 yıl içinde 300 milyon dolar gelecek ve tamamı yatırıma ayrılacak. Dışarıya götürdükleri 418 milyon doları son kuruşuna kadar alıp Türkiye’ye getireceğim endişe etmeyin. Parayı nasıl getireceksin diyorlar getireceğim uluslararası hiçbir mahkeme bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Öyle gidip Amerika’da çiftlikler alıp gökdelen yapacaklar Bay Kemal bunları yiyecek! Yemem, tamamını alıp son kuruşuna kadar getireceğim. Üretici kardeşlerime de sesleneyim. 2015 yılından bu yana emeklilere bayramlarda ikramiye verin diyorum. Önce itiraz ettiler ısrar edince biner lira verdiler. Seçim dönemi diye şimdi biraz arttırdılar Gideceksiniz Kurban Bayramı’nda bizim iktidarımızda parayı çekmeye başladığınızda 15 bin liranız olduğunu göreceksiniz. Bunu söylediğimde de yine bağırıyorlar sen parayı nereden bulacasın diye. Sen beşli çeteye verirken kimse sormuyor Bay Kemal dışında. Beşli çeteler telaş içinde ya biz kazanırsak diye. Kazanacağım sizlerin oylarıyla geleceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemem, hakkını da asla yedirmem. ''HALKLA BERABER ÜRETECEĞİZ'' Evlerde huzur yok, gençler işsiz. Bu tabloyu ters düz etmemiz lazım. Köylerdeki bütün okulları açıp 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Kırsalda veteriner hekim, ziraat mühendisi olacak. Öğretmen nereden maaş alıyorsa onlar da devletten maaş alacak. Yeni bir anlayışı ve devri başlatıyoruz. Birlikte başaracağız. Üretene değer vereceğiz, alın terine. Dışarıdan et, arpa, canlı hayvan alıyoruz. Ne oluyor ya? Bunların tamamını biz yapamaz mıyız? Ama bir siyasi tercih var onları yoksulluğa mahkum etmek. Bunu değiştireceğiz. Benim saraylarda gözüm yok, Mustafa Kemal Atatürk’ün mütevazi Çankaya’sına gideceğim. Orada halka hizmet edeceğim. Saraylarda 4 yerden 6 yerden aylık alanlar var onları da keseceğim. Kapının önüne koyacağım. 16 uçağı var beyefendinin. Hepsini satıp orman yangınları için uçak alacağız ve yangınları söndüreceğiz. Ekrem Başkan’ın söylediği güzel bir şey vardı, her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın bu ülkeye baharları getireceğiz. İnanın hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. İnanın beşli çetelere çalışmayacağız, halkla beraber üreteceğiz.”

Kordon’da tarihi miting: Bu ülkeye baharları getireceğiz! Haber

Kordon’da tarihi miting: Bu ülkeye baharları getireceğiz!

ÇAĞLA GENİŞ-NURETTİN BAKİ Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine sayılı günler kala, siyasetin nabzı İzmir’de atıyor. İzmir, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ardından bugün de Millet İttifakı’nı ağırladı. CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Kordon Boyu’nda tarihi bir miting yaptı. İzmir’deki dev buluşmaya; İYİ Parti Genel Başkanı MeralAkşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra, Cumhurbaşkanı yardımcısı adayları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı. KORDON GELİNCİK TARLASINA DÖNDÜ Millet İttifakı’na gönül veren seçmenler ve partililer ellerinde Türk bayraklarıyla alana akın ederken, çevredeki binalarda yaşayan insanlar da coşkulu mitingi balkonlardan takip etti. Cumhuriyet Meydanı’na kurulan platformu gören binalara, Kılıçdaroğlu’nun çizgi dizi kahramanı Süperman şeklinde karikatürize edildiği “Ben Kemal geliyorum” ve “Çankaya’ya giden yol Gündoğdu’dan geçer” yazılı posterler asıldı. Miting öncesi belediye başkanları ve milletvekilleri adayları tek tek sahneye davet edilerek alanı selamladı. ALANA VAPURLA GELDİ Öte yandan CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, mitinge eşi Selvi Kılıçdaroğlu, başkanlar ve kurmaylarıyla birlikte vapurla geldi. Üçkuyular İskelesi’nden kalkan vapur Kılıçdaroğlu ve beraberindekileri Pasaport İskelesi’ne getirdi. BİR ŞEY DEĞİŞECEK HER ŞEY DEĞİŞECEK Kürsüye ilk çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer oldu. Eşi Neptün Soyer ile halkı selamlayan Soyer, “Güzle İzmir’in, güzel insanları… Cumhuriyetin evlatları… Yeni bir çağ başlatmaya hazır mısınız? Gelincik tarlasına dönen alanda serpilen tohumlar ülkemizin her karış toprağını saracak. Cumhuriyet tarihinin en büyük kardeşlik projenin mimarı Kılıçdaroğlu İzmir, sizi cumhurbaşkanı yapmaya kararlı. Ve siz geleceğin Türkiye’sine çok yakışıyorsunuz. Bu seçimle beraber 100 yıllık Cumhuriyetimiz demokrasi ile taçlanacak. Bu seçimde 3 büyük eşiği aşacağız. Refah adalet ve özgürlüklerimiz… Millet ittifaklarının belediye başkanları 4 yıldır yönettiğimiz şehirlerde büyük engeller aştık. Bürokratik engellere ve ekonomik krizlere rağmen devasa yatırımlar yapıyoruz. Şimdi bunu ülkemizin her köşesine yayma zamanı. 14 Mayıs’ta hep birlikte ülkemizi adalet olmadan kalkınma olmaz diyen tertemiz siyasete teslim edeceğiz. Gelecekte hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, işçiler ölmeyecek, kimse eğitim ve sağlık hakkından mahrum kalmayacak. Ülkenin her karış toprağına 3 kelimeyi nakşedeğiz. Hak, hukuk, adalet… Dünyanın en bereketli topraklarında hiç hak etmediğimiz bu yoksulluğu bitireceğiz. Haramilerin düzeni yerle yeksan olacak. 14 mayıstan sonra umutları olan bir toplumu hep beraber inşa edeceğiz. Sadece hırsızlarla ve haramilerle aramızda kırmızı çizgi olacak. Bu seçimde refah ve yoksulluk arasında tercih yapacağız. 14 Mayıs’ta adam rejimini geride bırakıp demokrasiyi seçeceğiz. O gün yaşam hakkının her şeyin sütünde olduğu özgür bir Türkiye kuracağız. Gülümsemeyi unutan, hayalleri çalışan 2023 kuşağı gençler büyük dönüşümün lokomotifi olacaklar. 14 Mayıs zalimlerin değil mazlumların zaferi olarak tarihe geçecek. Çok yakında kimsenin başını öne eğmediği bir ülkede yaşamaya başlayacağız. Yeni yılın seçiminden yeni bir Kemal çıkaracağız. Gözler, sözler yalan söylemiyorsa bu seçimi kazanacağız. Bu ülkede bir şey değişecek her şey değişecek” dedi. BUNLAR ARTIK HANTALLAŞTILAR Soyer’in ardından kürsüye çıkan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu birlikteliğimizin hayra vesile olmasını diliyorum. Önemli bir dönemden geçiyoruz. Seçimlere giriyoruz ancak bu seçim, bugüne kadar yapılmış seçimlerden çok farklı bir seçim olacak. 20 yıldır iktidarda kalan son 2 dönemdir tek başına Türkiye’yi yönetenler artık patinaj yapmaya başladılar. Hatta geri gidiyorlar. Problemleri çözemiyorlar. Şimdi taktik değiştirdiler, yeni buluşu milletimize ‘Bak biz ne kadar becerikliyiz’ diye anlatmaya çalışıyoruz. Boşuna çaba sarf ediyorlar. Milletin derdi belli. Adalet, bizim en çok ihtiyaç duyduğumuz husus. Adalet olmadan devlet olmaz ama yeter mi yetmez. İnsanlar geçinebilecekleri kadar gelire mutlaka kavuşmalı. Bu sadece yandaşlara bazı pozisyonları hibe ederek sağlanamaz. 85 milyonluk ülkemizde 85 milyonun da hangi kanaatte, düşüncede ve inanışta olursa olsun rahat geçinebilecek gelire ihtiyacı var. Bunu sağlayamazsanız ülkede huzur olmaz. 100 yıl önce İstiklal Harbimiz başarıyla tamamlandı. İşgalciler denize döküldü ve İzmir bağımsızlığın sembolü oldu adeta. Bundan dolayı sizleri bugün o günkü ecdadımızın torunları olarak tebrik ediyorum. Ülkemizi bir baştan bir başa sanayi tesisleriyle, yüksek teknoloji ile her konuda biz varız diyen bir anlayışla yönetmeliyiz. İşsiz tek insanımız kalmayacak. Her çalışan rahatlıkla geçinebileceği kadar gelir elde edecek. Biz teknoloji üreteceğiz. TOGG arabasıydı, elbette insansız hava araçlarıydı, yok tankımızdı bunların hepsini şimdi sergiliyorlar. Televizyonlarda da gösteriyorlar. Ama bizim insanımızın yani sizin ihtiyaçlarınıza bir türlü nasıl çare olacaklarını söyleyemiyorlar. Bilmiyorlar çünkü nasıl çözüleceğini. Biz de size hem vaat ediyoruz hem de nasıl çözeceğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Beklentimiz 14 Mayıs’ta Türkiye’de zihniyet değişikliğine, yönetim anlayışının değişikliğine ihtiyacımız var. Bu arkadaşlarımız artık hantallaştılar. Kendilerini değiştiremiyorlar. Bu yüzden onları 14 Mayıs’ta siz onları değiştireceksiniz. İktidara bugünkü Millet İttifakı gelecek. Kemal Bey inşallah 13. Cumhrubaşkanımız olacak. Kurulacak hükümet bu milletin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak” ifadelerini kullandı. BU DÜZEN ONLARIN İŞİNE GELİYOR Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden İzmir’e selam getirdim. Hoş geldiniz, şeref getirdiniz… Biz artık alıştık normal seçimi unuttuk. Siyasi partilerin birbiriyle yarıştığı dönem bitti. Seçime gidiyoruz, sürekli üstümüze bir şeyler sallamaya başlıyorlar. Yapacaklarını anlatmaktan öte her şeyi tükettikleri için artık söyleyecekleri söz kalmadığı için sürekli bir şeylerle suçluyorlar. Biz nefret dilini yok edeceğiz, kötülüğü yok edeceğiz. Yuh çekip nefesinizi dahi harcamayın. Darbe olur diyorlar, biz sizi kaybettirmek için buraya geldik. Başaramadınız, bitirdiniz. Bu milletin iradesi sandığa yansıyacak ve çıktığı şekliyle kabulleneceksiniz. Peki niye tehdit ediyorlar? Örneğini Ankara’da gördük. 25 yıllık rant imparatorluğunu bırakmamak için, birçok insana rant vermek için. Bu ranttan kopmak istemediler, sürekli iftira attılar. Tıkır tıkır işlerimiz devam ediyor. Uluslararası şeffaflık ödülünü de aldık, belediyede yolsuzluk dönemi bitti. Yardımları kesecek dediler, en az 100 misli yardımlarımız devam ediyor. İşçi çıkaracak dediler çıkarmadık. Bunlar seçilirse ilk ay maaşları ödeyemez dediler baktılar ki anketler kötü. Anketleri gördükçe saçmalamaya devam ediyorlar. Ankara da PKK’lılar sayaç okuyacak dediler. Ankara’da PKK’lı ne arar? Söyleyecek sözünüz mü kalmadı. İstanbul seçiminde de aynılarını söylediler. Bırakmak istemiyorlar çakarlı arabalarını, villalarını, liyakatsızlığı, torpili… Bu düzen onların işine geliyor. Şampanya içerek kutlama yapacakları mı seçeceksiniz diyorlar. Biz seçimi kazandığımız akşam otobüsün üzerinde şunu söyledik, Ankara halkı bizi seçti zafer kazanmış saymıyoruz çünkü bize oy vermeyenler düşmanımız değil dedik. Şükür namazımı kıldık, Bismillah dedik başladık ertesi gün. Siz bizi ne sanıyorsunuz. Uçakta bir fotoğraf var bir bakan şampanyayı çekmiş sızmış. Ona tek kelime söz ettiğini duydunuz mu? Çok dindar geçiniyor ya her cuma günü Google’dan ayet bulup sallıyoruz diyene tek kelime ettiğini duydunuz mu? Bunlara her şey helal, başkasına haram. Bu ülkede teröristlerle işbirliği ile suçlanacak son kişi Kılıçdaroğlu’dur. Bunlar mevsimlik vatanseverler. Artık bu ülkede normalleşmenin zamanı geldi. 85 milyonu, vatandaşı kabul edecek. Herkese aynı muamele edecek. Bize oy vermeyenlere hain demiyoruz, hizmet götürmemezlik yapmıyoruz. 6 lider farklı fikirlerde olmasına rağmen uzlaştılar. İçlerinde ekonomi konusunda yetkin isimler var ve ülkemizin dertlerine biran evvel çare bulacağız. Benim bildiğim iyi bir Müslümanın ağzından bal damlar, kimseye hakaret etmez, iftira atmaz. Sayın genel başkanımızın bugüne kadar Cumhur İttifakındakilere tek kelime kötü söz söylediğini duymadım. İnşallah siyasetin normalleştiği, aç ve açıkta kimsenin kalmadığı, kalkınmış bir Türkiye için bizler birleştik. Birleşe birleşe kazanacağız. 15 Mayıs’ta Genel Başkanımızı ilk turda seçeceğiz, Kızılay’da karşılayacağız ve Çankaya’ya kadar yürüteceğiz. Çünkü o yürümeyi seviyor” şeklinde konuştu. KAZANIYORUZ İZMİR, KAZANIYORUZ Eşi Dilek İmamoğlu ile alanı selamladıktan sonra konuşmasını yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi: “İzmir muhteşem görünüyor. Hatta ucu görünmüyor, harikasınız. Ben en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. İzmir hazır mıyız? Her şey çok güzel oluyor. Kazanıyoruz İzmir, kazanıyoruz. Hiç şüpheniz olmasın millet kazanıyor çünkü sizlere güveniyoruz. Pırıl pırıl gençlere güveniyoruz, hanımefendilere, beyefendilere güveniyoruz, çocuklara güveniyoruz. Demokrasi aşığı milletimize güveniyoruz çünkü cumhuriyetimiz kurulurken millet iradesi esas alındı. Millet iradesi önüne koyuldu ve o yol takip edildi. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir denildi. Atatürk, bize hem cumhuriyeti hem milletin meclisini hem de demokrasiyi emanet etti. Millet İttifakı işte tam da cumhuriyetin yolunu takip ediyor. Yine takip edilen milli iradeyi esas alınan yol. Bu yol hepimize ikinci yüzyılın başında muhteşem bir dönem vaat ediyor. Millet ittifakı bu milletin ortak aklı, ruhu ve birliği. Tabii ki birleştirici güç lazım. Altı liderin ortaya koyduğu birlik millet ittifakı birliği muhteşem. Aslında bu ittifakının en önemli kazanımlarından biri İstanbul, birlikte kazandık. Bakın bu kadrolar milletin ihtiyaçlarını esas alan kadrolar. Liyakatli kadrolar… 15 Mayıs sonrası Türkiye’nin her sorununa bir nefer gibi çalışacağız. Ortak aklı esas alan, milletin gözünün içine bakan ve asla insanları ayırt etmeyen, partizanlığı devlet kademelerinden söküp atan ve esas olan millet ittifakının iktidarı milletin iktidarıdır. 86 milyonun iktidarıdır. Biz bu süreci Türkiye’nin 2.yüzyılının başlangıcını sizlerle, milletin evlatlarıyla yöneteceğiz. Paramız pul olmasın istiyoruz. Hep birlikte bunun için çalışacağız. Ortak akıl işbaşına geliyor, hazır ol İzmir. Hazır ol Türkiye. Biz ortak akla, demokratik katılıma hazır bir ekibiz. Biz bu konuda en büyük referansı şehirlerimizde yaşattık. Bütün şehirlerimizde ahlaklı ve erdemli tavrı ortaya koyduk. Sahadaki demogojik cümlelere aldanmayın. Unutmayın ki Millet İttifakı’nın güçlü kadroları, arkasındaki toplumsal güç sadece bu ittifak için değil 86 milyon insanımız için seçim kazanacak. Şu olacak bu olacakmış, darbeymiş marbeymiş. Hadi oradan… Bu usulsüzlüklere nasıl başvurduklarını İstanbul’dan hatırlıyorsunuz. Düşünün ki bir sandığa 4 oy atılmış ama birisi geçersiz. Bir de yine o zaman utanmadan çaldılar dediler ya millete ama ne oldu 806 bin oyluk Osmanlı tokadı attılar. Kazanıyoruz, İzmirliler… Bunu aklınızdan çıkarmayın. 86 milyonun iktidarı geliyor, bir avuç insan kaybediyor. Ben her şeyi bilirim diyen akıl tıpış tıpış evine gidiyor. Az nereye çoğun yanına diye bir sözünüz var. Birileri yolunu kaybetmiş olabilir, ben hafif sağa hafif sola gideceğim diyor olabilir. Gençler bu seçim sizin seçiminiz. Bu önümüzdeki 25-50 yılın seçimi. Gençliğimiz var, yolumuz uzun. Oylarımızı bölmeyeceğiz, asla bölünmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığından oyumuz Kemal Kılıçdaroğlu’na. Oylarımız Millet İttifakı’na. Onların devri artık bitti. Meydanlarda konuşma bile yapamıyorlar, dinleyenleri bile yok. Gülüp geçin… Gençler, 14 Mayıs günü sandıklara sahip çıkmaya hazır mıyız? Bir oy patlaması bekliyoruz. Bu seçim bir siyasi parti seçimi değil, bu seçim 86 milyonun kazanacağı bir seçim. Bu seçim önümüzdeki ikinci yüzyılın pırıl pırıl bir geleceğe kavuşma seçimi. 15 Mayıs sabahı pırıl pırıl bir güne uyanmaya… Düşünsenize içinize çekiyorsunuz; mis gibi demokrasi, liyakat, kadınlara özgürlük, hak, hukuk, adalet! Her şey çok güzel olacak İzmir, çok güzelsiniz!” İZMİR 15 MAYIS SABAHINA ÇOKTAN UYANMIŞ DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ise, “Bu ne güzel coşku, heyecan. İzmir 15 Mayıs sabahına çoktan uyanmış. Güzel İzmir’in dağlarına bahar çoktan gelmiş. İzmir umut dolu, İzmir neşe dolu. Gençler, bu iktidar ne diyor? İş var ama gençler beğenmiyor diyor. Arkadaşlarım beğenmediğinizi ne varsa haklısınız, bugünkü hayatınız çocukken hayal ettiğinizi hayattan farklıysa elbette beğenmeyeceksiniz. Bugün bu ülkede yarınlarınızı göremiyorsanız elbette beğenmeyeceksiniz. Biz de beğenmiyoruz. Bu ülkenin sizlere bir gençlik borcu var. Türkiye en iyisini hak ediyor. Hayatın zor olduğu günlerde tüm vatandaşlarımız en yüksek yaşam standartlarını hak ediyor. Bu ülke çok güçlü ama maalesef kötü yönetiliyor. O yüzden bu durumdayız. Milli gelirimiz 10 bin dolarlarda sürünüyor. Türkiye maalesef dünyadan koptu, içine kapandı. Madonna’yı, Metallica’yı, Rammstein’ı U2’yu Türkiye’de daha önce dinledik. Çok sayıda müzisyeni kendi ülkemizde ağırladık, hepsi Türkiye’ye geldi. İktidar işte ürettik diyor ama vatandaş uzaktan seyrediyor. Biz gençler alıp binsin diye fırsat yaratacağız. Telefon, otomobil, ev almak herkes için kolaylaşacak. 14 Mayıs seçimi aslında bir referandum. Temelde iki tercih var sadece. Otoriterlik mi demokrasi mi? Baskı mı özgürlük mü? İzmir bunun cevabını biliyor. İzmir’in tercihi neyse tüm Türkiye onu tercih edecek? Kriz mi hukuk mu? Yoksulluk mu zenginlik mi? Kara kış mı bahar mı? Tüm Türkiye İzmir ‘i duysun. Biz demokrasi, huzur, özgürlük diyoruz. Bahar diyoruz bahar. 14 Mayıs’ta birinci oy pusulasını önüne aldığınızda sayın Kılıçdaroğlu’nun 13. Cumhurbaşkanı olmasına evet diyecek miyiz? İkinci pusulada ister DEVA için ister Saadet için ister CHP için, CHP’nin oy pusulası altına evet diyecek miyiz? Söz mü? Ben sözümü aldım. İnanın hep beraber derin bir nefes alacağız. 15 Mayıs sabahı bu havada daha çok oksijen var diyeceğiz. Bu seçimi emekli, işçi, memur, genç kazanacak” dedi. ‘YETTİ GARİ’ DİYECEĞİZ Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da, “Aziz İzmirliler, Demokrat İzmir… Cumhuriyet’in varlığını pekiştiren şehrimiz… Bugün buraya İzmir’imizin dört bucağından bu coşkuya, bu Halil İbrahim sofrasına irade koyan alın teri koyan burada bulunan başta sizler olmak üzere tüm İzmirlileri selamlıyorum. Bu coşkuyu buraya taşıyanlara bu meydan dar geliyor. Kocatepe’den Dumlupınar’a ve 9 Eylül’de Türk milletinin 300 yıllık gerileyişi toprağa gömüldü, denize döküldü. O açıdan İzmir bizim için çok kıymetli. Bu şehir bir var olma yok olma çizgisinden çıkarak Türklerin bu coğrafyada varlığını sorgulayanlara karşı kutlu bir şehir. Bu şehir tarihi sorumluluğunu bir kez daha yerine getiriyor. Bir kez daha irade ortaya koyuyor. Demokrasi bayrağını bütün baskılara ve dayatmalara rağmen yere düşürmediniz. O açıdan bir teşekkür borcumuz var. Bu meydan bu aziz milletin yarınlarının müjdesidir. İnanın buna! Birileri bu millete deli gömleği giydirme teşebbüsü içinde ama bunlar nafile çabalar. Türk milleti yetki istediler yetki verdi, güç istediler güç verdi. Mutlak güç istediler verdi. Bireylere o da yetmedi. Dediler ki dilimizden dökülen kanun olsun. Şaibeli bir referandumla onu da geçirdiler. Sınırsız yetki olsun, sıfır denetim ile biz uçacağız dediler. Dediler ama bu keyfi rejimin fiilen ve resmen işlemeye başladığı günden bugüne bu milletin sofrada ekmeği küçüldü. Gençleri daha fazla iş bulamaz hale geldi. Türkiye’yi demokrasi liginden küme düşürerek içe kapatarak kendi siyasi hedeflerine gideceklerini düşündüler. Bugün milletin iradesini boğmaya çalışıyorlar. Bir İçişleri Bakanı var. Diyor ki, ‘14 Mayıs 2023 seçimleri bir darbe girişimidir.’ Anadolu’da güzel bir söz var. Takke düştü kelle göründü deriz. İşte bu beylerin de zihinlerinin nasıl çalıştığını bunlar ortaya döküyor. Demokrasi zaten bu iktidar mensupları için muhalefette ifade edilecek bir inanç. Onları ruhen de asla inanmadılar.  Adları ak olabilir ama alınlarının ak olmadığını gördük. Hala millete vaatlerde bulunuyorlar, utanın! Seçim beyannameleri 21 yılın itirafnamesi, başarısızlıklarının itirafnamesi. Millet İttifakı olarak paylaştığımız belgelerden çalıntılar yaparak, çalma işini biliyorlar. O işi iyi biliyorlar Allah var. Neymiş; mülakatı kaldıracaklarmış. 21 yıldır ÖSYM’de soruları çaldırdınız, mülakatlarla yüz binlerin hakkını yediniz. Şimdi sanki bu 21 yılda bu kayırmacılığı bunlar icra etmedi vaatte bulunuyorlar. Türkiye’de adalet sadece vatandaşlarımızın takıldığı bir örümcek ağına dönüşmüş vaziyette. Bu haram saltanatına yeter diyeceğimiz bir gün olacak Allah’ın izniyle 14 Mayıs. Ege’nin güzel şivesiyle ‘yetti gari’ diyeceğiz. Söyleyecek sözleri, yalanları kalmadı. Şimdi muhalefeti eleştirmekle meşguller. Bir takım yaftalama yapıyorlar. Terör örgütleri ile işbirliği yapma imtiyazı Sayın Erdoğan’da. O PKK ile, FETÖ ile işbirliği yapabilir bunlar yetmedi şimdi Gaffar Okkan’ın katillerini kendi listelerinde aday yaptılar. Bizim vatanseverliğimiz bu mevsimlik milletçiler gibi olamaz. Hepimizin farklı kimlikleri var ama bugün ittifakı oluşturan 6 parti olarak renklerimiz bir kenara, bu karanlıktan çıkmak için yarınki Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu önderliğinde bir irade koyduk. Bu iradeyi hep birlikte başarıya ulaştıracağız” açıklamasını yaptı. SİNAN ATEŞ’İN KATİLLERİNİ BULACAĞIZ Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da, “İzmir’e ufuk şehri dedim yeni bir ufka ihtiyacı var milletimizin. 21. yüzyıla yeni bir ufuk çizmek için buradayız. İzmir’e kader şehri dedim çünkü İzmir istiklalimizin ve cumhuriyetimizin kaderinin yazıldığı şehirdir. İzmir burada bugün bu devasa kalabalıkla dünyanın her bir köşesine diyor ki biz buraya yeni bir ufuk çizmeye yeni bir kader yazmaya geldik. Yeni bir ufka yürüyoruz. Bu manzara kolay olmadı, aylarca toplandık görüştük. Ama hiçbir şeyimiz gizli olmadı. Şimdi ülkemizi iki kader yolu bekliyor ya şu anda otoriter yolsuzluk düzeni ile kirlenmiş cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi devam edecek ya da Türkiye’yi birleştiren Millet İttifakı yola devam edecek. 14 Mayıs günü sadece iktidar değişimi yaşanmayacak cumhuriyetin 2. yüzyılının yol haritasını ortaya çıkaracağız. 6 eksenle aramızdaki farkı anlatayım. Birincisi demokrasi ve özgürlükler insan hakları. Eğer bu Cumhur İttifakı denilen yamalı bohça yoluna devam ederse bugünkü baskılar devam edecek ve özgürlük kavramımız kalmayacak. Ama biz gelirsek özgürlük alanlarını genişleteceğiz. Hiçbir vatandaş dışlanmayacak. Herkes eşit vatandaşlığın onurunu yaşayacak. Gençler attıkları tweet dolayısıyla cezalandırılmayacak. Herkes istediği gibi inanacak, giyinecek, konuşacak. İkincisi adalet… Devletin dini adalettir diyen bir inançtan geliyoruz. Adaletin olmadığı hiçbir yerde huzur olmaz. Bugün talimatla yürüyen yargı mekanizmasını tam ve bağımsız bir yargı sistemine dönüştüreceğiz. İlk olarak da Sinan Ateş’in katillerini bulup mahkemeye çıkacağız. Hiç kimse hiçbir cinayetin üzerini örtemeyecek. Üçüncüsü insan onuruna yakışır bir hayat standardı ve ekonomik düzen. Bu sistem fakiri daha fakir zengini daha zengin yaptı. Yiğidi kuru soğana muhtaç ettiler. Dördüncüsü size siyasi ahlak temiz siyaset sözü veriyoruz. Türkiye’de bir yolsuzluk düzeni hakim, kimse hesap sormuyor. Bir bakan kendi şirketinden bakanlığa dezenfektan sattı, Erdoğan ona teşekkür ederek uğurladı. Faiz, uyuşturucu baronları millete hakim oldu. Biz bunun hesabını sorarız. Bir ülkenin içişleri bakanının uyuşturucu baronları ile resimleri çıkarsa bunların üstünü örtmek için vatan millet hamaseti yapar. Beşincisi devletimiz kurumları büyük ölçüde yıprandı. Temiz siyasetle ve liyakatla Türkiye’yi bütün kurumlarıyla ayağa kaldıracağız. Altıncısı ise dünyaya açık, onurlu bir ülke. Dış politikasıyla, şeffaflığıyla örnek alınan bir ülke. Bugünlerde bu kader kavşağında seçimi kaybedecekleri görenler saldırganlaştı. Benden sonra başbakanlık yapan biri var. Seçilmedi bile atandı. Siz onu belediye başkanı bile yapmadınız. Diyor ki, 14 Mayıs’ta yabancı istilacılara milleti terk etmeyeceğiz. Biz Millet İttifakı bu ülkenin tek bir kuruşunun emeğinin yabancılara istismar edilmesine izin vermeyeceğiz. Hiçbirimiz yabancılarla ilişki içinde değiliz ama ne yapacağız biliyor musunuz? Tarihimizde olmadığı gibi geleceğimizde de hiçbir cumhurbaşkanına aptal olmayın diye mektup yazılamayacak. İzmirlilerin o seçmediği başbakana önce şunu söylemek isterim. Sen yurt dışında olduğu iddia edilen milyon dolarları ülkemize getir sonra yabancı istilasından bahset. 14 Mayıs günü her bir sandığa sahip çıkacağız, söz mü? İzmirlilerin iradesidir Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek olan. Bir mesajım da Cumhur İttifakı seçmenine. 15 gün içinde size diyecekler ki eğer onlara oy verirseniz kazanımlarını kaybederseniz. Onlara diyeceksiniz ki biz o 6 lidere ve 2 belediye başkanına güveniyoruz. Hiçbir kazanımımız kaybolmayacak. Eğer Erdoğan samimi olsaydı Kılıçdaroğlu’nun başörtü yasasına destek verirdi. Sulandırdı ve rafa kaldırdı. Diyecekler ki onların terörle işbirliği var. Bu ülkeyi asla hiçbir terör örgütünün etkisine bırakmayız, faaliyete izin vermeyiz. Ama kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan eden bu demokrasi düşmanlarına da asla geçit vermeyeceğiz. Herkes özgürce yaşayacak. Savunma sanayisini bunlar durduracak diyecekler. Sanayimiz daha da güçlenecek. Ama geldiğimizde bir şeyi yapacağız. 15 Mayıs’tan sonra TRT ekranına Osman Öcalan’ı kim çıkardıysa hukuk önünde onlardan hesap soracağız. İmralı’dan kim mektup getirdiyse terörle işbirliği yapan odur. İzmir yeni bir kader yazmaya hazır mısın?” diye sordu. EN FAZLA EZİYET GÖREN BENİM Eşiyle birlikte sahneye çıkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Herkes eşiyle çıkınca ben de kocamı getireyim dedim, ilk defa milli oldu” sözleriyle gülümsetti. Sözlerine devam eden Akşener, “Ben kısa bir şey söyleyeceğim. Bütün arkadaşlarımız anlattı hangi şartlarda bu seçime gidildiğini. Siz zaten bu yanlışlıkları senelerdir bu zihniyetten görüyorsunuz. Çaka Bey’in İzmir’ine tarih bilgisi olmayanlar tarafından gavur İzmir denildi. Tarihinizi bilmezseniz bir şehre bunu dersiniz ama İzmir insanlara gavur olmamayı öğreten şehirdir. İzmir bize 14 Mayıs gecesi eğer kazanırsak işgalci olacakmışız ya, işgali sona erdiren İzmir. Bugün burada gördüğüm İzmir kararını vermiş. Atatürk’ün bıraktığı emanete sahip çıkan İzmir milleti parçalayan ve vatandaşlık satan 10 milyon Suriyeliyi ülkemize dolduran harami düzene son verecek. İzmir’e gavur diyenler cumhuriyet kurucularına da iki ayyaş dediler. Sonra ne oldu? O iki ayyaş sözüne karşı önce kadınlar sonra gençler ayağa kalktı ve 14 Mayıs akşamı inşallah gerçekten mutlaka 13. Cumhurbaşkanı sayın Kılıçdaroğlu seçilecek ve kendisini alkışlarla makamına oturtacağız. Ama Erdoğan ve arkadaşlarını da nezaketle emekli edeceğiz. CHP’ye saygım sonsuz ama her aileden bir oy istiyorum. Çünkü şu ana kadar en fazla eziyet gören benim. Bana söylenenler kimseye söylenmedi. Bir anaya, bir eşe söylenmeyecek ne varsa söylendi. Bize sürtük dendi bana fosforlu dendi. Bana kocasını aldattı dendi bu benim için ölümdü. Hangi partiye oy verirseniz verin her aileden bir oy istiyorum. Ailem için tüm kadınlar için istiyorum. Duy Recep bey, emekliye sevk edildin” ifadelerini kullandı.  BU ÜLKEYE BAHARLARI GETİRECEĞİM Tarihi mitingde kürsüye son olarak CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile meydanı dolduranları selamlayan Kılıçdaroğlu, büyük coşkuyla karşılandı. Kılıçdaroğlu, “Nasılsınız? İzmir’deyiz. Kuruluşun ve kurtuluşun kentindeyiz. Hasan Tahsinlerin kentindeyiz. Benim umudum sizlersiniz. Beraber, birlikte Türkiye’nin içine düştüğü durumu çekip çıkarmamız birlikte olacak. Birlikte sandığa gideceğiz ve birlikte Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Söz mü? Ben de size söz veriyorum Bay Kemal’in sözünü veriyorum. Bütün engelleri yıkıp Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağım. Herkes için adalet olacak, hiçbir ayrım yapmayacağız. 85 milyonu kucaklayacağız, oy versin vermesin. Kimse endişe etmesin. Adalet kavramını büyütmemiz lazım. Adalet her yerde olmalı. Sevgili gençler, iyi misiniz? Dersime çalıştım buraya gelmeden önce İzmir’de ilk kez sandığa çıkacak kaç genç var diye baktım. 215 bin 650 genç ilk kez sandıkta oy kullanacak. Bu seçimler gençlerin kendilerini göstermesi gereken bir seçimdir. Bu seçim ayrılmak değil kucaklaşmak, kavga değil barışmayı sağlamak seçimidir. Kucaklaşma seçimidir, ayrışma değil. Türkiye’ye demokrasi getirme seçimidir. Gençlerimiz tarihe bir not düşecekler. Onlar daha ileriki yaşlarında çocuklarına şunları anlatacaklar. Türkiye’de otoriter bir yönetim vardı bir tweet atarken bile ailemiz bizi uyarırdı ben sanığa gittim ve bu ülkeye demokrasiyi getirmek için oyumu kullandım otoriter yönetimi değiştirdim. Benim bir oyumun demokrasi için değeri çok büyüktür diye anlatacak. Bir şampiyonlar ligi kurduk, dünyanın her yerinden yetkin insanlarla çalışıyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Sizden tek isteğim sandığa gidin, oyunuzu kullanın, geçen seçimlerde AKP’ye ya da MHP’ye oy vermiş bir arkadaşınızı ikna edin ve beraber sandığa gidin. Türkiye’nin bu çıkmazdan çıkması gerektiğini anlatın ve Millet İttifakı’na oy isteyin. Bu ülkeye baharları, huzuru, kardeşliği getireceğim. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülkeyi inşa edeceğim. Çiftçiyi toprakla barıştıracağım. Herkes mutlu olacak. Türkiye dünyada yeniden şahlanacak” diye seslendi. İNANIN HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: “5 yıl içinde 300 milyon dolar gelecek ve tamamı yatırıma ayrılacak. Dışarıya götürdükleri 418 milyon doları son kuruşuna kadar alıp Türkiye’ye getireceğim endişe etmeyin. Parayı nasıl getireceksin diyorlar getireceğim uluslararası hiçbir mahkeme bir devletin soyulmasına evet dememiştir. Öyle gidip Amerika’da çiftlikler alıp gökdelen yapacaklar Bay Kemal bunları yiyecek! Yemem, tamamına alıp son kuruşuna kadar getireceğim. Üretici kardeşlerime de sesleneyim. 2015 yılından bu yana emeklilere bayramlarda ikramiye verin diyorum. Önce itiraz ettiler ısrar edince biner lira verdiler. Seçim dönemi diye şimdi biraz arttırdılar. Gideceksiniz Kurban Bayramı’nda bizim iktidarımızda parayı çekmeye başladığınızda 15 bin liranız olduğunu göreceksiniz. Bunu söylediğimde de yine bağırıyorlar sen parayı nereden bulacasın diye. Sen beşli çeteye verirken kimse sormuyor Bay Kemal dışında. Beşli çeteler telaş içinde ya biz kazanırsak diye. Kazanacağım sizlerin oylarıyla geleceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemem, hakkını da asla yedirmem. Evlerde huzur yok, gençler işsiz. Bu tabloyu ters düz etmemiz lazım. Köylerdeki bütün okulları açıp 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Kırsalda veteriner hekim, ziraat mühendisi olacak. Öğretmen nereden maaş alıyorsa onlar da devletten maaş alacak. Yeni bir anlayışı ve devri başlatıyoruz. Birlikte başaracağız. Üretene değer vereceğiz, alın terine. Dışarıdan et, arpa, canlı hayvan alıyoruz. Ne oluyor ya? Bunların tamamını biz yapamaz mıyız? Ama bir siyasi tercih var onları yoksulluğa mahkum etmek. Bunu değiştireceğiz. Benim saraylarda gözüm yok, Mustafa Kemal Atatürk’ün mütevazi Çankaya’sına gideceğim. Orada halka hizmet edeceğim. Saraylarda 4 yerden 6 yerden aylık alanlar var onları da keseceğim. Kapının önüne koyacağım. 16 uçağı var beyefendinin. Hepsini satıp orman yangınları için uçak alacağız ve yangınları söndüreceğiz. Ekrem Başkan’ın söylediği güzel bir şey vardı. Her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın bu ülkeye baharları getireceğiz. İnanın hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. İnanın beşli çetelere çalışmayacağız, halkla beraber üreteceğiz.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.