TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Arnavutluk

Arnavutluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Arnavutluk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Arnavutluk’a nasıl gidilir? Haber

Arnavutluk’a nasıl gidilir?

Son derece dağlık ve engebeli bir coğrafyaya sahip olan Arnavutluk, Balkan Yarımadası üzerinde konumlanan bir ülkedir. Adriyatik Denizi’ne kıyısı bulunan Arnavutluk, bu sayede yaz dönemlerinde deniz turizminden faydalanır. Ülkenin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerler, dünyanın dört bir yanından çok sayıda kişinin bölgeye gelmesine neden olur. Arnavutluk’la ilgili temel soruların yanıtlarını birlikte inceleyelim. Arnavutluk’a otobüsle nasıl gidilir? Arnavutluk’a karayolu kullanarak ulaşım sağlamak isteyen kişiler, şahsi araçları dışında sıklıkla otobüslerle yolculuklarını tamamlarlar. İstanbul’dan kalkan otobüslerle direkt olarak Arnavutluk’a ulaşmak mümkündür. İstanbul’dan Arnavutluk’a giderken, kat edilmesi gereken toplam mesafe 946,8 kilometredir. Arnavutluk’a uçakla nasıl gidilir? Ülkemizden Arnavutluk’a giderken en fazla tercih edilen ulaşım şekli, havayolu olarak karşımıza çıkar. Zamanlama açısından son derece kısa bir süre alan uçakla seyahat, pek çok kişi tarafından yılın her dönemi tercih ediliyor. İstanbul’dan Arnavutluk’un başkenti Tiran’a direkt uçuş imkanı da bulunuyor. Aktarmalı olarak ise pek çok şehrimizden uçuş yapmak mümkün. Arnavutluk’a trenle nasıl gidilir? Türkiye’den Arnavutluk’a tren kullanarak seyahat etmek isteyen kişilerin, başlangıç noktası İstanbul olmaktadır. İstanbul kalkışlı trene binerek Sofya’ya, Sofya’dan Üsküp’e ve en son da Üsküp’ten Tiran’a ulaşım sağlanıyor. Arnavutluk vize istiyor mu? Türkiye Cumhuriyeti ile Arnavutluk Cumhuriyeti arasında karşılıklı olarak vizenin kaldırılmasına yönelik bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma dolayısıyla iki ülke arası yapılan seyahatlerde vize gerekmemektedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve diplomatik, hususi, hizmet ya da umuma mahsus pasaportlardan herhangi birine sahip olan kişiler, 180 gün içerisinde 90 günü aşmayacak şekilde Arnavutluk’a seyahat edebilirler. Arnavutluk’ta hangi para birimi geçiyor? Arnavutluk, kendine ait para birimi olan bir ülkedir. Bu noktada Arnavutluk’un para birimi, Lek olarak karşımıza çıkar.  Arnavutluk’ta gezilecek yerler Osmanlı Devleti döneminden kalma birçok eserin yer aldığı Arnavutluk, Adriyatik Denizi’ne olan kıyısı, kültürel ögeleri, lezzetli mutfağı ve daha birçok özelliği ile pek çok farklı ülkeden insanı ağırlıyor. Her mevsim ziyaretçi çeken ülke, en yoğun dönemini yaz aylarında yaşıyor. Ortak tarihi unsurlar ve coğrafi yakınlık avantajı gibi nedenlerle, yıl içerisinde çok sayıda Türk vatandaşı tarafından da ziyaret edilen Arnavutluk’ta gezilecek başlıca yerler şu şekildedir: Ethem Bey Camii, Dajti Dağı, Tiran Kaplan Paşa Türbesi, Skanderbeg Meydanı, Tiran Büyük Parkı, Rinia Parkı, Tiran Piramidi, Bunk’Art 2, Ulusal Tarih Müzesi, Dajti Dağı Milli Parkı ve İşkodra Gölü. Arnavutluk’ta ne yenir? Balkan mutfağının en lezzetli örneklerini bulabileceğiniz Arnavutluk mutfağının kökeni Osmanlı Devleti’ne kadar uzanıyor. Deneyen herkesin hayran olduğu ve bu nedenle Arnavutluk’u ziyaret edenlerin listelerine birçok yemeği eklediği biliniyor. Arnavutluk’ta yenilebilecek başlıca yöresel lezzetler şu şekilde karşımıza çıkıyor: Elbesan tava, ciğer, byrek, fèrgesë, tavë kosi, speca me gjize, samsa, tirit, kaymaçina, petla, çerviş, Arnavur çullması, fried kaçkavall, baklava, trileçe, perime ne zgare, qifqi, flia, petulla, cevapcici. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Dünyanın en ucuz ve en pahalı 5 ülkesi

Vizesiz gezilen ülkeler: Arnavutluk’ta görülmesi gereken yerler Haber

Vizesiz gezilen ülkeler: Arnavutluk’ta görülmesi gereken yerler

Arnavutluk, Balkanlar'ın batısında yer alan küçük ancak büyüleyici bir ülke olarak bilinir. Arnavutluk, tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çekiyor. Ülkenin başkenti Tirana, renkli binaları, canlı pazarları ve tarihi eserleriyle büyüleyici bir şehir olarak öne çıkıyor. Arnavutluk, vize gereksinimi olmayan ülkelerden biri olarak tatilciler ve gezginler için cazip bir seyahat noktası. Ülke, muhteşem plajları, dağlık manzaraları ve tarihi kalıntılarıyla dikkat çeken birçok turistik bölgeye ev sahipliği yapmaktadır. Aynı zamanda Arnavut mutfağı da lezzetli deneyimler sunar ve geleneksel yemeklerini tatmanız gereken birçok restoran bulunmaktadır. Bu ülke hem tarih meraklıları hem de doğa severler için unutulmaz bir seyahat deneyimi sunuyor. Arnavutluk'a yapılan ziyaretler, keşfedilmeyi bekleyen bir hazine bulma şansını beraberinde getiriyor. Bu güzel ülkeyi keşfetmek için tam da zamanı! Bu haberimizde, Arnavutluk'ta mutlaka görülmesi gereken yerleri keşfedeceğiz. İşte Arnavutluk’ta gezilmesi görülmesi gereken yerler… ARNAVUTLUK’TA GEZİLECEK YERLER TİRANA Arnavutluk'un başkenti ve en büyük şehri olan Tirana, canlı renkli binaları, tarihi mekanları ve enerjik atmosferiyle öne çıkar. Arnavutluk’un sahil kesimine ulaşmak için uygun bir geçiş noktasıdır. Ayrıca, ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel yaşam merkezi olarak bilinir. Skanderbeg Meydanı ve Etehem Bey Camii gibi önemli yerleri ziyaret etmeyi unutmayın. KRUJA Kruja'nın en belirgin özelliği, Skanderbeg Kalesi'dir. Bu muhteşem kale, beyaz taşlardan inşa edilmiş ve sizi Orta Çağ'a götürecek bir atmosfer sunuyor. Kaleyi ziyaret ettiğinizde, Arnavut tarihindeki önemli anları ve Skanderbeg'in kahramanlık hikayesini daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Kruja'nın çarşısı, geleneksel el sanatları, el yapımı hediyelik eşyalar ve lezzetli Arnavut yemekleriyle dolu. Burada alışveriş yaparken, yöresel ürünlerden yapılmış benzersiz hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. BERAT Arnavutluk'un tarihi ve kültürel zenginliklerine ev sahipliği yapan güzel bir şehir olan Berat, tarihi kalenin beyaz evleriyle ünlüdür ve "Bin Pencereli Şehir" olarak da bilinir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır. Berat, kendine özgü mimarisi ve tarihi dokusuyla sadece Arnavutluk'un değil, dünyanın dikkatini çeken bir yerdir. GJİROKASTRA Tarihi derinlikleri ve mistik güzellikleriyle tanınan Gjirokastra, Arnavutluk'un kültürel mirasının önemli bir parçası olarak öne çıkmaya devam ediyor. Ayrıca, Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bir şehir ve bu antik şehir, son dönemde birçok ilginç gelişme ve olaya sahne olmuştur. Taş evleri ve eşsiz mimarisi ile bilinen Gjirokastra, "Taş Şehir" olarak da anılmaktadır. BUTRİNT ANTİK KENTİ Butrint, tarih öncesi dönemlerden Roma İmparatorluğu'na kadar uzanan birçok medeniyetin izlerini taşıyan Yunan antik bir kentidir. Bu antik kentte tarihi kalıntıları keşfetmek oldukça etkileyici. Vivari Kanalı’na bakan bir tepe üzerinde yer alan Butrint, tarih boyunca epiriot kabilelerinin şehri, Roma kolonisi ve bir piskoposluğun merkezi haline gelmiştir. 1992 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan bu bölgede tarihi Ali Paşa Kalesi bulunuyor. LLOGARA GEÇİDİ Doğanın en göz alıcı ve büyüleyici armağanlarından biri olarak kabul edilen Llogara Geçidi, Arnavutluk'un güzelliklerini dünyaya tanıtmaya devam ediyor. Bu harika geçidin en çarpıcı özelliklerinden biri, zirveye ulaştığınızda açılan muhteşem deniz manzarasıdır. Llogara Geçidi'nin zirvesinde bulunan manzara izleme noktası, ziyaretçilerine göz kamaştırıyor. SYRİ İ KALTER (MAVİ GÖZ) Avlonya iline bağlı Mesopotam kasabasında bulunan doğal su kaynağı Syri i Kalter, berrak mavi bir kaynak suyunun yeraltından çıktığı bir göl şeklindeki doğal bir yapı. Kristal berraklığındaki suyu ve çevresindeki doğal güzelliğiyle büyüleyici bir özelliğe sahip. THETH KÖYÜ Arnavutluk’un İşkodra iline bağlı olan Theth, doğa severler için bir cennettir. Alp dağlarına yakın bir konumda bulunan köy, yürüyüş, trekking ve doğa gözlemi için mükemmel bir yer… 1966 yılında hükümet kararnamesiyle Theth Milli Parkı olarak ilan edilmiştir. ARNAVUTLUK’TA NE YENİR? ARNAVUT BÖREĞİ Arnavut mutfağının en lezzetli tatlarından biri olan Arnavut böreği, damakları lezzetlendiren bir şölen sunuyor. Bu nefis lezzet, ince yufka tabakaları ve lezzetli iç malzemelerin birleşimi ile meydana gelir ve yıllardır Arnavut mutfağının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. ARNAVUT CİĞERİ Arnavut mutfağının lezzetli simgesi olarak kabul edilen Arnavut ciğeri, damakları eşsiz tat bırakan bir gastronomik lezzet sunuyor. Bu özel yemek, ince dilimlenmiş dana ciğerinin mükemmel baharatlarla birleşmesi ile nefis bir tariftir ve yıllarıdır Arnavut mutfağının vazgeçilmez bir parçasıdır. PİTA Arnavutluk'ta pita, özel günlerde, aile toplantılarında ve geleneksel kutlamalarda sık sık sunulan bir yemek olarak bilinir. Arnavutluk mutfağının lezzetli örneği Pita, ince hamur tabakalarının lezzetli iç malzemelerle ustaca birleştiği bir tariftir ve yıllardır birçok kültürün mutfaklarında vazgeçilmez bir yer tutar. BU İÇERİK DE DİKKATİNİZİ ÇEKEBİLİR: Türkiye'den vizesiz gidilebilen ülkeler

Beşiktaş, rövanş maçını da farklı kazandı Haber

Beşiktaş, rövanş maçını da farklı kazandı

UEFA Avrupa Konferans Ligi 2. eleme rövanşında Beşiktaş, Arnavutluk ekibi Tirana'yı deplasmanda 2-0 yenerek 3. ön eleme turuna yükseldi. İLK YARI 27. dakikada Hadziahmetovic cepheden kullanılan serbest vuruşta topu ceza sahasının sol bölgesine attı. Colley kafayla topu kale önüne indirdi, Muleka tamamlamak için hamle yapsa da kaleciyi geçen meşin yuvarlağı savunma çizgi üstünden çıkardı. Bu pozisyonda Muleka ile çarpışan kaleci Selmani oyuna devam edemedi. 39. dakikada gelişen atakta Onur Bulut meşin yuvarlağı ceza sahasının sağ tarafında aut çizgisi üstünde kontrol ederek pasını çıkardı. Gedson Fernandes, aldığı topu düzelterek dar açıdan şutunu çekti, pozisyon autla sonuçlandı. 45+5. dakikada Masuaku'nun soldan uzun pasını ceza sahası sağında karşılayan Onur Bulut'un çaprazdan şutunda kaleci son anda topu kornere çeldi. Karşılaşmanın ilk yarısı 0-0 sona erdi. İKİNCİ YARI 52. dakikada Salih Uçan'ın sol taraftan ortasında Muleka ceza sahası içinde topa dokundu, meşin yuvarlak direğin dibinden auta gitti. 56. dakikada Beşiktaş'ın golü geldi. Hadziahmetovic'in sağdan kullandığı köşe vuruşunda Salih Uçan topu kafayla arkaya gönderdi, Amartey de meşin yuvarlağı kafa vuruşuyla filelerle buluşturdu: 0-1 62. dakikada Onur Bulut'un ceza sahası dışından şutunda top auta gitti. 75. dakikada Beşiktaş skoru 2-0 yaptı. Tirana savunmasının kontrol etmek istediği topu ceza sahası içinde önünde bulan Aboubakar şık bir vuruşla topu ağlara gönderdi. Karşılaşmada başka gol olmayınca Beşiktaş, taraftarların neden olduğu olaylar nedeniyle yaklaşık 15 dakikalık bir gecikme sonrası başlayan karşılaşmayı 2-0 galip tamamladı. AA

Türkiye ve Arnavutluk diplomatik ilişkilerinin 100. yılı kutlandı Haber

Türkiye ve Arnavutluk diplomatik ilişkilerinin 100. yılı kutlandı

Arnavutluk Ankara Büyükelçisi Kastriot Robo, Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi Şevket Balla, Balkan derneklerinin başkan ve yöneticilerinin katılımıyla yapılan toplantıda Türkiye ve Balkan ülkeleri arasındaki dostluk köprüsü konuşuldu.  Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Makedonya gezisinden döner dönmez bu toplantıya katıldım. Hem orada hem de burada gördüğüm dostluk üzerine Karşıyaka’mızda Balkan Kültür Merkezi kurma isteğimiz daha da güçlendi. Dostlarımızla ilişkimizi daha da güçlendirmek için bu merkezi kuracağız” diye konuştu.  Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurduğu ilk diplomatik ilişki olma özelliğini taşıyan ve Arnavutluk ile imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması’nın yüzüncü yılı Karşıyaka’da kutlandı. Düzenlenen toplantıya Arnavutluk Ankara Büyükelçisi Kastriot Robo, Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, meclis üyeleri, Balkan dernekleri ve STK’ların başkanları ile yönetim kurulu üyeleri katıldı. Etkinlikte, derin tarihsel ve kültürel değerlere dayanan ilişkinin daha da pekişmesi, ticari ilişkilerin, ekonomik yatırımların geliştirilmesi, iş birliklerinin daha da büyütülmesi üzerine konuşmalar gerçekleştirildi.  BİRBİRİMİZİN PARÇASIYIZ Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Makedonya’dan yeni döndüğünü ifade ederek, “Türkiye’ye değişik zamanlarda Balkan ülkelerinden göç eden çok sayıda vatandaşımız var. Daha önce Saray Bosna ziyaretimizde, şimdi de Makedonya’da geçirdiğimiz 5 günde hissettiğimiz yakınlık, kültürlerimizin ne denli birbirine etki ettiğini, günlük yaşamda ne denli birbirimizin parçası olduğumuzu gösteriyor. Türkiye’de Balkan göçmeni vatandaşlarımızla iyi ilişkiler kuruyoruz. Bu dostluğun hem Türkiye hem de tüm Balkan ülkeleri için çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum” dedi.  İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN BALKAN KÜLTÜR MERKEZİ KURACAĞIZ Türkiye’nin ve Balkan ülkelerinin birbirine ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Dr. Cemil Tugay, “Yüzyıllardır içi içe geçmiş kültürümüzle, akrabalık ilişkileri ve gelenekler ile kurulan bu dostane ilişki, kullandığımız kelimeler, yediğimiz yemekler, giydiğimiz kıyafetler, dinlediğimiz müzikler, eğlencelerimiz ve daha birçok alanda net bir şekilde görülebiliyor. Ve gerçekten çok yakın akraba olduğumuzu anlayabiliyoruz. Bu benzerliği her iki tarafa çok daha net anlatmalı, genç nesillerin bunun farkına varmasını sağlamalı ve ilişkilerimizi her alanda daha güçlü hale getirmeliyiz. Daha önce Saray Bosna’ya gittiğimizde bazı bakanlar, ticaret odası, dış ticaret odası başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı ile görüşme fırsatımız olmuştu. Makedonya ziyaretimizde de pek çok belediye başkanı ve milletvekilinin yanı sıra çok önemli iki bakanla da görüştük, Karşıyaka ve İzmir’de faaliyet gösteren STK ve derneklerimizi anlattık, onlarla yaptığımız iş birliği ve sunduğumuz imkanlardan bahsettik. Türkiye ve Balkan ülkeleri arasında sanayi, ticaret, kültür ve eğitim alanlarında kurulabilecek iş birliklerini konuştuk. Daha iyi ilişkiler kurulabilmesi için Balkan ülkelerinde Türkçe’nin, ülkemizde ise Balkan dillerinin daha etkin şekilde kullanılması fikrimizi de ilettik. Memnuniyetle karşılandı. Bu gezilerden sonra Karşıyaka’mızda Balkan Kültür Merkezi kurulması konusunda biraz daha istekliyiz. Böyle bir girişimin karşılıklı ilişkilerin gelişmesinde kilit rol oynayacağını düşünüyoruz. Aramızdaki sınırları olabildiğince kaldırmak, birbirimizin dilini anlamak, zor günümüzde yardıma koşmak, iyi günlerimizi paylaşabilmek için fırsatlar yaratmak, yapmamız gerekenlerin başında geliyor. Bölgemizde, Balkanlar’da, Türkiye’mizde kardeşçe yaşamı, kalıcı barışı ve dostluğu beraberce yaşatacak; Balkan kültürünü, kültürlerimizi gelecek kuşaklara aktarmaya hep birlikte devam edeceğiz” diye konuştu.  BÜYÜKELÇİDEN BAŞKAN TUGAY’A TEŞEKKÜR Arnavutluk Büyükelçisi Kastriot Robo, Arnavutluk ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin Mustafa Kemal Atatürk ile doğduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti ilan edildikten sonra 15 Aralık 1923’te uluslararası diplomatik ilişki ilk kez Arnavutluk Cumhuriyeti ile kuruldu. Bu nedenle 2023 yılı Türkiye için olduğu kadar bizim için de çok önemli. İki ülke arasında sosyal ve diplomatik ilişkilerin yanında savunma sanayi ve ticaret alanlarında da önemli ilişkiler var. Aramızdaki ticari ilişki 1 milyar Euro seviyesini geçti. Arnavutluk’ta 600’den fazla Türk şirketi inşaat, ticaret, sağlık gibi birçok alanda faaliyet gösteriyor. İzmir’de çok sayıda Arnavut göçmeni vatandaşın yaşadığını biliyoruz. Bizim gözümüzde İzmir Türkiye’nin en gelişmiş ticaret merkezlerinden biri. İzmir ile olan ilişkilerimizi de güçlendirmek istiyoruz. Balkan derneklerine özel ilgi gösteren ve desteklerini esirgemeyen Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’a da özellikle teşekkür etmek istiyorum. Arnavutluk ve Türkiye ilişkilerinin yüzüncü yılı kutlu olsun” ifadelerini kullandı. BÜLTEN

Atalarının dilini öğrendiler, akrabalarına kavuştular Haber

Atalarının dilini öğrendiler, akrabalarına kavuştular

Arnavutluk’ta subay olan ve 90’lı yıllarda eğitim için Türkiye’ye gelen Şevket Balla, bir İzmirliye aşık olunca İzmir’e yerleşti. Burada Türkçe öğrenen Balla, Çameria Arnavutları Kültür ve Dayanışma Derneğinde Arnavutluk’tan göç eden çok sayıda isimle tanıştı. Geçen süre zarfında dernek üyelerinin talebi üzerine Arnavutça dili kursu vermeye karar veren Balla, bu zor dili öğretmek için bir kitap da yazdı. Balla’nın girişimi sayesinde uzun yıllar önce Arnavutluk’tan Türkiye’ye göç etmiş kişilerin torunları hiç bilmedikleri ata dilini öğrenmeye başladı, hiç görmedikleri akrabalarına ulaştı. Balla, “Bir dil bir insan, iki dil iki insandır” atasözünü hatırlatarak pek çok kavuşmaya vesile olduklarını belirtti. "BİR KIZLA TANIŞTIM VE HANIM KÖYLÜ OLDUM" Hikayesini anlatan Balla, “Ben Arnavutluk’ta doğdum. Orada harp okulunu bitirdim ve subaylığa başladım.1994 yılında eğitim almak için Türkiye’ye geldim. Türkçeyi hiç bilmiyordum. Önce Türkçe öğrendim ve eğitim aldım. İzmir’de Eşrefpaşalı bir kızla tanıştım ve hanım köylü oldum. İzmir çok güzel bir şehir ve burada kalmaya karar verdim. Dernek üyelerimizin talebi üzerine 2012 yılından beri Arnavutça dersi veriyorum. Arnavutça dersi vermek zor olduğu için 2 yıl boyunca 4 saat evde çalışıp 2 saat ders verdim. Ardından Arnavutça öğrenme metodu üzerine bir kitap da yazdım” diye konuştu. "BİR KARDEŞ ARNAVUTLUK'TA KALDI, BİR KARDEŞ TÜRKİYE'YE GELDİ" Arnavutların Balkan yarımadasında yaşayan bir topluluk olduğunu hatırlatan Balla, yıllar içerisinde meydana gelen göçleri ve ayrılan akrabaları şu sözlerle anlattı: “Arnavutlar Türkiye’ye ilk göçte, 1878 yılında ‘muhacir’ adı altında geldiler. 1923’ten sonra mübadele zamanında ikinci dalga geldi. Üçüncü dalga ise 1950’den sonra oldu. İlk dalgada 400 bin kişi geldi. Bugün, bu 400 bin kişinin 7. nesli bu topraklarda yaşıyor. İkinci dalgada 1 milyon kişi geldi. Bugün 3., 4. nesil yaşıyor. Üçüncü dalgada da yaklaşık 1 milyon kişi geldi. Bu kişilerin de 1. ve 2. nesli bu topraklarda yaşıyor. Arnavut aileler, 1. ve 2. Dünya Savaşı’nda kaçmak zorunda kaldı. Bir kardeş Arnavutluk’ta kaldı, bir kardeş Türkiye’ye geldi. Arnavutluk’ta kalan kardeş, komünist sistemde yaşamaya başladı ve 45 yıl yurt dışına çıkamadılar. Görüşmek de yasaktı. Türkiye’ye gelen kardeş onlarla irtibat kurmaya çalıştı ama komünist sistem izin vermedi. Türkiye’deki kardeşin çocukları ve torunları sadece Türkçe öğrenmeye başladı. Arnavutluk’takiler de sadece Arnavutça öğrendi. 90’lı yıllardan sonra irtibat kurulmaya başlandı ama dil problemi yaşandı. İletişim kurmak için bu yüzden bu kurslar çok önemli.” "80 YAŞINDAKİ AĞABEYİNİ ÖLMEDEN ÖNCE GÖREBİLDİ" 40 öğrenci ile kursa başladıklarını, bugüne dek 400 kişinin Arnavutça öğrendiğini söyleyen Balla, “Örneğin bir öğrencim 70 yaşında Arnavutça öğrenmek istedi. Hiç iletişim kuramadığı ağabeyiyle görüşmek istiyordu. Kursta ders aldıktan sonra Arnavutluk’ta yaşayan ağabeyinin yanına gitti. 80 yaşındaki ağabeyini ölmeden önce görebildi. Bir başka kursiyer de akrabalarını buldu, onların evine gitti. Kursumuz sayesinde bu kavuşmaya vesile olduk. Bunun gibi pek çok örnek var ve bu yüzden çok duygulanıyorum. Türkiye’de bir atasözü var ve bu söz sadece Türkçede var. Bir dil bir insan, iki dil iki insandır. Bir dil öğrendikten sonra ikinci bir insan oluyorsunuz. Arnavutluk ve Türkiye kardeş ülkedir. İlişkileri güçlendirmek için dil çok önemli bir araçtır” ifadelerini kullandı. "AİLE BAĞLARI KOPMASIN DİYE..." Kursiyer Figen Çelikkal, “1923’te dedem ve babaannem Arnavutluk’tan Türkiye’ye gelmiş ama kardeşleri, kuzenleri orada kalmış. Dedemler, babamlara dillerini öğretmiş ama bize kimse öğretmedi. Orada yaşayan akrabalarımızla iletişim kuramıyorduk. Babam da gitgide yaşlanıyordu. Aile bağları kopmasın diye Arnavutça öğrenmek istedim. Şu anda oradaki akrabalarımla sürekli irtibat halindeyim. Arnavutluk’a ziyarete de gittim. Ben de şu anda torunuma öğretmeye başladım” sözlerine yer verdi. Müjde Yıldırım isimli kursiyer de “Benim baba tarafım 1878’de Türkiye’ye gelmiş ve Menemen ilçesine yerleşmiş. Anne tarafım da 1923’te Selanik’ten Menemen’e gelmiş. Çocukken hep Arnavutça dilini duyardık ama anlamazdık. Ben de emekli olduktan sonra merak sardım ve eylül ayından bu yana ilerleme kaydettik. Arnavutluk’ta sadece babamın halası yaşıyor. Sosyal medya aracılığı ile onun çocukları ile iletişime geçtik. Yavaş yavaş konuşmaya başlayabildik” dedi. "AKRABALARIMI BULDUM" Kursiyer Aslı Kurt, “1923 yılında ailemiz Türkiye’ye göç etmiş. Dedem ve babaannem oradan geldiler ama Arnavutluk’ta kalan birçok akrabamız var. Onların yaşadıklarını biliyorduk ama irtibat kuramıyorduk. Aracı olacak kişiler de vefat etmişti. Bu kursta kendimizi ifade edecek kadar dil öğrendik. Bu sayede akrabalarımı buldum. Onları oğlumun düğününe davet ettim, evimde ağırladım. Ben de Arnavutluk’a gittim” diye konuştu. "ZOR BİR DİL" Kursta Arnavut vatandaşların yanı sıra Arnavutluk’la bağı olmayan kişiler de yer alıyor. Pınar Türkel, “Arnavut değilim ama kurumsal firmalarda çalıştıktan sonra daha sakin bir hayat yaşamaya karar verdim. Arnavutçayı hep öğrenmek istiyordum. Bu yüzden kursa yazıldım. Arnavutça zor bir dil ama öğrenmeye başlıyorum” derken, Deniz Sayit de “Özel sektörde çalışıyorum. Yurt dışı bağlantılı işler yapıyorum. Arnavut değilim, çevremde de Arnavutlar yok ama merak ettiğim için bu kursa geldim” diye belirtti. SEVGİLİSİ İÇİN DİL ÖĞRENİYOR Nadir Öner isimli kursiyer, “Kursa eşimin önerisi ile başladım. Kültür alışverişinde bulunuyoruz. Derslerimiz çok güzel geçiyor. Çok memnunuz. Arnavutça güzel ve zor bir dil” ifadelerini kullandı. Kız arkadaşı ile evlendikten sonra Arnavutluk’a yerleşmeyi düşünen Ali Fuat Erdal da şunları söyledi: “Arnavutluk’ta bir sevgilim var. O Türkçe biliyor ve evlendikten sonra buraya yerleşmeyi düşünüyordu. Ancak o ailesini bırakamayacağını söyleyince benim oraya gitmem gerekti. Evlendikten sonra Arnavutluk’a yerleşeceğim için Arnavutça öğrenmeye başladım.” İHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.