TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#AYT

AYT haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, AYT haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

YKS nedir? AYT -TYT ve YDT sınavları ne işe yarıyor? Hangi bölüm için hangi sınava girilmeli? Haber

YKS nedir? AYT -TYT ve YDT sınavları ne işe yarıyor? Hangi bölüm için hangi sınava girilmeli?

Yeni sınav dönemine girilmesi ile birlikte sınava girmeye hazırlık yapanların arama motorlarını ‘YKS nedir, AYT-TYT-YDT sınavları ne işe yarıyor, hangi bölüm için hangi sınava girilmeli?’ gibi sorular meşgul etmeye başladı. Biz de sizler için üniversiteye geçiş sistemi hakkında merak ettiğiniz her şeyi ve daha fazlasını araştırdık. Detaylar haberde! YKS NEDİR? YKS, ülkemizde ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) tarafından 2018 yılından itibaren uygulanmakta olan ve her sene tekrarlanan ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sınavı sistemine denir. YKS, lise eğitimini tamamlamış herkesin üniversiteye gidebilmek için girmesi gereken sınavdır. Yükseköğretim programlarına alınacak öğrencilerin seçilmesini ve tercihlerine göre yerleştirilmesinin sağlamak amacıyla uygulanır. YKS, 3 oturumdan oluşmaktadır ve adaylara lise müfredatından sorular sorulmaktadır. İlk oturumu (TYT) zorunludur. Yükseköğretim Kurumları Sınavı, üniversite okumak isteyen herkes için oldukça önemlidir. İkinci oturum (AYT) lisans programı okumak isteyenlerin girmesi gereken sınavdır. YDT ise üniversitelerin yabancı dil bölümlerine yerleşmek için girilmesi zorunlu olan bir sınavdır.  AYT NEDİR? İŞTE AYT DERSLERİ AYT açılımı, "Alan Yeterlilik Testi anlamına gelir. YKS, Türkiye'deki üniversitelere giriş için yapılan bir sınavdır ve AYT, bu sınavın ikinci oturumunu oluşturan bir bölümdür. AYT, lise mezunlarının tercih ettikleri bölümlere yönelik olarak test edilen alan bilgisi, matematik, Türk dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya ve felsefe grubu derslerini içerir. Sınav, 180 dakika (3 saat) süresinde yapılmaktadır. AYT puanı, üniversite tercihlerinde önemli bir rol oynamaktadır ve öğrencilerin hangi üniversite ve bölümlere yerleşeceği üzerinde etkili olmaktadır. Bu sınavda 3 alan vardır. İsteyen istediği alanı çözebilir ama tercih verirken ve bölüm seçerken çözdüğün alanın puan türünden tercih vermelisiniz. Puanı hesaplanmayan alandan vereceğiniz tercih geçersiz sayılacaktır. Bölümler şunlardır; Sayısal Alan; Matematik ve Fen Bilimleri Eşit Ağırlık Alanı; Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler- 1 testi ve Matematik testi Sözel Alan; Türk Dili ve Edebiyatı-Sosyal Bilimler – 1 ve Sosyal Bilimler- 2 testi  TYT NEDİR? İŞTE TYT DERSLERİ TYT, "Temel Yeterlilik Testi" anlamına gelir. TYT, üniversiteye giriş sürecindeki adayların Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanlarındaki genel yeteneklerini ölçmeyi amaçlayan bir sınavdır. Tercih vermek isteyenler bu sınava girmek zorundadır. TYT puanı ile tercih verecekler ön lisans programlarında okuyabilir. YDT NEDİR? İŞTE YDT DERSLERİ YDT, ‘’Yabancı Dil Testi’’ anlamına gelir.  Öğrencilerin yabancı dil bilgisini ölçmek için uygulanan bir testtir. Genellikle İngilizce, Almanca veya Fransızca gibi yaygın olarak bilinen dillerden birinde yapılır.  Üniversitelerin yabancı dil bölümlerine yerleşmek için girilmesi zorunlu olan bir sınavdır.   HANGİ BÖLÜM İÇİN HANGİ SINAVA GİRİLMELİ?  Ön lisans ve lisans programında okumak isteyen herkes TYT sınavına girmek zorundadır. Ön lisans programı için TYT sınavı yeterli oluyorken lisans programında okumak isteyenler hem TYT hem de AYT sınavına girmesi gerekmektedir. Üniversitelerin yabancı dil bölümlerinde okumak isteyenler ise hem TYT hem de YDT sınavlarına girmelidirler. BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir’in az bilinen saklı cenneti: Çıfıt Adası

YKS'ye 3,5 milyondan fazla aday katılacak Haber

YKS'ye 3,5 milyondan fazla aday katılacak

Alınan bilgiye göre, YKS'nin Temel Yeterlilik Testi'ne (TYT) 3 milyon 527 bin 463 aday, Alan Yeterlilik Testleri'ne (AYT) 2 milyon 573 bin 136 aday, Yabancı Dil Testi'ne (YDT) 338 bin 14 aday başvuru yaptı. Geçen sene YKS'ye 3 milyon 243 bin 425 aday başvurmuştu. Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda yaklaşık 1 milyon kişi görev yapacak. SINAV, KKTC'DE DE GERÇEKLEŞECEK YKS'nin 17 Haziran saat 10.15'te yapılacak birinci oturumu TYT, 165 dakika sürecek. Sınavda adaylara Türkçe, Sosyal Bilimler, Temel Matematik ve Fen Bilimleri'nden 120 soru yöneltilecek. Sınavın ikinci oturumu AYT ise 18 Haziran saat 10.15'te başlayacak ve 180 dakika sürecek. AYT'de adaylara Türk Dili ve Edebiyatı, Sosyal Bilimler-1, Sosyal Bilimler-2, Matematik ve Fen Bilimleri testlerinden oluşan 160 soruluk kitapçık verilecek. Üçüncü oturum YDT ise aynı gün saat 15.45'te başlayacak. Almanca, Arapça, Fransızca, İngilizce ve Rusça dillerinde yapılacak 120 dakikalık sınavda, adaylara başvuruda bulundukları yabancı dile ait soru kitapçığı verilecek. Adaylar, TYT ve AYT için saat 10.00'dan sonra, YDT için 15.30'dan sonra sınav binalarına alınmayacak. YKS adaylarının sınava gelirken sınava giriş ve fotoğraflı geçerli kimlik belgelerini yanlarında bulundurmaları gerekiyor. DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERE EK KONTENJAN Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen öğrencilere yönelik bu yıl yeni uygulama yapacak. Bu kapsamda, depremden etkilenen illerde ikamet eden adaylara, kendi şehirlerindeki üniversitelere yerleşirken genel kontenjanda herhangi bir eksiltmeye gitmeden yüzde 25 ek kontenjan ayrıldı. Buna göre OHAL kapsamındaki kentler ile Sivas'ın Gürün ilçesinde 6 Şubat 2023 itibarıyla ikamet eden adaylar için kendi illerindeki devlet üniversitelerinde merkezi yerleştirme ile öğrenci alan programların genel kontenjanı dışında ilave kontenjan verilecek. Bu üniversiteler Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji, Adıyaman, Çukurova, Dicle, Fırat, Gaziantep, Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji, Harran, Hatay Mustafa Kemal, İnönü, İskenderun Teknik, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Kahramanmaraş İstiklal, Kilis 7 Aralık, Malatya Turgut Özal ve Osmaniye Korkut Ata üniversiteleri olarak sıralanıyor. Öte yandan, vakıf üniversitelerindeki her bir programa 2547 sayılı Kanun'da öngörülen yüzde 15 burslu öğrenci okutulması yükümlülüğü kapsam dışında olmak üzere ve çift diploma programları hariç depremzede YKS adayları için 1'er kontenjan ayrılacak. Merkezi yerleştirmede ayrılan bu kontenjana kayıt olunması durumunda, kayıt yapılan kontenjan kadar ek yerleştirme sırasında söz konusu programa üniversitenin tercihi de alınarak indirimli veya ücretli kontenjan eklenecek. KADINLARA ÖZEL KONTENJAN Bunun yanında 1 Ocak 2023 itibarıyla 34 yaşını tamamlamış kadınlara yönelik YKS için özel bir uygulama hayata geçirilecek. Bu kapsamda, devlet üniversitelerinin merkezi yerleştirmeyle öğrenci alan ön lisans ve lisans programlarında "34 yaş üstü kadınlar kontenjanı" ayrıldı. Bu haktan daha önce herhangi bir lisans programından mezun olmayan kadınlar yararlanacak. Daha önce bir ön lisans programından mezun olanlar ise sadece lisans programları için ayrılan kontenjanları tercih edebilecek. AA

Sınav; hayat/ölüm-kalım denkleminden çıkmalı Haber

Sınav; hayat/ölüm-kalım denkleminden çıkmalı

YAREN ELMAS GÜZELKAN-ÖZEL HABER Yaklaşan üniversite sınavıyla birlikte kaygı tüm öğrencilerde arttı. Birçok öğrenci yaşadığı kaygı nedeniyle sınav anında çok iyi bildikleri konuları bile unutabilmekte. Uzman Klinik Psikolog Metin Olataş, sınav sürecinde öğrenci veya ailelerin kaygı sorununu nasıl aşması gerektiğine dair konuştu. Olataş, depremzede öğrencilerin sınav kaygısını aşmak için hayat düzenlerinin depremi yok saymadan fakat sürekli göz önünde tutmadan olması gerektiğini söyledi. SAVAŞMA-KAÇMA TEPKİSİ Sınav öncesi için önerilerde bulunan Olataş, “Kaygı, tehlike veya tehdit olarak algılanan durumlarda ortaya çıkan; duygusal, davranışsal ve fiziksel değişiklikler ve tepkilerin yer aldığı, otomatik, sağlıklı ve doğal bir yanıt mekanizmasıdır. Bir anlamda kaygı organizmamızın savaşma-kaçma tepkisidir. Sınav kaygısı ise öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır. Bireyin sınava yüklediği anlamlar, sınavla ilgili zihinde oluşturulan imaj, sınav sonrası duruma ilişkin atıflar ve sınav sonrası elde edilecek kazanımlara verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkilidir. Sınav kaygısına yönelik ne yapabilirim diye soracak olursanız eğer bunu sınav öncesi, esnası ve sonrası şeklinde ele almak mümkündür. Sınav öncesinde elde kalan zaman dilimi içinde yapılabilecek en etkin davranış şunlar olacaktır: Zamanı iyi kullanmak, düzenli beslenme ve uyku, düzenli ve zamanında çalışmaya devam etmek. Sınav esnasında ise; olumsuz düşünce durumunda olduğunu fark ettiği anda şu anda buradayım ve elimden geleni yaptım ve yapıyorum diyerek, en iyi olduğu dersin testinden başlayarak, olumsuza (yani yapamadığı sorulara) değil olumluya (yapabildiği sorulara) odaklanarak, kaygıyı azaltacak nefes tekniklerini en fazlasını 10 saniyesini ayırıp uygulayarak kendimizi sınav anında oluşabilecek kaygılara karşı kendimizi koruyabiliriz. Sınav sonrasında da şunları yapmak iyi gelecektir. Kendini ödüllendirmek, keyifli etkinliklere katılmak, sonuçlar açıklanana kadar sınav sohbetlerinden uzak durmak, planlamalarını sonuçların açıklanacağı döneme bırakmak sınav sonrasında bitmiş olan sınava yönelik kaygıyı azaltmaya katkı sağlayacaktır. Ailelerin ise bu süreçte kendilerine sormaları gereken ilk soru şu olmalıdır: Çocuğumun yaşadığı ve çocuğuma yaşattığım bu kaygı, aslında benim kaygım ve bana ait bir kaygı mı? Bu herkes için oldukça kritik bir sorgulama olacaktır. Ayrıca sınav=hayat/ölüm-kalım meselesi denkleminden önce kendilerini kurtarmaları ve sınavın bir amaç değil, araç olduğunu fark etmeleri hem kendileri için hem de çocukları için hayatı daha anlamlı ve yaşanabilir kılacaktır” açıklamasında bulundu. PSİKOLOJİK DESTEK ALABİLİRLER 6 Şubat’ta yaşanan deprem, 11 ilimizde ağır hasarlara sebebiyet verdi. Haziran ayında gerçekleşecek olan üniversite sınavı, depremzede öğrencilere yaşadıkları hayat mücadelesinin yanı sıra sınav kaygısı da oluşturuyor. Olataş, “Yaşadığımız bu büyük yıkıcı deprem bizlere her canın ayrı bir dünya olduğunu ve her bir kaybın ayrı birer kıyamet olduğunu gösterdi. Bu sebeple canın kıymetinin üzerinde başka bir değer ya da önemli bir şey düşünmemek gerektiğini anlamış olmalıyız. Biraz evvel sizinle gerçek olan yani hayatta kalmaya yönelik olan ve kurgu olan hayatta kalmaya yönelik olmayan ama bize öğretilmiş olan kaygılar, atıflarımız ve neler yapılmalı üzerine konuştuk. Yaşanan deprem olayı gerçek bir ölüm kalım olayı olduğu için daha gerçek bir kaygı kaynağı düşünemiyorum. Bu sebeple pek tabi olarak sınava girecek olan bu bölgenin öğrencileri aynı anda birden fazla sorunla uğraşmak zorunda kaldı. Her ne kadar pek çok kişi üzerinden çok zaman geçti ve benzeri şeyler demeye kalksa da uzaktan konuşmak her zaman daha kolaydır. Bu bölge öğrencileri hem gerçek olan hayatta kalma kaygısını hem de kurgusal-öğrenilmiş olan sınav kaygısını yaşadı. Bu sebeple bu konu hakkında tavsiye edilebilecek en sağlıklı şey eğer yaşadıkları herhangi bir zorlanma varsa imkânları ölçülerinde kendilerine yakın olan ve erişilebilir olan bir psikolojik danışman ve rehberlik öğretmeninden, bir psikologdan ve eğer herhangi bir ilaç takviyesi gerekiyorsa bir psikiyatristten destek talep etmeleri olacaktır. Bu uzmanlardan alınılacak en küçük bir yardım bile pek çok şeyi idare etme konusunda büyük farklar yaratabilir” dedi. DUYGUSAL ANLAMDA DESTEKLENMELİLER Depremzede öğrencilerin sınav kaygısını en kolay şekilde nasıl atlatabileceğine ve sınava nasıl odaklanmaları gerektiğine ilişkin Olataş, “Yas sürecini bir kavanozun içindeki kara bir topa benzetecek olursak eğer, süre içinde o kara top ufalıp kaybolarak yas süreci tamamlanmış olmaz. Böyle olması o olayın hiç yaşanmamış sayılması demektir. Bu da gerçekçi bir yaklaşım değildir. Çünkü o olay ya da o an yaşandı. Yapılabilecek tek şey o kavanozu (yani kendimizi) genişleterek, psikolojik olarak besleyip büyüterek o kara topun kapladığı alanı bu şekilde azaltmak olacaktır. Bu, yaşanan olayı yok saymadan fakat sürekli gözümüzün/aklımızın önünde tutmadan hayata devam etmektir. Özellikle çocukların, gençlerin ve hatta yetişkinlerin ilk olarak yanlarında olabilen, hayatta olan yakınlarınca yalnız bırakılmamaları ve koşulsuz şekilde duygusal anlamda desteklenmeleri en büyük koruyucu önlemdir. Yanımızda olan sevdiklerimizle birlikte vakit geçirmeyi ihmal etmeden, elimizdeki var olan hazırlığı olabildiğince optimize ederek ve onu koruyarak sınava kalan son haftaları değerlendirmek öğrencilerin nefes almasına imkân tanıyacak. Öğrencilerin etraflarındakilerle olan ilişkileri hem kaliteli bir şekilde sürdürmelerine destek olacak hem de en iyi şekilde sınav sürecini tamamlamalarına yardım olacaktır” ifadelerini kullandı.  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.