TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#8 mart

8 mart haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, 8 mart haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Delegeler arasında ‘8 Mart’ tartışması Haber

Delegeler arasında ‘8 Mart’ tartışması

TENZİLE AŞÇI İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sivil bir girişim olarak düzenlenen ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “Geleceğin ekonomi politikalarına yol gösterecek” sözleriyle tanımladığı İkinci Yüzyılın iktisat Kongresi’nde sona gelindi. Yedi günlük “iktisat maratonunun” son gününde, Ağustos 2022’den bu yana devam eden çiftçi, işçi ve sanayici-tüccar-esnaf paydaş grupları, uzman buluşmaları ve yüksek istişare kurulu toplantılarıyla şekillenen yeni yüzyıla yön verecek politika önerilerini içeren 9 bölümden oluşan 192 maddelik bildirge, her sektörün delegelerinin oylarına sunuldu. Oylama kısmında en çok dikkat çeken konulardan biri de 8 Mart’a ilişkin maddede yaşanan tartışma oldu. 8 MART TARTIŞMASI İşçi Bildirgesi'nde "Çalışma Yaşamı" başlığı altındaki 8 Mart’a ilişkin madde salonda tartışmalara neden oldu.  “8 Martta tüm çalışan kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılacaktır” maddesine itiraz eden İzmir Köy-Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, “Bizim toplumsal eşitliğinde 8 Martları bu şekilde kutlamamız gerekecek. Dolayısıyla böyle bir toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmış toplumlarda 8 Martlara gerek kalmayacak” diyerek kabul etmediklerini bildirdi.  Başkan Soyer ise, “Burada başka bir yönetim uygulayacağız. Aslında bulunan hanımefendileri oyuna sunacağım. 8 Mart’ta toplumsal cinsiyet eşitliği maddede belki bunu kabul edebilirsiniz ama siz hedef olarak 8 Martı hedef koymuşsanız bunun artık toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili alakası olmadığı gibi kalıcılığını sağlarsanız. Dolayısıyla biz bitmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.  İtirazlar sonrası madde oylama sunuldu. 85 ret, 75 kabul oyu gelmesi sonrası madde 10 oy farkla reddedildi.

2023'ün Uluslararası Cesur Kadınlar'ı arasına girdi Haber

2023'ün Uluslararası Cesur Kadınlar'ı arasına girdi

Türkiye'de Afgan Mülteci Dayanışma Derneği kurucusu Dr. Zakira Hekmat, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde özel bir ödüle layık görüldü. Dr. Zakira Hekmat  Afgan ve Türkiye vatandaşı ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2022 yılı Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü’ne layık görüldü. Ödülü bugün Beyaz Saray'da düzenlenen  törenle Dr. Jill Biden'ın elinden  alacak olan Hekmat, Beyaz Saray'da Afanistan Bayrağı yanında Türkiye bayrağının da konulmasını istedi. DR. ZAKİRA HEKMAT KİMDİR? Afganistan'ın Gazni Eyaletinde ülke içinde yerinden edilmiş bir kişi olarak dünyaya gelen Zakira Hikmet, liseyi Taliban'ın ilk kontrol döneminde gizlice tamamladı. Türkiye'de okumak için burs kazandıktan sonra 2018'de tıp doktoru olmaya hak kazandı. Dr. Hikmet, tıp eğitimi boyunca mülteci yardım kuruluşlarında gönüllü olarak çalıştı ve burada marjinalize edilmiş mülteci gruplarının hakları ve hizmetlere erişimi için savunuculuk yapma ihtiyacını fark etti. 2014 yılında tek odalı bir ofisten Türkiye'de Afgan Mülteci Dayanışma Derneği'ni kurdu ve o zamandan beri tüm mültecilerin ve kadınların haklarını savunmak için yorulmadan çalışıyor. Türkiye'de mülteciler tarafından yönetilen bir toplum örgütünün birkaç kadın liderinden biri olarak, Türk hükümetini ve halkını çatışma ve zulümden kaçanları unutmamaya ve onlara yardım etmeye çağırdı. HABER MERKEZİ

Kim demiş kadınlar yapamaz diye? Haber

Kim demiş kadınlar yapamaz diye?

Afyonkarahisar’da yaşayan 45 yaşındaki 1 çocuk annesi makine mühendisi Emine Çetin, devlet desteğiyle açtığı oto yıkama işletmesinde kendi gelirini sağlamanın yanı sıra gençlere de istihdam sağlıyor. Afyonkarahisar’da yıllarca sanayi sektöründe makine mühendisi olarak çalıştıktan sonra kendi iş yerini açmak isteyen Çetin, İŞKUR’un girişimcilik kurslarının desteğiyle açtığı işletmede araçların iç dış bakımlarını yapıyor. Yıllarca sanayi sektöründe edindiği bilgi ve tecrübeyi oto yıkama işletmesinde harmanlayan Çetin, ‘kadınların yapamayacağı iş yok’ diyor. 1 çocuk annesi Çetin, kendine çizdiği yolda en büyük destekçisinin eşi olduğunu söylüyor. Sanayide bir kadın olmak çok zordu diyen Çetin, 2016 yılında katıldığı İŞKUR Girişimcilik kursuyla hayatının yönünün değiştiğini söylüyor. "Bir iş yeri açıp kendimi erkeklerin içinde kabullendirmem de çok zor oldu" Emine Çetin, uzun yıllar sanayide çalıştıktan sonra kendi iş yerini açma fikrinin nasıl oluştuğunu şöyle anlattı: “1 çocuk annesiyim. Makine mühendisiyim aslında. Uzun yıllar sanayi tecrübem var. Hep başkalarıyla beraber çalıştım yıllarca. Bunun tabi özel sektörde başkalarıyla birlikte çalışmanın rahatsızlığını bir bayan olarak çok yaşadım. Özellikle sanayide bir bayan olmak çok zordu. Daha sonra 2016 yılında İŞKUR’un Girişimcilik Kursları’nı duydum. Bunun üzerine kurslara katıldım. Daha sonra 2017 yılında da kendi iş yerimi oto yıkama detay merkezi üzerine kendime dair böyle bir yapılanmaya gittim. 2017 yılından beridir de bu sektörde faaliyet göstermekteyim. Kadın olarak zaten sanayi sektöründe çalışmak Türkiye şartlarında zaten çok zor. Yani böyle kendime dair bir iş yeri açıp kendimi erkeklerin içinde kabullendirmem de çok zor oldu. Ama biraz da sektöre ve sanayiye yatkın olduğum için eşim de sağ olsun beni çok destekledi bu konuda. O yüzden çok fazla zorluk yaşamadım. Yanımda hep profesyonel insanlar vardı. Bu işte bir düzen sağlayana kadar.” "Kadınlar her işi yapabilecek güçteler" Hem kendi geçimini sağlayıp hem de gençlere istihdam sağlayan Çetin, bunu gurur verici bir şey olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Kendimi bir bayan olarak kabullendirmek gerçekten zordu. Gençlerle çalışmayı tercih ettim. Yıl içinde 2 3 tane elemanım oluyor. Yazın bazen 5 6 elemanımız oluyor. Yani insanlara ekmek parası kazandırmak hem kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak para kazanmak gerçekten bir bayan olarak çok güzel. Yani bütün bayanlara bunu tavsiye ediyorum. Her bayanın yapabileceği bir iş mutlaka vardır. Herkes kendi ihtiyacı istikametinde çalışmasını gerçekten çok istiyorum. Kadınlar her işi yapabilecek güçteler. Yani bunu öğrenmek zor olmadı. Ben zaten saç demir üzerine çok uzun yıllar sanayide eğitim aldığım için yani bu sektörde de çalıştığım için yani çok fazla zorlanmadım açıkçası. Zaten temizlik bayanların vazgeçilmezi. Pasta cilada ben saca üzerindeki astara, verniğe, boyaya kaç mikron olduğuna kadar hakimimdir. Sektörden de biliyorum daha doğrusu. O yüzden bir bakınca bile üzerinde kaç mikron boya olduğunu az çok anlayabilirim. Mesleğimden kaynaklı birazcık yatkınlığım vardı. Sanayiyi buraya birleştirmiş olduk. Hep imalat üzerine çalışmıştım. Bu da hizmet sektörü. Bütün birikimimi 45. Yılımda harmanlayıp bu şekilde bir oluşuma gittik.” İHA

CHP’li kadınlardan 8 Mart’ta seçim vurgusu: Ölümle yaşam arasındaki ince çizgi! Haber

CHP’li kadınlardan 8 Mart’ta seçim vurgusu: Ölümle yaşam arasındaki ince çizgi!

TENZİLE AŞÇI Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Kadın Kolları, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında basın açıklaması düzenledi. 81 ilde eş zamanlı düzenlenen basın açıklamasında aynı mesaj verilirken açıklamayı yapan CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Nurdan Şenkal Uçar, deprem sonrası sürece dikkat çekerken yetkililere depremzedelerin “sefalet” koşullarına hapsedilmesi üzerinden tepki gösterdi. 14 Mayıs’ta yapılması öngörülen seçimlerin kadınlar için kadar seçimi olacağının altını çizen Uçar, Ya yaşam ve ölüm mesajı göndermesi yaptı. “ÖLÜMLER SON DEĞİL BAŞLANGIÇ OLDU” 8 Mart’ın tarihsel sürecini hatırlatan Uçar, “Bugün dünyanın bütün kadınlarıyla birlikte dayanışma içinde eşitsizliğe meydan okuyoruz! Her kadın emekçidir. 129 kız kardeşimiz hayatını kaybetti. Bu ölümler bir son değil, başlangıç oldu. Kadınların haklı direnişi tarihe geçti” dedi. “KOŞULSUZLUKLAR EN ÇOK KADINLARI ZORLUYOR” Deprem felaketi nedeniyle buruk bir 8 Mart yaşandığını belirten Uçar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını hatırlatarak düzeni değiştirecek umutları olduğunu da belirtti ve “Üzerinden bir ay geçen bu deprem herkesi, ama en çok da kadınları, çocukları, engellileri ve yaşlıları etkiledi. İktidarın eşitsizliği besleyen zihniyeti nedeniyle, bakım yükü afet bölgesinde de kadının sırtında. Derin bir acı yaşayan kadınlar, yüreğine taş basıp yemek yapmak, ailedeki çocuğa, yaşlıya, engelliye bakmak, çadıra su taşımak, çamaşır yıkamak gibi işleri de üstlendi. Halen barınma, tuvalet ve banyo sorunu çözülmemiş olan insanlar var. Bu koşulsuzluklar en çok da kadınları zorluyor“ diye konuştu. “YAŞANANLARA GÖZ YUMMAYACAĞIZ” Deprem sonrası süreçte yaşananlar üzerinden yetkililere tepki gösteren Uçar, “Ülkemizde her üç kadından sadece biri kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda yer alıyor. Tablo bu kadar ürkütücüyken, yaşanan deprem binlerce kadını işsizlik kıskacına hapsetti. Depremde kadınlar, kanından, canından, malından olduğu yetmezmiş gibi, bir de işsiz kaldı. Geleceksiz kaldı. Yaşananlar öylesine ağır ki...Bu nedenle çok öfkeliyiz. Ağzını her açtığında ‘üç çocuk, beş çocuk’ diye dayatanlar, bu süreçte hamile kadınlar için ne yaptı? Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun verilerine göre, deprem bölgelerinde 226 bin hamile kadın bulunuyor. Bu kadınların gebe takibi bir yana resmen unutuldular, yok sayıldılar. Hamile kadınlar, stres nedeniyle düşük tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldı. Beslenemeyen lohusa kadınlar sütten kesildi. Küçücük bebekler karda kışta sokakta kaldı. İktidar ne yaptı? Koskocaman bir hiç! Depremde AFAD afetin ta kendisi oldu. Çadır dağıtması gereken Kızılay, parayla çadır sattı. Kayıp çocukların peşine düşmesi gereken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, hesap soruyoruz diye bizim peşimize düştü. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi susturamayacaklar! Buradan bir kez daha ilan ediyoruz: deprem sonrası açığa çıkan refakatsiz ve kayıp çocuklarımızın peşini asla bırakmadık, bırakmayacağız.  Koltuk sevdasına düşenler, bu süreçte halkın yanında olmadı. İnsanlar, açlığa, sefalete ve yoksulluğa mahkûm edildi. En kritik saatlerde, enkaz altından gelen yardım çığlıkları karşılıksız bırakıldı. Biz bu yaşananlara göz yummadık, yummayacağız” ifadelerini kullandı. “ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDAKİ İNCE ÇİZGİDİR” 14 Mayıs’ta yapılması öngörülen seçimlerin kadınların hayatlarında “kader” seçimi olacağının altını çizen Uçar, “ölümle hayat arasında seçim” benzetmesi yaptı ve şunları söyledi;  “Eşitsizliğe başkaldırıyoruz. Depremin ilk gününden bu yana dayanışmayı yükseltiyoruz. Ülkemizi yeniden ayağa kaldıracak politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Kadınlar ve çocuklar için bir seferberlik başlattık. Önümüzde bir seçim var. Millet İttifakı olarak, ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün laik, çağdaş ve demokratik Türkiye anlayışını bu topraklarda yeniden hâkim kılacağız. Bu seçim biz kadınlar için ölümle yaşam arasındaki ince çizgidir.  Yaşamımız ya pamuk ipliğine bağlı ya da güvenli olacak. Ya kadını eşya gibi gören zihniyete teslim olacağız ya da eşit yurttaş olarak insan onuruna yakışır şekilde yaşayacağız. Ya emeğimiz gasp edilecek ya da emeğimizin karşılığını aldığımız güvenceli işlerde, güven içinde çalışacağız. Ya afetler karşısında çaresiz kalacağız ya da bilimin ışığında tedbirler alacağız.  Ya çocuklarımızı geleceksizliğe mahkûm edileceğiz ya da çocuklarımıza aydınlık yarınlar inşa edeceğiz.  Buradan ülkemizin bütün kadınlarına çağrı yapıyoruz. Ayağa kalkın! Gelin! Halil İbrahim sofrasına birlikte oturalım.  Bizim yolumuz da yapacaklarımız da belli. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, hakkın, hukukun ve adaletin sağlandığı, hepimizin eşit, hepimizin tok, hepimizin güvende, hepimizin özgür olduğu bir düzen kurmak için geliyoruz.”

Başkan Ceritoğlu Sengel, 8 Mart'ta deprem bölgesinde Haber

Başkan Ceritoğlu Sengel, 8 Mart'ta deprem bölgesinde

Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle depremden etkilenen Osmaniye, Kahramanmaraş ve Hatay'a dayanışma ziyaretlerinde bulunarak depremzedelere ihtiyaç malzemelerini ulaştırıyor. Efes Selçuklu kadınlar deprem bölgesindeki yurttaşlar için dayanışmayı büyütmeye devam ediyor. Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle depremden etkilenen Osmaniye, Kahramanmaraş ve Hatay'a dayanışma ziyaretlerinde bulunarak depremzedelere ihtiyaç malzemelerini ulaştırıyor. EFES SELÇUK HALKININ YARDIMLARINI ULAŞTIRDI Depremin ilk gününden bu yana afet bölgesine destek olan Efes Selçuk halkı dayanışmayı büyütmeye devam ediyor. Kadınlar, Efes Selçuk’tan deprem bölgesine uzanan dayanışmanın her adımında yer alıyor. Afet bölgesinde tarımsal üretime destek olan kadınlar ilk fidelerin dikimini gerçekleştirirken, Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle afet bölgesinde kadınlara kadın pedi, hijyen malzemeleri, çocuk bezi, erzak,  oyuncak, çadır, odun, yiyecek gibi temel ihtiyaç malzemelerini ulaştırmak üzere afet bölgesine gitti. Osmaniye Yarbaşı ilçe merkezi ve köylerinde, Kahramanmaraş merkez ve köylerinin yanı sıra Hatay’a da gidecek olan Başkan Ceritoğlu Sengel özellikle kadınlar ve çocuklarla yakından ilgilenerek, onlarla sohbet etti. Gün boyu depremden etkilenen yurttaşları çadırlarında ziyaret eden ve onlara Efes Selçuk halkı tarafından gönderilen ihtiyaç malzemelerini teslim eden Başkan Ceritoğlu Sengel gecenin ilerleyen saatlerinde de köylere ulaşarak depremzedeleri yalnız bırakmadı. Başkan Ceritoğlu Sengel Osmaniye’de sosyal medya üzerinden yaptığı canlı yayında süreç ile ilgili bilgi vererek; “İzmir Büyükşehir Belediyesi ve on beş tane ilçe belediyemiz ile Osmaniye bölgesinden mesulüz. Yarbaşı Belediyesi ile depremin ilk günlerinden bu yana irtibat halindeyiz. Biz istenilen ihtiyaç malzemelerini teslim ediyoruz. Yarbaşı Belediyesi de başka ilçelerden istenilen ihtiyaçları da yerlerine ulaştırıyor. Biz daha sonra Kahramanmaraş’a geçeceğiz. Daha önceden de söylediğimiz gibi tek elden bire bir teslimatları gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Bu sabah tırımız Osmaniye’ye ulaştı. Efes Selçuk Belediyesi olarak Efes Selçuk halkının teslim etmiş olduğu mamulleri bölgeye teslimini gerçekleştirdik. Daha sonra Hatay’ a geçeceğiz” dedi. HABER MERKEZİ

8 Mart'ın en buruk yanı: Depremzede kadınlar Haber

8 Mart'ın en buruk yanı: Depremzede kadınlar

Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınları Günü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da kurduğu çadır kentte afet sonrasında hayata tutunmaya çalışan kadınların mücadelesinin gölgesinde yaşanıyor. Çok zor günler geçirdiklerini belirten depremzede kadınlar, bugünlerin geride kalacağına olan inançlarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay’da kurduğu çadır kentte yaşayan kadınlar bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar gününü buruk geçiriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Anahtar Kadın Çalışmaları Bütüncül Hizmet Merkezi aracılığıyla bölgedeki kadınlara yardım eli uzatıyor, onların yaralarını sarmak için elinden gelen desteği veriyor. “Her şeyin normale dönmesini bekliyoruz” Yaşadıkları zorluklara rağmen hayata tutunan kadınlar duygularını şöyle dile getirdi. Nuray Sökmen: “Allah kimsenin başına vermesin. Biz yaşadık, kimse yaşamasın. Evlerimiz yıkıldı. Çocuklarımız enkaz altında kaldı ama çok şükür kurtuldular. Bize destek olmaya çalıştılar, Allah razı olsun. Eşim inşaat işçisidir. Şu an işsiz. Her şeyin normale dönmesini bekliyoruz.” “Ne güzel yaşıyorduk, sıcak bir yuvamız vardı” Kızı Arya Nur Sökmen ile çadır kentte barınan Süheyla Sökmen: “Zaten depreme ayakta yakalanmıştık. İlk depremde evimde herhangi bir hasar yoktu ama öğlen olan depremde berbat bir şekilde hasar oldu. Çok kötü bir gün. Yaşanılacak bir durum değil, Allah kimseye yaşatmasın. Bambaşka duygular içindeyim. İnşallah en kısa zamanda bunları atlatırız. Ne güzel yaşıyorduk. Sıcak bir yuvamız vardı, eşimin eve gelişini bekliyordum. Bu acı bambaşka bir şey.” “Evden eşyalarımızı alamadık” Seniye Bük: “Herkes işinde gücündeydi. Şimdi ne iş ne güç var. Evden bir eşya çıkmadı. Ne yapalım ne edelim! Mal mülk Allah’a kalıyor. Bırakamıyoruz, Türkiye bizim. Nereye gidersek zaten ölüm var. Burada ölelim daha iyi dedik.” “5 Şubat akşam yattık, sabah felaketle kalktık” Afetten sonra çadır kentte yaşamak zorunda kalan Nuray Tosun: “Dört dörtlük olmasa da çok güzel hayatlarımız vardı. Şubat’ın 5’inde yattık akşam, sabah felaketle kalktık. Anlatılmaz. Kendi yağımızda kavrulan insanlardık. Şimdi çadırda barınıyoruz. Allah verenlerden binlerce kez razı olsun, biz razıyız Allah da razı olsun. Bize sıcak yemeğimiz de geliyor. İnşallah bugünler de geçecek. Kayıplarımız yok, onlarla teselli oluyoruz.” “Allah kimsenin başına vermesin” Depremzede Tuğba Karaver: “Zor bir süreçten geçiyoruz. Allah kimsenin başına vermesin. Çocuklarımız da biz de çok perişan olduk. Evsiz kalmak, çadırda yaşamak çok zor. Bir an önce konteynerlere geçmek istiyoruz.” “Günlerimiz ağlamakla geçiyor” Eşinin olmadığını ve üç oğlunun farklı illerde yaşadığını belirten Fatma Hatip: “Günlerimiz stresle, ağlamakla geçiyor. Zaman zaman deprem oluyor, çok korkuyoruz. Çok zor günler geçiriyoruz.” Aynur Çalar: “Çadırda yaşamak çok zor. Allah kimsenin başına vermesin. 6 tane torunum var, onlara hiçbir şey yapamıyorum.” Bir engelli oğlu, gelin ve torunlarıyla birlikte çadırda yaşayan Saniye Çalar: “Hepimiz 8-10 kişi aynı çadırın içindeyiz. Bir parça ekmek verenden de Allah razı olsun.” HABER MERKEZİ

İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden 8 Mart mesajı Haber

İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nden 8 Mart mesajı

Kadınların günümüzde hala cinsiyete dayalı ayrımcılıkla, şiddetle, baskıyla, yobaz düşüncenin dayatmalarıyla savaştığını belirten İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Çalışma hayatında statü ve gelir olarak emeğinin hakkını hala alamıyor, yeteri kadar söz sahibi olamıyor. Yetenekleriyle, başarılarıyla gündemde olması gereken kadınlar cinayetlerle, şiddetle, taciz, intihar ve çocuk gelin vakalarıyla basında yer buluyor” dedi.  Dilek Gappi, tek tuşla bilgiye ulaştığımız şu çağda bile okul sırası görmemiş kadınlar olduğunu ve daha kararlılıkla çalışmalar yürütmemiz gerektiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:  “Yıllardır süregelen bu sorunları gidermek için hepimize büyük görev düşüyor. Erkek egemen anlayış yerine eşit ve çağdaş düşünceye uymak, siyasette, medyada eril dilden, hak ihlalinden uzaklaşmak gerekiyor. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak gerekiyor.  Şiddet suçlularına, cinayet faillerine adeta ödül niteliğindeki adalete güvenimizi sarsan kararları ve bunu kanıksamayı bırakmak gerekiyor. Bu da basın kuruluşlarında, iş dünyasında, siyasette kısaca hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinden geçiyor.  İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak bu düşünceden hareketle “Nar Şiddete Karşı İletişim Projemiz” başarıyla hayata geçirdik. Şiddetin en yoğun yaşandığı mahalleleri saptayarak, “Şiddet Haritaları” oluşturduk ve cinsiyet ayrımcılığına karşı eğitimler gerçekleştirdik. Farkındalık çalışmaları yaptık. Takdir ve ödül toplayan projemizle, şiddet olaylarında izleyici değil, bizzat önleyici olmayı amaçladık. Evrensel hukuk değerleri ile bağının gelişeceği, tüm şiddet eylemlerinin yok olacağı bir Türkiye özlemiyle, tüm üye ve meslektaşlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyor, bizlere güç veren tüm değerli meslektaşlarımıza teşekkür ediyorum.”  HABER MERKEZİ

Işınsu Kestelli'den 8 Mart mesajı Haber

Işınsu Kestelli'den 8 Mart mesajı

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli,  8 Mart ile ilgili yaptığı açıklamada; "Yalnızca senede bir gün, kadınların erkeklerle eşit olduğunu ifade etmesinin, haklarını savunmasının, özgürlük taleplerini iletmesinin en somutlaşmış halidir. Bir ‘farkındalık yaratma’ günüdür. Semboliktir ve tek başına asla yeterli değildir" dedi.  Kestelli, açıklamasını şöyle sürdürdü:  "Bana göre, hepimizi derinden etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler ile ardından gerçekleşen Hatay ve Malatya depremlerinde hayatını kaybeden tüm canlarımızı anma ve hayatta kalan kadınlarımız için, bu seneki 8 Mart, maruz kaldıkları ayrımcılığa, adaletsizliğe karşı çıkan seslerini daha çok duyma, onları daha çok dinleme, eşitliğe giden yoldaki engelleri aşmak için daha kuvvetli ve dirençli durma günüdür. Deprem gösterdi ki depremde de en zor şey yine kadın olmak. Çocuk ve yaşlıların bakımlarını da üstelenen kadınlar, tüm dünyada olduğu gibi afetlerin en çok etkilediği grubu temsil ediyor. Barınma ve güvenlik gibi diğer büyük sorunlarla uğraşırken, bir yandan da hem kendilerinin hem de çocuklarının temel ihtiyaçları için yoğun kaygı taşıyor; sorumluluk üstleniyor. Yine de ilk günden beri deprem bölgesini bir an olsun terk etmeyen, yaraları sarmada kadınların öncülük ettiği muazzam bir toplumsal dayanışma var. Kadın hayat verendir, bir toplumu geleceğe kadınlar taşır. Bu zorlu günlerden sonra, dayanışmayı büyüten yepyeni bir yaşam yine kadınların öncülüğünde kurulacak. Hem devletin hem sivil toplum kuruluşlarının hem de gönüllülerin, kısacası hepimizin öncelikli gündem maddesi bu ve uzun bir süre de bu olmalı. Kadınların bu zor şartlarda yükünü paylaşacağı alanlar yaratmak, kadınların yükünü toplum olarak hafifletmek zorundayız. Bu konuda her bireye her kuruma ayrı görevler düşüyor.  Deprem bölgesindeki kadınların önce sağlığını, barınmasını, ihtiyaçlarını, rehabilitasyonunu ve özgüvenini sağlamak gerekiyor. Çocuklarının rahatını ve aile sistemini oturttuktan sonra sıra bir sonraki kademeye geliyor. O da çalışmak. Depremzede kadınların istihdama, ekonomiye katılabilmesi için çeşitli mekanizmaları devreye sokmamız lazım. Kamu, meslek kuruluşları ve STK’lar tarafından iş birliğiyle bu konuya yönelik hızlıca planlama yapılmalı. Eğitim ve mentorluk sistemleri kurarak erkekler kadar istihdama dahil olabilecekleri potansiyeli hep birlikte yaratabilir, krizleri fırsata çeviren girişimci kadınları da bu sıkışmışlıktan çıkarabiliriz.  Hepimizi çalışmak iyileştirecek. Eşit şartlar iyileştirecek…  8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…" HABER MERKEZİ

Balık ekmekçi kadınlardan Bir Kira Bir Yuva’ya destek Haber

Balık ekmekçi kadınlardan Bir Kira Bir Yuva’ya destek

ÇAĞLA GENİŞ Türkiye, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin 11 ilde yarattığı yıkımlarla mücadelesini sürdürüyor. Deprem dolayısıyla evsiz kalan binlerce depremzedeye kira desteği vermek ya da boş durumdaki evini kullanıma açmak isteyen yurttaşları buluşturmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İhtiyaç Haritası tarafından başlatılan ‘Bir Kira Bir Yuva’ adlı dayanışma kampanyasına toplumun pek çok kesiminden destek gelmeye devam ediyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kolları sıvayan İnciraltı Balık Ekmek İşletme Kooperatifi’nin kadın üyeleri de, İzmir Seyyar Satıcılar Derneği’nin desteğiyle kampanyaya anlamlı bir katkı koydu. İnciraltı Sahili’ndeki teknelerinde balık ekmek satışı yapan kadın esnaflar, 1 günlük kazançlarını ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyasına bağışlama kararı aldı.  UMARIZ İZMİR HALKI DA DESTEKLER Dayanışmayı örgütleyen balık ekmekçi kadınlar adına konuşan Kıymet Kondu, “Ülkemiz çok kötü bir deprem yaşadı. Biz de kadınlar olarak burada çalıyoruz. Deprem bölgesinde de çok sayıda kadın ve çocuk var. Onlara bir desteğimiz olsun istedik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla böyle bir adım atmak istedik aramızda. İnciraltı Balık Ekmek Kooperatifi olarak bu etkinliğe imza attık. Sağ olsun arkadaşlarımız da kırmadılar, Evren Laçin ve Engin Kundu başkanlarımız önderliğinde böyle bir çalışma yaptık. Umarız İzmir halkı da destekler ve yardımlar yerine varır. Güzel başladı güzel bitsin inşallah” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.