İstanbul’da 7. Gününde devam eden Yenidoğan çetesi davasında tutuksuz sanık hemşire Serenay Şenkalaycı savunma yaptı Kalaycı ifadesinde “Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi" dedi
Haber Giriş Tarihi: 26.11.2024 15:12
Haber Güncellenme Tarihi: 26.11.2024 15:13
Kaynak:
İHA
İstanbul'da, bebek acil hastalarını anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine sebep oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddia edilen 47 sanığın yargılandığı dava, 7. gününde sürüyor. Duruşmanın 7. Gününde savunma yapan tutuksuz sanık hemşire Serenay Şenkalaycı, "Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi" dedi.
Başka doktorun kaşesini kullandı
Duruşmada savunma yapan ve başka bir doktorun kaşesini kullanarak hasta baktığı iddia edilen tutuksuz sanık Mehmet Salih Kaya, "Önceki ifadelerimi tekrar ederim. Ekleyeceğim bir şey yok" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı sanığa, Fırat Sarı ile arasında geçen konuşmaları sordu. Sanık Kaya, "Fırat Sarı ile bir şeyler konuşmuş olabilirim ama eylem olarak bir hareketim olmadı. Önceden Çam Sakura Hastanesi'nde asistanlık eğitimi aldım. Silivri Kolon Hastanesi'nin yerini bile bilmem orada kimseye bir müdahalede bulunmadım. Hiçbir sabıkam yok. Fırat Sarı'dan bir menfaatim yok" dedi.
"Kıdemli hemşire bulunmadığı için mesaiye kalıyordum"
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık hemşire Serenay Şenkalaycı ise şöyle konuştu;
"Güngören Hastanesi'nde görev yaptım. Son olarak Avcılar Hospital Hastanesi'nde çalıştım. Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir başta olmak üzere birçok sanığı tanıyorum. Ben işletmeye bağlı bir yoğun bakımda çalışmıyorum. Bu konuda bir gelir sağlamadım. Hastanede kıdemli hemşire bulunmadığı için mesaiye kalıyordum. Bu mesai karışıklığında ödeme alıyordum emeğinin karşılığı sonucu. Bunun dışında bir gelir elde etmedim
"Denetim ekiplerinin tavırları normal değildi"
Hastanede bir danışman doktor bulunuyordu. İlker Gönen düzenli olarak hastaneye gelir ve vizit yapardı. Bizler hemşireyiz, biz reçeteye ilaç yazmayız. Doktor reçeteyi yazar sisteme atar, bizde onaylarız. Ben ne doktor İlker Gönen, ne Hasan Basri Gök'e hastaneden ilaç vermedim. Burada bir hedef şaşırtma var. Denetimde büyük bir şok yaşadım. Defalarca denetimden geçtim ve bu denetimin normal bir denetim olmadığını anladım. Kafamda birçok soru işareti vardı. Hasan Basri Gök bana epikrizleri atıyordu ama ben hemşireyim benim bununla ilgili bir görevim yok bu doktorun göreviydi diyerek tepki gösteriyordum. Denetim ekiplerinin tavırları normal değildi. Bir denetimcinin ilk kez hastanın ailesinin arandığını gördüm. Fırat Sarı, çalıştığım hastanede yarı zamanlı çalışan bir hekimdi. Denetim ekipleri bazı hemşirelerin not tutmadığını gördü ve beni uyardılar. Ben de bunun faturasının bana kesileceğini düşündüm
Mahkeme başkanı sanığa sordu; "10 senedir hemşiresin ve basamak nedir bilmiyor musun?” Sanık, "Basamak nedir biliyorum basamak göstermeyi bilmiyorum çünkü bu benim değil doktorun görevidir" diye cevap verdi.
Sanık savunmasına şöyle devam etti;
"Hasan Basri Gök'ün bu işleri ticari amaçlı yaptığını öğrendim. Kendisine ilaç vermedim ve ilaç temin etmedim. Kendisi beni manipüle etmeye çalıştı. Hareketlerinden işkilleniyordum. Kendisine bu yüzden ilaç vermedim. Hastanede olmayan birine notlarımın tamamını atmamı istediler, sürekli bir yönlendirme içindeydim. Farklı işlemler yapmamı istediler"
“Yoğun bakımda kamera yoktu”
Cumhuriyet savcısı sanığa, "Yoğun bakımlarda kamera var mıydı, yoksa neden yoktu" sorusunu yönetti. Sanık, "Yoğun bakımlarda kamera yoktu. Neden yoktu bilmiyorum" diye cevapladı.
"Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi"
Cumhuriyet savcısı sanığa sordu;
“Epikrizleri doktorlar yazar diyorsun ama konuşmalarda epikriz yazdığına dair konuşmalar mevcut, Hasan Basri Gök'e neden ay sonu epikrizleri değiştireceğini söylüyorsun. Buradaki çelişkiyi açıklar mısın?”
Sanık şöyle cevap verdi;
"Ben epikiriz yazmadım. Konuşmalarda böyle bir şey geçmişse de bilmiyorum. Ağzımdan o şekilde çıkmış olabilir, benim epikriz yazma durumum söz konusu değildir. Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi"
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul’da 7. Gününde devam eden Yenidoğan çetesi davasında tutuksuz sanık hemşire Serenay Şenkalaycı savunma yaptı Kalaycı ifadesinde “Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi" dedi
İstanbul'da, bebek acil hastalarını anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümlerine sebep oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddia edilen 47 sanığın yargılandığı dava, 7. gününde sürüyor. Duruşmanın 7. Gününde savunma yapan tutuksuz sanık hemşire Serenay Şenkalaycı, "Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi" dedi.
Başka doktorun kaşesini kullandı
Duruşmada savunma yapan ve başka bir doktorun kaşesini kullanarak hasta baktığı iddia edilen tutuksuz sanık Mehmet Salih Kaya, "Önceki ifadelerimi tekrar ederim. Ekleyeceğim bir şey yok" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı sanığa, Fırat Sarı ile arasında geçen konuşmaları sordu. Sanık Kaya, "Fırat Sarı ile bir şeyler konuşmuş olabilirim ama eylem olarak bir hareketim olmadı. Önceden Çam Sakura Hastanesi'nde asistanlık eğitimi aldım. Silivri Kolon Hastanesi'nin yerini bile bilmem orada kimseye bir müdahalede bulunmadım. Hiçbir sabıkam yok. Fırat Sarı'dan bir menfaatim yok" dedi.
"Kıdemli hemşire bulunmadığı için mesaiye kalıyordum"
Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık hemşire Serenay Şenkalaycı ise şöyle konuştu;
"Güngören Hastanesi'nde görev yaptım. Son olarak Avcılar Hospital Hastanesi'nde çalıştım. Fırat Sarı, Gıyasettin Mert Özdemir başta olmak üzere birçok sanığı tanıyorum. Ben işletmeye bağlı bir yoğun bakımda çalışmıyorum. Bu konuda bir gelir sağlamadım. Hastanede kıdemli hemşire bulunmadığı için mesaiye kalıyordum. Bu mesai karışıklığında ödeme alıyordum emeğinin karşılığı sonucu. Bunun dışında bir gelir elde etmedim
"Denetim ekiplerinin tavırları normal değildi"
Hastanede bir danışman doktor bulunuyordu. İlker Gönen düzenli olarak hastaneye gelir ve vizit yapardı. Bizler hemşireyiz, biz reçeteye ilaç yazmayız. Doktor reçeteyi yazar sisteme atar, bizde onaylarız. Ben ne doktor İlker Gönen, ne Hasan Basri Gök'e hastaneden ilaç vermedim. Burada bir hedef şaşırtma var. Denetimde büyük bir şok yaşadım. Defalarca denetimden geçtim ve bu denetimin normal bir denetim olmadığını anladım. Kafamda birçok soru işareti vardı. Hasan Basri Gök bana epikrizleri atıyordu ama ben hemşireyim benim bununla ilgili bir görevim yok bu doktorun göreviydi diyerek tepki gösteriyordum. Denetim ekiplerinin tavırları normal değildi. Bir denetimcinin ilk kez hastanın ailesinin arandığını gördüm. Fırat Sarı, çalıştığım hastanede yarı zamanlı çalışan bir hekimdi. Denetim ekipleri bazı hemşirelerin not tutmadığını gördü ve beni uyardılar. Ben de bunun faturasının bana kesileceğini düşündüm
Mahkeme başkanı sanığa sordu; "10 senedir hemşiresin ve basamak nedir bilmiyor musun?” Sanık, "Basamak nedir biliyorum basamak göstermeyi bilmiyorum çünkü bu benim değil doktorun görevidir" diye cevap verdi.
Sanık savunmasına şöyle devam etti;
"Hasan Basri Gök'ün bu işleri ticari amaçlı yaptığını öğrendim. Kendisine ilaç vermedim ve ilaç temin etmedim. Kendisi beni manipüle etmeye çalıştı. Hareketlerinden işkilleniyordum. Kendisine bu yüzden ilaç vermedim. Hastanede olmayan birine notlarımın tamamını atmamı istediler, sürekli bir yönlendirme içindeydim. Farklı işlemler yapmamı istediler"
“Yoğun bakımda kamera yoktu”
Cumhuriyet savcısı sanığa, "Yoğun bakımlarda kamera var mıydı, yoksa neden yoktu" sorusunu yönetti. Sanık, "Yoğun bakımlarda kamera yoktu. Neden yoktu bilmiyorum" diye cevapladı.
"Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi"
Cumhuriyet savcısı sanığa sordu;
“Epikrizleri doktorlar yazar diyorsun ama konuşmalarda epikriz yazdığına dair konuşmalar mevcut, Hasan Basri Gök'e neden ay sonu epikrizleri değiştireceğini söylüyorsun. Buradaki çelişkiyi açıklar mısın?”
Sanık şöyle cevap verdi;
"Ben epikiriz yazmadım. Konuşmalarda böyle bir şey geçmişse de bilmiyorum. Ağzımdan o şekilde çıkmış olabilir, benim epikriz yazma durumum söz konusu değildir. Riskli doğumlarda bebeğe müdahale edebilecek bir doktorumuz mevcut değildi"
Kaynak: İHA
Polis memuru Şeyda Yılmaz'ı şehit eden sanık hakim karşısında
İzmir ulaşımında geçici değişiklik: Bazı yollar trafiğe kapatılacak
Sağlık Bakanlığı personel alacak! Sağlık Bakanlığı personel alımı kadro ve branş dağılımı
Depoları fulleme zamanı: Benzine beklenen büyük indirim geldi
Çanakkale'de korkutan deprem
İzmir Büyükşehir’den kreş çözümü: İsimler değişecek
Buca Metrosu hangi aşamada? Çalışmalar devam ediyor
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden yeni yıla merhaba kermesi
Karabağlar’da belediye hizmeti parklara taşındı
Başkan Ata’dan yerli ürün çağrısı: Yerli malı ve esnafı tercih edin
Son Girilen Haberler
Feci kazadan hafif yaralı olarak kurtuldu
Muğla'nın Menteşe ilçesi Akçaova Mahallesi'nde meydana gelen trafik kazasında bir otomobil, yol kenarında park halindeki bir TIR’a çarptı. Kaza sonucu araç kullanılmaz hale gelirken, sürücü kazadan hafif yaralı olarak kurtuldu.
Bakan Tunç: Türkiye, daima barışın güvencesi olacaktır
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Etiyopya ve Somali arasında gerçekleşen barış ve iş birliği mutabakatı, bölge insanın huzur ve refahı için çok önemlidir. Türkiye, daima barışın güvencesi olacaktır” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ankara'ya geldi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gelen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ı Esenboğa Havalimanı'nda kabul etti.