Manisa'da korkutan senaryo: Depremle harekete geçebilir!
Manisa'da korkutan senaryo: Depremle harekete geçebilir!
Türkiye'nin en genç volkanlarının bulunduğu Manisa'da yeni bir tehlikenin kapısını araladı. Bölgede araştırma yapan uzmanlar, volkanik hareketlenmenin başladığını, keşfedilen 8 magma odasının her an püskürebileceğini bildirdi.
Haber Giriş Tarihi: 05.10.2024 12:48
Haber Güncellenme Tarihi: 05.10.2024 12:56
Kaynak:
AA
Ulusal Deprem Gözlem Merkezi istasyonlarından da faydalanan araştırma ekibi, yerin 5 ila 30 kilometre altında akışkan ve ergimiş kayaçlar olarak da bilinen 8 magma odası bulunduğunu tespit etti.
Magma odalarından en büyüğü ise yeryüzüne yaklaşık 5 kilometre derinliğe kadar uzanmasıyla dikkati çekiyor. Bilim insanları, jeolojik olarak yüzeye yakın sayılabilecek bir mesafede yer alan magma odasının, yer kabuğundaki hareketler ya da depremlerden etkilenerek püskürme riski taşıdığını ve magma odasını harekete geçirebileceğini değerlendiriyor.
Magma odaları
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, AA muhabirine, 3,5 yıl boyunca özel tasarım sismometrelerle Kula başta olmak üzere, Demirci, Selendi, Salihli, Alaşehir ve İzmir'in Kiraz ilçesini kapsayan yaklaşık 10 bin kilometrekarelik alanı incelediklerini söyledi.
Jeoloji ve jeofizik alanında uzman bilim insanlarıyla çalıştıklarını vurgulayan Prof. Dr. Karaoğlu, şu bilgileri verdi:
"Bu TÜBİTAK projesi farklı jeofiziksel yöntemlerle söz konusu magma odalarının belirlenmesi açısından Türkiye'de ilk, dünyada sayılı çalışmalar arasındadır. Çalışmalar sonucunda burada pek çok magma odasının varlığını tespit ettik. Şu anki sonuçlarımıza göre 8 adet irili ufaklı magma odası var. Bunlar kimisi 5-6 kilometre boyutlarında kimisi 30 kilometreye kadar ulaşan magma odaları mevcut. Bu magma odaları ağırlıklı olarak yüzeyden 15 kilometre derinlikte bulunuyor, 30 kilometre derinliğe kadar bu magma odalarını izliyoruz. Ancak özellikle bu bölgedeki jeotermal sistemi de ısıttığını düşündüğümüz bir magma kütlesi var. Bu büyük magma kütlesinin yüzeye 5 kilometre derinlikten yukarıya doğru yükseldiğini, sokulduğunu tespit etmiş durumdayız."
4 bin 700 yıl önce püskürmüş
Bölgenin yaklaşık 2 milyon yıldır aktivitesi bilinen volkanik bir alan olduğunu, pek çok volkanik koni ve lav kalıntılarına ev sahipliği yaptığını aktaran Karaoğlu, bölgedeki en son volkanik aktivitenin ise günümüzden 4 bin 700 yıl önce gerçekleştiğinin bilindiğini aktardı.
"Tespit ettiğimiz magma odalarının duruşu, pozisyonları, dizilişi, yüzeye yakınlıkları değerlendirildiğinde bunların yeniden faaliyete geçmesi ve püskürmesi mümkün görünmektedir." diyen Karaoğlu, bölgede aktif fayların da olduğunu, depremlerin magmayı tetikleyebileceğini, volkanik faaliyetleri başlatma riski bulunduğunu kaydetti.
Karaoğlu, şöyle konuştu:
"Alaşehir grabeninde sınır fayları var, başka aktif faylar da var. Bölge kuzey güney yönünde gerilmeye maruz kalıyor. Yer kabuğunu deforme eden başka aktif fay sistemleri de bulunmakta. Bundan dolayı bu magma kütlelerinden yüzeye yakın olanların, yeniden aktivite göstermesi mümkün görünüyor. Bundan sonraki süreçte de bu aktivite ve depremler devam ettikçe, kabuktaki bu yırtılmalar devam ettikçe -ki öyle gözüküyor- 5 kilometre derinliğe kadar sokulan magma kütlesinin bir şekilde yüzeye yaklaşması ve püskürmesi çok olası görünüyor."
"Nitelik anlamında belki de Türkiye'de bir ilk"
Proje ekibinde yer alan Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Kaypak da bölgeye geçici yerleştirdikleri sismometrelerden gelen verilerle AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin deprem gözlem merkezi istasyonlarından alınan yer hareketlerini gözlemlediklerini söyledi.
Bu alanda 3 bine yakın küçük deprem tespit ettiklerini, bunları kullanarak magma odalarının yer altındaki tomografik kesitini oluşturduklarını dile getiren Kaypak, "Tıpta kullanılan beyin tomografisi, MR gibi tekniklere benzer şekilde biz de yerin altını deprem verileri ile görüntüledik. Çok iyi sonuçlar tespit ettik. Magma odalarının yerleri, büyüklükleri ve derinlikleri konusunda önemli bilgilere sahip olduk." dedi.
Çalışmalarının bilimsel ve ekonomik yönden önemli faydaları olacağını, en başta jeotermal araştırmalara rehberlik yapabileceğine işaret eden Prof. Dr. Kaypak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çalışma nitelik anlamında belki de Türkiye'de bir ilk. Volkanik anlamda çalışmalar yapılıyor ama jeofizik ve jeoloji anlamında, farklı yöntemlerin kullanıldığı önemli bir çalışma oldu. Bu kapsamda biz yerin derinliklerini görüntülemeye başardık. Burada en önemli şeylerden bir tanesi magma odalarının yerinin belirlenmesiydi ve bunu ortaya çıkardık. Bunun bilimsel dünyaya çok büyük katkısı olacak. Ayrıca orta ve uzun vadede ekonomik katkıları da bulunmaktadır. Örneğin jeotermal çalışmalara ilişkin önemli bilgiler sunacaktır."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye'nin en genç volkanlarının bulunduğu Manisa'da yeni bir tehlikenin kapısını araladı. Bölgede araştırma yapan uzmanlar, volkanik hareketlenmenin başladığını, keşfedilen 8 magma odasının her an püskürebileceğini bildirdi.
Ulusal Deprem Gözlem Merkezi istasyonlarından da faydalanan araştırma ekibi, yerin 5 ila 30 kilometre altında akışkan ve ergimiş kayaçlar olarak da bilinen 8 magma odası bulunduğunu tespit etti.
Magma odalarından en büyüğü ise yeryüzüne yaklaşık 5 kilometre derinliğe kadar uzanmasıyla dikkati çekiyor. Bilim insanları, jeolojik olarak yüzeye yakın sayılabilecek bir mesafede yer alan magma odasının, yer kabuğundaki hareketler ya da depremlerden etkilenerek püskürme riski taşıdığını ve magma odasını harekete geçirebileceğini değerlendiriyor.
Magma odaları
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve proje yürütücüsü Prof. Dr. Özgür Karaoğlu, AA muhabirine, 3,5 yıl boyunca özel tasarım sismometrelerle Kula başta olmak üzere, Demirci, Selendi, Salihli, Alaşehir ve İzmir'in Kiraz ilçesini kapsayan yaklaşık 10 bin kilometrekarelik alanı incelediklerini söyledi.
Jeoloji ve jeofizik alanında uzman bilim insanlarıyla çalıştıklarını vurgulayan Prof. Dr. Karaoğlu, şu bilgileri verdi:
"Bu TÜBİTAK projesi farklı jeofiziksel yöntemlerle söz konusu magma odalarının belirlenmesi açısından Türkiye'de ilk, dünyada sayılı çalışmalar arasındadır. Çalışmalar sonucunda burada pek çok magma odasının varlığını tespit ettik. Şu anki sonuçlarımıza göre 8 adet irili ufaklı magma odası var. Bunlar kimisi 5-6 kilometre boyutlarında kimisi 30 kilometreye kadar ulaşan magma odaları mevcut. Bu magma odaları ağırlıklı olarak yüzeyden 15 kilometre derinlikte bulunuyor, 30 kilometre derinliğe kadar bu magma odalarını izliyoruz. Ancak özellikle bu bölgedeki jeotermal sistemi de ısıttığını düşündüğümüz bir magma kütlesi var. Bu büyük magma kütlesinin yüzeye 5 kilometre derinlikten yukarıya doğru yükseldiğini, sokulduğunu tespit etmiş durumdayız."
4 bin 700 yıl önce püskürmüş
Bölgenin yaklaşık 2 milyon yıldır aktivitesi bilinen volkanik bir alan olduğunu, pek çok volkanik koni ve lav kalıntılarına ev sahipliği yaptığını aktaran Karaoğlu, bölgedeki en son volkanik aktivitenin ise günümüzden 4 bin 700 yıl önce gerçekleştiğinin bilindiğini aktardı.
"Tespit ettiğimiz magma odalarının duruşu, pozisyonları, dizilişi, yüzeye yakınlıkları değerlendirildiğinde bunların yeniden faaliyete geçmesi ve püskürmesi mümkün görünmektedir." diyen Karaoğlu, bölgede aktif fayların da olduğunu, depremlerin magmayı tetikleyebileceğini, volkanik faaliyetleri başlatma riski bulunduğunu kaydetti.
Karaoğlu, şöyle konuştu:
"Alaşehir grabeninde sınır fayları var, başka aktif faylar da var. Bölge kuzey güney yönünde gerilmeye maruz kalıyor. Yer kabuğunu deforme eden başka aktif fay sistemleri de bulunmakta. Bundan dolayı bu magma kütlelerinden yüzeye yakın olanların, yeniden aktivite göstermesi mümkün görünüyor. Bundan sonraki süreçte de bu aktivite ve depremler devam ettikçe, kabuktaki bu yırtılmalar devam ettikçe -ki öyle gözüküyor- 5 kilometre derinliğe kadar sokulan magma kütlesinin bir şekilde yüzeye yaklaşması ve püskürmesi çok olası görünüyor."
"Nitelik anlamında belki de Türkiye'de bir ilk"
Proje ekibinde yer alan Ankara Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Kaypak da bölgeye geçici yerleştirdikleri sismometrelerden gelen verilerle AFAD ve Kandilli Rasathanesi'nin deprem gözlem merkezi istasyonlarından alınan yer hareketlerini gözlemlediklerini söyledi.
Bu alanda 3 bine yakın küçük deprem tespit ettiklerini, bunları kullanarak magma odalarının yer altındaki tomografik kesitini oluşturduklarını dile getiren Kaypak, "Tıpta kullanılan beyin tomografisi, MR gibi tekniklere benzer şekilde biz de yerin altını deprem verileri ile görüntüledik. Çok iyi sonuçlar tespit ettik. Magma odalarının yerleri, büyüklükleri ve derinlikleri konusunda önemli bilgilere sahip olduk." dedi.
Çalışmalarının bilimsel ve ekonomik yönden önemli faydaları olacağını, en başta jeotermal araştırmalara rehberlik yapabileceğine işaret eden Prof. Dr. Kaypak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çalışma nitelik anlamında belki de Türkiye'de bir ilk. Volkanik anlamda çalışmalar yapılıyor ama jeofizik ve jeoloji anlamında, farklı yöntemlerin kullanıldığı önemli bir çalışma oldu. Bu kapsamda biz yerin derinliklerini görüntülemeye başardık. Burada en önemli şeylerden bir tanesi magma odalarının yerinin belirlenmesiydi ve bunu ortaya çıkardık. Bunun bilimsel dünyaya çok büyük katkısı olacak. Ayrıca orta ve uzun vadede ekonomik katkıları da bulunmaktadır. Örneğin jeotermal çalışmalara ilişkin önemli bilgiler sunacaktır."
Kaynak: AA
Polat çiftinin kara para davasında gelişme: İki dava birleştirilmiyor
Galatasaray'ın yıldızı Icardi gözaltına alındı
Buca Belediyesi’nde grev sona erdi: İşçiler mesaiye başladı
Kordon’a beton bariyer tepkisi: Utanç duvarından vazgeçin
Seferihisar Mandalina Şenliği için geri sayım başladı
Gençler geçim ve eğitim arasında sıkıştı
İzmir haber: İzmir’deki kan donduran AIDS olayında yeni gelişme
Bu pasaport başka pasaport
Büyükşehir Basmane’de Çocuk Şenliği yaptı
Başkan Tugay’dan sert ‘Milliyetçilik’ cevabı: Fabrikalar sermayeye ve Araplara satılıyor
Son Girilen Haberler
Noterlik Kanun Teklifi kabul edildi
Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Bakan Tunç, Almanya'nın Ankara Büyükelçisi ile görüştü
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg ile bir araya geldi.
BMM Başkanı Kurtulmuş: Kıbrıs Adası'nda iki toplumlu bir seçenekten başka hiçbir seçim yolu kalmamıştır
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu kadar yıllık tecrübeden ve gelişmeden sonra Kıbrıs Adası'nda iki toplumlu bir seçenekten başka hiçbir seçim yolu kalmamıştır" dedi.