TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Görünmez engellerle mücadele ediliyorlar

KEDİ Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, otizmli bireylerin bedensel engellilere göre görünmez engellere sahip olduğuna dikkat çekerek yerel ve merkezi yönetimlerden bu konuda destek beklediklerini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 15.04.2024 08:46
Haber Güncellenme Tarihi: 15.04.2024 08:46
Kaynak: HABER MERKEZİ
Görünmez engellerle mücadele ediliyorlar

TUNAY AFYON/ÖZEL HABER- Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam (KEDİ) Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, otizmli bireylerin yaşamına, sorunlarına ve beklentilerine ilişkin özel açıklamalarda bulundu. Türkiye’de yaklaşık 2 milyon otizmli birey olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Ahmetoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da referans aldığı, Amerika Hastalıkları Önleme Merkezi’nin yayınladığı verilere göre, yeni doğan 38 çocukta 1 otizm tanısı konulduğu öngörüldüğünü belirtti. Türkiye’nin de imzacı ülke olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi içinde toplum bilinçlendirme maddesinin olduğunu belirten Ahmetoğlu, “Toplumun otizmle ilgili bilinçlendirilmesi şart. Otizmle ilgili bilinçlendirme çalışmaları da sadece tanı sürecinde kalmış durumda, yani sadece “Çocuğunuz şu özellikleri gösteriyorsa hemen uzman doktora danışın ve hemen özel eğitime başlayın” deniliyor. Özel eğitim, şartları ve nitelik olarak da problemli bir konu. Ama bu çocuklar büyüyor, ergen oluyorlar, yetişkin oluyorlar, bu konular tamamen atlanıyor. Yani sanki otizmli çocuklar sadece çocuk kalacak, istihdama hazırlanmıyorlar” dedi. Otizmli bireylerin, kendi başlarına hayatlarını sürdürebilecek şekilde hayata hazırlanamadığını dile getiren Ahmetoğlu, “Otizmli bireyleri ailelerine bağımlı bir hayat bekliyor. Bu da şu demek oluyor, ailenin maddi gücü ne kadarsa çocuğunu o kadar destekleyebiliyor. Bizim ailelerimizde yaygın olan bir endişe de ‘Ben öldükten sonra çocuğum ne olacak?’ düşüncesi. Ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Bakımevlerinin durumları ortada, bakımevlerinde bakım personeli tarafından gördüğü şiddetten ölen çocuklarımız var. O nedenle bizden sonrası büyük bir muamma ve bizi çok endişelendiren bir nokta” ifadelerini kullandı.

srean dikmen

ÇOCUKLARIMIZ KENDİNİ SAVUNAMIYOR

Otizmli bireylerin, tekerlekli sandalye kullanan yürüme engelliler gibi toplum içinde fark edilmesinin kolay olmadığını belirten Ahmetoğlu, “Dışarıdan bakıldığında bizim otizmli çocuklarımızın destek ihtiyaçları fark edilmiyor. Çocuklarımızın görünmez engelleri var ve bu engel tam olarak bu şekilde bizi etkiliyor” dedi. Otizmlilerin toplum içinde hem tanınmamaları hem de gerekli düzenlemelerin yapılmaması nedeni ile bir ayrımcılığa maruz kaldığının altını çizen Ahmetoğlu, “Kaynaştırma öğrencisi olarak okula gidiyorlar fakat bu sıfatla okula kabul edildiklerinde ne öğretmenlerin bu çocukların özellikleri ve nasıl destek olabilecekleri konusunda ne de sınıf arkadaşlarının onlarla nasıl kaynaşabileceği konusunda bir bilgilendirme çalışması yapılıyor. Bu da şuna neden oluyor; bizim çocuklar tipik gelişen çocuklarla, normal diye tabir edilen okullarda okuyor fakat orada büyük bir yalnızlık içindeler. Sonuçta bizim otizmlilerin en büyük sorunu iletişim alanında olduğu için tipik gelişen çocukların da sonuç olarak bunları bildiği varsayılarak desteklenmeleri gereken yerde desteklenmiyorlar, oyunlarına katılamıyorlar” dedi. “Okullarda akran zorbalığı tüm çocuklar arasında yaygın fakat akran zorbalığından en çok etkilenen kesim maalesef bizim kaynaştırma öğrencilerimiz, çünkü dalga geçiliyor, özellikle otistik kelimesi, bu çok önemli. Otistik kelimesi birini aşağılamak için kullanılan bir hakaret cümlesine dönüşmüş durumda, biz buna çok tepkiliyiz” diyen Ahmetoğlu, tipik gelişen çocuklara otizmle ilgili yapılacak yönlendirme ve eğitimle otizmli çocukların toplumdaki yalnızlıktan kurtulabileceğine dikkat çekti. Otistik kelimesi ile yapılan bu aşağılama biçiminin, akran zorbalığının en basit örneği olduğunu ifade eden Ahmetoğlu, “Bunun dışında fiziksel müdahalelere varabilecek durumlar da yaşanabiliyor ve bizim çocuklarımız kendilerini savunamıyor. Biz çocuklarımıza ‘sana vurana sen de vur’ düşüncesini öğretmiyoruz. Bizim çocuğumuz, diğer çocuklar gibi davranırsa direkt bu etiketlerinden dolayı zaten istenmiyorlar, yani çocuk oldukları unutuluyor” diye konuştu.

ENGELLİLER BAKANLIĞI KURULMALI

Otizmle ilgili herkesin yapabileceği çok şey olduğunu dile getiren Ahmetoğlu, “Daha önce 3 belediyeye çalışma önerisi götürdük. Kasım 2022’de kurulduk, arkasından 6 Şubat depremleri gerçekleşti, o dönemde İzmir Büyükşehir belediyesi ile çok ortak çalışmalar yaptık, onların çalışmalarına katılarak yaptık. Belediye başkanlarımızın, çağrımıza uyarak son yaptığımız farkındalık yürüyüşüne katılmaları bizi oldukça umutlandırdı. Bizim çocuklarımızı hayata katmak için belediye başkanlarımızla birlikte çalışacağımızı umuyorum, en azından yerelde bunu başarabilmeyi umuyorum” dedi. Otizmliler konusunda politikacıların gerek Engelliler Günü olsun gerek engellilerle ilgili başka günlerde sadece fotoğraf vermekle yetindiklerini kaydeden Ahmetoğlu, “Engeli dışarıdan fark edilebilir engellilere kıyasla bu konu için çalışmaları daha yüzeysel kalıyor. Biz Engelliler Bakanlığı kurulmasını da bekliyoruz, Bakanlık kurulursa engelliler ile ilgili problemlerin daha iyi şekilde çözülebileceğini düşünüyoruz. Yerel seçimlerde yeni seçilen belediye başkanlarımıza çalışma önerilerimizi tekrarlayacağız ve takipçisi olacağız. Yürüyüşümüze katılan belediye başkanlarımız bize önümüzdeki dönem konusunda umut verdi. Birlikte ihtiyacı karşılayacak şekilde hizmet üretilmesine katkıda bulunmak için yol açtıklarını düşünüyorum, umarım öyle olacak” diye konuştu.

otizm

YÖNETMELİK TAM UYGULANMIYOR

Otizmli çocukların okullarda yaşadıkları sorunların çözümü noktasında, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne dikkat çeken Ahmetoğlu, “Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği tam olarak uygulansa aslında bütün bu sorunlar yaşanmayacak. Bir de öncelikle öğretmenler ve öğrenciler hatta onların aileleri bu konuda bilinçlendirilse kaynaştırma eğitimi çok daha kolay yürüyecek” dedi. Yönetmeliğe göre eğitim haklarının teslim edilmiş göründüğünü vurgulayan Ahmetoğlu, “Fakat uygulamada problemler olduğundan bahsettik, çünkü denetim yok ve bunun üzerine eğitim yok. Okul müdürü, yönetmeliğe göre hakkı olmadan, “Sizin çocuğunuz bu okula uygun değil, başka okul bakın” diyebiliyor. Bunu söylemeye hiçbir şekilde hakkı yok. Bizim çocuğumuzun o sınıfta okuma hakkı var, ayrıca bireyselleştirilmiş eğitim planları kapsamında okuma hakkı var. Ayrıca bunun dışında da destek eğitim odaları oluşturularak okuma hakkı var. Bütün bu işler, iş yükü olarak görülüyor, Ankara’dan da denetim olmadığı için maalesef yerelde çok sorun yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Ahmetoğlu, otizmli çocuklara özel okul açılması ve orada eğitim verilmesini ayrıştırma olarak gördüklerini kaydederek, “Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne imzacı bir ülkeyiz, ayrıştırma, onları toplayıp farklı bir yerde eğitme değil, onlara uygun ortam sağlanarak yaşıtları ile akranları ile birlikte okuması, sosyalleşmesi esas bir ilkedir. Ve biz ayrımcılıkla mücadelenin de zaten en etkili yolu, tipik gelişen ve otizmli çocukların birlikte sosyal etkinlikleri birlikte yapması gerektiğini düşünüyoruz. Böylelikle iki taraf da birbirini anlayıp birbiri ile yaşama kültürünü öğrenebilecek diye düşünüyoruz. Bu çocuklar bu toplumun bir parçası, onları farklı yerlere göndererek yadsımış oluyoruz aslında” dedi.

BÜTÇE HAZIRLANMIYOR

Devlet tarafından otizmlilere özgü bir Otizm Eylem Planı hazırlandığına değinen Ahmetoğlu, “Plan, 2016 yılında resmî gazete yayınlanarak yürürlüğe girmiş görünüyor. Fakat bu plan tamamı ile uygulanamadı. 2 sene önce de ikinci Otizm Eylem Planı açıklandı. Bakanlıklar arası koordinasyon gerektiren bir konu bu fakat o koordinasyon sağlanmadı, bu eylem planları ile ilgili bütçe hazırlanmıyor, bütçe hazırlanmadığı için de bu planlar bir türlü hayata geçirilmiyor” dedi. Ahmetoğlu, ikinci Eylem Planı’ndan söz etmek için ilk eylem planının tamamlanmış olması gerektiğini dile getirerek, “Ama öyle bir şey maalesef mümkün olamadı. Devletimiz dediğim gibi bu Özel Eğitim Hizmet Yönetmeliği ve bu bütün düzenlemeleri aslında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne imzacı olduğu için hazırlamıştı. Baktığımızda en iyi düzenlemeler Millî Eğitim Bakanlığı’nda görünüyor ama uygulamada büyük sıkıntı var, çünkü alt yapıda gerekli hazırlıklar yapılmıyor, buna öğretmenlerin eğitimi dahil. Bu nedenle de bu planlar başarıya ulaşamıyor, planların başarıya ulaşabilmesi için en önce bütçe oluşturulması ve bakanlıklar arası koordinasyonun çok iyi bir şekilde organize edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.