ihracatının önünde bazı risk unsurları olduğuna dikkat çeken Dış Ticaret Uzmanı Dr. Mutlu Yılmaz, artan ithalat rakamlarına da vurgu yaptı. Yılmaz, “İhracatımız artıyor ama ithalatımız iki kattan daha fazla artıyor” dedi
Haber Giriş Tarihi: 20.08.2022 10:15
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
NURETTİN BAKİ-RÖPORTAJ
ekonomisinin en sağlam temelli olarak görülen ve her ay ‘yeni bir ihracat rekoru kırıldı’ haberiyle gündeme gelen Türkiye ihracatıyla ilgili uzmanlar, son dönemde ihracat artış hızında bir yavaşlama yaşandığına dikkat çekiyor. Öyle ki Türkiye’nin ihracatı kadar, ithalatı da çok ciddi rakamlara ulaşmış durumda. Konuyla ilgili gazetemize verdiği röportajda Dış Ticaret Uzmanı Dr. Mutlu Yılmaz, Euro’nun, dolar karşısında değer kaybetmesi demek Türkiye’nin yarıya yakın ihracat pazarlarının AB’ye gerçekleşen Euro cinsinden ihracatının değer kaybetmesi anlamına geldiğinin altına çizerek, “İhracatımız artıyor ama ithalatımız iki kattan daha fazla artıyor” dedi.
İTHALATIMIZ DA REKORLAR KIRIYOR
İhracat rakamlarımız her ay bir önceki ayın rekorlarını kırıp yeni rekorlara imza atıyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Öncelikle ihracatın artması herkesi sevindiren bir unsur. Ama tek başına yeterli değil. İhracattaki başarı performansını test etmek istiyorsak öncelikle dış ticaretin diğer bileşini olan ithalat ile değerlendirmemiz lazım. Evet ihracatımız her ay kendi ayına göre ihracat rekorları kırmakta fakat ithalatta rekorlar kırmakta ve ortalama ithalatın artış hızı ihracatın artış hızından iki kat daha fazla ve bu da tabi ki de dış ticaret dengesini negatif etkileyerek yüksek dış ticaret açıkları vermemize sebep olmakta. Ayrıca ihracattaki performansın kalitesini ölçmek içinde dış ticaret hadlerine bakmamız lazım ki dış ticaret hadleri de her ay düşmekte. Dış ticaret hadlerinin düşmesi ise ihracat fiyatlarımızın ucuzlayıp, ithalat fiyatlarımızın ise yükselmesi anlamı taşımakta.
Bu durumu nasıl okuyabiliriz?
Yani ihracatımız artıyor ama ithalatımız iki kattan daha fazla artıyor. İhracatımız değer bağlamında artıyor ama düşük fiyatla ihracat yapıyoruz. (Miktar artarken düşük fiyat veriyoruz) Yani ihracatımız artıyor ama dış ticaretimiz yüksek açıklar veriyor.
SIKINTILI BİR DURUM İÇERİSİNDEYİZ
Önümüzdeki dönemde ihracatta azalma ya da riskler görüyor musunuz?
İhracatımızın önünde bazı risk unsurları maalesef ki mevcut. Bunlardan birincisi; Kış aylarına doğru Rusya’nın Avrupa gazını kısması veya tamamen kesmesi. Böyle bir durum olursa Avrupa’nın krize girmesi demektir. Eğer ki Avrupa’da böyle bir kriz yaşanırsa ki ben olası görüyorum. O zaman ihracatımızın yüzde 45’ten fazlasını gerçekleştirdiğimiz Avrupa pazarında şiddetli bir daralma yaşarız ki, işte o zaman ihracatımızda yüksek oranda düşüşler meydana gelir. Bunun örneklerini pandemi ve 2008 krizi sonrasında net bir şekilde gördük. Riskten farklı olarak ihracatımız olumsuz etkileyecek bir diğer unsur ise Euro/Dolar paritesinin nerdeyse birbirine eşitlenmesi.
Bunu biraz açabilir misiniz?
Elbette ki, Euro’nun, dolar karşısında değer kaybetmesi demek yarıya yakın ihracat pazarlarımız olan AB’ye gerçekleşen Euro cinsinden ihracatımızın değer kaybetmesi anlamına gelmektedir. Üretici ihracatçı firmalarının hammadde ve yarı mamul ithalatlarının çoğu dolar ile alınmakta. Kısaca demek istediğim Avrupa ihracatı şu an için bizim en yumuşak karnımız ve hem ilerisi için risk unsuru içermekte hem de şu an için sıkıntılı bir durum içerisinde bulunmaktayız. Bunun nedeni Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi.
YÜZDE 70’İ İTHALATA DAYALI
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Aslında yüksek kurun ihracatı olumlu etkilediği yönünde bir algı var. Bu durum bizim ülkemiz özelinde biraz farklı. Çünkü ülkemizdeki imalatçı ihracatçıların üretim süresinde kullandıkları hammadde ve yarı mamulün yaklaşık yüzde 70’lik bir kısmı ithalata dayalı. Yani bu durum ihracatçı özelinde sıkıntılı. Dolayısıyla sahaya yansımasına baktığımızda ihracatımız artıyor gibi gözükse de düşük fiyata sürümden kazanma modeli olarak gittiğini en azından dış ticaret hadlerinden anlayabiliyoruz. Ayrıca ithalattaki artışa sadece enerji maliyetleri üzerinden okumanın yanlış olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü ülkemizde 10 birimlik ihracat için ortalama 7 birimlik ithalat yapmanız gerekmekte. Dolayısıyla yüksek kur bu aradaki yüzde 30’luk oranı negatif etkilemekte.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ihracatının önünde bazı risk unsurları olduğuna dikkat çeken Dış Ticaret Uzmanı Dr. Mutlu Yılmaz, artan ithalat rakamlarına da vurgu yaptı. Yılmaz, “İhracatımız artıyor ama ithalatımız iki kattan daha fazla artıyor” dedi
NURETTİN BAKİ-RÖPORTAJ
ekonomisinin en sağlam temelli olarak görülen ve her ay ‘yeni bir ihracat rekoru kırıldı’ haberiyle gündeme gelen Türkiye ihracatıyla ilgili uzmanlar, son dönemde ihracat artış hızında bir yavaşlama yaşandığına dikkat çekiyor. Öyle ki Türkiye’nin ihracatı kadar, ithalatı da çok ciddi rakamlara ulaşmış durumda. Konuyla ilgili gazetemize verdiği röportajda Dış Ticaret Uzmanı Dr. Mutlu Yılmaz, Euro’nun, dolar karşısında değer kaybetmesi demek Türkiye’nin yarıya yakın ihracat pazarlarının AB’ye gerçekleşen Euro cinsinden ihracatının değer kaybetmesi anlamına geldiğinin altına çizerek, “İhracatımız artıyor ama ithalatımız iki kattan daha fazla artıyor” dedi.
İTHALATIMIZ DA REKORLAR KIRIYOR
İhracat rakamlarımız her ay bir önceki ayın rekorlarını kırıp yeni rekorlara imza atıyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Öncelikle ihracatın artması herkesi sevindiren bir unsur. Ama tek başına yeterli değil. İhracattaki başarı performansını test etmek istiyorsak öncelikle dış ticaretin diğer bileşini olan ithalat ile değerlendirmemiz lazım. Evet ihracatımız her ay kendi ayına göre ihracat rekorları kırmakta fakat ithalatta rekorlar kırmakta ve ortalama ithalatın artış hızı ihracatın artış hızından iki kat daha fazla ve bu da tabi ki de dış ticaret dengesini negatif etkileyerek yüksek dış ticaret açıkları vermemize sebep olmakta. Ayrıca ihracattaki performansın kalitesini ölçmek içinde dış ticaret hadlerine bakmamız lazım ki dış ticaret hadleri de her ay düşmekte. Dış ticaret hadlerinin düşmesi ise ihracat fiyatlarımızın ucuzlayıp, ithalat fiyatlarımızın ise yükselmesi anlamı taşımakta.
Bu durumu nasıl okuyabiliriz?
Yani ihracatımız artıyor ama ithalatımız iki kattan daha fazla artıyor. İhracatımız değer bağlamında artıyor ama düşük fiyatla ihracat yapıyoruz. (Miktar artarken düşük fiyat veriyoruz) Yani ihracatımız artıyor ama dış ticaretimiz yüksek açıklar veriyor.
SIKINTILI BİR DURUM İÇERİSİNDEYİZ
Önümüzdeki dönemde ihracatta azalma ya da riskler görüyor musunuz?
İhracatımızın önünde bazı risk unsurları maalesef ki mevcut. Bunlardan birincisi; Kış aylarına doğru Rusya’nın Avrupa gazını kısması veya tamamen kesmesi. Böyle bir durum olursa Avrupa’nın krize girmesi demektir. Eğer ki Avrupa’da böyle bir kriz yaşanırsa ki ben olası görüyorum. O zaman ihracatımızın yüzde 45’ten fazlasını gerçekleştirdiğimiz Avrupa pazarında şiddetli bir daralma yaşarız ki, işte o zaman ihracatımızda yüksek oranda düşüşler meydana gelir. Bunun örneklerini pandemi ve 2008 krizi sonrasında net bir şekilde gördük. Riskten farklı olarak ihracatımız olumsuz etkileyecek bir diğer unsur ise Euro/Dolar paritesinin nerdeyse birbirine eşitlenmesi.
Bunu biraz açabilir misiniz?
Elbette ki, Euro’nun, dolar karşısında değer kaybetmesi demek yarıya yakın ihracat pazarlarımız olan AB’ye gerçekleşen Euro cinsinden ihracatımızın değer kaybetmesi anlamına gelmektedir. Üretici ihracatçı firmalarının hammadde ve yarı mamul ithalatlarının çoğu dolar ile alınmakta. Kısaca demek istediğim Avrupa ihracatı şu an için bizim en yumuşak karnımız ve hem ilerisi için risk unsuru içermekte hem de şu an için sıkıntılı bir durum içerisinde bulunmaktayız. Bunun nedeni Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi.
YÜZDE 70’İ İTHALATA DAYALI
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Aslında yüksek kurun ihracatı olumlu etkilediği yönünde bir algı var. Bu durum bizim ülkemiz özelinde biraz farklı. Çünkü ülkemizdeki imalatçı ihracatçıların üretim süresinde kullandıkları hammadde ve yarı mamulün yaklaşık yüzde 70’lik bir kısmı ithalata dayalı. Yani bu durum ihracatçı özelinde sıkıntılı. Dolayısıyla sahaya yansımasına baktığımızda ihracatımız artıyor gibi gözükse de düşük fiyata sürümden kazanma modeli olarak gittiğini en azından dış ticaret hadlerinden anlayabiliyoruz. Ayrıca ithalattaki artışa sadece enerji maliyetleri üzerinden okumanın yanlış olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü ülkemizde 10 birimlik ihracat için ortalama 7 birimlik ithalat yapmanız gerekmekte. Dolayısıyla yüksek kur bu aradaki yüzde 30’luk oranı negatif etkilemekte.
Son Girilen Haberler
Buzları eritmek için değil, halkın sorunları için görüştük
CHP Lideri Özel ile AK Parti Lideri Erdoğan arasındaki tarihi görüşmeyi değerlendiren CHP’li Gökçen, “Bu görüşmeler, buzları eritmek için değil, halkın gerçek sorunlarının çözümü için gerçekleştirilmiştir” dedi
Benzin ve Motorinde tek fiyat uygulaması başlıyor
Benzin ve motorinde artık tek fiyat uygulaması hayata geçiriliyor. EPDK'nın kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Artık akaryakıt istasyonlarındaki satışlarda aynı tür benzin ve motorinde farklı fiyat uygulanamayacak. Karar 15 Mayıs tarihinden itibaren geçerli olacak.
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu Genel Başkanlığı bırakıyor
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu katıldığı bir programda sağlığının artık el vermediğini ifade ederek genel başkanlık görevini bırakacağını ifade etti. görevinden ayrılacağını açıklayan Karamollaoğlu, Ekim ayı öncesinde bir olağanüstü kongre gerçekleştireceklerini de belirtti. Karamollaoğlu, yeni genel başkanın teşkilatlarının görüşü alındıktan sonra değerlendirileceğini, isim tekliflerine açık olduklarını ve siyaseti değil, sadece genel başkanlık görevini bıraktığını açıkladı.