Ilıca’da yıllardır yer alan ve çevre sakinleri tarafından ‘Banyo’ olarak adlandırılan termal havuza 2009 senesinde kilit vuruldu. Sağlık sorunları için havuza gelerek sıcak sudan yararlanan Ilıcalılar, yıllardır böyle bir imkandan mahrum. Vatandaş, gece yarısı kilidi kırıp, telleri çıkararak havuza girmeye çalışıyor
Haber Giriş Tarihi: 26.08.2018 08:41
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER ‘Banyo’ olarak adlandırılan sıcak su kaynağı termal havuz, artık hastalara şifa olmuyor. Çünkü Ilıca’nın bu milli ve tarihi servetine belediye tarafından kilit vuruldu. Vatandaşı otellere mecbur bırakmak amacıyla 2009 senesinde yapılan bu işlem, Ekinoks İzmir Kültür ve Çevre Derneğini de harekete geçirdi. Kapısına kilit vurulduğu günden bu yana dilekçelerle havuzun tekrardan halka kazandırılmasını talep eden dernek, amaçsızca yapılan girişime karşı tepkisini sürdürüyor. Dernek Başkanı Başak Yasemin Kumaş, termal havuzun etrafındaki boş ve harabe dükkanları da şikayet ederek, “Balçova Termal Turizm Tesisi hayalimizin ve beklentimizin çok çok uzağında bir durum söz konusu oldu. Çoğu bina halen boş ve çürümeye yüz tutmuş durumda” dedi.
“Buraya Ilıcalılar eskiden ‘Banyo’ diyorlarmış” sözleriyle konuşmasına başlayan ve çevrede yer alan boş dükkanları da hedef gösteren Ekinoks İzmir Kültür ve Çevre Derneği Başkanı Başak Yasemin Kumaş, “2009 senesinde belediye tarafından büyük bir alışveriş merkezi yapılmış. AVM’den önce burası bataklık bir alandı. Bataklığın üzerine lunapark kuruluydu. Senelerce, ‘Belediyemiz burayı değerlendirse keşke, Balçova Termal gibi bir alana dönüştürse’ diye düşünürken, dilekçeler verirken, yetkililere ricalarda bulunurken aldılar buraya kocaman bir AVM yaptılar. Bu dükkanlar senelerce kiraya verilmedi, halen daha boş, çoğu çürüdü, bir kısmı da gördüğünüz gibi çöp içerisinde. Ön tarafta büyük bir AVM var. Onun üzerinde bir düğün salonu var. Onun yanında da bir pideci var. Bu üçünün dışında alandaki diğer tüm kompleksler bomboş. Çeşme Belediye Başkanı Sayın Muhittin Dalgıç’ın seçim vaadi şuydu; ‘Ben bu alanların hepsini Balçova Termal gibi bir proje ile revizyon yapacağım. Yıkmamam gereken yerlere dokunmayacağım. Değerlendirilmesi gereken diğer alanları ise havuzlu, 12 ay iş yapan bir tesise dönüştüreceğim.’ Neredeyse beş yıllık bir icraat süresinin sonuna geliyoruz. Bu süre içerisine baktığımız zaman buralara bir sürü kamu veya sivil toplum kuruluşlarını yerleştirdiler. İşte Güvercinleri Sevenler Derneğimiz var, Kent Konseyi burada, Motosikletliler Derneği var, SGK binası az ileride. Ondan sonra Çeşme Zabıta Binası biraz ötede. Yani bir takım kurum ve kuruluşları buraya yerleştirdiler. Ancak bizim Balçova Termal Turizm Tesisi hayalimizin ve beklentimizin çok çok uzağında bir durum söz konusu oldu. Çoğu bina halen boş ve çürümeye yüz tutmuş durumda” ifadelerine yer verdi.
“SOLUĞUMUZUN YETTİĞİ KADAR” Termal havuzun milli bir servet olduğunu aktaran Kumaş, şu cümleleri kullandı: “Bu gördüğünüz havuz sürekli kaynağından sıcak su çıkaran bir deniz suyu. Gelen suyun fazlası yolun altından künklerle denize tekrar tahliye ediliyor. Ve şu gördüğünüz kapı mühürlü. Üzerinde asma kilit var. Buraya belediye tarafından giriş yasaklandı. Şimdi bizim bu durumda halkımızın menfaati ne? Bu bir milli servet. Bütün Akdeniz’de olmayan, var olmayan, arasanız bulamayacağınız bir değer burada neden mühürlü? Orta gelirli, düşük gelirli, yüksek gelirli turizme olabilir, sağlık turizmine olabilir kısacası birçok şekilde değerlendirilebilecek o kadar kıymetli bir suyumuz var ki. Ama bunların hiçbir alanda değerlendirilmediğini ve boşa aktığını görüyoruz. Ve bu sorunlar bir yerde durmuyor, sona ermiyor. Hep böyle saçma sapan katlanarak yeni hataları öne çıkarıyor. Bizler dernek olarak buna kızıyoruz. Ancak yine de gücümüzün, soluğumuzun yettiği kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
OTELLERE MECBUR BIRAKILIYORLAR! “Bu havuz yıllar önce burada vardı zaten. Etrafına duvar örülüp, üzeri kapatılarak halka açık termal havuz olarak kullanılmaya başlanmıştı. Ta ki nedensiz bir şekilde kapısına kilit vurulana dek” diyen Kumaş, “Çok eski bir bina burası. Tarihi değere de sahip. Diyeyim ki size 1980’lerden kalma bir yapı. Onun altındaki havuz ise daha eski. 2009 senesinde ise Çeşme Belediyesi, İzmir Özel İdare ve diğer kurumlar ile beraber otellere dağıtım şebekesi diye bir şey kurdular. Ve bütün otellere bu şebeke yatırımı yapıldığı için diğer kaynaklar bu şekilde mühürlendi. Otellere bu şebekeden alım zorunlu hale getirildi. Halka da, ‘Git otelde kullan’ dercesine bir hareket yapıldı. Fakat unutuyorlar ki otellere giden su soğuyor, ardından tekrar ısıtılıyor, şu gördüğünüz termal havuzdaki güzelliğini ve tazeliğini koruyamıyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin termal tesisler kaynağın üzerine kurulur. Bizim gibi böyle dağıtım şebekesini ben kesinlikle başka bir yerde duymadım. Çok araştırdığım halde böyle otellere şebekeden termal su olayını başka bir bölgede göremedim” diye konuştu.
“YABANCI TURİZM BİTTİYSE…” Olaya ‘jeotermal ısınma’ olarak bakmamız gerektiğini vurgulayan Başak Yasemin Kumaş, “Jeotermal ısınmada suyun kendisi dolaşmaz. Suyun ısıttığı buhar dolaşır. Jeotermal suyun ısıtma gücüyle ısıtılan suyun buharı dolaştırılır. Jeotermal böyle ev ev gezmez yani. Burada da bu tesisler ne mantalite ile kuruldu bilmiyorum ama şu an da Ilıca’da termal turizm, yabancı turizm bittiyse hatalı yatırımlar ve bu yanlışlar üzerindeki ısrarcılık yüzünden bitti” dedi.
KİLİDİ KIRIP, TELLERİ ÇIKARIYOLAR! Termal havuzun etrafındaki tellerin çıkarılmasına ve kilidin kırılmasına ilişkin de konuşan Başak Yasemin Kumaş, “Havuzun etrafındaki telleri çıkaran kişiler ise vatandaş. Onlar da kendilerince haklı. Maddi anlamda çok iyi olmayan çevre sakinleri otellere gidemeyince gelip burada yasal olmayan yollarla telleri kaldırarak termal havuza girmeye çalışıyor. Yöneticilere kızıp, gece gelip, kilidi kırarak girmeye çalışanlar da var. ‘Biz eskiden giriyorduk’ deyip tepkilerini gösteriyorlar. Ben de romatizma hastasıyım, ben de bu suya girmek isterim. Ancak gelip de mühürlü bir kapıyı kıramam. Tıpkı benim gibi doğal yollarla sağlığına kavuşmayı isteyen binlerce vatandaş var. Bunlar otellere mecbur mu kalsın? Böylesine doğal bir havuz varken neden başka yerlere muhtaç bırakılıyorlar? Bu termal havuzun kapatılmasında elde tutulur hiçbir neden yok” sözlerine dikkati çekti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ilıca’da yıllardır yer alan ve çevre sakinleri tarafından ‘Banyo’ olarak adlandırılan termal havuza 2009 senesinde kilit vuruldu. Sağlık sorunları için havuza gelerek sıcak sudan yararlanan Ilıcalılar, yıllardır böyle bir imkandan mahrum. Vatandaş, gece yarısı kilidi kırıp, telleri çıkararak havuza girmeye çalışıyor
‘Banyo’ olarak adlandırılan sıcak su kaynağı termal havuz, artık hastalara şifa olmuyor. Çünkü Ilıca’nın bu milli ve tarihi servetine belediye tarafından kilit vuruldu. Vatandaşı otellere mecbur bırakmak amacıyla 2009 senesinde yapılan bu işlem, Ekinoks İzmir Kültür ve Çevre Derneğini de harekete geçirdi. Kapısına kilit vurulduğu günden bu yana dilekçelerle havuzun tekrardan halka kazandırılmasını talep eden dernek, amaçsızca yapılan girişime karşı tepkisini sürdürüyor. Dernek Başkanı Başak Yasemin Kumaş, termal havuzun etrafındaki boş ve harabe dükkanları da şikayet ederek, “Balçova Termal Turizm Tesisi hayalimizin ve beklentimizin çok çok uzağında bir durum söz konusu oldu. Çoğu bina halen boş ve çürümeye yüz tutmuş durumda” dedi.
“Buraya Ilıcalılar eskiden ‘Banyo’ diyorlarmış” sözleriyle konuşmasına başlayan ve çevrede yer alan boş dükkanları da hedef gösteren Ekinoks İzmir Kültür ve Çevre Derneği Başkanı Başak Yasemin Kumaş, “2009 senesinde belediye tarafından büyük bir alışveriş merkezi yapılmış. AVM’den önce burası bataklık bir alandı. Bataklığın üzerine lunapark kuruluydu. Senelerce, ‘Belediyemiz burayı değerlendirse keşke, Balçova Termal gibi bir alana dönüştürse’ diye düşünürken, dilekçeler verirken, yetkililere ricalarda bulunurken aldılar buraya kocaman bir AVM yaptılar. Bu dükkanlar senelerce kiraya verilmedi, halen daha boş, çoğu çürüdü, bir kısmı da gördüğünüz gibi çöp içerisinde. Ön tarafta büyük bir AVM var. Onun üzerinde bir düğün salonu var. Onun yanında da bir pideci var. Bu üçünün dışında alandaki diğer tüm kompleksler bomboş. Çeşme Belediye Başkanı Sayın Muhittin Dalgıç’ın seçim vaadi şuydu; ‘Ben bu alanların hepsini Balçova Termal gibi bir proje ile revizyon yapacağım. Yıkmamam gereken yerlere dokunmayacağım. Değerlendirilmesi gereken diğer alanları ise havuzlu, 12 ay iş yapan bir tesise dönüştüreceğim.’ Neredeyse beş yıllık bir icraat süresinin sonuna geliyoruz. Bu süre içerisine baktığımız zaman buralara bir sürü kamu veya sivil toplum kuruluşlarını yerleştirdiler. İşte Güvercinleri Sevenler Derneğimiz var, Kent Konseyi burada, Motosikletliler Derneği var, SGK binası az ileride. Ondan sonra Çeşme Zabıta Binası biraz ötede. Yani bir takım kurum ve kuruluşları buraya yerleştirdiler. Ancak bizim Balçova Termal Turizm Tesisi hayalimizin ve beklentimizin çok çok uzağında bir durum söz konusu oldu. Çoğu bina halen boş ve çürümeye yüz tutmuş durumda” ifadelerine yer verdi.
“SOLUĞUMUZUN YETTİĞİ KADAR”
Termal havuzun milli bir servet olduğunu aktaran Kumaş, şu cümleleri kullandı: “Bu gördüğünüz havuz sürekli kaynağından sıcak su çıkaran bir deniz suyu. Gelen suyun fazlası yolun altından künklerle denize tekrar tahliye ediliyor. Ve şu gördüğünüz kapı mühürlü. Üzerinde asma kilit var. Buraya belediye tarafından giriş yasaklandı. Şimdi bizim bu durumda halkımızın menfaati ne? Bu bir milli servet. Bütün Akdeniz’de olmayan, var olmayan, arasanız bulamayacağınız bir değer burada neden mühürlü? Orta gelirli, düşük gelirli, yüksek gelirli turizme olabilir, sağlık turizmine olabilir kısacası birçok şekilde değerlendirilebilecek o kadar kıymetli bir suyumuz var ki. Ama bunların hiçbir alanda değerlendirilmediğini ve boşa aktığını görüyoruz. Ve bu sorunlar bir yerde durmuyor, sona ermiyor. Hep böyle saçma sapan katlanarak yeni hataları öne çıkarıyor. Bizler dernek olarak buna kızıyoruz. Ancak yine de gücümüzün, soluğumuzun yettiği kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.”
OTELLERE MECBUR BIRAKILIYORLAR!
“Bu havuz yıllar önce burada vardı zaten. Etrafına duvar örülüp, üzeri kapatılarak halka açık termal havuz olarak kullanılmaya başlanmıştı. Ta ki nedensiz bir şekilde kapısına kilit vurulana dek” diyen Kumaş, “Çok eski bir bina burası. Tarihi değere de sahip. Diyeyim ki size 1980’lerden kalma bir yapı. Onun altındaki havuz ise daha eski. 2009 senesinde ise Çeşme Belediyesi, İzmir Özel İdare ve diğer kurumlar ile beraber otellere dağıtım şebekesi diye bir şey kurdular. Ve bütün otellere bu şebeke yatırımı yapıldığı için diğer kaynaklar bu şekilde mühürlendi. Otellere bu şebekeden alım zorunlu hale getirildi. Halka da, ‘Git otelde kullan’ dercesine bir hareket yapıldı. Fakat unutuyorlar ki otellere giden su soğuyor, ardından tekrar ısıtılıyor, şu gördüğünüz termal havuzdaki güzelliğini ve tazeliğini koruyamıyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin termal tesisler kaynağın üzerine kurulur. Bizim gibi böyle dağıtım şebekesini ben kesinlikle başka bir yerde duymadım. Çok araştırdığım halde böyle otellere şebekeden termal su olayını başka bir bölgede göremedim” diye konuştu.
“YABANCI TURİZM BİTTİYSE…”
Olaya ‘jeotermal ısınma’ olarak bakmamız gerektiğini vurgulayan Başak Yasemin Kumaş, “Jeotermal ısınmada suyun kendisi dolaşmaz. Suyun ısıttığı buhar dolaşır. Jeotermal suyun ısıtma gücüyle ısıtılan suyun buharı dolaştırılır. Jeotermal böyle ev ev gezmez yani. Burada da bu tesisler ne mantalite ile kuruldu bilmiyorum ama şu an da Ilıca’da termal turizm, yabancı turizm bittiyse hatalı yatırımlar ve bu yanlışlar üzerindeki ısrarcılık yüzünden bitti” dedi.
KİLİDİ KIRIP, TELLERİ ÇIKARIYOLAR!
Termal havuzun etrafındaki tellerin çıkarılmasına ve kilidin kırılmasına ilişkin de konuşan Başak Yasemin Kumaş, “Havuzun etrafındaki telleri çıkaran kişiler ise vatandaş. Onlar da kendilerince haklı. Maddi anlamda çok iyi olmayan çevre sakinleri otellere gidemeyince gelip burada yasal olmayan yollarla telleri kaldırarak termal havuza girmeye çalışıyor. Yöneticilere kızıp, gece gelip, kilidi kırarak girmeye çalışanlar da var. ‘Biz eskiden giriyorduk’ deyip tepkilerini gösteriyorlar. Ben de romatizma hastasıyım, ben de bu suya girmek isterim. Ancak gelip de mühürlü bir kapıyı kıramam. Tıpkı benim gibi doğal yollarla sağlığına kavuşmayı isteyen binlerce vatandaş var. Bunlar otellere mecbur mu kalsın? Böylesine doğal bir havuz varken neden başka yerlere muhtaç bırakılıyorlar? Bu termal havuzun kapatılmasında elde tutulur hiçbir neden yok” sözlerine dikkati çekti.
Son Girilen Haberler
Müge Anlı Nuran Şahin olayı ne? İki komşunun sır kaybı: Kıskançlık cinayeti mi? Müge Anlı'nın ortaya çıkardığı otel kaydı şaşırttı!
Antalya'da yaşayan Nuran Şahin, 17 Nisan'da evinden hastaneye gitmek üzere ayrıldıktan sonra geri dönmedi. Annesinin kaybolmasından sonra 2 gün geçtikten sonra, komşuları Fetullah Kaya'nın da ortadan kaybolduğunu belirten Sinem Şahin, Müge Anlı'nın kapısını çaldı. Peki, Müge Anlı Nuran Şahin olayı ne? Bu kayboluşun ardındaki sır perdesi çözülecek mi? İşte Müge Anlı'nın ortaya çıkardığı otel kaydı ve daha fazlası haberimizde…
3 Mayıs Mersin elektrik kesintisi! Mersin'de elektrikler ne zaman gelecek?
Mersin'de elektrik kesintisi listesi... Mersin'de elektrik ne zaman gelecek? 3 Mayıs 2024 Cuma hangi ilçelerin hangi mahallelerinde elektrik kesintisi yaşanacak?
İzmir haber: Çeşme açıklarında 73 düzensiz göçmen kurtarıldı
İzmir'in Çeşme ilçesi açıklarında Yunanistan unsurlarınca Türk kara sularına itilen 4'ü çocuk 73 düzensiz göçmen kurtarıldı.