TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

EBSO'dan deprem çağrısı! İzmir adaylarından proje bekliyoruz!

EBSO Şubat ayı meclis toplantısında deprem konusunda açıklamalarda bulunan Ürün, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylarına, İzmir’de yaşanabilecek bir deprem için adayların projelerini duymak istediklerini söyledi

Haber Giriş Tarihi: 26.02.2024 18:07
Haber Güncellenme Tarihi: 26.02.2024 18:39
Kaynak: HABER MERKEZİ
EBSO'dan deprem çağrısı! İzmir adaylarından proje bekliyoruz!

KEMAL ÖZKURT -  Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Şubat ayı Meclis toplantısı Meclis Başkanı Halil İbrahim Gökçüoğlu, idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ın yokluğunda gerçekleşti. Meclis toplantısı geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Meclis üyesi Cemal Altıntaş anılarak başladı. Öte yandan Meclis Başkanı Gökçüoğlu, vefat eden Cemal Altıntaş’ın yerine oğlu Emir Altıntaş yeni meclis üyesi olduğunu açıkladı. Başkan Yorgancılar’ın yokluğunda meclis konuşmasını gerçekleştiren Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hakan Ürün, Türkiye’nin deprem gerçeği hakkında açıklamalarda bulundu. Şili ve Japonya gibi ülkelerin izledikleri politikalarla depremi yendiklerini belirten Ürün, “Doğru planlama ve daha sıkı bina yönetmelikleri önemli olmakla birlikte bunlar esnetiliyorsa bir anlamı yoktur. O nedenle Şili örneğindeki siyasi kararlılığa ve bilimsel standartlara ülkemizin de çok ihtiyacı var.Seçim arifesindeyiz. Tunç başkan, deprem dairesi başkanlığını kurarak ve yapı envanteri çalışmaları ile oldukça kapsamlı bir planlamanın içine girmişti. Yeni adaylarımızdan da depreme ilişkin projelerini, önlemlerini mutlaka duymak isteriz" dedi. 

İZMİR PROJELERİNİ DUYMAK İSTERİZ

30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de meydana gelen depremin ardından yapılan incelemeleri paylaşarak yaklaşan yerel seçimler öncesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına talip olan adayların depreme ilişkin projelerini ve önlemlerini mutlaka duymak istediklerini söyleyen Ürün, “30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de meydana gelen depreminden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda; İzmir depreminde yıkılan bina sayısı 17, acil yıkılacak, ağır hasarlı, yıkık bina sayısı 506, orta hasarlı bina sayısı 511, az hasarlı bina sayısı 5 bin 119, hasarsız bina sayısı 103 bin 785 adet olarak açıklandı. Depremden sonra Bayraklı’da Yapı Envanteri çalışması yapıldı. İnşaat Mühendisleri Odası bünyesinde bulunan 165 inşaat mühendisi çalışmada görev alıp, 31 bin 146 adet konut türü yapının envanteri çıkartıldı. İnşaat Mühendisleri Odası’na göre İzmir’de en az 75 bin bina riskli durumda ve 7,0 büyüklüğündeki bir depremde kullanılamaz hale gelecek. Seçim arifesindeyiz. Tunç başkan, deprem dairesi başkanlığını kurarak ve yapı envanteri çalışmaları ile oldukça kapsamlı bir planlamanın içine girmişti. Yeni adaylarımızdan da depreme ilişkin projelerini, önlemlerini mutlaka duymak isteriz. İzmir’in Hatayla aynı sonu paylaşmayacağının garantisini kim verebilir ki? Bu konuda daha duyarlı, daha sistemli olmak zorundayız” ifadelerini kullandı. 

SİYASİ KARARLILIĞA İHTİYAÇ VAR

Depremlerle mücadele konusunda Şili ve Japonya gibi devletleri örnekler göstererek buralarda depremlere karşı yapılan çalışmaları anlatan Ürün, “İnsanlık tarihinde kaydedilen en büyük deprem Şili’de, 22 Mayıs 1960 tarihinde, 9,5 büyüklüğünde gerçekleşen, binlerce kişinin ölümüne sebep olan Büyük Şili Depremidir. Bu depremden sonra Şili, depremlere hazırlık açısından kapsamlı ve karalı bir reform politikası uyguladı. Sıkı imar kanunları, Şili evleri olarak adlandırılan, perde beton sistemli-depreme dayanıklı inşaat teknolojisi, irili ufaklı her depremin takibi ve sonrasında ilgili yönetmeliklerin güncellenmesi, anaokullarından başlayan afetlere karşı hazırlıklı olma kültürü, tsunamiyle ilgili etkili erken uyarı sistemleri gibi reformlar gerçekleştirildi. Uygulanan bu politikalar sonucunda Şili’de; 2016’da 7,6 büyüklüğünde yaşanan depremde ise hayatını kaybeden olmadı. Şili’nin Japonya gibi depreme hazırlıkta başarılı olmasında, 1960 depreminden sonra Hükümetin, binaların dayanıklılığı konusunda sıkı yasal düzenlemeleri harfiyen uygulamasına ve hiçbir şekilde esnetilmemesine dayanıyor. Doğru planlama ve daha sıkı bina yönetmelikleri önemli olmakla birlikte bunlar esnetiliyorsa bir anlamı yoktur. O nedenle Şili örneğindeki siyasi kararlılığa ve bilimsel standartlara ülkemizin de çok ihtiyacı var” diye konuştu.

BİZ AVRUPA DEĞİLİZ

Açılış konuşmasında haftalık çalışma saatlerinin 40’a çekilmesi yönünde görüşlerini aktaran Gökçüoğlu, “Çalışma saatlerinin 40’a çekilmesi umarım bir daha gündem olmaz. Çünkü biz Avrupa değiliz. Bizim 40 saat değil gerekirse 50 saat 60 saat çalışmamız gerekiyor. 40 saat çalışma uygulaması tekrardan gündeme gelirse kötü giden ülke ekonomisi daha da geriye gidecektir. Öte yandan, ortanca yaşın 34’e çıktığı ve dünya literatüründe yaşlanma sürecine giren ülkemiz için 40’lı yaşlarında insanların evlilik edilmesinin maliyeti ülkemiz açısından çok ağırdır. Sosyal Güvenlik Kurumu ve ülkemiz bu yükü taşıyamaz” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.