TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Grip Aşısı ve Önerilerimiz

Yazının Giriş Tarihi: 10.11.2022 05:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.11.2022 05:19

Bilindiği gibi aşılar toplum sağlığını doğrudan ilgilendiren koruyucu hekimliğin en önemli öğeleridir. Dünyada aşı uygulamaları ‘Bağımsız Bilimsel Kurumlar (Dünya Sağlık Örgütü, Uzmanlık Dernekleri, Avrupa Hastalık Kontrol Merkezleri gibi) ve Ulusal Sağlık Yetkilileri’ tarafından her yönü ile günü gününe izlenmektedir. Tüm dünyada çok ayrıntılı ve bilimsel çalışan “Aşı Yan Etkisi İzlem Düzeni” vardır. Aşılar yan etki açısından ilaçlardan çok daha yakın izlenmekte olduğunu söylemekte yarar var. Biz hekimlerin özellikle “Enfeksiyon Hekimlerinin” en çok karşılaştığı sorulardan birisi de; Siz aşı olun diyorsunuz ama hastalığı doğal geçirsek daha iyi olmaz mı? Sorusudur. Hemen yanıtlayalım!

Aşı yerine hastalığın kendisini geçirerek bağışıklık kazanmanın ağır bedelleri gözlenebilir dersem umarım konu kolay anlaşılabilir. Örnekler vererek konuyu biraz açayım! Kızamığa bağlı ensefalit dediğimiz beyin iltihabı, körlük ve ölüm, kızamıkçığa bağlı doğumsal kusurlar, bakterilerle olan menenjit sonrasında zeka geriliği, sinir hasarı, işitme ve görme kayıpları, çocuk felci enfeksiyonundan sonra kalıcı felçler, hepatit -A virüsüne bağlı karaciğer yetmezliği ve ölüm, hepatit- B virüsüne bağlı olarak siroz, karaciğer kanseri veya ölüm, grip virüsüne bağlı olarak zatürre, beyin iltihabı (ensefalit) ve kalp kası iltihabı (myokardit) ve ölüm gözlenebilir. Gelelim konumuz olan grip aşılarına. Önce kısaca grip hastalığını anlatalım. “Grip, influenza veya enflüanza, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama 7-8 günde geçmesine rağmen; vücut direncini düşüren süreğen hastalığı olan kişilerde ölümle sonuçlanabilecek yan etkilere yol açabilen bir enfeksiyon hastalığıdır.” Şu an piyasada olması gereken grip aşılarına baktığımızda; iki tür grip aşısını söyleyebiliriz: 1. Vaxigrip Tetra (Sanofi Pasteur-Fransa): Bildiğimiz kadarıyla riskli gruba devlet Ödüyor(Aile Hekimi veya ilgili hekim reçete yazıyor, reçete numarası ile eczaneye gidip istiyoruz. Eczacı depodan talep ederek, size aşıyı teslim ediyor.) 2. Influvac Tetra (Abbott-Hollanda): Doğrudan eczanelerden satın alınan grip aşısı durumunda. Her iki aşı da aynı teknik ile üretilmiş, bilimsel açıdan aynı içerikli aşılardır. Aralarında fark yoktur. Büyüklerde kol kası içine, çocuklarda kol kası yeterli değilse, bacak üstünden de aşı şırıngası ile (enjeksiyon) yapılabilir. Grip aşılarının yan etkileri var mı? Elbette her İlaç ve aşı gibi, yan etkileri abartılacak gibi olmasa da vardır. Bunlar içindeki etkin maddelere, yardımcı maddelerden herhangi birine ya da eser miktarlardaki yumurta bileşenleri (ovalbumin, tavuk proteinleri), neomisine, formaldehite ve oktoksinol-9’a karşı aşırı duyarlılık olabilir. Orta dereceli veya şiddetli ateşli hastalık veya acil (akut) hastalık durumunda aşının uygulanması ertelenebilir.

Kimlere grip aşısını yaptıralım? 65 yaş ve üzerindekiler, süreğen kalp ve akciğer hastalığı olan yetişkinler ve çocuklar (astımlı çocuklar da dahil), böbrek hastalığı olanlar, diyabet (şeker hastalığı) olanlar, bağışıklık sisteminde yetersizlik veya baskılanma durumları (kanser hastaları, aıds enfeksiyonu olanlar, organ nakli yapılmış olanlar, steroid ilaç alanlar, kemoterapi ya da radyoterapi uygulananlar), kan hastalıkları tedavisi görmüş veya hastanede görmekte olanlar, sağlık ve hastane çalışanları, okul, fabrika kışla gibi topluluklarda bulunanlar, bakımevlerinde kalan ve sürekli hastalığı olanların hepsi, devamlı grip riski altında olanlar, Covid-19 geçirenler. Sağlıktaki çarpık, geri neoliberal uygulamalar ile sağlıkta dönüşüm programları, bu alanda iyi-kötü var olan sağlık düzeyini maalesef düşürmüştür. Hatta bitirmiş de diyebiliriz. Nitelik bozulmuş. Vatandaş adeta “git başının çaresine bak, ne halin varsa gör” durumuna düşürülmüştür. Bu tercih tamamen dayatılan neoliberal zihniyet olup, yani siyasidir. Çözümü de elbette siyasidir. Sağlık ancak katılımcı, herkese eşit, adil ve kamucu bir anlayışın, ön planda koruyucu hekimliğin başat olduğu bir sistemin getirilmesi ile kendini bu durumdan kurtarabilir. Biz hekimler bunun için taşın altına elimizi koyup, topluma yol gösterici olmalıyız! Hipokrat yeminimiz gereğince bu tavrımız aslı görevimizdir. Bundan kaçamayız! Korunma tedaviden üstündür! Aşılar yaşamsaldır! Aşılar evrenseldir! Aşılar herhangi bir zümrenin veya sınıfın değil, dünyadaki tüm insanların ortak kazanımlarıdır! “Er geç tüm insanlar grip aşısı da dahil aşılarına ve ilaçlarına bedel ödemeden kavuşacaklardır.” Bu böyle biline! Söylemeye dilimiz yok, geceler uykumuz yok, gündüzün kararımız yok! Konumuzu sıkıcı ortamdan bir nebze olsun kurtulmak amacıyla yukarıdaki nefis sözleriyle güzel bir Elazığ türküsü ile bitirelim. Şükrü Canaydın ve Sıtkı Demirci ustalarımızın kaynaklık ettiği, Muzaffer Sarısözen Hocamızın derlediği “Çayda Çıra Yanıyor” ezgisinden bir dörtlük;

Buralarda gülüm yok, söylemeye dilim yok, geceler uykum yok, gündüzün kararım yok…

Sevgilerimle...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.