Nihat Hatipoğlu anlattı: Hased nedir?

Haset, insanın iç dünyasında kötülük tohumlarının filizlenmesine neden olan bir duygu olarak kabul edilir. Kalpte yeşeren bu duygu, haksız isteklerin ve kötü niyetlerin kaynağı olabilir. Bir başkasının başarısından veya sahip olduğu nimetlerden duyulan rahatsızlık ve bunun sonucunda ortaya çıkan istek, hasetin en belirgin özelliklerindendir. Ancak hasetin, sadece bireyin iç dünyasını değil, toplumun da dengesini ve huzurunu tehdit eden bir etkisi vardır. Haset, insanları kötülüklere sürükleyebilecek bir güçtür ve bu sebeple üzerinde titizlikle durulması gereken bir konudur. Prof Dr. Nihat Hatipoğlu hasedin ne olduğuna dair bilgiler verdi. Hased nedir? Gelin birlikte bakalım.

Hased nedir?

İslam dini, iyi bir kul olmanın yanı sıra iyi bir insan olmayı da önemli bir değer olarak kabul eder. Toplumun barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için her bireyin uyması ve kaçınması gereken durumlar konusunda hadisler ve ayetler bulunmaktadır. Dinimizin hassasiyet gösterdiği konulardan biri de hasettir. Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, hem bireyin hem de toplumun huzurunu tehdit eden hased konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, hasedin hem kişiyi hem de karşısındaki insanı felakete sürükleyebilecek tehlikeli bir duygu olduğunu vurguluyor. Hased, bir kişinin başkasının sahip olduğu nimetlere duyduğu kıskançlık ve onu elinden alma arzusu olarak tanımlanabilir. İslama göre, bu duygu insanın iç dünyasını zehirler ve toplumda huzursuzluğa yol açar.

Hased, kalbin hastalıklarından biri olarak tanımlanır ve bir kişinin elindeki nimetin yok olmasını istemesi durumunu ifade eder. İslam'a göre, ibadetleri bozan ve insanı günaha sürükleyen hased, şiddetle yasaklanmıştır.

Hasedin zararları

Hased, sadece günaha sebep olan bir kalp hastalığı olmakla kalmaz, aynı zamanda sahibinin iyi amellerini de yok eder. Bu konuda bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: "Ateşin odunu yiyip bitirdiği gibi, hased de iyilikleri yer bitirir." (Ebu Davud, İbn-i Mace) Allah, Felak Suresi'nin 5. ayetinde, "…ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden âlemlerin Rabb'ine sığınırım, de" buyurarak hased duygusunu besleyenlerden kendisine sığınmamızı emretmektedir.

Başkalarına verilen nimetleri içtenlikle kutlayamayan insanlar, aslında kalplerinde boş yere endişe ve kıskançlık taşırlar. Çünkü bu duydukları üzüntüyle, hakkında hased ettikleri nimetler ne azalır ne de kendilerine verilir. Sonuç olarak, hased eden kişi arzuladığına ulaşamaz ve Allah'ın yardımına erişemez. Hased sahibi, dünya hayatında sıkıntı ve keder içinde yaşarken, ahirette de büyük bir kayıpla karşılaşır.