1961 Paris Katliamı nedir? 1961 Paris Katliamı'nda kaç kişi öldü?

Paris’te yüzlerce Cezayirli’nin öldüğü 1961 Paris Katliamı’na dair bilgiler merak ediliyor ve arama motorlarında sıklıkla aratılıyor. Biz de sizin için 1961 Paris Katliamı’na dair bilinmeyenleri araştıdık. Peki 1961 Paris Katliamı nedir? İşte detaylar…

1961 Paris Katliamı nedir?

1961 Paris Katliamı, Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında 17 Ekim 1961 tarihinde Paris'te gerçekleşen bir trajedidir. Paris polis müdürü Maurice Papon'un (1910-2007) emriyle Fransız polisi, Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni destekleyen yaklaşık 30 bin Cezayirli göstericiye saldırdı. Katliamda birçok kişi öldü ve yaralandı. Fransız hükümeti, katliamı 37 yıl boyunca inkar etti, ancak 1998 yılında resmi olarak 40 kişinin öldüğünü kabul etti. Ancak bazı tahminler, ölü sayısının 200'ün üzerinde olduğunu öne sürmektedir.

Katliam, 1999 yılında tarihçi Jean-Luc Einaudi'nin (1951-2014) Papon aleyhine kazandığı davayla resmen ortaya çıktı. Polis kayıtları, Papon'un polislere göstericileri "yok etmeleri" emrini verdiğini ve bunu yapmaları halinde kendilerini yasal sorumluluktan kurtaracağını söylediğini gösterdi. Birçok gösterici, polis tarafından Seine Nehri'ne atılarak öldürüldü veya köprülerden aşağı atıldı. Bazıları ise vurularak öldürüldü ve cesetleri nehirde bulundu. Diğer göstericiler ise metro istasyonlarında öldürüldü.

17 Ekim 2001'de katliamın yaşandığı yerlerden biri olan Saint-Michel Köprüsü'nde, katliamın anısına bir levha yerleştirildi.

Katliamın ardından Fransız hükümeti, olaylarda sadece üç kişinin öldüğünü iddia etti. Ancak tarihçiler arasında ölü sayısı konusunda tam bir fikir birliği bulunmamaktadır.

2022 yılı Haziran ayında Mediapart gazetesi, de Gaulle başkanlığına ait gizliliği kaldırılmış arşiv belgelerini açıkladı. Bu belgelerde, Cumhurbaşkanının katliamın boyutlarından ve Fransız polisinin 17 Ekim ve sonrasındaki suç eylemlerinden hemen haberdar olduğunu belirtmektedir. Dönemin tarihçileri, gazeteye, bu belgelerin General de Gaulle'e katliamı takip eden günlerde durumdan haberdar edildiğini belirtmektedir. Tarihçi Gilles Manceron'a göre, de Gaulle'ün yaptırım arzusu, siyasi çoğunluğunun kırılmasından duyduğu korku nedeniyle engellendiğini iddia etmiştir.