TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gençlerde kaybet-kaybet çıkmazı!

Uyuşturucu madde kullanım oranının yaygınlaşmasına ilişkin konuşan Uzman Psikolog Aslı Macit, gençlerin kaybet kaybet çıkmazına sürüklendiğini belirtti

Haber Giriş Tarihi: 31.05.2023 05:25
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Gençlerde kaybet-kaybet çıkmazı!

YAREN ELMAS GÜZELKAN-ÖZEL HABER

Ülkemizde ve dünyada son yıllara göre uyuşturucu madde kullanım oranı arttı. Çocukların bu maddeyle tanışma yaşı oldukça düştü. Gazetemize madde kullanımıyla ilgili önemli bilgiler veren Uzman Psikolog Aslı Macit, “Erken yaşta madde ile tanışan çocuk ve gençler bozulan becerileri sebebiyle gelecekteki fırsatları değerlendiremez, topluma uyumları azalır ve daha da dezavantajlı duruma düşerler. Burada tam bir kaybet kaybet çıkmazı oluşur. Bu sebeple çocuk ve gençlerin madde kullanımına karşı korunmaları önemlidir” dedi.

Uzman Psikolog Aslı Macit

ÇOCUKLAR VE GENÇLER ARASINDA HIZLI YAYILIYOR
Uyuşturucu madde kullanımının ortaokul yaş grubu çocuklarına kadar düştüğü ve zararlarının neler olduğuna dair açıklamalar yapan Macit, “Madde kötüye kullanımı, bir halk sağlığı sorunu olarak tüm dünyada varlığını sürdürüyor ve maalesef giderek yaygınlaşıyor. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) 2021 raporuna göre dünya genelinde en az 275 milyon kişinin uyuşturucu kullandığı biliniyor ve son 10 yılda madde kullanımı yüzde 22 arttı. Gelecek 10 yılda ise bu artış oranın yüzde 40 olması bekleniyor. Madde kullanımının endişe verici diğer bir yönü ise çocuklarda ve gençler arasındaki yayılımı. Madde kullanımı çocuklar ve gençler arasında da oldukça hızlı yayılıyor. Bu nedenle aileden başlayıp devlet politikalarına kadar tüm toplum aşamalarında bu konuda önlemler alınması gerekiyor. Madde kullanımının çocuk ve gençlerde daha zararlı ve dikkat edilmesi gereken bir konu olmasının birkaç sebebi var. Öncelikle bu yaş grupları otokontrolleri gelişmediği ve kendilerini koruyamadıkları için madde kullanımı durumunda zarar görmeye daha açıktır. Bu durum sonrasında çocuk istismarı ve suça karışma riskini arttırmaktadır. Yapılan bazı çalışmalarda çocuk ve gençlerde, silah taşıma, suç işleme, kavgaya karışma gibi şiddet içeren davranışlar, erken yaşta ve korunmasız cinsel ilişkiye girme, evden kaçma, düşük akademik başarı, kendine zarar verme davranışları madde kullanımı ile ilişkili bulunmuştur. Çocuk ve gençlerde madde kullanımın engellenmesi gerekliliğinin diğer önemli nedeni; madde kullanımı çocuk ve gençlerde fiziksel ve zihinsel gelişimi olumsuz etkilemesi. Madde kullanımı öncelikle çocuklarda beyin gelişimini bozar ve özellikle beyindeki beyaz ve gri cevher denilen madde hacmini azaltır. Bu da sinir sistem problemlerine yol açarak çocuk ve gençlerde hem mental sağlığı hem otokontrolü hem de akademik başarıyı olumsuz etkiler. Madde kullanımının diğer bir etkisi ise dürtü kontrol mekanizmasını bozmasıdır. Dürtü kontrolü kişinin muhakeme becerisini kullanarak doğru kararlar alma eğilimidir. Sağlıklı kişilerin bir olay karşısında artı-eksi değerlendirmesi yapabilmesi sadece zevk veren değil uzun vadede faydalı kararlar alabilmesi beklenir. Ancak erken yaşta madde kullanımı sebebi ile dürtü kontrolü gelişmemiş çocuklarda bu pek mümkün olmaz. Kısa vadede zevk veren, sorunu görmezden gelen tercihler yapılır ve maalesef sonrasında zarar görme kaçınılmaz olur. Erken yaşta madde kullanımına maruz kalan çocukların sınıfta ders dinleyememesi, öfkelendiğinde karşı tarafa zarar vermesi, hoşuna giden bir eşyayı bedelsiz alması daha muhtemeldir ve madde kullanımı bunun büyük bir sebebidir. Ayrıca erken yaşta madde ile tanışan çocuk ve gençler bozulan becerileri sebebiyle gelecekteki fırsatları değerlendiremez, topluma uyumları azalır ve daha da dezavantajlı duruma düşerler. Burada tam bir kaybet kaybet çıkmazı oluşur. Bu sebeple çocuk ve gençlerin madde kullanımına karşı korunmaları önemlidir” ifadelerini kullandı.

el

HİÇBİR ÇOCUK MADDE KULLANMAYA YÖNELMEZ
Çocukların bu maddeye hangi psikolojik nedenlerden dolayı yöneldiğine ilişkin konuşan Macit, “Sıklıkla madde kullanım yaşının 10’lu yaşların altına indiğini söyleyen haberler görüyoruz. Bu durumu engelleyebilmek için önce anlamak gerekir. Madde kullanımının yaygınlaşması birkaç açıdan incelenebilir. Ben de 3 başlıkta özetleyeceğim. Öncelikle hiçbir çocuk madde kullanmaya yönelmez. Ancak maddeye sürüklenebilir. Çocuk ve gençlerin madde kullanmasına neden olabilecek alanları iç içe geçmiş halkalar olarak düşünürsek en içte çocuğun bireysel özellikler yer alır. Eğer çocuk erkekse, doğuştan itibaren çok hareketliyse, kolay duygusal değişim yaşıyorsa, akran uyumu azsa madde kullanımı konusunda daha fazla risk altındadır. Diğer bir halka ailedir. Aile yapısı düzensizse, aile çok baskıcı veya çok sınırsızsa, şiddet varsa, istismar öyküsü varsa, ailede madde kullanımı varsa bu çocuklar yine maalesef madde kullanımı açısında risk altındadır. Diğer ve bence en önemli halka ise yaşanan mahalleden devlet yönetimine kadar sosyal çevre adını verdiğimiz alandır. Eğer mahallede madde kullanımı mevcutsa, okullar yeteri kadar korunmuyorsa, ekonomik olarak yeterli imkanlar yoksa veya çevre görece yoksulsa, görece şehrin dışındaysa ve sosyal imkanlar sınırlıysa madde kullanımı maalesef yine yaygınlaşıyor. Tüm bu halkalar ince ince yeterli hale getirildiğinde ise tam tersine iyileşme oluyor. Hatta iyi haber bu halkalardan biri iyileştiğinde bile çocuklar daha az zarar görüyor. Bu sebeple ailelere ve devlet otoritelerine ekstra iş düşüyor” şeklinde konuştu.

AİLE ORTAMI ÇOK ÖNEMLİDİR
Ailelerin bu durumla ilgili çocuklarına nasıl yaklaşması gerektiği ve devletin gereken önlemleri alması adına önerilerde bulunan Macit, “Burada aile konusundan önce sosyal politikalara da değinmek istiyorum. Türkiye’nin de imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 33’de çocuğun madde kullanımından korunması ilkesi yer alır. Sözleşmede yer alan “yaşama ve gelişme hakkı” ile “sağlık hizmetlerine erişim hakkı” ve “insana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı” maddeleri de çocukları madde kullanımından koruma hakkını vurgular. Bu yüzden devlet yönetimi bu konudaki toplumsal risk faktörlerini ortadan kaldırmak için çalışmalıdır. Madde kullanımı konusu tüm dünyada yayılmakla birlikte madde kaynaklı ölüm ve bağımlılık genellikle yoksul kesimlerde ortaya çıkmaktadır. Yoksul aileler daha uzun saatler çalışırlar, bu ailelerin çocuklarının kontrolsüz zaman dediğimiz tek başlarına kaldıkları zamanlar daha fazladır. Çocuklarının güvenliklerini sağlarken zorlanırlar, farkındalıkları daha kısıtlıdır. Ayrıca daha az imkânı olan güvenliğin daha az olan mahallelerde yaşarlar ve buralar maalesef ki madde satıcılarının uğrak mekanlarıdır. Bu sebeple madde kullanımından çocukları korumanın yükünü yalnızca ailelere yüklemek ne gerçekçidir ne de işlevsel. Buralarda etkin sosyal devlet politikaları olmalıdır. Aileler maddi ve beceri dahil her bakımdan güçlendirilmeli, çocukların kontrolsüz zamanlarda korunabilmelidir. Dünyada bunun örnekleri vardır Avrupa’da mahalle-semt temelli madde kullanımı ile mücadele ve gençlerin gelişimini sağladığı merkezler vardır. Toplum ve aile eğitim programları vardır. Gençler için aynı şekilde eğitim programları vardır. Bunlar devlet eli ile yapılmalıdır. Bunlar olduktan sonra ailelere düşen görevlerden ilki çocukları doğdukları andan itibaren onlarla dengeli ve yakın ilişki kurmaktır. Çocukların onları anlayan destekleyen bir aile ortamı ihtiyaçları vardır. Stresle baş etmeyi erken yaşlardan itibaren çocuklara öğretmeliyiz. Akranlarına veya çevrelerinde olumsuz davranış gösteren herkese hayır demeyi erken yaştan itibaren öğretmeliyiz. Çocuklarımızla konuşmalı ve onları dinlemeliyiz. Ayrıca eş ilişkilerimizi de mümkün olduğunca iyi tutmalı çocukları kavgalardan korumalıyız. Evde huzurlu ve sağlıklı gelişim gösterebilecekleri ortam çocuklar için önemlidir. İmkanlar kısıtlı olsa bile bu çaba bile çocukları korur” dedi.

OKUL REHBERLİK SERVİSİNİN GÖREVİ BÜYÜK
Okullarda uyuşturucu maddeye yönelik problemi ortadan kaldırmak için ne gibi faaliyetler yapılabileceği ile ilgili konuşan Macit; “Okullar yine çocuk ve gençlerin gelişimi için kale sayılabilecek alanlardan biridir. Çocuk ve gençlerin madde kullanımından korunması için öncelikle okulların ve çevresinin güvenliği sağlanması önemlidir. Sonrasında çocukların merak ve keşif ihtiyaçlarını karşılayabilecek okul saati dışında eğlenceli faaliyetler planlanması koruyucu olacaktır. Ayrıca en büyük görev okul rehberlik servislerine düşmektedir. Özellikle dezavantajlı bölgelerde çocukların risk faktörleri tespit edilip aile analizleri yapılması gerekir. Risk altındaki çocuklar özellikle takip edilmelidir. Bununla beraber okul bünyesinde çocukların kişisel gelişimlerini destekleyecek ve madde kullanımı konusunda bilgilendirilecek çalışmalar mutlaka yıllık planlamada yer alması gerekir. Böylece okullar koruyucu işlev görecektir. Sonuç olarak çocuklarda ve gençlerde madde kullanımı ile mücadele bireyden devlete kadar herkesin sorumluluğundadır ve her bakımdan sağlıklı çocuklar için bununla etkin mücadele edilmelidir” açıklamalarda bulundu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.