Tarımsal Verimlilikte Büyük Gelişme Yaşanacak

Mezopotamya Ovasının verimli topraklarının GAP suyu ile buluşmasının önemine değinen Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi Başkanı Mehmet Şerif Öter, projenin Mardin ve ülkenin tarımsal potansiyeline önemli katkılar sağlayacağını söyledi. Genç nüfusun tarımsal faaliyetlere katkısının altını çizen Öter, “Mardin ilimiz 3 milyon dönümü aşkın Mezopotamya’nın verimli topraklarına sahiptir. Yılda iki ürün veren bu verimli topraklar ülkemizin hububat ve bakliyat ihtiyacının yaklaşık yüzde 15’ni karşılamaktadır. Dünyanın en kaliteli kırmızı mercimekleri ve makarnalık buğdayları Mardin Ovasında yetişiyor. Mardin ilimizin genç nüfus potansiyeli Türkiye ortalamasının üzerindedir. Gençliğin potansiyelini tarıma yönlendirildiği takdirde özelde Mardin genelde ülkemizin tarımsal potansiyeline önemli katkılar sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.

ZİRAAT FAKÜLTESİ KURULMALIDIR

Bölgenin kalkınması için ziraat fakültesinin önemine değinen Öter, “Mardin’in verimli toprakları hala geleneksel yöntemlerle işletilmektedir. Oysa geçmişte tarımda ülkemizin çok gerisinde olan bazı ülkeler kullandıkları modern tarım teknolojileri ve bilimsel yöntemler sayesinde önemli ölçüde ilerleme kat etmişler. Mardin’in genç ve dinamik nüfusunu tarımla buluşturmanın yolu Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde ziraat fakültesinin kurulmasıdır. Yakın zamanda GAP kapsamında bulunan Mardin sulama kanallarının faaliyete geçmesiyle tarımda verimliliğin yanı sıra ürün çeşidinde büyük gelişme olması kaçınılmazdır. Tüm bu olumlu potansiyeli dikkate aldığımızda Mardin tarımımızın hak ettiği yere gelmesinin yolu ziraat fakültesinin kurulmasıyla mümkündür” dedi.

PLANLI ÜRETİM VURGUSU

Türkiye’de planlı ve programlı tarım üretimiyle ekonomik krizlerin püskürtebileceğini ifade eden Mehmet Şerif Öter, “Türkiye olarak verimli topraklarıyla, suyu, havası, iklimi ve dört mevsimi mükemmel yaşayan dünyada nadir şanslı ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Ama gelin görün ki tarımda olmamız gereken yerin çok çok gerisindeyiz. Bunun da en önemli sebebi planlı, programlı tarım politikamızın olmayışı, yeni teknolojileri ve bilimsel yöntemlerin yeterince uygulanmamasıdır” diyerek Türkiye’nin stratejik konumunun önemine dikkat çekti.

GEÇMİŞ YILLARDA İHRAÇ EDİYORDUK

“Türkiye gibi bir ülke hububat ve bakliyat ürünleri ithal etmemeli” diyen Öter, “Çünkü biz tarım ülkesiyiz, dünyanın en verimli, bereketli topraklarına sahibiz, kaynağı kendi ülkemizde çıkan nehirlerimiz var. Ülkemiz dört mevsimi tam anlamıyla yaşayan bir iklim yapısına sahiptir. Bu gün ithal ettiğimiz tarım ürünlerinin tamamını geçmiş yıllarda fazlasıyla ihraç ediyorduk. Son yıllarda ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde yaşanan iklim değişikliği ve kuraklığın tarıma olumsuz yansımaları sorunun küçük bir boyutudur. Asıl büyük sorun bilinçsiz üretim, tarım politikamızın yanlışları ve cefakâr üreticiye, çiftçiye emeğinin karşılığı verilmemesidir. Hükümetimiz tarımda ihtiyaç duyulan reformları acilen yapmalı ve gerekli tedbirleri almalıdır. Aksi halde Allah esirgesin önümüzdeki yıllarda gıda temininde sıkıntıların ve yer yer açlığın yaşanması yüksek ihtimal dâhilindedir” şeklinde konuştu.

TARIM MİLLİ SERVETTİR

Tüm dünyanın kuraklığı konuştuğuna da dikkat çeken Öter, “Tarım milli servettir. Milli servetin ötesinde stratejik konum yerine gelmiştir. İnsanların paraya ihtiyacı yok ama elindeki gıda maddesini tutmak istiyor. Gıda maddesinin ham maddesi de buğdaydır. İşin gerçek ehli vatansever uzmanların saha da inceleme yapmasını, toprakların hangi ürüne daha verimli olduğunun araştırılıp, çiftçinin o yönde eğitilmesini istiyoruz. Çiftçilerin girdileri, elektrik, su gübre mazot gibi ihtiyaçları giderilip, katkı sunulsun ki, verimi arttırsınlar. Bizim dışarıdan ithal ürüne ihtiyacımız olmasın. Biz bu toprak kapasitesine ve insan gücüne sahibiz” dedi.