Evlenecek çiftler, ekonomik koşullar ve artan fiyatlar nedeniyle düğün organizasyonlarına küçük bütçeler ayırmaya hatta düğün yapmamaya başladı
Haber Giriş Tarihi: 21.09.2024 08:29
Haber Güncellenme Tarihi: 21.09.2024 09:20
Kaynak:
BERKAY ERDEN
Toplumun vazgeçilmezlerinden olan düğün ve organizasyonlar ekonomik koşullar nedeniyle giderek azalmaya başladı. Ortalama yemekli bir düğün maaliyetinin milyona yaklaştığı bir ortamda çiftler borca girmek yerine tercihlerini değiştirmeye başlarken; sektördeki sıkıntılar ise giderek artıyor. Düğün ve organizasyon sektöründeki yaşanan bu sorunlar hakkında açıklamalarda bulunan İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Süs Bitkiler, Peyzaj ve Ev Hayvanları Komite Başkanı Ali Osman Öğmen, bir kültürün yok olmak üzere olduğuna dikkat çekti.
ÇİÇEK SATIŞLARI DÜŞMEYE BAŞLADI
Açıklamalarına süslemede kullanılan çiçeklerin tarımsal sorunlardan etkilendiğini belirterek başlayan Öğmen, “Organizasyondaki çiçek kısmı tarımsal bir üretimin sonucu. Diğer kısımlarla birlikte ele aldığımızda Türkiye’deki ekonomik gelişmeler, enflasyon ve benzeri şeyler sektörü tamamen vuruyor. Çiçek üretimi yapan üretici çiçek üretiminden uzaklaşmaya başladı, arz düşmeye başladı, kalite düşmeye başladı. Bugün ilaç, gübre gibi girdilerde yüzde 300’e kadar artışlar oldu. Bu artış sonucu çiçekte satışlar düşmeye başladı. Yani aslında konular birbirinden çok kopuk değil. Domates üreticisi nasıl domatesi yola döküyorsa, karpuz nasıl tarlada kalıyorsa, nasıl gelirlerinin giderlerini karşılamaması sonucu sebze ve meyve üreticisi üretiminden çekiliyorsa aynı şeyi çiçek üreticisi de yaşamaya başladı. Enflasyonun bu kadar arttığı bir ortamda devletin uzun vadeli stratejiler yapması lazım. Eskiden Devlet Planlama Teşkilatı vardı artık o yok. Gübrede KDV yüzde 20, ilaçta KDV yüzde 20, tarımda kullanılan mazotun sizin benim aldığımdan bir farkı yok. Böyle bir ortamda çiçek üretimi düştü, kalite düştü ama fiyatlar da çok fazla arttı. Bu durumda benim korkum; o üretici üretimden çekildikçe ithalatın önünü açacak” şeklinde açıklamalarda bulundu.
DÜĞÜN MASRAFLARI MİLYONU BULDU
Tüm giderlerde enflasyon nedeniyle artışlar yaşandığını belirten Öğmen, uzun vadeli anlaşmaların da fiyatı korumakta zorlandıklarını dile getirerek; “Çiçek, düğün ve organizasyonun sadece bir parçası. Gıda fiyatlarındaki artış ve diğer kalemleri de ekleyince işletmeci önünü göremiyor ne fiyat vereceğimizi bilmiyoruz. 2023 Aralık ayında yaptığımız bir anlaşmayı şimdi 2024 Eylül ayında gerçekleştireceğiz. İnanın baktığım zaman kafa kafaya gelirsek iyi diyorum bu organizasyonda. Biz böyle olunca fiyat veremiyoruz müşteriye. Bugün 250 kişilik bir düğün yapmak istediğiniz zaman fiyatlar milyona yaklaştı. Bunun altından kalkmak mümkün değil. Gençler evlendikten sonra borç ödemek yerine küçük organizasyonlara yönelmeye başladılar. Bir nikah ve kokteyl üzerine aile arası bir yemek ile olayı çözmeye başladılar” İfadelerini aktardı.
GELENEK VE GÖRENEKLER YOK OLUYOR
Ekonomik kaygılar nedeniyle değişen düğün ve organizasyon anlayışının sahip olunan kültürü kalıcı olarak değiştirebileceğini aktaran Öğmen, “Eski düğünler 3 gün sürerdi. Cuma başlardı köylerde, kasabalarda kazanlar kurulur, yemekler verilirdi. Cumartesi yemekler yapılır gelen herkese verilirdi. Pazar günü de gelin alma ve düğün ile biterdi. O süreçler artık bu tarz hayat sürülen yerlerde bile yaşanamıyor. Şehirlerde küçük organizasyonlar yapılmaya başlandı. Bu da bu sektörde hizmet veren salon, garson, aşçı, müzisyen yani herkesi etkilemeye başladı. Bunun sonunu ben pek iyi görmüyorum. Enflasyon, ekonomi, şu, bu her şey düzelebilir ama bizim toplum olarak kaybettiğimiz gelenek ve göreneklerimizi tekrar yerine getirmek nasıl mümkün olur bilmiyorum. Benim gördüğüm şu; bir müddet sonra gençler telefon edecek ‘anne-baba ben evlendim’ bunları duymaya başlayacağız. Her sektör haklı olarak isteyebiliyor ama bunun planlamasını devletin çok iyi yapması lazım” diye konuştu.
ÇÖZÜME DAİR İNANÇLAR AZALIYOR
Hollanda’nın sektördeki gelişmişliğini devlet olarak sektöre önem vermelerinden kaynaklandığını aktaran Öğmen, Türkiye’de sektör olarak beklentilerinin karşılanmadığını söyleyerek; “Çiçek sektörü olarak tarımın bir parçasıysak; bu sektördeki KDV’nin gıdadaki gibi yüzde 1 ya da yüzde 10’lara düşürülmesi lazım. Biz Hollanda olabilecek bir ülkeyiz. Konya kadar Hollanda’nın tarım ihracatı 128 milyar euro, çiçek ihracatı 12 milyar 800 milyon euro ki bu da tarım ihracatının yüzde 10’una denk geliyor. Peki Hollanda bunu nasıl sağlamış? Devlet olarak yaptığı planlamalarla, verdiği teşviklerle kooperatifleri destekleyerek yapıyor. Biz maalesef çiçek üretiminin tarımsal bir üretim olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. KDV’nin en azından düşmesi gerektiğini söylüyoruz, Tarım Bakanlığı’nda bir Süs Bitkileri Daire Başkanlığı kurulsun diyoruz ancak sonuç alamıyoruz. Küçük işleri çözemeyen bir politik yapının büyük sorunları çözebileceğine yönelik inancımı da kaybetmeye başladım” şeklinde açıklamalarda bulundu.
ÖĞMEN: HOLLANDA’DAN TARIM BAKANI GETİRSİNLER
Tarım sektöründeki sorunların herkesin farkında olduğunu söyleyen Öğmen, yakın tarihte bozulan ekonomiyi düzeltmek için yurt dışı tecrübeli bakanların ekonominim başına getirilmesini örnek gösterdiği açıklamasında; “Önümüzdeki süreçte yerel ve merkezi yönetimlerin ciddiyetle dinleyip; konuşulanları not alması lazım. Bu siyasi bir yaklaşım değil çünkü tarımla ilgili bir konuyu ortaya koyduğunuz zaman herkes aynı şeyi söylüyor. Herkesin aynı şeyi söylediği, herkesin aynı şeyi düşündüğü bir ortamda bunun olmamasının sebebi ne peki? Biz her şeyi ithal ederek çözebiliyorsak zamanında ekonomi için Kemal Dervişi getirdiler şimdi de Mehmet Şimşek var. O zaman bir tane de tarım bakanı getirsinler Hollanda’dan, bu olayın olup olmayacağını görelim. Önümüzdeki süreçte uzun vadeli planlar yapılmazsa günlük şeylerle bu yara kapanmaz daha da büyür. Bilelim ki biz 3 sene 4 sene sıkıntı çekeceğiz ondan sonra düzelecek ona varım ama şu hali ile düzeleceği konusunda ümidim yok” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
DÖVİZ İLE FİYATLANDIRMA ÇÖZÜM DEĞİL
Düğün ve organizasyon sektöründeki firmaların müşteriler ile anlaşma yaparken döviz cinsinden fiyatlandırma yapması hakkında fikirlerini paylaşan Öğmen, bu durumun bir çözüm olmadığını dile getirdi. Döviz kuru ile enflasyon arasında bağlantı olmadığını söyleyen Öğmen, “Bu durum da çözüm değil. 2024 enflasyonu ile 2023 enflasyonunu karşılaştıralım TÜİK, ENAG fark etmez. Dövizi Merkez Bankası baskılıyor yani döviz artışı ile bizim gerçekte yaşadığımız enflasyon artışı paralel değil. Dolar ile euro ile de sözleşme yapsak bunu ülkedeki gerçek enflasyona vurduğunuz zaman yine masrafınızı karşılamıyor. Buna şuradan örnek verebilirim biz doların 2 lira 3 lira olduğu zaman da yurt dışına gidiyorduk Yunan adaları mesela. Orada yediğimizin içtiğimizin ücreti buradakinin üçte biri. Bizdeki fiyat artışı döviz artışı ile paralel gitmiyor maalesef. Eğer tasarruf yapılacaksa herkesin yapması lazım yerel ve merkezi yönetimlerin örnek olması lazım” şeklinde görüşlerini aktardı.
HOLLANDA HER ZAMAN HER ÜRÜNÜ BULABİLİYOR
İmkanlar ve mevsimsel sebeplerle her zaman her ürünü bulamadıklarını aktaran Öğmen, Hollanda’nın çiçek temin edebilmek konusundaki başarısına değinerek; “Gül çeşitleri mesela gül yok, orkide saksı yok. Bunlar dışarıdan geliyor buraya. Hollanda’nın yaptığı mesela şu; dünyanın her yerinden ürün alıyor. Yaptığı 12 milyar 800 milyon euro ihracatın yaklaşık 8-9 milyarı kendi üretimi kalanı dışarıdan topladığı. Biz yazı yaşarken dünyada kışı yaşayan yerler var. Biz de mevsimsel olarak olmayan laleyi Hollanda bulup getirtebiliyor. Onlar tüm dünyanın malını alıp satabiliyor” dedi.
TÜKETİM TOPLUMUNUN YÖNLENDİRMESİ VAR
İnsanların toplumun ve üretilen içeriklerin de etkisiyle kazandığından daha fazlasını harcamaya itildiğini söyleyen Öğmen, eskiden bu kadar “şatafat” olmadığını aktardı. Organizasyon sektöründe şuan sadece yüksek gelir düzeyine sahip kişilere çalışınca para kazanabildiğini aktaran Komite Başkanı Öğmen, “Karı-koca çalışan normal insanlar da haklı. Bu borca girmek istesen bile çok minimal yapmak zorundasınız. Bir de tüketim toplumunun yönlendirmesi var dizilerle, sosyal medya ile bir şatafat hakim eskiden böyle bir şey yoktu. Rahmetli Turgut Özal’ın oğlu ile Beşikçioğlu’nun kızının düğününde çiçeklerini biz yaptık hatırlıyorum hiç böyle bir şey yoktu sadece çiçek vardı. Değişik şamdan, masa, abajur vesaire yoktu sade bir yaşam tarzı vardı. Şimdi herkesin telefonu son model olacak, kendi düğünü diğerinkinden güzel olacak. Tüketim toplumuna dönüştük. Kazandığından fazlasını harcayan, hep borçlanan bir ülke haline getirilmişiz” ifadelerinde bulundu.
BÜTÇE ARTIŞLAR DÜŞÜNÜLEREK YAPILMALI
Evlenecek çiftlere oluşabilecek fiyat artışlarını iyi hesaplamalarını söyleyen Öğmen, işletmelerin de yüksek kar marjlı fiyat politikaları uygulamaması gerektiğini belirtti. Düğün yaparak evlenecek çiftlere sade çözümler bulmalarını tavsiyede eden Komite Başkanı Öğmen, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi; “Önümüzdeki yaz evleneceklere tavsiyem kendi ayırdıkları bütçelerini iyi planlasınlar. Sonra ben kazanırım sonra bu para bir yerden gelir demesinler. Bütçeye göre önce bir mekan seçsinler. Mekanlar çok farklı farklı oteller var, Bayraklı’da köşkler falan var, İnciraltı, Pınarbaşı, Kaynaklar’da farklı seviyelerde mekanlar var. Bu mekanlar içinde pasta, meşrubat veren de var, ara yemek ve ana yemek veren de var. Herkes kendi bütçesine göre anlaşma yapmak için konuşurken; aldığı fiyatın en az yüzde 15 yüzde 20 artabileceğini de hesaplayarak şimdiden sözleşmelerini yapsınlar. Mesela mekanın kendi masası varken ‘hayır ben aynalı masa istiyorum’ demesinler bunun bulunması, getirmesi, kurması ayrı bir maliyet. Daha sade çözümler üretmeye çalışsınlar. Mekanlar da afaki kar marjları ile çalışmamalı. Ayakta durmak adına, işletmenin devamı, personelin giderini karşılamak adına amortismanı sağlayabilecek kadar kar marjları koyup; yüzde 100 karlar yerine, yüzde 30, yüzde 50 karlar ile planlamalarını yapmalılar.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Evlenecek çiftler, ekonomik koşullar ve artan fiyatlar nedeniyle düğün organizasyonlarına küçük bütçeler ayırmaya hatta düğün yapmamaya başladı
Toplumun vazgeçilmezlerinden olan düğün ve organizasyonlar ekonomik koşullar nedeniyle giderek azalmaya başladı. Ortalama yemekli bir düğün maaliyetinin milyona yaklaştığı bir ortamda çiftler borca girmek yerine tercihlerini değiştirmeye başlarken; sektördeki sıkıntılar ise giderek artıyor. Düğün ve organizasyon sektöründeki yaşanan bu sorunlar hakkında açıklamalarda bulunan İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi ve Süs Bitkiler, Peyzaj ve Ev Hayvanları Komite Başkanı Ali Osman Öğmen, bir kültürün yok olmak üzere olduğuna dikkat çekti.
ÇİÇEK SATIŞLARI DÜŞMEYE BAŞLADI
Açıklamalarına süslemede kullanılan çiçeklerin tarımsal sorunlardan etkilendiğini belirterek başlayan Öğmen, “Organizasyondaki çiçek kısmı tarımsal bir üretimin sonucu. Diğer kısımlarla birlikte ele aldığımızda Türkiye’deki ekonomik gelişmeler, enflasyon ve benzeri şeyler sektörü tamamen vuruyor. Çiçek üretimi yapan üretici çiçek üretiminden uzaklaşmaya başladı, arz düşmeye başladı, kalite düşmeye başladı. Bugün ilaç, gübre gibi girdilerde yüzde 300’e kadar artışlar oldu. Bu artış sonucu çiçekte satışlar düşmeye başladı. Yani aslında konular birbirinden çok kopuk değil. Domates üreticisi nasıl domatesi yola döküyorsa, karpuz nasıl tarlada kalıyorsa, nasıl gelirlerinin giderlerini karşılamaması sonucu sebze ve meyve üreticisi üretiminden çekiliyorsa aynı şeyi çiçek üreticisi de yaşamaya başladı. Enflasyonun bu kadar arttığı bir ortamda devletin uzun vadeli stratejiler yapması lazım. Eskiden Devlet Planlama Teşkilatı vardı artık o yok. Gübrede KDV yüzde 20, ilaçta KDV yüzde 20, tarımda kullanılan mazotun sizin benim aldığımdan bir farkı yok. Böyle bir ortamda çiçek üretimi düştü, kalite düştü ama fiyatlar da çok fazla arttı. Bu durumda benim korkum; o üretici üretimden çekildikçe ithalatın önünü açacak” şeklinde açıklamalarda bulundu.
DÜĞÜN MASRAFLARI MİLYONU BULDU
Tüm giderlerde enflasyon nedeniyle artışlar yaşandığını belirten Öğmen, uzun vadeli anlaşmaların da fiyatı korumakta zorlandıklarını dile getirerek; “Çiçek, düğün ve organizasyonun sadece bir parçası. Gıda fiyatlarındaki artış ve diğer kalemleri de ekleyince işletmeci önünü göremiyor ne fiyat vereceğimizi bilmiyoruz. 2023 Aralık ayında yaptığımız bir anlaşmayı şimdi 2024 Eylül ayında gerçekleştireceğiz. İnanın baktığım zaman kafa kafaya gelirsek iyi diyorum bu organizasyonda. Biz böyle olunca fiyat veremiyoruz müşteriye. Bugün 250 kişilik bir düğün yapmak istediğiniz zaman fiyatlar milyona yaklaştı. Bunun altından kalkmak mümkün değil. Gençler evlendikten sonra borç ödemek yerine küçük organizasyonlara yönelmeye başladılar. Bir nikah ve kokteyl üzerine aile arası bir yemek ile olayı çözmeye başladılar” İfadelerini aktardı.
GELENEK VE GÖRENEKLER YOK OLUYOR
Ekonomik kaygılar nedeniyle değişen düğün ve organizasyon anlayışının sahip olunan kültürü kalıcı olarak değiştirebileceğini aktaran Öğmen, “Eski düğünler 3 gün sürerdi. Cuma başlardı köylerde, kasabalarda kazanlar kurulur, yemekler verilirdi. Cumartesi yemekler yapılır gelen herkese verilirdi. Pazar günü de gelin alma ve düğün ile biterdi. O süreçler artık bu tarz hayat sürülen yerlerde bile yaşanamıyor. Şehirlerde küçük organizasyonlar yapılmaya başlandı. Bu da bu sektörde hizmet veren salon, garson, aşçı, müzisyen yani herkesi etkilemeye başladı. Bunun sonunu ben pek iyi görmüyorum. Enflasyon, ekonomi, şu, bu her şey düzelebilir ama bizim toplum olarak kaybettiğimiz gelenek ve göreneklerimizi tekrar yerine getirmek nasıl mümkün olur bilmiyorum. Benim gördüğüm şu; bir müddet sonra gençler telefon edecek ‘anne-baba ben evlendim’ bunları duymaya başlayacağız. Her sektör haklı olarak isteyebiliyor ama bunun planlamasını devletin çok iyi yapması lazım” diye konuştu.
ÇÖZÜME DAİR İNANÇLAR AZALIYOR
Hollanda’nın sektördeki gelişmişliğini devlet olarak sektöre önem vermelerinden kaynaklandığını aktaran Öğmen, Türkiye’de sektör olarak beklentilerinin karşılanmadığını söyleyerek; “Çiçek sektörü olarak tarımın bir parçasıysak; bu sektördeki KDV’nin gıdadaki gibi yüzde 1 ya da yüzde 10’lara düşürülmesi lazım. Biz Hollanda olabilecek bir ülkeyiz. Konya kadar Hollanda’nın tarım ihracatı 128 milyar euro, çiçek ihracatı 12 milyar 800 milyon euro ki bu da tarım ihracatının yüzde 10’una denk geliyor. Peki Hollanda bunu nasıl sağlamış? Devlet olarak yaptığı planlamalarla, verdiği teşviklerle kooperatifleri destekleyerek yapıyor. Biz maalesef çiçek üretiminin tarımsal bir üretim olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. KDV’nin en azından düşmesi gerektiğini söylüyoruz, Tarım Bakanlığı’nda bir Süs Bitkileri Daire Başkanlığı kurulsun diyoruz ancak sonuç alamıyoruz. Küçük işleri çözemeyen bir politik yapının büyük sorunları çözebileceğine yönelik inancımı da kaybetmeye başladım” şeklinde açıklamalarda bulundu.
ÖĞMEN: HOLLANDA’DAN TARIM BAKANI GETİRSİNLER
Tarım sektöründeki sorunların herkesin farkında olduğunu söyleyen Öğmen, yakın tarihte bozulan ekonomiyi düzeltmek için yurt dışı tecrübeli bakanların ekonominim başına getirilmesini örnek gösterdiği açıklamasında; “Önümüzdeki süreçte yerel ve merkezi yönetimlerin ciddiyetle dinleyip; konuşulanları not alması lazım. Bu siyasi bir yaklaşım değil çünkü tarımla ilgili bir konuyu ortaya koyduğunuz zaman herkes aynı şeyi söylüyor. Herkesin aynı şeyi söylediği, herkesin aynı şeyi düşündüğü bir ortamda bunun olmamasının sebebi ne peki? Biz her şeyi ithal ederek çözebiliyorsak zamanında ekonomi için Kemal Dervişi getirdiler şimdi de Mehmet Şimşek var. O zaman bir tane de tarım bakanı getirsinler Hollanda’dan, bu olayın olup olmayacağını görelim. Önümüzdeki süreçte uzun vadeli planlar yapılmazsa günlük şeylerle bu yara kapanmaz daha da büyür. Bilelim ki biz 3 sene 4 sene sıkıntı çekeceğiz ondan sonra düzelecek ona varım ama şu hali ile düzeleceği konusunda ümidim yok” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
DÖVİZ İLE FİYATLANDIRMA ÇÖZÜM DEĞİL
Düğün ve organizasyon sektöründeki firmaların müşteriler ile anlaşma yaparken döviz cinsinden fiyatlandırma yapması hakkında fikirlerini paylaşan Öğmen, bu durumun bir çözüm olmadığını dile getirdi. Döviz kuru ile enflasyon arasında bağlantı olmadığını söyleyen Öğmen, “Bu durum da çözüm değil. 2024 enflasyonu ile 2023 enflasyonunu karşılaştıralım TÜİK, ENAG fark etmez. Dövizi Merkez Bankası baskılıyor yani döviz artışı ile bizim gerçekte yaşadığımız enflasyon artışı paralel değil. Dolar ile euro ile de sözleşme yapsak bunu ülkedeki gerçek enflasyona vurduğunuz zaman yine masrafınızı karşılamıyor. Buna şuradan örnek verebilirim biz doların 2 lira 3 lira olduğu zaman da yurt dışına gidiyorduk Yunan adaları mesela. Orada yediğimizin içtiğimizin ücreti buradakinin üçte biri. Bizdeki fiyat artışı döviz artışı ile paralel gitmiyor maalesef. Eğer tasarruf yapılacaksa herkesin yapması lazım yerel ve merkezi yönetimlerin örnek olması lazım” şeklinde görüşlerini aktardı.
HOLLANDA HER ZAMAN HER ÜRÜNÜ BULABİLİYOR
İmkanlar ve mevsimsel sebeplerle her zaman her ürünü bulamadıklarını aktaran Öğmen, Hollanda’nın çiçek temin edebilmek konusundaki başarısına değinerek; “Gül çeşitleri mesela gül yok, orkide saksı yok. Bunlar dışarıdan geliyor buraya. Hollanda’nın yaptığı mesela şu; dünyanın her yerinden ürün alıyor. Yaptığı 12 milyar 800 milyon euro ihracatın yaklaşık 8-9 milyarı kendi üretimi kalanı dışarıdan topladığı. Biz yazı yaşarken dünyada kışı yaşayan yerler var. Biz de mevsimsel olarak olmayan laleyi Hollanda bulup getirtebiliyor. Onlar tüm dünyanın malını alıp satabiliyor” dedi.
TÜKETİM TOPLUMUNUN YÖNLENDİRMESİ VAR
İnsanların toplumun ve üretilen içeriklerin de etkisiyle kazandığından daha fazlasını harcamaya itildiğini söyleyen Öğmen, eskiden bu kadar “şatafat” olmadığını aktardı. Organizasyon sektöründe şuan sadece yüksek gelir düzeyine sahip kişilere çalışınca para kazanabildiğini aktaran Komite Başkanı Öğmen, “Karı-koca çalışan normal insanlar da haklı. Bu borca girmek istesen bile çok minimal yapmak zorundasınız. Bir de tüketim toplumunun yönlendirmesi var dizilerle, sosyal medya ile bir şatafat hakim eskiden böyle bir şey yoktu. Rahmetli Turgut Özal’ın oğlu ile Beşikçioğlu’nun kızının düğününde çiçeklerini biz yaptık hatırlıyorum hiç böyle bir şey yoktu sadece çiçek vardı. Değişik şamdan, masa, abajur vesaire yoktu sade bir yaşam tarzı vardı. Şimdi herkesin telefonu son model olacak, kendi düğünü diğerinkinden güzel olacak. Tüketim toplumuna dönüştük. Kazandığından fazlasını harcayan, hep borçlanan bir ülke haline getirilmişiz” ifadelerinde bulundu.
BÜTÇE ARTIŞLAR DÜŞÜNÜLEREK YAPILMALI
Evlenecek çiftlere oluşabilecek fiyat artışlarını iyi hesaplamalarını söyleyen Öğmen, işletmelerin de yüksek kar marjlı fiyat politikaları uygulamaması gerektiğini belirtti. Düğün yaparak evlenecek çiftlere sade çözümler bulmalarını tavsiyede eden Komite Başkanı Öğmen, açıklamalarını şu sözler ile bitirdi; “Önümüzdeki yaz evleneceklere tavsiyem kendi ayırdıkları bütçelerini iyi planlasınlar. Sonra ben kazanırım sonra bu para bir yerden gelir demesinler. Bütçeye göre önce bir mekan seçsinler. Mekanlar çok farklı farklı oteller var, Bayraklı’da köşkler falan var, İnciraltı, Pınarbaşı, Kaynaklar’da farklı seviyelerde mekanlar var. Bu mekanlar içinde pasta, meşrubat veren de var, ara yemek ve ana yemek veren de var. Herkes kendi bütçesine göre anlaşma yapmak için konuşurken; aldığı fiyatın en az yüzde 15 yüzde 20 artabileceğini de hesaplayarak şimdiden sözleşmelerini yapsınlar. Mesela mekanın kendi masası varken ‘hayır ben aynalı masa istiyorum’ demesinler bunun bulunması, getirmesi, kurması ayrı bir maliyet. Daha sade çözümler üretmeye çalışsınlar. Mekanlar da afaki kar marjları ile çalışmamalı. Ayakta durmak adına, işletmenin devamı, personelin giderini karşılamak adına amortismanı sağlayabilecek kadar kar marjları koyup; yüzde 100 karlar yerine, yüzde 30, yüzde 50 karlar ile planlamalarını yapmalılar.”
Kaynak: BERKAY ERDEN
DİSK’ten Cihangir Kına: Sürecin sonu nereye giderse gitsin, mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
Balçova Belediyesi'ndeki emekçilerin eylemleri sonuç verdi: İyileştirme talebi kabul edildi
Katil Semih Çelik'in çantasından ne çıktı?
Barınak ilgisizlikten berduş yuvasına döndü
DİSK’ten İZENERJİ’ye son çağrı! İşçiler eyleme çıkıyor
Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde aile tarımı güçlendiriliyor
İzmir haber: Bornova'da geri dönüşüm fabrikasında yangın
İzmir haber: Kadına şiddet suçundan aranıyordu, kadın polislerce enselendi
Konak Belediyesi 2025 Mali Yılı Bütçesini açıkladı
Güzelbahçe Belediyesi’nde çifte toplu sözleşme sevinci
Son Girilen Haberler
Çiğli'de kadınların el emeği ürünleri görücüye çıktı
Çiğli’de kadınların el emeğiyle ürettiği birbirinden güzel ürünler ve ikinci el eşyalar Kadın El Emeği ve İkinci El Ürün Satışı Kermesi’nde sergilendi
Türkiye Bankalar Birliği'nden dolandırıcılık uyarısı
Türkiye Bankalar Birliği birlik logosu kullanılarak açılmış dolandırıcılık amaçlı internet siteleri ve sosyal medya hesaplarının tespit edildiği belirtilerek, vatandaşları uyardı.
Vahşi cinayetle ilgili taciz içerikli paylaşım yapan şüpheli yakalandı
Katil Semih Çelik 2 genç kızın vahşice öldürülmesi ile ilgili taciz içerikli paylaşımlar yapan şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.