TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

İçine düşülen bu durumdan hem hükümet hem muhalefet sorumlu

ESİAD 25. Olağan Genel Kurul Toplantısında Türkiye’de son zamanlarda yaşanan ekonomik ve siyasi olaylara değinen Şükürer, “İçine düşülen bu durumdan birinci derece iktidar sorumlu. Ama muhalefetten de kapsamlı bir çözüm önerisini duyamadık” dedi

Haber Giriş Tarihi: 25.04.2024 12:35
Haber Güncellenme Tarihi: 25.04.2024 13:41
Kaynak: HABER MERKEZİ
İçine düşülen bu durumdan hem hükümet hem muhalefet sorumlu

AYSELİN UZUN / Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği(ESİAD) 25. Olağan Genel Kurul Toplantısı üyelerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Swiss Otel’de düzenlenen toplantıda Türkiye’nin genel siyasi ve ekonomik değerlendirmeleri yapıldı. Sonrasında ise İzmir’de yeni seçilmiş yerel yöneticiler ve kentin birikmiş sorunları hakkında konuşuldu.

YENİDEN SİBEL ZORLU 

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nde yönetim kurulu başkanlığı görevine yeniden Sibel Zorlu seçildi. Sibel Zorlu başkanlığındaki yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: "Murat Akkanlar, Devrim Çukur, Yakup Benli, Cem Heris, Temel Aycan Şen, Yiğit Tatış, Neşe Gök, Rebii Akdurak, Ali Emrah Karamustafaoğlu, Koral Kalpaklıoğlu."

Açılış konuşması yapan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “Türkiye’nin başta ekonomi, yüksek enflasyon, gelir dağılımı, nitelikli eğitim gibi önemli sorunları var. Bu sorunlara kararlı ve kalıcı çözümler üretmek için seçimlerden uzaklaşmış olmayı bir fırsat olarak görmek zorundayız .Uluslararası rekabet gücümüzü artırmak için, yatırımcıların ülkemize yeniden güven duymasını sağlamamız gerekiyor. Yapısal reformları dar kapsamlı düşünmek ve sadece birtakım ekonomik tedbirler ve politikalar ile sınırlı tutmak büyük yanılgı olacaktır” ifadelerine yer verdi. Zorlu’nun ardından kürsüye çıkan ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer ise ülke ekonomisi hakkında “Ekonominin başında Mehmet Şimşek ve ekibi var. Kendi ifadeleri ile heterodoks yöntemlerden rasyonaliteye dönmüş durumdalar. Faizleri durmadan arttırıyorlar. Çabaları henüz bir karşılık bulmuş değil. “Acı Reçete” diye ifade edilen bir programdan söz ediliyor. Ekonomi yönetimi fedakarlıklar içeren daraltıcı önlemler planlıyor. Bunun anlamı, toplumun her kesimi için zor zamanların geliyor olması demektir” diye konuştu.

EGE SANAYİCİLER

HALK KİTLELERİNDE UMUT YOK

Türkiye’de yıllardır yüksek oranlarda enflasyon yaşandığını ve bu durumun sadece fırsatçıların işine aradığını söyleyen Şükürer, “Allah ne verdiyse fiyatlarını arttırıyorlar. Fiyatlama davranışlarının bu denli bozulmasının yanında, diğer bir “fena” unsur daha var. “Beklentiler” de maalesef yerlerde sürünüyor. Geniş halk kitlelerinde bu işlerin bugünden yarına düzeleceğine dair hiçbir umut belirtisi yok. Enflasyon hummasına karşı korunmanın bulunmuş yolu kepenklerini kapatıp, tüketim kalıbını sıfır noktasına indirip ,ucu ucuna yaşamak. Bu fırtınadan beslenenler, bir yandan yangına benzin dökerken, diğer yandan sabit gelirliler için timsah gözyaşları döküyorlar. Diyeceğimiz; bir ülkede gelir dağılımı bu denli bozulmuşsa, artık “bana ne” duyarsızlığı ile “her koyun kendi bacağından asılır” denemez. “Altta kalanın canı çıksın” deyimi şu anda tüm boyutları ile hayatlarımızın acı gerçeği. En başta emekliler boğuluyor, nefes alamıyor. Bu hal sürdürülemez” şeklinde konuştu.

BU HALLERE DÜŞÜLMESİNİN EN TEMEL SEBEBİ…

Türkiye’de alt gelir gruplarından hiç kimsenin tevekkül beklememesi gerektiğine dikkat çeken Şükürer, bu işleyiş devam ederse, bu gruba ait insanların, mazlum tutumlarının sürmeyeceğini ve sosyal patlamalarla karşılaşılabileceğini belirterek, yaşanan durumdan öncelikle hükümetin sorumlu olduğu ancak bir o kadar da muhalefetin de çözüm üretmediğini dile getirdi. Şükürer, “Ekonominin başında Mehmet Şimşek ve ekibi var. Kendi ifadeleri ile heterodoks yöntemlerden rasyonaliteye dönmüş durumdalar. Faizleri durmadan arttırıyorlar. Çabaları henüz bir karşılık bulmuş değil. “Acı Reçete” diye ifade edilen bir programdan söz ediliyor. Ekonomi yönetimi fedakarlıklar içeren daraltıcı önlemler planlıyor. Bunun anlamı, toplumun her kesimi için zor zamanların geliyor olması demektir. Bu program en alt gelir gruplarını, zannedilmesin ki kollayıcı olacak. Onları daha da sıkacaklar. Emekliye giden transfer harcamaları azalacak, devlet memurlarına “sık dişini” diyecekler. İş dünyası açısından finansmana erişim zorlaşacak ya da pahalı finansman nedeniyle yatırım iştahı azalacak. Bu hallere düşülmesinin en temel sebebi, yıllar boyu devlet bütçesi savurganlığı, inşaata yönelik büyümenin parıltılı bir tercih zannedilmesi. Mehmet Şimşek baz etkisi nedeniyle önümüzdeki aylarda enflasyonun düşeceğini iyi bir işaret olarak yorumluyor. Derecelendirme kuruluşlarında da olumluya yönelik bir kıpırdanmaya dikkat çekiyor. Açık söylemek gerekirse, içine düşülen bu durumdan birinci derece iktidar sorumlu. Ama, muhalefetin de kapsamlı bir çözüm önerisini duyamadık. Hatta bu durum gündemleri bile değil” ifadelerine yer verdi.

ZORLU

DÖVİZ EKONOMİMİZİ ZORLAMAYA DEVAM ETTİ

Özellikle son 3-4 yıldır, tüm dünya ve ülke olarak zor bir dönemden geçtiğimizi belirten Sibel Zorlu ise, son yıllarda coğrafyamızda yaşanan jeopolitik savaşlar, enerji ve tedarik sorunları, iklim krizi ve gelişmiş ekonomilerin karşı karşıya kaldığı durgunluk tehlikesi etkisiyle Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi olarak zorlu zamanlar geçirdiğini vurgulayarak, “Ülkemizde ise, siyasi ortamın giderek gerildiği, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne güvenin sorgulandığı, gelir dağılımda eşitsizliğin arttığı, büyük deprem felaketinin yaşandığı bir döneme şahit olduk. Yüksek enflasyonun yanı sıra yüksek enerji fiyatları, cari açık, yüksek döviz kuru ekonomimizi zorlamaya devam etti. Böyle bir ortamda, ESİAD olarak, İzmir ve Bölgemiz başta olmak üzere ülkemizin sürdürülebilir gelişmesi ana eksenimiz oldu. Bu eksende, sanayimizin ve iş dünyamızın sorunlarını ve ihtiyaçlarını sadece Türkiye’nin koşullarını baz alarak değil, küresel sınamalar ve gelişmeler çerçevesinde ele almaya devam ettik” dedi.  

YENİDEN GÜVEN DUYMASINI SAĞLAMALIYIZ

Türkiye’nin başlıca ekonomi, yüksek enflasyon, gelir dağılımı, nitelikli eğitim gibi önemli sorunları olduğunun altını çizen Zorlu, Bu sorunlara kararlı ve kalıcı çözümler üretmek için seçimlerden uzaklaşmış olmayı bir fırsat olarak görmek zorunda olduğumuzu dile getirdiği konuşmasında: “Uluslararası rekabet gücümüzü artırmak için, yatırımcıların ülkemize yeniden güven duymasını sağlamamız gerekiyor. Yapısal reformları dar kapsamlı düşünmek ve sadece birtakım ekonomik tedbirler ve politikalar ile sınırlı tutmak büyük yanılgı olacaktır. Bu düşüncelerle, 13. Dönem olarak görevimizi tamamlarken, bize yol gösteren Yüksek İstişare Konseyi Başkanlık Divanına, eski Başkanlarımıza ve büyüklerimize, Faaliyet Kurulu olarak hep birlikte çalıştığımız Yönetim Kurulumuzun asil ve yedek üyelerine, Denetleme Kurulu üyelerimize, çalışmalarımıza destek veren tüm Yuvarlak Masalarımıza, tüm üyelerimize ve tabi ki Genel Sekreterlik ekibimize içtenlikle teşekkür ediyorum. Derneğimizin 32 yıllık tarihinde bayrağı teslim alacak olan değerli üyelerimizi şimdiden tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Genel Kurulumuzun başarılı bir şekilde tamamlanmasını ve Derneğimizin 14. Döneminin hayırlı olmasını diliyorum” sözlerini etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.