TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Hayat pahalllığının yükü öğrencilerin ve velilerin üzerinde

Bir yanda milyonluk hediyeler bir yanda milyonlarca öğrencinin yaşadığı beslenme sorunu bir kez daha gündeme gelirken Veli-Der İzmir Şube Başkanı Kalafat, beslenemediği için okulu bırakan öğrenciler olduğunu söyledi

Haber Giriş Tarihi: 18.04.2024 08:51
Haber Güncellenme Tarihi: 18.04.2024 12:16
Kaynak: TENZİLE AŞÇI
Hayat pahalllığının yükü öğrencilerin ve velilerin üzerinde

Türkiye’de uygulanan ekonomi politikaları nedeniyle özellikle son 4 yıldır kriz buhrana çevrilirken orta sınıf yok olup milyonlarca vatandaş yoksulluk sınırına mahkum edildi. Ülkedeki hakim yoksulluğun en derinden hissedildiği alanlardan biri de çocuk yoksulluğu ve beslenme sorunu olurken milyonlarca öğrencinin beslenme çantası boş kaldı. Öte yandan madalyonun diğer yüzünde ise ultra zenginler ve lüks hayatlar yer aldı. Bir yanda gün boyu aç halde eğitim gören çocuklar varken eski bir Milletvekilinin 5 yaşındaki çocuğuna doğum günü hediyesi olarak milyonluk lüks araç alması, ülkede yaşanan derin yoksulluk-ultra zenginlik çatışmasını bir kez daha gözler önüne serdi. Okullarda yaşanan beslenme sorununa ilişkin konuşan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, sadece beslenemediği için okulu bırakmak zorunda kalan öğrenciler olduğunun altını çizerken, lüks-yoksulluk çatışmasında da ‘tercih’ göndermesi yaptı.

beslenme

HAFTALIK HESAPLANIYOR

Ülkede gün aşırı gelen zamların öğrencilerin beslenmesini de etkilediğini belirten Kalafat, “Bir öğrencinin beslenme çantasının oluşturulması ya da kantin fiyatlarına ilişkin bir rakam veriyoruz ama bir hafta sonra o fiyat çok yüksek meblağlara çıkabiliyor. Bu ülkede enflasyon artık haftalık hesaplanıyor. Esnaflar da zamları çok hızlı yapabiliyorlar” dedi.

YEREL YÖNETİCİLERİN GÖREVLERİ

Seçim gündeminin ülkedeki mevcut yoksulluk gündemini değiştirmemesi gerektiğini belirten Kalafat, yerel yöneticilere eğitime destek çağrısında bulunarak “Ülkede iki seçim geçti. Çocukların gelecekleri, beslenmeleri ve eğitim kalitesinin yükselmesi için çok ciddi vaatler verildi. İktidarlar değişirler ya da değişmezler, yerel yönetimler değişirler ya da değişmezler. Çocuklar açısından baktığımızda biz alandan konuşuyoruz. Sonuç olarak çocuklar 3 ay önce nasıl beslenemiyorlarsa hala beslenemiyorlar. Okula beslenme götüremediği için okula devam etmeyen öğrenciler var. Sağlıklı beslenemediği için bedensel gelişimini tamamlayamıyor, zihinsel gelişimi de akademik başarısını etkiliyor. Bir şekilde okula gidiyor çocuklar ama aç karnına eğitimin içine ne kadar girebilir? Dolayısıyla bu kadar karanlık bir tablonun olduğu bir yerde biz seçim gündemiyle çok ilgilenmiyoruz. Elbette ki Türkiye’de bir değişimin olumlu bir tablo yaratabileceğini düşünüyoruz ama o değişime dair olan şeylerin öğrencilere yansıması çok geç oluyor. Yerel seçimde ülkede ciddi bir yerel yönetim değişimi yaşandı. Biz şunu söylüyoruz. Yerel yöneticilik; var olan toprakları imara açmak, rant getirecek belediyecilik yapmak değil yerel yöneticilik, ülkenin geleceği olan çocuklara yatırım yapmaktır. Biz yöneticilerden çocuklarımızın geleceği ve onların beslenmeleri açısından yerel yöneticilerinüzerlerine düşen görevleri yapmasını bekleriz. O zaman değişimin gerçekleştiğini düşünürüz” diye konuştu.

beslenme

PAHALILIĞIN YÜKÜ VELİLERE YÜKLENİYOR

Ülke kaynaklarının aktarımında eğitimin öncelikli olması gerektiğinin altını çizen Kalafat, “Beslenme çok yakıcı bir sorun olarak duruyor. Altı ay sonra okul kıyafetlerinin ne kadar pahalı olduğunu, dört ay sonra okul servis ücretlerinin ne kadar pahalı olduğunu konuşacağız. Ülke pahalı ve bu pahalılığın yükü öğrencilerle velilere yükleniyor. Bu bir tercih. Biz bu tercihten çıkılması gerektiğini düşünüyoruz. Ülkenin kaynaklarının öğrencilere, eğitimlere aktarılması gerektiğini, büyük holdinglere vergi afları yapmak yerine gelecekte ülkeyi yönetecek çocuklara yatırım yapmanın çok daha sağlıklı bir düşünüş tarzı olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

BAHANE ETME SÜRELERİ…

Beslenme probleminin, eğitimde yaşanan önemli bir sorunun kız çocukların okula gönderilmemesinde de bahane olarak kullanılarak kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırdığına dikkat çeken Kalafat, şunları söyledi: “Pandemiyle başlayan bir gerçek var. Uzaktan eğitim denilen tarifte bazı düşünüş tarzındaki insanlar çocuklarını özellikle kız çocuklarını okula göndermek istemediler. Onun gerekçesi de kafalarındaki o yoz ‘kızlar okumaz’ düşüncesi. Pandemiyle başlayan bahane etme süreleri bugün de ‘maddi imkanımız yok, okula gönderemiyoruz’ gibi bir hikayeye dönüşüyor. En çok etkilenenler kız çocukları. İzmir’de bizim temas ettiğimiz isimlerden 100 şikayet alıyorsak bunları 3 ila 5 tanesi beslenme temelli.”

yoksullık

BİZ BURADA BİR TERCİH ARARIZ

Ülkede yoksulluk çocukların sağlığını etkileyen seviyeye yükselmişken eski bir Milletvekilinin 5 yaşındaki çocuğuna doğum günü hediyesi olarak milyonluk lüks araç alması noktasında da ‘tercih’ vurgusu yapan Kalafat, “Kendisi, Meclis’in kapısına milyonluk lüks spor arabasıyla gelmişti. Hatta bazı siyasetçiler tarafından da ayıplanmıştı. O da ‘Bundan sonra bu arabayla gelmem’ demişti Türkiye’de çok karikatür işler yürüyor. Bu ülkenin temel problemi sağlık ve eğitimdir. Hastaneye gittiğinizde tedavi olamıyorsanız, çocuklarınızı okula gönderdiğinizde onların nitelikli, kaliteli, çağdaş, demokratik ve laik eğitim almalarını sağlayamıyorsanız, çocukların istihdamına yönelik bir sistem kuramıyorsanız biz burada bir tercih ararız. O da şu… Cahil bırakılmış toplumlar biat etmeye mahkumdurlar. İstedikleri şey bu. Geri, sofu, geleceksiniz eğitile çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar, 12 yıl boyunca bu sistemin içinde çocukları çürütüyorlar. Mesele oy vermeye geldiğinde de o cahil bırakılan insanlardan şatafatlarla, paralarıyla oyları satın almaya çalışarak gelecek yaratmaya çalışıyorlar. Bu da eğitimin başındaki isimden başlıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Meclis kürsüsünden tarikatları STK olarak tanımlamıştır. ‘Biz onlarla iş de yaparız, okulların kapısını da açarız’ demiştir. Ama tarikatlerdeki taciz vakalarına ilişkin bir değerlendirme yapmamıştır. Kafa böyle çalıştığında yoksulluğun ve ülkedeki ekonomik krizin bedelini öğrencilerle velilere ödetmek bir tercih oluyor. Biz bu tercihin karşısında duruyoruz” dedi.

Kaynak: TENZİLE AŞÇI

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.