TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Eğitimciden tasarruf: “Mevsimlik öğretmen”

Eğitim sistemi içerisinde öğretmenden tasarruf yapıldığını ve ‘taşeron-mevsimlik öğretmen’ anlayışının ortaya çıktığını kaydeden Başkan Yıldırım, “Sosyal destek programlarına ihtiyaç duyan bir öğretmen camiası ile karşı karşıyayız” dedi

Haber Giriş Tarihi: 23.09.2022 05:19
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Eğitimciden tasarruf: “Mevsimlik öğretmen”

SULTAN GÜMÜŞ KAYA / ÖZEL HABER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşa müjdelediği sosyal konut projesi konuşulmaya devam ederken, ödemelerin nasıl olacağı da tartışmaları beraberinde getirdi. Özellikle asgari ücretin altında bir maaş alan ücretli öğretmenler için durum daha da sıkıntılı. Başvuru yapmak isteyen ancak asgari ücret dahi alamadıkları için sosyal konuttan faydalanamayan öğretmenler, sosyal medya hesaplarından sesini duyurmaya çalışırken, Eğitim-İş İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım, ‘Taşeron / mevsimlik öğretmen’ çıkışıyla tartışmanın fitilini ateşledi.

DERDİMİZ ARKADAŞLARIMIZI ÜZMEK DEĞİL…

Başkan Yıldırım, şu sözleri gündeme getirdi: “Ücretli öğretmenlik denilen sistemin ücretli kölelik olduğunu her yerde, her fırsatta söylüyoruz. Derdimiz arkadaşlarımızı üzmek değil ama Türkiye’de böyle bir gerçek ile karşı karşıyayız. Bugün 700 binden fazla öğretmen adayı atama bekliyor. Bizim değil, Sayıştay’ın raporlarına göre 140 bine yakın da öğretmen ihtiyacımız var. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı ve hükümet son yıllarda yıllık 20 ila 30 bin arasında atama gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu ihtiyacı nasıl karşılıyor derseniz, geçtiğimiz yıl 90 bine yakındı, bu sene 100 binin üzerine çıkacağını düşünüyoruz. Arkadaşlarımızı çalıştığı kadar ücret ile yönetiyorlar ve tam sigorta yerine ayda 14-15 gün sigortalı gösteriyorlar. Bu durum ise taşeronlu öğretmen, mevsimlik öğretmen anlayışını karşımıza çıkarıyor.”

AYNI İŞ AMA DAHA AZ MAAŞ

Sözlerine devam eden Yıldırım, “Okullar açıkken çalışan, tatil günlerinde ve okullar kapanınca işsiz kalan arkadaşlarımız ile karşı karşıyayız. Yetkililerin öğretmenlikten tasarruf ettiklerini görüyoruz. Bu arkadaşlar bizimle aynı maaşı almıyorlar ama aynı işi yapıyorlar. Bir kadrolu öğretmenin maliyetine 2 ya da 3 öğretmen çalıştıran bir anlayış var. Bu sistem ne yazık ki hoşlarına gitti. Arkadaşlarımızın iş güvencesi yok, gelirleri bazen aynı okulda çalışan yardımcı hizmetler personelinden çok daha az olabiliyor. Hatta asgari ücretin bile altında olabiliyor. Yanlış hatırlamıyorsam temmuz ayında Sayın Cumhurbaşkanımız ücretli öğretmenlerin maaşlarının 5500 liraya çıkacağını söylemişti. Fakat biz şu müjdeyi beklerdik, ‘Ücretli öğretmenliğe son veriyoruz. Bundan sonra ihtiyacımız kadar öğretmen alacağız. Ve bütün öğretmenlerimiz kadrolu, iş güvenceli bir ortamda, sosyal haklarına sahip bir şekilde çalışacak’. Geçen gün yine Sayın Milli Eğitim Bakanımızın bir açıklaması vardı, ‘Mühendisler de atanamadı ama sizin kadar ağlamadı’ diye. Haklı, kendisi mühendis ve biz öğretmenlerin neler çektiğini anlamayan bir duygudan uzak. En azından bu cümleyi kurmamasını bekliyordum” dedi.

Öte yandan, her fırsatta dile getirilen ve öğretmenlerin maaşı olarak nitelendirilen 16 bin bandına da değinen Yıldırım, “Kadrolu öğretmenlerin birçoğu 16 bin lira gelire sahip değil. Sosyal destek programlarına ihtiyaç duyan bir öğretmen camiası ile karşı karşıyayız. Yaklaşık 25 yıldır bu işi yapan benim bile aylık gelirim 16 bin lirayı bulmuyor” ifadelerini kullandı.

BÖLÜP, AYRIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR

“Öğretmenin itibarsızlaştırıldığı çok zor günlerden geçiyoruz” diyen Başkan Yıldırım, Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınavlarını da yorumladı. Sınav dolayısıyla velilerin ve öğrencilerin öğretmen seçmeye başlayacağını kaydeden Yıldırım, “Son 15-20 yıldır gerçek anlamda öğretmene ve öğretmenlik mesleğine yetkililer tarafından, kamuoyunun bir kısmı tarafından saldırılar gerçekleşiyor. Bu saldırılar bazen fiiliyatta olduğu gibi bazen de uygulamalı olabiliyor… Öğretmenlik bir öğretme sanatıdır anlayışında uzaklaşılmıştır. Öğretmenlik zaten uzmanlık gerektiren bir meslektir. Öğretmen Kariyer Basamakları Sınavı ile bizi bölüp, parçalayıp, ayrıştırmaya çalışıyorlar. Hissettiğimiz bu. Aksini iddia edebilirler. Veli ve öğrenci, öğretmen seçmeye başlayacak. Geri adım atılmazsa ve bu sınav uygulanmaya devam ederse okullarda kaotik bir ortam oluşacak. Eğitim-öğretim zaten bu kadar karışıkken bir de okulların böylesine ucube bir sistemle baş başa bırakılması ve her şeyden de önemlisi yoksunluğun derinleştiği bu süreçte öğretmenlerin sınavlara başvuru yapma zorunluluğu çok kötü. Ekonomik kriz ile baş başa kalmış, bugün yoksulluk sınırının çok altında bir maaş alan, çocuklarını okutmak zorunda kalan meslektaşlarımız var. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar bizi” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.