Öğretmekten çok eğitmeyi amaçlıyoruz

EMİNE YALÇIN - Şair Eşref İlkokulu’nun Müdürü Turgut Bilici, 1996 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduğunu ve ilk atamasının İzmir İline olduğunu ifade ederek, Şair Eşref İlkokulu’nda da yaklaşık 4 aydır müdür olarak görevini sürdürdüğünü söyledi.

BİZ TÜM ÖĞRENCİLERİN ÖĞRENMELERİNİ SAĞLAMAK İÇİN VARIZ

Okulun Cumhuriyet Mahallesi’nde yer aldığını dile getiren Bilici, öğrenci mevcudunun 648 kişi olduğunu ve 4+4+4 sistemine geçilmesi sonrasında ilkokula dönüştüklerini belirtti. Bilici, hem öğretmenler hem de öğrenenler birbirlerinin öğrenmesi ve gelişmesine yardımcı olmanın önemine inanmalarını vizyon edindiklerini vurgulayarak, okulun misyonunu şu şekilde açıkladı: “Biz bütün öğrencilerin öğrenmelerini sağlamak, onların bilgili, becerili, kendine güvenen bireyler olarak yetişmelerine fırsat tanımak ve onlara yirmi birinci yüzyılın gelişen ihtiyaçlarına cevap verebilecek beceriler kazandırmak için varız.”

CİDDİ ANLAMDA İLERLEDİĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORUM

Bilici, okulun bulunduğu çevrede yaşayan vatandaşların sosyo-ekonomik durumlarının zayıf olduğunu ifade ederek, eğitime bakış açılarının değişmesi için ciddi anlamda çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. Okulun bulunduğu çevrenin çocukluğunun geçtiği bölgeye benzemesinden dolayı çocukken beklediklerini okulun bulunduğu bölgede gerçekleştirme fırsatı bulduğunu açıklayan Bilici, “Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın ekonomik gelirlerinin düşük olmasından dolayı çocuklarından beklentileri alt seviyede. Beklentilerin alt seviyede olması okula da yansıyor. Çocuklardan beklenti az olunca siz hedeflerinize ulaşmak için zorluk çekiyorsunuz. Okula geldiğim ilk günden bugüne bu konu hakkında ciddi çalışmalar yapıyoruz. Ailelerimizin kabullenmiş tavrını yıkmak için çaba harcıyoruz. Her bireyin eğitim aşamasında maksimum düzeyde fayda sağlamasını arzu ediyoruz. Rehberlik servisimiz ile birlikte ailelerimize yönelik veli toplantıları düzenliyoruz. Velilerde var olan ön yargıyı ve kabullenmiş tavırlarını yıkmak için uğraşıyoruz. Mesela veliler okulun bilişim alanındaki eksikliğini hiç fark etmemişler. Her okulda hemen hemen her sınıfta projeksiyon varken bizim okulumuzda sadece ortak alanda kullanılabilen projeksiyon ve bilgisayar var. Velinin bu eksiklikleri fark etmemesini ben kabullenişe bağlıyorum. Çünkü artık okullara projeksiyon ve bilgisayar sağlanması eskisi kadar zor değil. Bağış ya da hibe yoluyla bile sağlanabilir. Bunun içinde bir çaba sarf edilmemiş. Hedefimiz tüm sınıflarımıza projeksiyon ve bilgisayar sağlamak. Bunun için çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. Yine ‘Fatih’ projesi kapsamında öncelik sağlamışsak bu problemimiz tamamen ortadan kalkmış olacak. 4 ay boyunca da ciddi manada ilerlediğimizi düşünüyorum. Velinin olumsuz kabullenişi yıkmak için önümüzdeki eğitim ve öğretim yılı içerisinde de çalışmalarımız devam edecek” dedi.

ÇOCUKLARIMIZ TOPRAK İLE HAŞIR NEŞİR OLAMIYOR

Okulun 1968 yılında inşa edildiğini belirten Bilici, eski bir bina olmasından dolayı eğitim formatına uygun olmadığını öne sürdü. Bilici, “Okulumuzda mevcut olan pencere doğramaları demir doğramadan yapılmış. Ciddi anlamda izolasyon sıkıntısı var. Tuvaletlerimizi belediye ile yaptığımız görüşmeler sonucunda yeniledik. Alanın tamamının asfalt olması bizim için büyük bir eksiklik. Çünkü çocuklarımız toprak ile haşır neşir olamadığı gibi yaralanmalara sebebiyet veriyor. Okulumuzda kütüphane yok. Ama sivil toplum kuruluşları ile irtibata geçtik. Okulumuzda atıl durumda olan bir odamız var. Orayı dizayn ederek kütüphane yapacağız. Okulumuzun var olan eksiklikleri ile ilgili gerekli yerlerle görüştük. İnanıyoruz ki zaman içerisinde var eksikliklerimiz giderilecek” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARIMIZA ÖNCELİKLE BİZ ÖRNEK OLUYORUZ

Bilici, Karşıyaka İlçe Milli Eğitim’in ‘Değerler Eğitimi’ adı altında başlatmış olduğu projeyi anlatarak, “Saygı, hoşgörü ve selamlaşma bu ayki konumuzdu. Bu proje ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Çocuklarımızın birbirlerine hoşgörülü olmalarını, birbirlerine selam vermelerini ve birbirlerine saygılı olmalarını anlatıyoruz. İdare olarak çocuklarımıza öncelikle biz örnek oluyoruz. Okulumuzda bulunan çocuklarımız selam vermeye ya da almaya uzak kalmışlar. Ama zaman içerisinde yavaş yavaş bu davranışları çocuklarımıza kazandıracağız. Okul içinde sınıf içinde yarışmalar düzenliyoruz. Sınıf içinde belirlenen kategorilerde her hafta bir öğrenci seçiliyor. Ayrıca velilerimize yönelikte çeşitli etkinlikler yapılıyor. Velilerimize faydalı olabilecek konular hakkında kendilerini geliştirmeleri için uğraşıyoruz. Velilerimiz de bu noktada kendilerini geliştirmek için çok istekliler” diye konuştu.

ÖNEMLİ OLAN ÇOCUKLARIMIZIN MESLEĞİ DEĞİL…

Eğitimin anne karnında başladığını vurgulayan Bilici, günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı ile velilerin eğitime bakış açılarının farklılık gösterdiğini söyledi. Bilici, sözlerini şöyle tamamladı: “Milli Eğitim Bakanlığı öğrencinin ilgi ve yeteneklerine göre mutlu olabileceği bir meslek edindirme çerçevesi içinde çalışıyor. Hiçbir aileye çocuklarının doktor ya da mühendis olacaklarına dair söz vermiyor. Ama veliler olaya bu şekilde bakmıyor. Veli çocuklarının iyi meslek sahibi olmasını istiyor. Ama önemli olan çocuklarımızın mesleği değil sahip oldukları mesleği dürüst bir şekilde icra etmesidir. Bu okulda çocuklarımıza öğretmekten çok eğitmek gibi büyük bir amacımız var. Bununda ancak öğretmen, veli ve öğrenci ile birlikte sağlanabileceğini inanıyorum.”

HER BİRİ AYRI BİR DÜNYA

Şair Eşref İlkokulu’nun Rehber Öğretmeni Şeniz Sönmez ise her çocuğun ayrı bir fiziksel yapısı, kişilik özelliği, davranış şekli, psikososyal özellikleri, anlayışı, duygusal yapısı, zeka kapasitesi ve gelişimi bulunmakta olduğunu belirterek, sözlerini şöyle bitirdi: “Bütün bu farklılıklar, genetik özelliklerimizle başlayıp aile ortamı, eğitim hayatı ve devamlı değişen çevre şartları ile etkileşince ortaya her biri ayrı bir dünya olan çocuklarımız çıkmaktadır. Çocukların genel davranış özelliklerini tam olarak anlamak ve dünyalarına inebilmek onların sağlıklı gelişebilmeleri ve doğru yönlendirilmeleri açısından çok önemlidir. Bazı aileler, çocuklarının sadece fiziksel bakımlarına yönelik beslenme, barınma, sağlık problemlerini gözetip onların olaylar karşısındaki düşüncelerini, tepkilerini, üzüntülerini, sevinçlerini, gerektiği kadar hesaba katmazlar. Oysa çocuk eğitiminde çocuğun gerektiği şekilde yetiştirilmesi öncelikli olarak ailede başlar, eğitim hayatıyla devam eder. Her bir çocuğu ayrı bir dünya olarak kabul edip, onların dünyasına inebilmek, ancak eğitim, anne babanın bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi ile olacaktır. Bu noktada çocuklarımıza ailede ve eğitim hayatlarında öncelikle koşulsuz sevildiklerini, kendilerini güvende hissettirebilmek ve güven duymak, kişilik yapılarına saygılı olarak gelişim ve kapasitelerinin üzerinde beklentiye girmemek, onlara yeterince zaman ayırmak, tutarlı bir disiplin anlayışı benimsemek, olumlu davranışları yerinde görüp takdir etmek biz eğitimcilerin ve ailelerin üzerine düşen öncelikli görevlerimizdendir.”

ŞAİR EŞREF İLKOKULU’NUN TARİHÇESİ NEDİR?

Şair Eşref İlkokulu Karşıyaka ilçe Milli Eğitim’ine bağlı olup Karşıyaka ilçesinin Cumhuriyet Mahallesi’nde 1968 yılında 5 sınıflık A blok olarak yapılmıştır.1973 yılında A Blok’a ek olarak B blok yapılmış ve 1984 yılında C blok ilave edilerek 15 derslik olmuştur. Okulumuz ismini Türk Edebiyatı’nın hiciv ustası, nüktedan Şair Eşref’ten almıştır.