Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesinde, “Müze Söyleşileri” kapsamında “Aile Albümlerinden Ebedi Hatıralar” söyleşisi düzenlendi
Haber Giriş Tarihi: 16.05.2024 10:50
Haber Güncellenme Tarihi: 16.05.2024 10:50
Kaynak:
Ege Ajans
Moderatörlüğünü EÜ İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zühal Özel Sağlamtimur’un yaptığı söyleşide konuşmacı olarak koleksiyoner İpek Cabadak yer aldı. Söyleşiye; EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko, akademisyenler, koleksiyon meraklıları ve öğrenciler katıldı.
“Kendimi görüntü serüvencisi olarak nitelendiriyorum”
Erken Cumhuriyet Dönemi fotoğraflarının yer aldığı söyleşide koleksiyoner İpek Cabadak, dönemin fotoğraf sanatçılığından, fotoğrafların hikayesinden ve İzmir’in ünlü Müslüman ve gayrimüslim fotoğraf sanatçılarından bahsetti. Üniversite yıllarında fotoğraf sanatına bağlı olarak koleksiyonerliğe başladığını belirten Cabadak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden genç Cumhuriyet’e kadar olan süreçte fotoğraflarda kadının yerini sorgulamaya başlamasıyla bakış açısını daha da genişleterek dönemin fotoğraflarını mercek altına aldığını söyledi. Cabadak, “Ben kendimi bir görüntü serüvencisi olarak nitelendiriyorum. Üniversitede başlayan koleksiyonerlik serüveni bana ömür boyu eşlik eden ve yaşamımda çok özel bir alan açıp hiç bitmeyen bir süreç oldu. Bu dünya bana ait bir dünya” diyerek, fotoğraf sanatı ve koleksiyonerliğe duyduğu heyecanı katılımcılarla paylaştı.
“Özel bir seçki yapmaya çalıştım”
Seçkide yer alan her bir fotoğrafı farklı bakış açılarından sunan Cabadak, “Sizlerle paylaşacağım seçki çok özenle çalışılmış, özel bir seçki. Normalde koleksiyoncular geniş alanla başlayıp daha sonra özel bir alana yöneliyorlar. Benim serüvenim tamamen bir merakla başladı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e evrilen bir toplumda sinema, televizyon, fotoğraf gibi görüntünün çatı olduğunu, bölümde sanat birliğiyle ifadenin söz konusu olduğu entelektüel bir yere geldiğiniz zaman birtakım şeyleri bilinçli merak etmeye başlıyorsunuz. Bu koleksiyonun özel bir çerçevesi var. Evrilen toplumdaki kadın gelip de, bir erkek fotoğrafçı önünde, bir mahrem alanda objektifin karşısında bu değişik fotoğrafları nasıl verdiğine dair bir merakım vardı. Geleneksel olarak Osmanlı toplumunda siluetin tasvirinin yasak olmasından başlayan; ‘Müslümanlıkta tasvir geleneği yoktur, dini olarak yasaktır’ gibi inançların geldiği toplumda hepimiz biliyoruz ki Osmanlı döneminde de padişah portrelerinden başlayıp, Tasvir-i Hümayun Madalyonuna, II. Mahmut’a kadar hem tasvir geleneği oluşmuş hem de Batı’yla olan ilişkilerde onlara benzemek için yapılmıştır” dedi.
“Sıradan olmayan kadınlar”
Koleksiyondaki fotoğraflarda yer alan kadınlardan bahseden Cabadak, “Bu merakla başlayıp, daha geniş bir alanda gelişen bu koleksiyon, stüdyoda çekilmiş kadın fotoğrafları hatta tuhaf görünümlü kadın fotoğrafları diyebileceğimiz, sıradan olmayan kadın fotoğraflarından oluşuyor. Koleksiyonumun özellikle İzmir çıkışlı olmasına dikkat ediyorum. İzmir’in kendi görsel mirasını ve kolektif kent benliğini İzmir’de tutmak adına da koleksiyondan hiçbir fotoğrafı paylaşmıyorum” diye konuştu.
“Ticari meta halinden sıyrılıp, müzelerde yer almaları gerekiyor”
Fotoğrafların ticari meta halinden çıkması gerektiğini, mirasın yalnızca sonraki kuşaklara değil sanatseverlere de ait olduğunu vurgulayan Cabadak, “Burada göreceğimiz fotoğrafların çoğu bir fotoğraf çektirme niyetiyle stüdyoya giden kişilerin fotoğrafları. Onların özel anı ve hatıraları için çektirdikleri bu fotoğraflar bu albümlerde kalıyor, yaşıyor. Kişilerin vefatından sonra çeşitli nedenlerle bu fotoğraflar kimsesiz kalmaya başlıyor. Bir görsel miras olarak, çocuklara, torunlara bırakıldığında da yeterince kıymeti bilinmiyor. Ancak bu miras ne yok oluyor ne de kayboluyor. Neyse ki bu fotoğraflar tedarik ortamlarına geliyor ve bizim gibi meraklılar için böyle eşsiz fotoğrafları edinme şansı oluşuyor. Özellikle ‘Müzecilik Haftası’na yaklaştığımız bugünlerde temennim, bu değerli fotoğrafların artık bir ticari meta halinden sıyrılıp, yavaş yavaş kültürel miras objesi olarak değerlendirilmeleri ve bu şekilde bir alan açılarak korunmaya alınmaları sağlanması” diye konuştu.
Söyleşi sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan koleksiyoner İpek Cabadak’a, Prof. Dr. Özel Sağlamtimur söyleşi hatırası hediye takdim etti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesinde, “Müze Söyleşileri” kapsamında “Aile Albümlerinden Ebedi Hatıralar” söyleşisi düzenlendi
Moderatörlüğünü EÜ İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zühal Özel Sağlamtimur’un yaptığı söyleşide konuşmacı olarak koleksiyoner İpek Cabadak yer aldı. Söyleşiye; EÜ Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Maktal Canko, akademisyenler, koleksiyon meraklıları ve öğrenciler katıldı.
“Kendimi görüntü serüvencisi olarak nitelendiriyorum”
Erken Cumhuriyet Dönemi fotoğraflarının yer aldığı söyleşide koleksiyoner İpek Cabadak, dönemin fotoğraf sanatçılığından, fotoğrafların hikayesinden ve İzmir’in ünlü Müslüman ve gayrimüslim fotoğraf sanatçılarından bahsetti. Üniversite yıllarında fotoğraf sanatına bağlı olarak koleksiyonerliğe başladığını belirten Cabadak, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden genç Cumhuriyet’e kadar olan süreçte fotoğraflarda kadının yerini sorgulamaya başlamasıyla bakış açısını daha da genişleterek dönemin fotoğraflarını mercek altına aldığını söyledi. Cabadak, “Ben kendimi bir görüntü serüvencisi olarak nitelendiriyorum. Üniversitede başlayan koleksiyonerlik serüveni bana ömür boyu eşlik eden ve yaşamımda çok özel bir alan açıp hiç bitmeyen bir süreç oldu. Bu dünya bana ait bir dünya” diyerek, fotoğraf sanatı ve koleksiyonerliğe duyduğu heyecanı katılımcılarla paylaştı.
“Özel bir seçki yapmaya çalıştım”
Seçkide yer alan her bir fotoğrafı farklı bakış açılarından sunan Cabadak, “Sizlerle paylaşacağım seçki çok özenle çalışılmış, özel bir seçki. Normalde koleksiyoncular geniş alanla başlayıp daha sonra özel bir alana yöneliyorlar. Benim serüvenim tamamen bir merakla başladı. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e evrilen bir toplumda sinema, televizyon, fotoğraf gibi görüntünün çatı olduğunu, bölümde sanat birliğiyle ifadenin söz konusu olduğu entelektüel bir yere geldiğiniz zaman birtakım şeyleri bilinçli merak etmeye başlıyorsunuz. Bu koleksiyonun özel bir çerçevesi var. Evrilen toplumdaki kadın gelip de, bir erkek fotoğrafçı önünde, bir mahrem alanda objektifin karşısında bu değişik fotoğrafları nasıl verdiğine dair bir merakım vardı. Geleneksel olarak Osmanlı toplumunda siluetin tasvirinin yasak olmasından başlayan; ‘Müslümanlıkta tasvir geleneği yoktur, dini olarak yasaktır’ gibi inançların geldiği toplumda hepimiz biliyoruz ki Osmanlı döneminde de padişah portrelerinden başlayıp, Tasvir-i Hümayun Madalyonuna, II. Mahmut’a kadar hem tasvir geleneği oluşmuş hem de Batı’yla olan ilişkilerde onlara benzemek için yapılmıştır” dedi.
“Sıradan olmayan kadınlar”
Koleksiyondaki fotoğraflarda yer alan kadınlardan bahseden Cabadak, “Bu merakla başlayıp, daha geniş bir alanda gelişen bu koleksiyon, stüdyoda çekilmiş kadın fotoğrafları hatta tuhaf görünümlü kadın fotoğrafları diyebileceğimiz, sıradan olmayan kadın fotoğraflarından oluşuyor. Koleksiyonumun özellikle İzmir çıkışlı olmasına dikkat ediyorum. İzmir’in kendi görsel mirasını ve kolektif kent benliğini İzmir’de tutmak adına da koleksiyondan hiçbir fotoğrafı paylaşmıyorum” diye konuştu.
“Ticari meta halinden sıyrılıp, müzelerde yer almaları gerekiyor”
Fotoğrafların ticari meta halinden çıkması gerektiğini, mirasın yalnızca sonraki kuşaklara değil sanatseverlere de ait olduğunu vurgulayan Cabadak, “Burada göreceğimiz fotoğrafların çoğu bir fotoğraf çektirme niyetiyle stüdyoya giden kişilerin fotoğrafları. Onların özel anı ve hatıraları için çektirdikleri bu fotoğraflar bu albümlerde kalıyor, yaşıyor. Kişilerin vefatından sonra çeşitli nedenlerle bu fotoğraflar kimsesiz kalmaya başlıyor. Bir görsel miras olarak, çocuklara, torunlara bırakıldığında da yeterince kıymeti bilinmiyor. Ancak bu miras ne yok oluyor ne de kayboluyor. Neyse ki bu fotoğraflar tedarik ortamlarına geliyor ve bizim gibi meraklılar için böyle eşsiz fotoğrafları edinme şansı oluşuyor. Özellikle ‘Müzecilik Haftası’na yaklaştığımız bugünlerde temennim, bu değerli fotoğrafların artık bir ticari meta halinden sıyrılıp, yavaş yavaş kültürel miras objesi olarak değerlendirilmeleri ve bu şekilde bir alan açılarak korunmaya alınmaları sağlanması” diye konuştu.
Söyleşi sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan koleksiyoner İpek Cabadak’a, Prof. Dr. Özel Sağlamtimur söyleşi hatırası hediye takdim etti.
Kaynak: Ege Ajans
İzmir elektrik kesintisi: 31 Ekim 2024 İzmir'de elektrikler ne zaman gelecek?
Cezalar ve sınırlamalar gelmezse silahsız kimse kalmayacak
İzmir'de toplu taşımaya zam: İşte yeni bilet fiyatı
‘Türkiye Kart’ ücreti belli oldu!
Asgari ücret zammı yüzde 25’i geçmez
İzmir haber: Konak’ta boş binada yangın
İzmir'de emniyet ve jandarmaya 988 yeni araç teslim edildi
Buca Metrosu’nda tarihi gelişme: Tünel açma makineleri ışığı gördü
Çiğli’de arka arkaya iki Kent Lokantası kapılarını açıyor
İzmir’de bugün hava nasıl olacak? 31 Ekim İzmir günlük hava durumu
Son Girilen Haberler
TBMM'de gergin anlar!
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda DEM Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ile komisyon başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş arasında 'bilinmeyen dil' tartışması yaşandı
MasterChef Ördek Pastilla tarifi: Ördek Pastilla nasıl yapılır?
MasterChef'te bugün yapılan Ördek Pastilla merak konusu oldu. Biz de sizler için haberimizde berliner tarifine yer verdik. Peki, Ördek Pastilla nasıl yapılır? İşte MasterChef Ördek Pastilla tarifi...
Serdar Saatçı'nın sağlık durumu nasıl?
Trabzonspor Serdar Saatçı'nın sağlık durumuyla ilgili açıklama yaptı