Beslenme krizinin gölgesinde başlayan eğitim yılının, öğrenciler için her geçen gün daha fazla tehdit oluşturduğunu belirten Kayacılar, “Çocukların beslenmesi, milli güvenlik problemi haline geldi ve ülkemizin geleceğini tehdit eder düzeyde” dedi
Haber Giriş Tarihi: 09.09.2024 08:48
Haber Güncellenme Tarihi: 09.09.2024 10:38
Kaynak:
HABER MERKEZİ
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER- 2024-2025 eğitim öğretim yılı bugün çalan ilk ders ziliyle başladı. 20 milyondan fazla öğrenci çalan ilk ders ziliyle birlikte okullarına başlayacak. Fakat yıllardır Türkiye’nin değişmeyen gerçeği olan gıda krizi ve sağlıklı gıdaya erişememe ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumlar sebebiyle gün geçtikçe tüm velileri daha zor duruma düşürüyor. Uluslararası Öğerenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 verilerine göre, Türkiye’deki her beş öğrenciden biri haftada en az bir kere parası olmadığı için okulda yemek yiyemiyor. Veliler tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan bir öğün ücretsiz yemek talebi ise yıllardır cevapsız kalıyor. Çocukların sağlıklı ve yeterli gıdaya erişiminin günümüzde kritik seviyelere ulaştığına dikkat çekerek uyarılarda bulunan Biyolog ve Beslenme Uzmanı Can Kayacılar, “Çocukların beslenmesi, ülke adına bir milli güvenlik problemi haline geliyor. Çünkü gelişim çağındaki çocukların doğru şekilde vitaminler alması, kaliteli proteinlerce zengin beslenmesi, hem fiziki gelişimde hem de zihinsel gelişimde büyük rol oynuyor” diye konuştu.
MİLLİ GÜVENLİK SORUNU
Ülkemizde ekonomik problemler arttıkça, insanların besleyici gıdalara erişiminin de gün geçtikçe arttığını belirten Kayacılar, “Ekonomik olarak sağlıklı gıdayı satın alamamak bir kenara, üretici tarafında da gıdanın piyasaya fiyatını ‘uygun hale getirebilmek’ amacıyla yine dengeli gıdalardan uzaklaşıp, daha ucuz olan karbonhidratça zengin gıdalar üretiliyor. Durum böyle olunca hem üretici tarafında hem de tüketici tarafında sağlık bileşenlerine erişim oldukça zorlaşıyor. Bu konuda özellikle çocukların beslenmesi, ülke adına bir milli güvenlik problemi haline geliyor. Çünkü gelişim çağındaki çocukların doğru şekilde vitaminler alması, kaliteli proteinlerce zengin beslenmesi, kaliteli yağ içeriklerine erişmesi hem fiziki gelişimde hem de zihinsel gelişimde büyük rol oynuyor. Çocukluk çağında yaşanılan ve bu bahsedilen sağlık bileşenlerinin alınamadığı durumlarda yaşanan ‘gizli açlık’ konusu, ülkemizin geleceğini de tehdit eder düzeye gelmiş durumdadır. Dünya’da yaşanılan gıda problemlerine bağlı olarak gıdaların fiyatları en fazla yüzde 5-6 bandında artarken, Türkiye’de yüzde 40-60 bandında geri dönülemez bir artış, sağlıklı gıdaya erişimin haricinde, gıdaya da erişimi zorlaştırmış durumdadır” ifadelerini kullandı.
TOPLUMSAL YARA
Çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimleri için özellikle proteine, Omega-3 yağ asitlerine ve mor meyvelerde bulunan antioksidanlara ihtiyaç duyduğunu fakat yaşanan gıda krizi sebebiyle beslenme çantalarının boş kaldığını ifade eden Kayacılar, “Bu bileşenler, bir çocuğun çok daha sağlıklı büyümesine, hava kirliliği ya da salgın hastalıklar gibi engellenmesi çok zor olan çevre şartlarıyla mücadelede en etkili çözüm yollarının başında gelmektedir. Bunlara ek olarak bitkisel proteinler ve prebiyotik lifler de geleceğin beslenmesinde yer alan ana gıda bileşenlerini oluşturmaktadır. Çocuklarda özellikle B ve D vitamini eksiklikleri ve kalsiyum magnezyum gibi mineral eksiklikleri de enerjisizlik, mental gelişim problemleri ve kas kitlesi kazanamama gibi problemler kendini göstermektedir. Türkiye’de her gün yüz binlerce çocuk, beslenme çantasını dolduracak bir öğün bile bulamıyor. Onların aç karnına okula gitmesi sadece bir aile sorunu değil, toplumsal bir yara. Yetkililerin bu acı tabloya gözlerini kapatmaması, acilen bir çözüm bulması gerekiyor” dedi.
BİRÇOK ÜLKEDE ÜCRETSİZ YEMEK VAR
Türkiye’de çocukların beslenmesinde sınıfsal ayrım gözetmeksizin ciddi problemler yaşandığına dikkat çeken Kayacılar, “Ülkemizde sınıfsal ayrım gözetmeksizin, büyüklerimiz kadar çocuklarımızın da beslenmelerinde çok büyük problemler, çok büyük yetersizlikler görüyorum. Proteine erişememek kadar örneğin proteine çok fazla erişebilmek de gelecekte kalp-damar problemlerine ya da kanser gibi amansız hastalıklara yakalanabilme riskini çokça arttırabilmektedir. Ülkemizde bana kalırsa “dengeli beslenme” ve özellikle antioksidanca beslenme konusunda çok büyük bilgi kirliliği ve üretim problemleri görülmektedir. Yani beslenmemizde “antioksidanlara” olan ilgimiz ve bu konudaki bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Birçok ülkede okullarda ücretsiz yemek programları uygulanıyor. Türkiye’de de benzer bir sistemin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu, hem çocukların sağlıklı gelişimi hem de eğitimde fırsat eşitliği için kritik bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Beslenme krizinin gölgesinde başlayan eğitim yılının, öğrenciler için her geçen gün daha fazla tehdit oluşturduğunu belirten Kayacılar, “Çocukların beslenmesi, milli güvenlik problemi haline geldi ve ülkemizin geleceğini tehdit eder düzeyde” dedi
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER- 2024-2025 eğitim öğretim yılı bugün çalan ilk ders ziliyle başladı. 20 milyondan fazla öğrenci çalan ilk ders ziliyle birlikte okullarına başlayacak. Fakat yıllardır Türkiye’nin değişmeyen gerçeği olan gıda krizi ve sağlıklı gıdaya erişememe ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumlar sebebiyle gün geçtikçe tüm velileri daha zor duruma düşürüyor. Uluslararası Öğerenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 verilerine göre, Türkiye’deki her beş öğrenciden biri haftada en az bir kere parası olmadığı için okulda yemek yiyemiyor. Veliler tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan bir öğün ücretsiz yemek talebi ise yıllardır cevapsız kalıyor. Çocukların sağlıklı ve yeterli gıdaya erişiminin günümüzde kritik seviyelere ulaştığına dikkat çekerek uyarılarda bulunan Biyolog ve Beslenme Uzmanı Can Kayacılar, “Çocukların beslenmesi, ülke adına bir milli güvenlik problemi haline geliyor. Çünkü gelişim çağındaki çocukların doğru şekilde vitaminler alması, kaliteli proteinlerce zengin beslenmesi, hem fiziki gelişimde hem de zihinsel gelişimde büyük rol oynuyor” diye konuştu.
MİLLİ GÜVENLİK SORUNU
Ülkemizde ekonomik problemler arttıkça, insanların besleyici gıdalara erişiminin de gün geçtikçe arttığını belirten Kayacılar, “Ekonomik olarak sağlıklı gıdayı satın alamamak bir kenara, üretici tarafında da gıdanın piyasaya fiyatını ‘uygun hale getirebilmek’ amacıyla yine dengeli gıdalardan uzaklaşıp, daha ucuz olan karbonhidratça zengin gıdalar üretiliyor. Durum böyle olunca hem üretici tarafında hem de tüketici tarafında sağlık bileşenlerine erişim oldukça zorlaşıyor. Bu konuda özellikle çocukların beslenmesi, ülke adına bir milli güvenlik problemi haline geliyor. Çünkü gelişim çağındaki çocukların doğru şekilde vitaminler alması, kaliteli proteinlerce zengin beslenmesi, kaliteli yağ içeriklerine erişmesi hem fiziki gelişimde hem de zihinsel gelişimde büyük rol oynuyor. Çocukluk çağında yaşanılan ve bu bahsedilen sağlık bileşenlerinin alınamadığı durumlarda yaşanan ‘gizli açlık’ konusu, ülkemizin geleceğini de tehdit eder düzeye gelmiş durumdadır. Dünya’da yaşanılan gıda problemlerine bağlı olarak gıdaların fiyatları en fazla yüzde 5-6 bandında artarken, Türkiye’de yüzde 40-60 bandında geri dönülemez bir artış, sağlıklı gıdaya erişimin haricinde, gıdaya da erişimi zorlaştırmış durumdadır” ifadelerini kullandı.
TOPLUMSAL YARA
Çocukların zihinsel ve fiziksel gelişimleri için özellikle proteine, Omega-3 yağ asitlerine ve mor meyvelerde bulunan antioksidanlara ihtiyaç duyduğunu fakat yaşanan gıda krizi sebebiyle beslenme çantalarının boş kaldığını ifade eden Kayacılar, “Bu bileşenler, bir çocuğun çok daha sağlıklı büyümesine, hava kirliliği ya da salgın hastalıklar gibi engellenmesi çok zor olan çevre şartlarıyla mücadelede en etkili çözüm yollarının başında gelmektedir. Bunlara ek olarak bitkisel proteinler ve prebiyotik lifler de geleceğin beslenmesinde yer alan ana gıda bileşenlerini oluşturmaktadır. Çocuklarda özellikle B ve D vitamini eksiklikleri ve kalsiyum magnezyum gibi mineral eksiklikleri de enerjisizlik, mental gelişim problemleri ve kas kitlesi kazanamama gibi problemler kendini göstermektedir. Türkiye’de her gün yüz binlerce çocuk, beslenme çantasını dolduracak bir öğün bile bulamıyor. Onların aç karnına okula gitmesi sadece bir aile sorunu değil, toplumsal bir yara. Yetkililerin bu acı tabloya gözlerini kapatmaması, acilen bir çözüm bulması gerekiyor” dedi.
BİRÇOK ÜLKEDE ÜCRETSİZ YEMEK VAR
Türkiye’de çocukların beslenmesinde sınıfsal ayrım gözetmeksizin ciddi problemler yaşandığına dikkat çeken Kayacılar, “Ülkemizde sınıfsal ayrım gözetmeksizin, büyüklerimiz kadar çocuklarımızın da beslenmelerinde çok büyük problemler, çok büyük yetersizlikler görüyorum. Proteine erişememek kadar örneğin proteine çok fazla erişebilmek de gelecekte kalp-damar problemlerine ya da kanser gibi amansız hastalıklara yakalanabilme riskini çokça arttırabilmektedir. Ülkemizde bana kalırsa “dengeli beslenme” ve özellikle antioksidanca beslenme konusunda çok büyük bilgi kirliliği ve üretim problemleri görülmektedir. Yani beslenmemizde “antioksidanlara” olan ilgimiz ve bu konudaki bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Birçok ülkede okullarda ücretsiz yemek programları uygulanıyor. Türkiye’de de benzer bir sistemin hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu, hem çocukların sağlıklı gelişimi hem de eğitimde fırsat eşitliği için kritik bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.
Kaynak: HABER MERKEZİ
İzmir'de otizmli çocuğa cinsel istismar davasında emsal karar
Sıfır faizli kredi çekmenin tam zamanı: Faizsiz kredi veren bankalar hangileri?
İncel grupları nedir? Sosyal medyada yetersizlik algısı ve etkileri
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı ceza açıklandı
Aslanoğlu: Tugay'ın şerhi İzmir'in şerhidir
Altay kupaya veda etti
Ferit Demir, İzmirli meslektaşlarıyla buluşuyor
Yapay zeka İzmir'in en sakin ilçesini açıkladı: Huzur nerede bulunuyor?
Karşıyaka’da kadına şiddete karşı çalışma
İzmir’i inşa edenler galada buluştu
Son Girilen Haberler
Kamuya ait taşınır malların kullanımıyla ilgili esaslar düzenlendi
Hazine ve Maliye Bakanlığının "Taşınır Mal Yönetmeliği" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Eğitim-İş’ten Başkan Şen çocuk işçi ölümlerine dikkat çekti, MESEM’i işaret etti
2023-2024 eğitim öğretim döneminde en az 66 çocuk işçinin hayatını kaybettiğini aktaran Eğitim-İş’ten Başkan Şen, eğitimden vazgeçiş kadar işçiliğe yönelimin de arttığını vurguladı
Samsun’da hangi dağlar var? Samsun’un en yüksek dağı hangisi?
Samsun, Karadeniz bölgesinin en çok turist ağırlayan şehirleri arasındadır. Hem yerli yem yabancı ziyaretçilerin mutlaka gezip görmesi gereken illerden biri olan Samsun’un dağlarında adete bir cennet gizlendiği söylenebilir. Biz de sizler için Samsun’un dağlarını araştırdık. Samsun’da hangi dağlar var? Samsun’un en yüksek dağı hangisi?