TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul Finans Merkezi, yeni bir finansal ekosistem oluşturacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi ile ilgili, "Bu merkez üç kıtanın buluşma noktası olan İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır." dedi

Haber Giriş Tarihi: 17.04.2023 12:15
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İstanbul Finans Merkezi, yeni bir finansal ekosistem oluşturacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu açılışın stratejik öneme sahip olduğunu aktardı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin gölgesinde ramazan ayının son 3 gününe girildiğini belirten Erdoğan, "Hem yaraları sarmanın hem de bu zor günlerde milletimize umut olmanın müjdeli haberlerle umut aşılamanın çabasındayız. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizi ihmal etmeden yatırım ve kalkınma hamlelerimize hız veriyoruz. Durmak yok, yola, yatırıma, hizmete, eser kazandırmaya devam diyerek milletimizi hayalleriyle buluşturmayı sürdürüyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi finans alanında bir üst lige çıkaracak İstanbul Finans Merkezi'nin ilk etabının açılış heyecanını yaşadıklarını ifade ederek, dünyada da New York, Londra, Frankfurt gibi asırlık merkezlerin yanında Dubai, Singapur, Hong Kong gibi sonradan bu listeye dahil olan önemli finans merkezlerinin de bulunduğunu anımsattı.

"Küresel finansın ağırlık merkezi giderek daha belirgin bir şekilde batıdan doğuya doğru kayıyor." diyen Erdoğan, "Bu çerçevede Asya ve Avrupa arasında artan ticari rekabet ile ülkemizin jeopolitik konumu, İstanbul'un önünde yeni fırsat pencereleri açıyor. Ülkemizi, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme üzerine kurulu 'Türkiye Ekonomi Modeli' ile hedeflerimizi bir adım daha yukarıya taşıdık. Tarihi olarak doğu ve batı arasında hem coğrafi hem de ticari köprü görevi üstlenen İstanbul'un günümüzde finansal piyasalar arasında aynı bağı kurma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

İktidara geldikten bir kaç yıl sonra İstanbul'u dünyanın sayılı finans merkezlerinden biri haline getireceklerini müjdelediklerini dile getiren Erdoğan, "Ve getirdik. Şimdi de bu işin fiziki şartlarını oluşturduk." dedi.

Erdoğan, girişimleri sırasında engellerle karşılaştıklarına vurgu yaparak konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kimlerle mücadele etmedik ki? Kimlerle bu işin kavgasını vermedik ki? 'Merkez Bankasını İstanbul'a taşıyacağız' dedik, önümüze çıktılar. 'Ziraat Bankasını İstanbul'a taşıyacağız' dedik, önümüze çıktılar. Ne yapmadılar ki? Vakıf Bank için aynı şeyi söylediler. Hepsi için aynı şeyi söylediler. Çünkü bunların kadim medeniyetimizden, tarihimizden haberleri yok. Türkiye'de finansın tarihinde neler olduğunu bunlar bilmiyor ve tarihte İstanbul nasıl bu ülkenin bir finans merkeziyse işte şimdi de yeniden bu finans merkezi olma görevini üstleniyor."

"İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır"
İstanbul Finans Merkezi ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu merkez üç kıtanın buluşma noktası olan İstanbul'da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır." ifadesini kullandı.

"İstanbul Finans Merkezi, yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamalarıyla ülkemiz ekonomisine katkılar sağlayacaktır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(İstanbul Finans Merkezi) Bu merkezin asıl değeri, ne kadar stratejik ve vizyoner proje olduğu, önümüzdeki yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır." şeklinde konuştu.

"Sandığın renginden en ufak bir şüphe duymuyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(14 Mayıs seçimleri) Sadece siyasi partiler ve ittifaklar arasında değil aynı zamanda iki farklı anlayış arasında da mühim bir tercih yapacağız." ifadesini kullanarak, "Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan, meydanların dilini okuyan bir siyasetçi olarak sandığın renginden en ufak bir şüphe duymuyorum." dedi.

"Muhalefetin Türkiye'yi yönetebilecek, ülkemizi hedeflerine, milletimizi de hayallerine ulaştıracak hiçbir vizyonunun olmadığı bu arada ortaya çıkmıştır." şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "300 milyar doları İngiltere'den getirecekmiş. Demek ki tefecilerle görüştü, anlaştı. Onlar havada, karada ona sözler verdiler." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu millet, bugün afaki vaatlerle ortalıkta dolaşanların geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını, ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz." diyerek, "Bu ülkeyi, en büyük projeleri yıkmak, engellemek, durdurmak olanların insafına bırakmayacağız." şeklinde konuştu.

"Muhalefetin Türkiye'yi yönetebilecek hiçbir vizyonunun olmadığı ortaya çıkmıştır"
Sonuçtan bağımsız olarak, bir hususu daha ifade etmek istediğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Seçim dönemleri siyasetçilerin, siyasi partilerin ve ittifakların kantara çıktığı günlerdir. Bugünler bir nevi herkesin heybesinde ne varsa ülkenin geleceğine dair ne tür hedefi ve vizyonu varsa ortaya döktüğü zamanlardır. Millet bu dönemde siyaset kurumuna kulak kesilir, vaatlerini ölçüp tartar, herkesin çapı, kapasitesi ve ufku hakkında bir kanaat edinir. Böylece gelecek 5 sene boyunca kim ve hangi zihniyet tarafından yönetileceğine karar verir. Seçim tarihinin ilan edildiği günden bu yana geçen süre, hem ülkemiz ekonomisiyle hem de muhalefetin durumuyla ilgili bazı gerçekleri gözler önüne sermiştir. Üzülerek ifade etmek isterim ki muhalefetin Türkiye'yi yönetebilecek, ülkemizi hedeflerine, milletimizi de hayallerine ulaştıracak hiçbir vizyonunun olmadığı bu arada ortaya çıkmıştır. Bu süreç aynı zamanda 2002 öncesinde ülkemizin neden geri kaldığını, neden ülkemizde hizmet ve eser kıtlığı yaşandığını, neden milletimizin yıllarca yokluğa, yoksulluğa, işsizliğe mahkum edildiğini de göstermiştir."

"300 milyar dolar İngiltere'den getirecekmiş"
Erdoğan, tespitlerini haklı çıkartacak pek çok vahim örnek olduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Her şeyi bedava verme, Batılı tefecilerden 300 milyar dolar dilenme, IMF reçetelerine teslim olma gibi gerçek dünya ile ilgisi olmayan, sayısız abuk sabuk vaadi burada konuşmaya değer bulmuyorum. Düşünebiliyor musunuz? 300 milyar dolar İngiltere'den getirecekmiş. Demek ki tefecilerle filan da görüştü, anlaştı. Onlar ona havada, karada sözler verdiler. O da o sözleri aynen geldi buraya aktarıyor.

Şimdi burada finans sektörünün ileri gelenleri var. Acaba sizler böyle bir şeye inanıyor musunuz? Böyle bir şey olabilir mi? Mümkün mü? 20 yıl bu ülkede Başbakanlık yaptım, Cumhurbaşkanlığı yaptım ama böyle bir safsata, böyle bir yalan, dolan, hile dünyanın hiçbir liderinde görmedim. Ama bu zavallı ne yazık ki, hayatında bir SSK var ki SSK'yı bu batıran değil mi? Rahmetli Savaş Ay, hayatta olsaydın da tekrar bunları şöyle bütün millete bir gösterseydin."

"Bu millet, ülkeye geride milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortalıktan kaybolduğunu unutmaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları şehir hastaneleriyle dünyaya meydan okuduklarını söyledi.

Yabancı ülkelerden gelen yabancı liderlerin şehir hastanelerine hayran kaldığını anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Fakat Bay Bay Kemal ne diyor biliyor musunuz? 'Yap-işlet-devret nedir bunu bilelim.' Ya öğrenemediysen ne yapayım? Bir de seninle mi uğraşacağım? Yani biraz azmin varsa, biraz kararlılığın varsa aç kitapları bir karıştır. Yap-işlet-devret nedir öğren. Bakkal hesabı yapacak kadar ekonomi ve matematik bilgisi olan herkes, bunlarla ekonominin idare edilmeyeceğini çok iyi görüyor. Bizim gibi milletimiz de muhalefetin içine düştüğü trajikomik durumu kah gülerek, kah da siyaset kurumu adına üzülerek takip ediyor."

Milletin 25-26 sene önce meydanlarda 2 anahtar vaadiyle dolaşanların kendini elindeki anahtarlardan da ettiğini unutmayacağını dile getiren Erdoğan, insanların, sabah-akşam ahkam kesen, IMF çantacılarının ülkeyi geride bırakacak vaatlerini çok iyi bildiklerinin altını çizdi.

"Bu millet, ülkeye geride milyarlarca dolar borç takarak nasıl ortalıktan kaybolduğunu unutmaz." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Kardeşlerim biliyorsunuz ama olur ya belki hafıza-i beşer nisyan ile maluldür, unutmuş da olabilirsiniz. Şimdi şu malum yedili, masanın etrafında olanlar var ya onlardan bir tanesi de ismini vermeyeceğim, gerek yok, anlarsınız zaten, Davos'tayız. Davos'ta Strauss-Kahn o zaman IMF'nin başında. Bir ara çıktık, onunla bir görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, 'İkide bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye'yi idare etmek adına konuşuyorlar. Taksitlerinizi alıyor musunuz? Alıyorsunuz. Ama Türkiye'yi idare edemezsiniz, Türkiye'yi idare etmek bana aittir. Ona siz asla müdahale edemezsiniz.'"

"Bu millet IMF'den alınan borçlarla memur maaşlarının nasıl ödendiğini unutmaz"
Türkiye'nin o dönem IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu olduğunu hatırlatan Erdoğan, 2013'e kadar ödemeleri yaparak, borcu bitirdiklerini söyledi.

Daha sonraki süreçte IMF ile ilişkilerine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Daha sonra şu anda CHP'nin sözcüsü olan zat ve bir de ortağı olan, bir ara hazinenin başında olan zat, birlikte bunlar ne yaptılar? Gittiler kapalı kapıların ardında otelde oturup bunlarla IMF adına pazarlık yaptılar. Bize de tavsiyede bulundular. IMF'den destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye. Niye? Ekonomide sıkıntı varmış. Yok. Biz gayet iyiyiz, yolumuza devam ettik ve ediyoruz. Bizim aynı zamanda Merkez Bankamızın da döviz rezervi 27,5 milyar dolardı. Başbakanlığım döneminde döviz rezervini 135 milyar dolara kadar da çıkardık. 2013'ten sonra IMF ile ilişkimizi kestik. Merkez Bankası'nın döviz rezervi devamlı artış kaydındaydı, arttı. Şu anda da zaten ihtiyacımız yok. Ve bu millet ülke hazinesi tamtakır olduğu için IMF'den alınan borçlarla memur, emekli maaşlarının nasıl ödendiğini unutmaz. Memur maaşlarının nasıl ödendiğini hatırlayın o günleri. Kimin dönemiydi bunlar? İşte bu CHP'nin, bunların dönemleriydi. CHP'nin dönemleriydi. Bunlar bu millete çok çile çektirdiler çok."

"Millet bugün afaki vaatlerle ortalıkta dolaşanların geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını unutmaz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu millet bugün afaki vaatlerle ortalıkta dolaşanların geçmişte SSK'yı nasıl batırdığını, ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. Bu millet 1990'lardaki popülist söylemlerin nasıl Türkiye'yi ekonomik bir çöküşe sürüklediğini asla unutmaz. Hiçbir zaman da unutmayacaktır. Değerli arkadaşlar, Türkiye gündeme gelmek uğruna Kıpti'ye hakaret olmasın ama güzel bir söz olduğu için aynen söyleyeyim, 'Nerede Kıpti misali sirkatin söyleyen pek çok çapsız siyasetçi görmüştür.'. Ama şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi 'Millet yol mu yiyecek?' Lafa bak. Önünde de ne var? Profesörler kızmasın, Prof yazıyor. 'Köprü mü? Viyadük mü? Havalimanı mı? Bunları mı yiyecek? Soğandan, domatesten haber ver.' Ya benim Anadolu köylüm onları gayet iyi bilir. Ama sen ne soğanın lezzetini bilirsin, şöyle soğanı masaya koyup da vurup dağıtabiliyor musun? Dağıtamaz onların lüksünü bozar. Ekonomi cahili, eser ve hizmet düşmanı olmuş durumda. Bırakın ekonomiden anlamayı, bırakın hesap uzmanı olmayı, dünyayı az buçuk takip eden hiç kimse bile böyle bir cümle kurmaz. Ya bu viyadükleriniz, köprüleriniz, bu havalimanlarınız olmasaydı acaba biz Türkiye'nin bir ucundan bir diğer ucuna nasıl giderdik?"

Üniversite sayısının 77'den 208'e çıktığını söyleyen Erdoğan, kendilerine bununla ilgili 'Ne gerek var?' denildiğini belirtti. Erdoğan, 81 vilayetin tamamında üniversite olmasını istediklerini ve üniversitesi olmayan şehir kalmaması için sayıyı artırdıklarını ifade etti.

Erdoğan, farklı şehirlerdeki öğrencilerin okumak için İstanbul'a, Ankara'ya gelmelerine gerek olmadan kendi yaşadığı şehirde üniversite tahsili yapabildiğini belirtti.

Kendisini üzen bir şeyin daha olduğunu dile getiren Erdoğan, "Her şeyden önce yol yenebilen, yenerek tüketilen bir meta değildir. Bunu bilesin bay profesör. Demek ki senin tedrisatında bunları size öğretmediler. İkincisi, yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Üretici mahsulünü satar. Turist seyahat eder, sanayici ihracat yapar. Nakliyeci malzeme taşır. Yol yenmez ama yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, ülke kalkınır, ekonomi büyür, istihdam oluşur. Elbette yol yenmez ama yol sayesinde 85 milyon hem birbirine kavuşur, hem de evine ekmek götürüp helal rızık götürür. Yani yol sadece yol değildir." ifadelerini kullandı.  AA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.