Köşe yazarımız Ayten Başabaş Dirier Çanakkale Savaşları'nın sonuç ve öneminden bahsetti.

102. yılını idrak ettiğimiz Çanakkale Deniz Zaferi, Türklük yaşadıkça ilham, onur ve gurur kaynağımız, Tarihimizin serefrazı olacaktır.

 Zaferi kazanan Osmanlı İmparatorluğu, her canlı organizma gibi doğdu, büyüdü, yaşlandı. Anadolu Selçuklu Devleti’nin parçalanmasıyla, 1299’da kurulan Beylik en küçük olduğu halde;  coğrafî-stratejik konumu ve uygun koşullar nedeniyle kısa sürede üç kıtada, üç çağ, 6 asır boyunca Dünya egemeni oldu.

Gerileme Dönemine girdiği XVIII. asırda, Avrupalı Devletler Coğrafî keşifler, sömürgecilik ve sanayiyle zenginleşirken; kuzeyindeki Rusya, Karadeniz ve Kafkasya’dan sonra Boğazlar ve Akdeniz’e göz dikti. Rusya, Osmanlı İmparatorluğunu “Hasta Adam”a benzeterek, ölümünü gerçekleştirmek üzere diplomatik girişimlerde bulundu. Rusya’nın ılık denizlere inmesi, Avrupalıların sömürgeleri için bir tehdit oluşturduğundan önerisi ilgi görmedi. 1871’de siyasî birliğini sağlayan Almanya ve İtalya’nın, Avusturya-Macaristan İmp. ile yeni bir güç olarak Üçlü İttifak’ı kurmaları ve Osmanlı İmp.’na yaklaşmaları dengeyi değiştirdi.  İngiltere ve Fransa’nın, Rusya ile Üçlü İtilâf’ı kurmalarına yol açtı. 

İki blokun arasındaki siyasal ve ekonomik yarışın yol açtığı I.Dünya Savaşı’nda en önemli cephe Türk Boğazları idi. İtilaf Devletleri görünürde Rusya’ya ekonomik yardım götürmek; gerçekte İstanbul’u ele geçirerek Doğu Cephesini kapatmak amacıyla, Çanakkale Boğazı’na 3 Kasım 1914’te ilk saldırıyı başlattılar.

Balkan Savaşı’nda kanatlarını kırdıkları Hasta Adam ummadıkları olağanüstü bir güçle şahlanıp, bütün plânlarını altüst etti. Deniz ve karada bir yıl süren Çanakkale Savaşları’nda; Osmanlı halkı eski heybetiyle karşılarına dikildi.

18 Mart 1915 günü, Cevat Paşa ile Nusret mayın gemisi komutanları Tophaneli Hakkı ve Hafız Nazmi’nin çabaları, kahraman topçularımızın isabetli atışlarıyla, düşmanın gururla Boğaza giren donanmaları sulara gömüldü. 18 Mart Deniz Zaferi, Tarihe  geçerken;   bir ay sonra  25  Nisan   şafağında   başlayan Kara Savaşları, savunma savaşlarında Türklerin yenilemeyeceğini kanıtladı. Toprağın altından ölülerin dirilmesi gibi fırlayan, can havliyle tepelerden uçan yaşlı-çocuk Mehmetçikler; kendilerinden çok üstün kuvvetleri dize getirdi.  Gelibolu yarımadasındaki Seddülbahir, Kirte, Arıburnu, Conkbayırı, Kocaçimen ve Anafartalar siperlerinde bin bir destan yaşandı.

Savaş kısa sürede sonuçlanabilecekken; Alman komutan Liman V.Sanders Paşa ve kurmayları, ordularını rahatlatmak için, bilinçli bir şekilde İngiliz Donanmasını Çanakkale’de tutmayı başardı. 20 Aralık 1915’te Arıburnu, 9 Ocak 1916’da Seddülbahir’i gizlice boşaltan İtilâf Devletleri, kuvvetlerini Avrupa ve Mısır-Irak cephelerine kaydırdılar.

Çanakkale ruhu diğer cephelere de sirayet edince, İngiliz Ordusu 1916’da Irak’ta Kût’ül Amare’de ağır bir yenilgiye uğrayıp, toptan esir düştü. Fakat yorgun Osmanlı Ordusu, İttifak Devletlerine yardım için çok uzak cephelere dağıtılınca, yenilgi kaçınılmazdı.

ÇANAKKALE SAVAŞLARI’NIN  GENEL  SONUÇLARI

Çanakkale Savaşları,  sonuçlarıyla tüm Dünyayı etkiledi.

1 -Kayıplar:  Yarım milyon insan saf dışı kaldı. Türkler 57.263 şehit, İtilaf Devletleri ise; 43.000 ölü verdiler. Kayıp, yaralı ve tutsaklar da saf dışı kalanlar arasındaydı.

2-Dünya Savaşı 2 yıl daha uzadı. Bu sürede İngiliz ve Fransızlar 3 milyon kişi kaybettiler.

3-Yenilmez  denilen orduların; kara-deniz-havada koordineli gerçekleştirdiği ilk savaşta  yenilmesi,  Avrupalıların sömürgelerdeki  itibarını sarstı. 1915'te askerlik zorunlu oldu.

4-Savaşın uzamasıyla İngiliz ve Fransızların  ekonomileri bozuldusiyasî bunalım çıktı. Yöneticilerin siyasi yaşamı sona ererken, Churchill'in 20 yıl geriye kaydı.

5-İtilaf Devletleri, güçlerini yitirirken; Dünya egemenliği yarışını, savaşın gerçek galibi ABD'ne kaptırdılar.

6-Abluka altındaki Rusya'da yokluk ve sefalet arttı. 1917 Ekim İhtilâliyle Çarlık devrildi, yerini alan Bolşevik yönetim savaştan çekilip, Gizli Anlaşmaları açıkladı. Bu durum Enver Paşa’nın yıldızını söndüren, ağır kayıplarla sonuçlanan Kafkas Cephesi’nin toprak kazancıyla kapanmasını sağladı.

7-Duraksayan Bulgaristan, Almanya'nın yanında savaşa katıldı, böylece Berlin-Bağdat  arasındaki köprü işlev kazandı.

8-Avustralya-Yeni Zelanda kuvvetlerinden oluşan ANZAC’ların  millî duyguları uyandı. Önceleri korkak Abdul, tanıdıkça Coni Türk adını verdikleri Mehmetçiklerden hem vatan sevgisi harmanlı askerlik, hem de insanî yönden çok şey öğrendiler.

  Türkler yönünden: Hiçbir imparatorluk böylesine görkemli bir zaferle yıkılmadı!

9-Kanije ve Plevne'den sonra Türklerin savunma savaşındaki yenilmezliği kanıtlandı.  Balkan utancını silen Türk Ordusu, komutanları yönetiminde yeni bir dinamizm kazandı. Cephedeki Alman subayların yersiz isteklerine karşı çıkıldı.

10-I.Balkan Savaşı'nın rövanşı alınarak, o savaşta filizlenen  milliyetçilik bilinci güçlendi.

11-Savaşta tecrübe kazanan Genç Subaylar, birkaç yıl sonra dışta ve içte tanınan Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde Kurtuluş Savaşı mucizesini gerçekleştirdiler.

12-Çanakkale Savaşları'nın Osmanlı İmparatorluğu açısından olumsuz yönü, her dinden ve ırktan omuz omuza çarpışan gençlik pınarlarının kurumasıydı.  Yedek subay olarak cepheye koşan yetişmiş elemanlar, üniversite–lise öğrencilerinin şehit düşmesi ülkenin kalkınmasını olumsuz  etkiledi. 1921 yılında Tıbbiye hiç mezun vermedi.

13-Binlerce yıl önce hileyle ele geçirilen Truva’daki kıyımın öcü alındı.

14-Türk Milleti, Çanakkale’den tanıdığı Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşa’nın

19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı günden itibaren yaptığı çağrılara önem verdi. Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönenler; "bu benim kahraman komutanımdı" diyerek O'nun etrafında kenetlenip, Kurtuluş Savaşı mucizesini gerçekleştirdi.

30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi ile silahlar susarken, yenilmez sanılan İngilizler; burunlarını sürten, I.Dünya Savaşı’nı 2 yıl uzatan Osmanlılardan intikamlarını aldılar. En ağır koşullarla imzalattıkları Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla, savaş boyu yaptıkları Gizli Anlaşmalar uyarınca koca imparatorluğu sırtlan payı olarak dağıttılar. Fakat unuttukları bir gerçek vardı; Çanakkale ruhu… O ruh, işgaller başlayınca Kuva-i Milliye ruhu olarak karşılarına dikildi, adım adım asırlarca şehit kanlarıyla kutsanmış vatanı, işgalci İngiliz maşalarından kurtarıp, 9 Eylül 1922’de İzmir rıhtımında denize döktü.

 Çanakkale’de destanlar yaratan Komutanlar  Esat Paşa, Cevat Paşa, Vehip Paşa, Albay M. Kemal ve Genç Subaylar, Gaziler ve şehit Mehmetçiklerin ruhları şad olsun… Vatan onlara minnettardır.

 Türk gençliği, günümüzde de süren, Çanakkale Savaşları’nın ardındaki sinsi plânları bozan arslanları tanıdıkça, kendinde daha büyük işler yapma gücünü bulacaktır. 

 15 Temmuz 2016 günü Türkiye Cumhuriyeti’ni işgal etmek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırarak Demokrasiye yapılan kalleş saldırıyı; Çanakkale Ruhuyla bilenen halk elinde bayrağı, göğsünü uçaklara, tanklara siper ederek savuşturdu. Âsım’ın nesli her durumda şehit kanıyla kutsanmış vatanını canı pahasına korumaya hazır Ordu Millet olduğunu tüm Dünyaya kanıtlayıp, örnek oldu…

Ayten DİRİER : Çanakkale Serefrazı, Ankara-2015

DUYGU DOLU ANLARA SAHNE OLDU

Törenin başında İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Uzmanı Tarihçi Ayten Başabaş Dirier Kurtuluş Mücadelesi’ne dair bir değerlendirme yaptı. Yakın Tarihi Türkiye ve Batı Dünyası perspektifinde konuklara açıklayan Dirier’in konuşması ayakta alkışlandı. Dirier’in konuşmasından sonra Lise öğrencileri şehitler piyesini sahneledi. Muharebe anlarını canlandıran öğrencilerin gösterisi büyük beğeni topladı.