TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çaltı’da yaşam: İki çöp arası

Birbirine komşu olan Uzunburun ve Çaltı Köyü aynı gökyüzü kadar aynı çöpün de altında. Sisli, dumanlı, kirli! Yaşlısından gencine yükselen tek bir isyan var: “Köylünün yaşamı iki çöp arasında yitip gidecek.”

Haber Giriş Tarihi: 23.03.2023 05:13
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Çaltı’da yaşam:  İki çöp arası

SULTAN GÜMÜŞ KAYA - ÖZEL HABER

Bir tarafta Manisa sınırları içerisinde yer alan Uzunburun Köyü, diğer tarafta ise Menemen’in dağlık bölgelerinde yer alan Çaltı Köyü… Birbirlerine komşu olan iki köyün gökyüzü de aynı; sisli, dumanlı, kirli! Uzunburun Köyü’nde yıllardır var olan Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi doğaya ve aynı zamanda sağlığa doğrudan etki ederken, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Çaltı Köyü’ne inşa edilmek istenen çöp tesisi ise sorunu daha da derinleştirecek. Çaltı’ya kurulması planlanan tesisin yeri de kritik. Hem büyükşehrin Mera İzmir projesi kapsamında köylüye sunduğu küçükbaş hayvanların otlatıldığı mera alanı hem de akademisyenler tarafından incelenmeye alınan arkeolojik bir bölge. Çaltı ve Uzunburun’un yanı sıra; Akgedik, TOKİ evleri, Celal Bayar Üniversitesi, Şamar, Telekler, Süleymanlı, Emiralem, Değirmendere, Yahşelli, Göktepe, Ayvacık, Beyköy, Bağcılar, Alaniçi ve Karaorman köyleri de çöpten doğrudan etkilenen yerler. Yükselen isyan ise aynı: “Köylünün yaşamı iki çöp arasında yitip gidecek!”

ÜLKEMDE DOĞA NEDEN HEBA EDİLİYOR?

Gazetemize konuyu bildiren ve kamuoyundan destek bekleyen Çaltı Köyü’nün önceki dönem muhtarı Gürol Kaplan, şunları aktardı: “Pozitif bir oluşumda her zaman katkı sunmaya çalışan bir insanım. Taş ocağı, çöp gibi negatif eylemler karşısında ise her zaman mücadele vermeye çalışıyoruz. Vatanını seven her insanın sergilemesi gereken bir duruş olduğunu düşünüyorum. İşimiz rant değil, temiz bir doğa; gençlerimize, çocuklarımıza soluyabilecekleri temiz bir çevre. Vermiş olduğumuz mücadele sadece Çaltı Köyü için değil, Menemen, Emiralem ve daha birçok çevre köyleri için. İsterse Kars’ta olsun asla önemli değil. Aynı mücadele aynı zihniyetle orada da var olacaktır. Karadeniz’deki halkın da yanında olduk, Karaburun’dakinin de. Karşı durmayı ise ezbere öğrenmedik. Ezber bozmayı da öğrendik aynı zamanda. Avrupa’yı bilen biriyim, orada bir ağaca dahi kıyılmadığını görüyorum. Peki, benim ülkemde doğa neden heba ediliyor?”  

KİMYASALLAR GEDİZ’E AKIYOR!

“Çöp tesislerinin kurulmak istenmesi sadece kamuya hizmet değildir. Arkasında büyük bir rant var” diyen Kaplan, “Çaltı’ya kurulmak istenen çöp tesisinin hemen yakınında bir çöp tesisi daha var ve düşünebiliyor musunuz buraya Mersin’in çöpü geliyor. Özel şirketler çöpü belediyeden ihale ile alıyorlar. Ve bütün atıklarını doğaya salıyorlar. Atık sularını filtreden geçirmiyorlar. Manisa sınırları içerisinde yer alan ama bizi de etkileyen çöp alanında plastikler yakılıyor. O yanan plastiğin bütün dumanı, içerisindeki kimyasallar Gediz Ovasına akıyor. Gediz Ovası dünyanın en verimli ovası. Bu ovayı bu şekilde kirletirsek ne olacak sonumuz? Tüm bu yaşananların karşısında duran tek kişi ben değilim, köyün yaşlısından, gencine, çocuğuna… Aynı zamanda sadece Çaltı Köyü muhtarı değil, kurulmak istenen çöp tesisinin etkileyeceği birçok mahallenin muhtarı yaşananlara tepki gösteriyor. Etkilenecek o kadar çok köy var ki ama doğrudan etkilenen yakın köyleri söylüyorum size; Çaltı, Uzunburun, Akgedik, TOKİ evleri (10 bin kişi oturuyor şu anda), Celal Bayar Üniversitesi yerleşkesi, Şamar, Telekler, Süleymanlı ve çevre köyleri, Emiralem, Değirmendere, Yahşelli, Göktepe, Ayvacık, Beyköy, Bağcılar, Alaniçi ve Karaorman köyleri” ifadesini paylaştı.

BU KÖYLERİ SATA SATA…

Kaplan, şöyle devam etti: “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir tesisi köye inşa edeceğini hiç düşünmezdim. Duyduğum zaman konduramamıştım. Durum netleştikten sonra büyük bir hayal kırıklığına uğradım. ‘Başka bir tarım mümkün’ diyerek her fırsatta çiftçinin, tarımın, üretimin yanında olan bir belediye başkanının, işi toprak olan köylüye çöpü reva görmesi hak mıdır? Karagöl ormanlarına yapılmak istenen taş ocakları için nasıl bir mücadele verdiysek daha fazlasını Çaltı ve diğer köyler için vereceğiz. Doğayı koruma büyükşehrin bir projesi olması gerekirken, biz doğayı büyükşehirden korumaya çalışıyoruz. Mera İzmir projeleriyle köylüye koyun getiriyorlar. O koyunlardan elde edilen sütleri İzmir’in mahallelerine, bebekli ailelere dağıtıyorlar. Fakat çöp tesisi kurulursa meralarımız tehlike altına girecek, süt veren o hayvanlarımız zehir soluyacak, dağıtılan sütler süt olmaktan çıkacak. Bu köyleri, memleketi şirketlere sata sata nereye kadar gidecekler?”  

ÇÖP AYRIŞTIRMA KÜLTÜRÜ YOK

Yapılmak istenen çöp tesisinin Manisa ve İzmir sınırında olduğunu kaydeden Kaplan, “Çaltı Köyümüze 700 metre uzaklıkta. Ve burası bir mera alanı… Cezayir’den kalkan bir kum fırtınası Akdeniz’i aşıp geliyor, burada yağmurlarla birlikte çamura neden oluyor. Bir mera alanına inşa edilmek istenen çöp tesisinin yaratacağı olumsuz etkiyi hayal edin. Köyden göçüp gitmek kolay fakat bu uygulamayı şehirlerin tam ortasında da yapıyorlar. Harmandalı yıllardır kanayan bir yara mesela… Düşünün ki iki çöp tesisi durmadan atık yakacak. Biri hemen dibimizde hali hazırda var olan Manisa’nın çöpü, diğeri Çaltı’daki. Köylünün yaşamı iki çöp arasında yitip gidecek! Sadece İzmir’de değil, Türkiye’de çöp ayrıştırma diye bir kültür yok. Hepsini bir yere koyuyoruz, ilkel şartlarda yakıyoruz ve buna geri dönüşüm diyoruz” dedi.  

ARKEOLOJİK ALANA ÇÖP TESİSİ

Bir başka önemli noktaya daha değinen Kaplan, “Üniversiteden hocalarımızla birlikte alanı kontrol ettik. Çöp tesisi olarak düşünülen bölge bir arkeolojik bir alan. Altında antik bir şehir olduğu kaydediliyor. Celal Bayar Üniversitesi’nden, Müzeler Müdürlüğünden ve Anıtlar Kurulu’ndan da gelip inceleme yapan isimler oldu. Kaçınılmaz bir gerçek ile yüzleştik, burası antik bir yerleşim yeri! Bölgenin sit derecesi alabilmesi için Bakanlar Kurulu’nun süreci hızlandırmasını bekliyoruz. Süreç lehimize doğru hızlanırsa ve alan sit derecesi kazanırsa zaten isteseler de çöp tesisini gerçekleştiremezler. Gerekirse Avrupa mahkemelerine kadar gideceğiz” sözlerini kullandı.

YERALTI SULARI TEHDİT ALTINDA

Aynı zamanda Çaltı’ya kurulmak istenen tesisin, içme su pompasına yaklaşık 500 metre uzaklıkta olduğunu da dile getiren Kaplan, “Yani yeraltı sularının etkilenmesi söz konusu… Biz artık güveni kaybettik. En tehlikeli olanı da bu. Güvenin olmadığı bir toplumda iyi bir geleceğin inşası nasıl mümkün olacak? Sosyolojik yıkımı büyükşehirlerde yaptıkları gibi köylerde de yaşatmaya çalışıyorlar… Tek isteğimiz bu küçücük köyümüzde doğayla iç içe yaşamak. Doğaya karşı suçlu durumuna düşmemek. Çocuklarımız, gençlerimiz ileride karşımıza dikilip de ‘Hiç mi mücadele vermedin?’ demesin. Anılmak için değil, korumak için bir taşta izimiz olsun” dedi.

İZİN VERMEYECEĞİZ, KARŞISINDAYIZ

Çaltı Köyü Muhtarı Kamil Eser de konuya ilişkin “Köyümüzün her tarafı tarım alanı. Boy boy zeytin ağaçlarımız ve fıstık ağaçlarımız var. Çaltı’da üretilen fıstıklar diğer şehirlere gönderiliyor. Ve bunu  İzmir’de gerçekleştiren tek köy! Şimdi çöp tesisi uğruna ağaçlarımızı, üretimimizi riske atıyorlar. Bir tarafta Manisa’nın çöpü, diğer tarafta Çaltı’nın… İnsanlarımız kaldıramaz. Köyümüzün yok olmasına izin vermeyin. Manisa’da yakılan çöp atıklarının dumanı köyümüzü zaten sise, dumana boğarken, vatandaşımızı hasta etmek için inatlaşmayın! O tesis kurulduğu takdirde bizi intihara sürükleyecekler ya da göçe! Köylüler olarak buna izin vermeyeceğiz, karşısındayız” çıkışında bulundu.  

ATIKLAR RÜZGAR YOLUYLA MERAYA…

Köyün gençlerinden İsmail Ayan ise “Uzunburun çöplüğünden çıkan poşet ve diğer atık maddeler rüzgar yoluyla meramızda kalıyor. Hayvanlar buraya otlamaya geldiğinde onları yiyorlar ve hayatlarını kaybediyorlar. Manisa sınırları içerisinde bulunan çöp tesisi Uzunburun Köyü’ne 500 metre uzaklıkta. Yakılan atıkların dumanı Gediz Havzası ve boğazı üzerinden önce Emiralem daha sonrada Menemene gidiyor… Aynı zamanda üzüm işiyle uğraşıyoruz. Geçtiğimiz yaz üzüm için geldiğimizde bir tankerin atık kimyasal döktüğünü, aradan birkaç gün geçtikten sonra 3-4 sıra bağın kuruduğunu gördük… Çaltı’da doğup, büyüdüm. Tüm bunların önüne geçmek için mücadelemizi sürdüreceğiz” mesajını verdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.