Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir.

Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir: Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır. Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder. Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz. Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.

Kılınan namazın önünden geçmek namaza zarar verir mi?

Namaz kılanın önünden geçmek namaza zarar vermez. Namaza zarar gelemediği için de namazı bozmaya gerek yoktur. Nitekim sevgili Peygamberimiz namaz kıldığı vakit bazen torunları Hasan ve Hüseyin önünden geçer boynuna sarılır, sırtına çıkardı ama hiçbir zaman Hz. Peygamber bundan dolayı namazını bozmamıştır. Durum bu olmakla beraber tabiî ki önünden kimsenin geçmemesi için namaz kılan kimse gerekli tedbirleri alması gerekir

Kahvehane çalıştırmak dinen caiz mi?

Burada önemli olan mekanın ismi değil mekanda yapılan işlerdir. Şayet kahvehanede kumar ve kumar kabul edilen oyunlar oynatılıyorsa ya da oynanan oyun helal ama kaybedenin ödeyeceği tarzda bir oyun oynanıyorsa bu mekandan yani kahvehaneden kazanç elde etmek dinen caiz değildir. Yani Allah’ın yasakladığı davranışlara müsaade edilmediği sürece kahvehane işletilebilir. Bu mekanda çay, kahve, meşrubat satmakta ya da faydalı eserleri koyup insanların okumasını sağlamakta dinen bir sakınca yoktur.

Kişi yanılarak adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?

Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler. Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.

Günün Ayeti

Dünya hayatı kâfirlere cazip görünür. Bunlar müminler ile alay ederler. Oysa Allah’ın azabından sakınanlar, Kıyamet günü, kâfirlerden üstün konumdadırlar. Allah dilediğine hesapsız olarak rızık verir.

Bakara, 2/212.

Günün Hadisi

“Şüphesiz ki bu Din kolaylıktır. Her kim, (kolay olan) bu dini zorlaştırırsa altında kalır. Onun için orta bir yol tutun ve Dini en uygun bir biçimde uygulayın.”

(Buhârî, “İman”, 29.)

Günün Sözü

Kendinden güçsüze merhamet etmeyen, kendinden güçlülerin zulmüne uğrar.

Sadi Şirazi

Günün Duası

Allah’ım Müslümanlara yardım et ve ortak şuur nasip eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Nübüvvet Nedir?

İnsanları Allah’ın beğendiği yola kavuşturmak, onlara doğru yolu göstermek için Allah tarafından seçilmiş kimselere verilen peygamberlik vazifesi demektir.

Günün Nüktesi

Cenentlikler ve Cehennemlikler…

Hârise İbni Vehb, Resûlullah’dan şunu nakleder:

Hz. Peygamber şunu söyledi, size cennetlikleri bildireyim mi?

Onlar, kendilerini korumaktan âciz, alçak gönüllü oldukları için de kimsenin önemsemediği ve fakat şöyle olacak diye yemin etseler, isteklerini Allah’ın gerçekleştireceği kimselerdir.”

“Size cehennemliklerin kimler olduğunu söyleyeyim mi?

Katı kalbli, kaba, cimri ve kurularak yürüyen kibirli kimselerdir.”

 (Buhârî, “Eymân”, 9.)