Biri Bana Çıkma Teklif Etti

Kadın: Ne yapıyorsun canım?

Erkek: İyiyim...

Kadın: Ben de iyiyim.

Erkek: Güzel.

Kadın: Beni hiç merak etmiyorsun sanırım.

Erkek: Neyi merak edeceğim?

Kadın: Tüm gün ne yaptım? Ne ettim diye?

Erkek: Daha sabah konuştuk ya hayatım.

Kadın: Tamam da üzerinden 6 saat geçti. Bir kere bile aramadın, şimdi de sormuyorsun.

Erkek: Yavrum 6 saat önce konuşmuştuk. Bu altı saatte ne gibi bir değişiklik olmuş olabilir ki hayatında?

Kadın: Mesela biri çıkma teklif etmiş olabilir.

Erkek: ..... ( sessizdir)

Kadın: Bir yorumda bulunmadın.

Erkek: Nasıl bir yorum bekliyorsun?

Kadın: Ne bileyim mesela kız bana, bağır çağır, bir hareket, bir tepki göster işte.

Erkek: Neden?

Kadın: Adam çıkma teklif etti diyorum. Duymadın mı?

Erkek: Duydum da ne olmuş ki.

Kadın: Valla çıldırtacaksın beni! Bu rahatlığın beni öldürecek. İnsan bir merak eder. ‘Kim, neden çıkma teklif etti?' Falan der. Bence sen beni hiç sevmiyorsun.

Erkek: Onu da nereden çıkardın?

Kadın: Baksana hiç umursamadın.

Erkek: Yani kızıp, bağırıp çağırsam ve bunların üzerine iki de tokat atsam seni çok çok sevdiğim ve kıskandığım sonucuna mı varacaksın?

Kadın: Daha neler! Tabii ki tokat atmanı beklemiyorum. Ne o öyle kırolar gibi. Ama en azından kıskandığını, kızdığını göstermeni beklerim. Yani Türkçesi bana biraz ilgi göster! Sana burada bir şey anlatıyorum?!

Erkek: Bir şeyler anlatmanın yolu bu değil canım. Daha doğrusu sen sadece konunun sen olmasını istiyorsun. Çok bencilce bir yaklaşım bu. Bu evde ben kendimi sadece dinleyici olarak görüyorum ki bu çok can sıkıcı.

Kadın: Öyle mi?

Erkek: Evet öyle canım. Hep sen anlatıyorsun, hep sen şikayet ediyorsun. Bir kere de bana ‘Günün nasıl geçti? Filanca iş nasıl oldu?' diye sormuyorsun. Hep evin nazlı kızı konuşsun, bende baba olup dinleyeyim. El bebek gül bebek büyütülmüşsün tabii ki. Tüm dünya senin etrafında dönmüş. Tek çocuk olmanın kötü tarafı.

Kadın: Valla tebrik ederim seni. Demek sen de uzun cümle kurabiliyormuşsun. Oysa ki ben seninle konuşurken kendimi evet-hayır yarışmasında hissediyordum. Başka kelime duymadığımdan. Özellikle son günlerde.

Erkek: O evet-hayır yarışmasında yasak olan iki kelime ‘evet-hayır'dı bir kere. Onları bile kendine göre çevirdin hemen.

Kadın: Aaaa öyleydi. Doğru söylüyorsun.

Erkek: Hayret! Bugün inadın tutmadı.

Kadın: Ne inadı hayatım?

Erkek: Tek çocuk olmaktan kaynaklanan ‘hep benim dediğim olsun' inadın.

Kadın: Seninle çıktığımızdan beri tek çocuk olduğumu biliyordun. Bugün mü sorun oldu?

Erkek: Bugün yeri geldiği için söyledim. Hep benim bir şey yapmamı bekliyorsun. Ben arayayım, ben sorayım, ben söyleyeyim. Ben de biraz ilgilenilmek istiyorum.

Kadın: Keşke daha önce söyleseydin.

Erkek: Keşke daha önce fark etseydin.

Kadın: Aman da amannn porsuğum da ilgi mi istermiş. Amanda amann yerim ben seni (sarılır, defalarca öper).

Erkek: Bu arada unuttum sanma. Sana çıkma teklif eden kim?

Kadın: Senin ilgini çekmek içindi. Kim öyle bir şeye cesaret gösterebilir ki? Bana!

Erkek: Valla çok sinirlendim.

Kadın: Valla hiç belli etmedin.

Erkek: Demek öyle ha. Gel bakayım sen buraya. Canını çıkartayım da aklın başına gelsin.