Basın ve ifade özgürlüğünde bahar devrimi olacak

YAREN ELMAS GÜZELKAN

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) önceki dönem Başkanı Gazeteci Misket Dikmen, CHP İzmir’den Aday Adayı oldu. CHP İzmir Milletvekili Aday Adayı Misket Dikmen, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Erdal Erek ile Siyaset Kulisi programına konuk olarak soruları yanıtladı. Dikmen, programda meslekte yaşadığı zorlukları, aday adaylığını, siyasetteki hedeflerini, basın ve ifade özgürlüğüne ve kadınların siyasetteki yerinin önemine değindi. Dikmen, “Basın ve ifade özgürlüğü olarak bir bahar devrimi olacak” ifadelerini kullandı.

BU BAHARI HER DEM BAHAR KILMALIYIZ

Basın alanında devrimi yaşayacağımızı savunan Dikmen, “Baharı bekleyin. Basın ve ifade özgürlüğü olarak bir bahar devremi olacak. Buna inanıyorum ve bu devrimin bir parçası olmak istiyorum. Basın kuruluşları için açıklama yapmak sesimizi duyurmak için çalışıyoruz. İşte bütün bunları yeniden demokrasi ayarlarına döndürebilmek için göreve talibiz. Bunu yapmamız gerekiyor. Çünkü kendime baktığımda bir deneyimim, bilgi birikimim ve ihtisas alanım var. Bu alanda da birikimimi hizmete dönüştürmek, bu baharı her dem bahar kılmak için kullanmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

HER ALANDA VAR AMA SİYASETTE YOK

Kadının her alanda olduğu gibi siyasette de yeri olduğunu vurgulayan Dikmen, “Araştırmalar yaptığımda kadın adayların çok düşük oranda kaldığını gözlemledim. Biz yıllardır kadınların siyasetin içinde çok yer edinememesinin derdini dile getiriyoruz. Bende bu konu için yakınmayıp bu yola çıkmam gerektiğini düşündüğüm için çıktım. Cinsiyet kotası kadar ayrımcı bir sözcük cinsiyetçilik anlamında düşünemiyorum. Kadın hayatın her alanında var ama neden siyasette yok? Bence kadın hayatın her alanında varsa siyasetinde her noktasında olmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitçiliğini yaşadığımız an hiçbir sorun ortada kalmayacaktır. Önce bu anlayışın değişmesi gerekir. Bu konuyu CHP’nin kıracağını ve meclis aritmetiği açısından etkin kılacağına inanıyorum. Bahar geliyor diyorsak yapılacak olan bahar temizliğinden kadın çok iyi anlar. Meclis aritmetiğinde kadınlar mutlaka olması gerektiği yerde olmalılar ki, Cumhuriyetimizin 100. yılında 100. baharımızda kadın, erkek kol kola hiçbir farkı gözetmeden üstümüze düşeni yapalım. Önemli olan kadın olmak değil. Bu ülkenin çok fazla sorunu var. Bu sorunları aşmamız için bir meclis gerekiyor. Bu yapıdaki meclis için de kadının mutlak varlığı gerekiyor. Benim inancım o yönde ve öyle de olacak. İktidar için kadın üzerinden pazarlık yapılıyor. Bu memleketin geleceğine dair ilk başta 6284 Sayılı Yasa ile İstanbul Sözleşmesi gözden çıkarıldı. Şimdi de 2008-2012 yılından bu yana söz konusu olan bu yasa üzerine pazarlık yapılıyor. Bu güzelim ülke için gerçekten yarın için planlananların açığa dökülmüş halidir. Bu bir nefret söylemelidir. Kadının siyaset anlamında pazarlık konusu edildiği bir ülkede bize de kol kola direnç gösterip yok öyle demek düşüyor” ifadelerini kullandı.

İLK ÖRGÜTLENENLER KADINLAR OLDU

Dikmen programda sorulan, “Yaşanan depremde kadınlarımıza çok şey düştü bu konu hakkında görüşleriniz neler, bu konu hakkında da mecliste çalışmalar olmalı mıdır?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi: “Kadının hassasiyetine önem veren Dikmen, “Bu sadece ülkemizin on bir ilinde yaşanan bir afet değildi. Bu iliklerimize kadar memleketin her köşesinde duyduğumuz bir acıydı. İnanın bana ilk örgütlenenler kadınlar oldu. Çünkü kadınlar çok daha hızlı empati kurarlar. Yaşanan tüm sıkıntıları hisseden öncelikli kadınlardır. İzmir üzerinden söz ediyorum. Yapılan yardım çalışmalarını çok iyi biliyorum. Önce kadınlar organize oldu. O bölgeye yardıma destek olabilmek için. Her türlü sorunun üstesinden gelinir. Yeter ki bu konu üzerinden aynı yönden bakan bir devlet olsun.”

CUMHURİYETİN İLKELERİ DOĞRULTUSUNDA YOL ALACAĞIZ

Dikmen, siyasette bir gazeteci temsilcisi olarak yapacakları konusunda şu ifadeleri dile getirdi: “Öncelikle hedefim basın ve ifade özgürlüğüdür. Basın alanında yapılacaklar konusunda görev almak ve bilgimi, enerjimi paylaşıp görevimi yerine getirmek istiyorum. İşte bahar geldi. Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü var, hukukun üstünlüğü var, eşitlik var demek istiyoruz. Sosyal bir devlet olarak yeniden Cumhuriyet’in ilkeleri doğrultusunda yol alacak ülkenin parçası olmak istiyorum. Dediğim gibi İletişim Başkanlığı, TRT, Anadolu Ajansı, Basın İlan Kurumu bu dört kurum başta olmak üzere bütün sorunların üstesinden gelecek şekilde çalışma yapılacaktır. Mutabakat metni çerçevesinde zaten bunları görüyorsunuz. Dolayısıyla işe oradan başladığımızda her şey düzelecektir. Tabi Radyo, Televizyon Üst Kurulu da var. Sesimizi çıkarmak için çığlık da yetmez hale geldi. Elbette ki bunların düze çıkarılması gerekiyor. Bu ayrımcılık artık ortadan kalkacak. Kimse kimseyi ötekileştiremeyecek. Bir iklim, bir bahar istiyoruz. Çok heyecanlı ve çok umutluyum. İçimde kuşlar uçuyor. Bu ülke o kadar felaketler yaşadı, ekonomik olarak sorunlar gördü. Bedenlerde bırakılan yara izleri bir şekilde tedavi edilebilir belki ama ruhlarda açılan yara izi çok zor ve çok kalıcı sonuçları olabilir. O nedenle önce ruhları incitmemek, incitilmişlere sahip çıkmak onları koruyup kollamak gerekiyor. Bu ülkenin çocuklarına borcu var. O çocuklara yapılanlar görmezden geliniyorsa hem bir kadın olarak hem de bu ülkenin bir bireyi olarak bir şey yapmak gerekiyor. O ruhları incitmeyelim.”

BU KADAR DESTEK GÖRECEĞİMİ BİLMİYORDUM

Aday adaylığı konusunda çok destek gördüğünü ifade eden Dikmen, “Bu kadar kol kanat gelinip bu kadar destekleneceğimi sadece meslektaşlarımdan değil kurumsal anlamda da birçok kişinin iyi dileklerini almak benim için çok önemli doğru bir adım attığım konusunda kendi düşüncem güçleniyor. Sonuçta bu bir aday adaylığı. Aday olursunuz veya olmazsınız bilinmez ama görevi yerine ulaşana kadar her alanda devam ettiririm. Basının çok önemli sorunları var. Eğer göreve gelirsem şimdiden bir takım hazırlıklar var. Çünkü bir takım yasal düzenlemeler gerekiyor. Bunlar içinde çok keyifli bir ekiple çalışıyorum. Basın mülkiyeti sorunu üzerinden iyi çalışma gerekiyor ki, yola sağlam devam edilsin. 15 Mayıs sabahı bu ülke öyle bir güne öyle bir liderle uyanacak ki verilen tüm sözler teker teker yerine gelecek. Her şey tam bir millet çalışmasına gelecek” ifadelerinde bulundu.