Bir sanat evinden daha fazlası

Bugüne kadar sessiz sedasız hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi ile yüzlerce insanın hayatına dokunan Ezgi Çoban, sosyal sorumluluk projelerini daha da artırmak için Amorf Sanat Evi’ni kurdu

Haber Giriş Tarihi: 19.10.50242 18:20
Haber Güncellenme Tarihi: 19.10.50242 18:20
ilksesgazetesi.com

KENAN YEŞİL - ÖZEL HABER

Bugüne kadar düzenlediği sosyal sorumluluk projeleriyle binlerce çocuğun ve huzurevinde yaşayan yaşlılarımızın hayatlarına dokunan Ezgi Çoban, kurduğu sanat evi ile hem İzmir’in sanat yaşamına renk getirmeyi hem de sosyal sorumluluk projelerini arttırarak devam ettirmek istiyor. Bir grup gönüllü arkadaşıyla birlikte, çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan onlarca okula on bine yakın kitap gönderen, Erzurum’da bir köy okuluna kütüphane kuran, her yıl düzenli olarak huzurevi sakinlerini ziyaret ederek ihtiyaçlarını karşılayan Ezgi Çoban, aynı zamanda Buca’daki restoranların yemek artıklarını toplayarak sokak hayvanlarını beslenmesinin ve bakımını yapıyor. Hem sosyal sorumluluk projelerinin kapsamını genişletmek hem de İzmir’in kültür sanat hayatına yeni bir soluk getirmek için Amorf Sanat Evi’ni kuran Ezgi Çoban, sanat evi ile ilgili tüm detayları gazetemize anlattı. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi karşısında tarihi Rum evinde faaliyete geçen Amorf Sanat Evi’nde müzik, dans, resim, ebru, tiyatro, yaratıcı drama, konservatuar hazırlık, takı tasarım ve ahşap boyama eğitimler verdiklerini belirten Ezgi Çoban, Amorf Sanat Evi’nin sosyal sorumluluk projelerini finanse edecek bir araç olduğunu vurguladı.

SANATLA SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNİ BİRLEŞTİRDİ

Amorf Sanat Evi açma fikrinin ortaya çıkışını anlatan Ezgi Çoban, senelerdir sosyal sorumluluk projelerini devam ettirdiğini ama 5 ay önce bir deneme yaptığını belirterek, “Sosyal sorumluluk projemi Geri dönütlerinin nasıl olacağını merak ettiğim için sosyal medya hesaplarımdan paylaştım. Köy okullarını bir yardım yaparken bu sayede 5 yardım yapabildiğimi gördüm. Etrafımda da duyarlı insanlar var. Sonra ‘neden bunu kurumsallaştırmıyorum’ diye düşündüm. Sanatla da 8 yıldır iç içeyim. Böyle bir yer açma fikrim önceden de vardı. Sanatla sosyal sorumluluk projelerimi neden birleştirmeyeyim diye düşündüm ve bu şekilde bir başlangıç oldu. Sosyal sorumluluk projelerimi daha iyi ilerletebileceğimi düşündüm için Amorf Sanat Evini açmaya karar verdim. Burayı kurmada ilk amacım sosyal sorumluluk projelerimi insanlara ulaştırmak” dedi.

İNSANLARA VE HAYVANLARA YARDIM

Hayata geçirdikleri sosyal sorumluluk projeleri hakkında da bilgiler veren Çoban, “Düzenli olarak ayda 2 kere köy okullarına kitap yardımlarımız oluyor. Onun dışında köy okullarında eğitim gören çocuklarımıza özellikle kış aylarında atkı, bere, eldiven gibi yardımlarımız oluyor. Kırtasiye malzemelerine çok ihtiyacı olan okullar oluyor. Oraya bu yardımlarımızı ulaştırıyoruz. Ayrıca sokak hayvanları için de çalışmalar yapıyorum. Bizim anlaşmalı olduğumuz yerlerden her hafta 20 kilo kedi maması geliyor. Onları sabah ve akşam olmak üzere dağıtımını yapıyoruz. Buca’da sürekli gittiğimiz cafelerin mutfak şefleri ile anlaşma yaptık. Artan yemekleri kesinlikle çöpe atmıyorlar. Bana ayırıyorlar. Küçük bir ekibimizle birlikte o yemekleri sokak hayvanlarına dağıtarak evimize gidiyoruz. Çocukluğumdan bu yana yaptığım bir iş” diye konuştu.

AMORF SANAT EVİ İÇİN ÇOK ÇALIŞTIK

Amorf Sanat Evi’ni kurarken çok çalıştığını vurgulayan Ezgi Çoban, o süreci şöyle anlattı: “22 gün boyunca sabah 10 gece en geç 3’e kadar çalıştım. Çocukluk arkadaşım Zehra ve birkaç tane daha arkadaşım var onların bana büyük yardımları oldu. Sanat evinde de hazır olan hiçbir şey yoktu. Kitaplıkları kendi elimizle hazırladık. Kitaplık için marangoza gidip kendimiz inşa ettik. Duvarları biz boyadık. Birkaç tane küçük eksikliklerimiz var ama faaliyette olacak kadar hazırız. Hiç kimseyi böyle bir işe giriştiğimi söylemedim. Açıldığımıza dair küçük bir şey hazırladık. İnsanların haberi olmadığı için dışarıdan bir destek gelmedi. Şu anda küçük küçük çalışmalarımız başladı.”

AMAÇ SOSYAL SORUMLULUK

Kayıt olmaya gelen insanlarda ilk olarak köy okulu için kitap getirmelerini istediklerini dile getiren Çoban, Amorf Sanat Evi’nde yapılan her çalışmanın yardım olarak bir canlının hayatına dokunduğunu vurguladı. Önümüzdeki günlerde huzurevlerine ziyaret etmeyi planladıklarını ifade eden Çoban, “Kayıt zorunluluğu olarak köy okullarımız için bir kitap getirmelerini istiyoruz. Köy okullarında bu şekilde kendi kütüphanemizi kuracağız. Cüzi miktarda aidat ve bir kitap getirmeleriyle hemen kayıt işlemi yapılıyor. Şimdiden kütüphanemiz doldu. Burada topladığımız aidatların bir kısmı sokak hayvanları için ayırıyoruz. Sokak hayvanlarına bu aidatlar mama ve ilaç yardımı olarak dönecek. Onun dışında uzun süredir huzurevlerine gidemiyoruz. Önümüzdeki günlerde huzurevlerine yönelik bir çalışma olacak. Kendi öğrenci gruplarımla birlikte huzurevlerine ziyaret etmek istiyoruz. Oradaki insanlar inanılmaz ama çorabı çok seviyorlar. Çorap götüreceğiz. Sanat evimizde örecek olduğumuz el emeği çoraplarımızı oradaki insanlara hediye edeceğiz. Sanat evimizde takı tasarım kursları da veriyoruz. Takı-tasarım, ahşap boyamadan elde ettiğimiz materyalleri satışa sunuyoruz. Satıştan elde ettiğimiz paralarla ya sokak hayvanlarına ya da köy okullarına yardım olarak geri dönecek. Burada yaptığımız her çalışma yardım olarak bir canlının hayatına dokunuyor. Bu sanat merkezinin özünde sosyal sorumluluk var. Kuruluş amacımız da bu zaten” diye konuştu

Amorf Sanat Evi’nde verilecek eğitimler hakkında bilgiler veren Çoban, “Müzik, dans, resim, tiyatro, el sanatları var. müzikte piyano, keman, yan flüt gibi bütün enstrümanlarda eğitim verebilecek öğretmenlerimiz mevcut. Dansta da aynı şekilde, Latin dansları, modern danslar, salon dansları, halk oyunları, düğün danslar bütün hepsi mevcut. Onun dışında takı tasarım ve ahşap boyama var. Farklı alanlarda farklı öğretmenlerimizle çalışacağız. 8 yıldır bu derneklerin, sanat merkezlerin içerisindeyim. Kendi arkadaş çevrem de öğretmen olduğundan dolayı öğretmen bulma konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Zaten şu an dahil internette bizi görenler buraya geliyor. ‘Sizinle tanışmaya geldik, bizde şu eğitimleri veriyoruz. Bizde yardımcı olmak istiyoruz’ diye gelen arkadaşlar var. Birkaç tanesi ile anlaştık” dedi.

HAYALİMİN PEŞİNDEN GİTTİM

Merhamet duygusunun kendisinde biraz fazla gelişmiş olduğunu söyleyen Ezgi Çoban, “Bu biraz aileden de kaynaklanan bir durum. Babam ceplerinde kedi maması, köpek maması ile dolaşan bir insan. Annemde aynı şekilde. Uzun yıllardır evde kedi besliyoruz. Annem de kedileri çok seviyor. Dersleri çok iyi olan bir çocuk olmadım. Hep el sanatlarına karşı ilgim ve yeteneğim vardı. Gitar çalıyordum, dans ediyordum. Liseyi böyle bitirdim. Sonrasında duygusal okuryazarlık diye bir proje başlattık Feridun hocamızla birlikte. Duygusal okuryazarlık nedir, duygusal okuryazarlık içersine ne girer diye Feridun hocamızın hem seminerlerine katıldım hem de seminerler verdim. Sonrasında fark ettim ki bir üniversiteden, fakülteden veya bir okuldan mezun olmanın bir şey elde ettirmediğini öğrendim. Önemli olanın hayatta güzel bir şeyler bırakabilmenin odlunu fark ettim. Şu anda üniversite hiç istemediğim bir bölümü zoraki olarak bitirmiş olsam dahi beni mutlu etmeyecekti. Beni mutlu eden burası. Beni mutlu eden bir şeyler üretebilmek, onun bir insana ve canlıya dokunabilmesi. Bu mantıkla yola çıktığım için aslında böyle bir sanat evi kurma fikrini gerçekleştirdim. Hayalimin peşinden gittiğimi söyleyebilirim.

Sosyal sorumluluk projelerini gerçekleştirirken bağlantıları nasıl kurduğunu anlatan Çoban, “Genellikle çalışmış olduğum arkadaşlarım İzmir’de değil. Bizim bağlantılı olduğumuz Erzurum’da okullarımız var. Erzurum’da okuyan arkadaşlarım bana çok yardımcı oluyor. Çünkü benim Erzurum’a sürekli gidip gelme olanağım olmadığı için oradaki görüşmeleri yapan, kırtasiyelerle anlaşmaya varan arkadaşlarım oluyor. Bir şeylerin alınması gerekiyor ama ban buradan sadece maddi olarak destek verebiliyorum veya ihtiyaç olan o materyalleri gönderebiliyorum. Onların dağım süresinde orada olamıyorum. Bu şekilde iletişimimizi devam ettiriyoruz. Bundan öncesinde ise halk evlerinde çalışıyordum.

GELİŞİME AÇIK OLACAK

Amorf Sanat Evi’ni geliştirmek için çalışmaların devam edeceğini belirten Çoban, “Görsel anlamda sanat evimizi geliştirmeyi düşünüyoruz. Bahçemizde düzenlemeler yapacağız. Kendi materyallerimizden oluşan saksılıklarımız gelecek, görsellerimiz, resimlerimiz gelecek. Gelişime devamlı açık olan bir yer burası. Kendi ürettiklerimizle burayı daha da görsel hale getireceğiz. Görsel olarak geliştireceğimiz yerler var. Bu süreçte tek başıma olduğum için tabi arkadaşlarımın yardımı oldu ama onlar daha çok temizlik ve destek olabile konusunda yardımcı oldular. Onun dışında konsept, görsellik bana ait olduğu için 22 günde bu hale ulaşabildik” diye konuştu.

AFRİN İÇİN PROJE BAŞLATIYORLAR

Yakın dönemde Afrin’e sosyal sorumluluk projesi ile ulaşmak istediklerini vurgulayan Ezgi Çoban, “Yakın dönemde yapmak istediğimiz projeler var. Köy okullarına ve Afrin’e ulaşmak istiyoruz. Şu an birisiyle görüştüm. Daha doğrusu bu proje bana geldi. Benim başlattığım bir proje değil. Kıyafet yardımı yapalım dediler. Benim şu ana kadar Afrin’de bir bağlantım olmadığını düşünüyordum. Bir arkadaşımın aracılığıyla oraya ulaşmışlar. Onlarla bir bağlantı içerisine girmem gerekiyor. Oraya bu yardımları nasıl gönderebilirim, kiminle iletişim kurmam konusunda şu anda bir bilgim yok. Eğer Afrin’le iletişimimizi sağlayabilirsek yardımlarımızı göndereceğiz” dedi.

AMORF BENİ ANLATIYOR

‘Amorf Sanat Evi’ ismi hakkında da bilgiler veren Ezgi Çoban Şöyle konuştu: “Tanıdığım bütün herkes ailemde dahil olmak üzere bana farklısın diyor. Bu giyiniş veya davranışsal olarak değil. Amorf kimyada bir mineral ismi. Şekli hiçbir şeye benzemeyen, kendine özgü yapısı olan bir mineral. Kimyadan geliyor ve tiyatral bir kelime. Resimde de kullanılıyor. Amorf da beni anlatıyor. Kedimizin ismi de Amorf. Gözünde katarak var ve bir kedi de olmayan hareketleri gösteriyor. Bunun için de onun adı Amorf.”