Türkiye’nin en büyük tarım fuarı kapılarını açtı

Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan Agroexpo Tarım Fuarı, Fuar İzmir’de 18’inci kez kapılarını açarak, ülke ve dünya tarımını buluşturdu. Fuarda tarım ve hayvancılık sektöründeki son teknolojik ürünler de yerini aldı.

Haber Giriş Tarihi: 20.07.55056 17:00
Haber Güncellenme Tarihi: 20.07.55056 17:00
ilksesgazetesi.com

NURETTİN BAKİ

Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan Agroexpo Tarım Faurı, Fuar İzmir’de 18’inci kez, yeni hedefleri ile dünya tarımı ve Türk tarımını buluşturdu. 67 ülke ve 62 sektörden binin üzerinde markayı temsil eden 450 civarında katılımcıyı ağırlayan fuar 5 Şubat’ta sona erecek. Fuara yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda ziyaretçi katılırken; fuarın açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün, Ege İhracatçılar Birliği (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, KÖY-KOOP Başkanı Neptün Soyer ve çok sayıda sektör paydaşları hazır bulundu.

SOYER’DEN KURAKLIK VURGUSU

Fuarın açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, iklim krizinin etkilerini yoğun biçimde yaşadığı bugünlerde fuarın gerçekleşmesinin tarım sektörünün geleceğini doğru planlamak açısından büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi. Soyer, “Bugün hızla büyüyen kuraklık ve milyonları içine çeken gıda krizi, tarım ve tohum tekellerinin dayattığı politikaların insanlığın önündeki en büyük tehdit olduğunu gösteriyor. Verim artışı vaadiyle çiftçimizin cebindeki son kuruşu dahi ipotek altına alan düzenin artık sonuna geldik. Çünkü tarım, sadece teknik bir mesele değil, yaşamın ta kendisi. Neslimiz, tek tipleştirilen tarıma karşı kendi çözümlerini üretiyor. Kırsal ve kentsel yoksulluk sarmalından beslenen tarım tekellerine karşı dünya halkları ve yerel yönetimler yepyeni yöntemler ortaya koyuyor. Türkiye’nin tarım sektörü de bu hızlı dönüşüme gözünü kapatmamalı. Tersine, ekonomik hacmini büyütmek için uyum sağlamalı ve dünyayla rekabetini tam da bu noktadan inşa etmeli. Sağlıklı, lezzetli, çeşitli ve doğayla uyumlu gıda, temel bir insan hakkıdır. Şunu çok iyi görmeliyiz ki, yeryüzündeki milyonlarca insan, anneler, babalar ve gençler bu hakkı yeniden kazanmak için harekete geçti” diye konuştu.

BAŞKA BİR TARIM MÜMKÜN

“Başka bir tarım mümkün” politikasıyla tarımsal sorunlara nasıl çözümler ürettiğine de değinen Soyer, “İzmir’in tarım vizyonunu oluştururken ilk sözümüz “Kurda, kuşa, aşa” oldu. Çünkü bu söz, Anadolu’nun tarım geleneğinde çiftçimizin yüzyıllardır toprağa tohum serperken yaptığı bir niyet beyanı. Çok açık bir ilke. Anadolu’nun bereket matematiğini tarif eden bu söz, bize yıkıcı hırsımızla nasıl mücadele edebileceğimizi en yalın haliyle anlatıyor: Kendimize bir almak ve yaşama iki vermek. Biz bu sözün ışığında “Başka Bir Tarım Mümkün” dedik. Neden başka bir tarım diyoruz? Çünkü bu topraklar gıda üretimi açısından kendi kendine yetebilen sayılı ülkelerden biriyken gelinen noktada Atatürk’ün “milletin efendisi” dediği köylümüz üretemez duruma geldi. Kentler, çiftçinin toprağını terk edip ucuz işgücü haline getirildiği mekânlara dönüştü. Köyler kapatıldı ve tarım kültürümüzü var eden aile çiftçiliği, büyük şirketlere kurban edildi. Koyunun, keçinin ve sığırın ilk evcilleştirildiği bu topraklarda, dışarıdan canlı hayvan getiren bir ülke haline geldik. Yazık ki anavatanı Anadolu olan buğdayı dahi artık dışarıdan ithal ediyoruz. Tarımda israf edilen su nedeniyle yer altı suları çekilmeye, atalık tohumlarımız kaybolmaya başladı. Biz İzmir’de, ülkemizdeki bu vahim tabloyu değiştirmenin çabasını veriyoruz” dedi.

EGE BÖLGESİ ‘DÜNYANIN TARIM AMBARI’

Ege Bölgesi’nin dünyanın tarım ambarı olduğunu belirten Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, EİB olarak 7 milyar dolara yakın bir tarım ürünleri ihracatı yaptıklarını ifade etti. Eskinazi, “Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan AGROEXPO’da bugün bütün paydaşlarımızla yapacağımız istişare kıymetli bir sinerji oluşturacak. Hepinizin bildiği gibi 12 İhracatçı Birliğimizin 7 tanesini tarım ürünleri ihracatçılarımızın kümelenmesi oluşturuyor. 2022 yılında dünyada ve ülkemizde resesyon, finansal kriz ikliminin yaşandığı kritik bir konjonktürde tarım sektörlerimiz tarihlerinin altın çağını yaşadı. Türkiye, 2022 yılında yüzde 15 artışla 34,2 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 17 artışla 6 milyar 727 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 19’unu tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu. Tarım ihracatımızın 7 milyar dolara yaklaştığını söylemekten gurur duyuyorum. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2022 yılında da liderliğimizi koruduk. 2023 yılında da bu olumlu eğilimin devam edeceğine inanıyoruz. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatına ulaşacağımızı öngörüyoruz” dedi.

SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VURGUSU

Sürdürülebilir tarıma vurgu yapan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün de şu ifadelere yer verdi: “İzmir’imizin Cumhuriyet döneminde iktisat kongresiyle başlayan, fuarlar ve kongreler kenti olma misyonu, Cumhuriyetimizin 100.yıldönümünde, büyüyerek devam ediyor. Ve bugün İzmir, yine çok önemli bir fuara ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dört büyük tarım fuarından biri olan Agroexpo Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Fuarı, küresel ekonominin geldiği noktada bugün çok daha stratejik öneme sahiptir. Dünya sanayide olduğu gibi tarımda da ciddi bir değişim ve dönüşüm geçirmeye devam ediyor. Kovid-19 sürecinin de bize öğrettiği en önemli konulardan birisi kendi kendine yetebilme becerisi idi. İşte bu nedenle, anladık ki sanayide ve tarımda sürdürülebilir üretim son derece önemlidir. Sağlıklı gıdaya ulaşım konusu yeniden ana gündemimiz oldu. Özellikle, son birkaç yıldır iklim değişiminden kaynaklı risklerin öne çıkmasıyla hem gıda maliyetleri çok arttı hem de korumacılığın da tetiklemesi ile temin sıkıntısı ortaya çıktı. İşte bu noktada; verimli toprakları ile ülkemiz tarım sektöründe yapacağı doğru hamlelerle bu krizi avantaja çevirebilecek potansiyele sahiptir. Yeniden ve güçlü bir yerlileşme politikası, hem içerde, hem dışarıda bize ciddi bir kazanç sağlayacaktır. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak bu farkındalıkla; bölgemizin de tarım potansiyelinin değerlendirilmesini, konjonktürel sürecin bir gerekliliği görüp, pandemi öncesinde bir çalışmanın içine girmiştik. Öncülüğünü yaptığımız, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına yönelik girişimimizi, Ticaret Odası, Borsa ve Ege İhracatçı Birlikleri ve kurumların katılımı ile bugünkü noktaya taşıdık. İzmir’de tarımsal sanayinin geliştirilerek akıllı tarım uygulamalarıyla daha üst düzeylere erişmesi ve potansiyelinin ekonomiye kazandırılması, kentimize olduğu kadar ülkemize de katkı sağlayacak niteliktedir. Özellikle, tarım arazilerinin yoğunlukta olduğu kırsal ilçelerimizde; organik tarım, seracılık, jeotermal seracılık, çiçekçilik ve süs bitkiciliği, meyve-sebzecilik, küçükbaş hayvancılık ve hayvansal ürünlerin doğru teşvik politikalarıyla desteklenmesi gerekmektedir.”